Allah’ım Beni Bana Bırakma! Adını dilimden uzak tutma

Allah’ım Beni Bana Bırakma! Adını dilimden uzak tutma

rana
Allah’ım Beni Bana Bırakma!

GÜN, nasıl başlarsa öyle gidermiş. Ruhumuzda uyuyan nice güzellikler gizli. Hepsi de uyandırılmayı bekliyor. Bunun için güneşin doğması, saatlerin çalması yetmiyor. Bu güzellikleri uyandırmaya, bazen hiçbir şey yetmiyor. Şükür ki, yarınlara dair emellerimiz yine de bitmiyor, tükenmiyor. Onlar da olmasa ne yapardık, nasıl yaşardık? Allah’tan ki, bu ümit bazen bir söz, bazen de bir dua olup, içimize akıyor, ruhumuzu uyandırıyor. O anlardan birini bugün yaşadım.

Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma,

Diye diye, güne Allah ile, bu dualı sözle başladım.

İçimin güneşi doğmuştu artık. Açıldıkça açıldı, ruhu kat kat saran perdeler. Ve ardından Hira’nın sorusu geldi:

Ömür nedir? diye soruyordu.

Ömür, bu gündür, dedim.

Hira, bu defa, gün nedir? dedi.

Gün mü dedim, o, upuzun bir ömürdür.

Bir cümleyle açar mısın? dedi.

Bir cümleyle, dedim, bir gün, Allah için yaşanmışsa eğer, işte o gün, Allah için yaşanmamış bir ömürden bile daha uzundur, daha değerlidir.

Hz. Ali’nin sözünü hatırlamanın tam sırası:

Bir insanın öldükten sonra cennete girmesine hayret etmem. Benim asıl hayret ettiğim şey; o insanın dünyadayken de cennet gibi bir hayat yaşamasıdır.

Büyük insanın işaret ettiği şey, son derece yüksek bir iman nimetine erişmek olsa gerek. Çünkü, hidayet ruhun cennetidir. Rabbim, hepimize bu güzel iman yolunu ve nimetini nasip eylesin…

Bediüzzaman’ın Mesnevi’sinde geçen bir cümle yıllardır aklımdan çıkmaz:

Ülfet ve âdet ve yeknesaklık perdeleri altında çok harika hakikatler gizleniyor.

Yahya Kemal de aynı dertten mustarip; ülfet belâlı şey, diyor şairimiz. Hem de ne belâ… Dünyada da, ahirette de baş belâsı, püsküllü belâ…

ALIŞTIĞIMIZ bir şey olunca yaşamak, hayat denen o büyük mucize, basitleşiyor âdeta. Bir sabun köpüğü gibi sönüyor, elimizden kayıp gidiyor. Nasıl bir şefkatle ve merhametle beslenip büyütüldüğümüz unutulunca böyle oluyor. En büyük nimet bile küçülüyor. Allah akla gelmeyince, her şey O’nun bize bir nimeti, bir ikramıdır diye bakılmayınca, sıradanlaşıyor ne varsa. Bir değil, milyar değil, 100 trilyon hücreden ibaret olan insan vücudundaki, o ilâhi sistemi bir düşünelim. Sadece tek bir insanın vücudunda yürütülen bu faaliyetler bile, akılları durduracak kadar harika değil midir? Yüz trilyon hücremizin diliyle Rabbimize hamd ederiz…

Evet, hayatı bu kadar hikmetli ve harika bir şekilde yaratan Allah (c.c.), bu hayatın her ânı için her şeyden evvel ismiyle, sıfatıyla anılmaya lâyıktır. Rahmetli Cahit Zarifoğlu bir şiirinde bunu ne güzel ifade eder:

Önce besmele, / en güzel kelime. / Allah’ım, / yol boyunca / bırakma elimi / düşerim sonra. / Allah’ım, / niçin halkettinse beni / kalbime söyle iyice / engellerden arınsın yolum. / Allah’ım, / nasıl pırıl pırılsa / güzelse sevdiğin kulların / öyle güzel kıl beni. / Allah’ım, / O güzeller güzeli / hangi iyilik diledi senden / dilerim ben de öylelerini. / Allah’ım, / Peygamber Efendimiz (s.a.v.) / hangi şerlerden sığındıysa sana / upuzak tut benden de onları. / Allah’ım, / yol boyunca / tarih boyunca / başıboş bırakma bizi.

EĞER bu ince mânâları ve besmelenin esrarını Bediüzzaman’ın eserinden ve özellikle ‘Birinci Söz’den öğrenmese, okumasa ve görmese idik, gerçekten de işte o zaman cahil kalacaktık; gerinin de gerisinde işte o zaman olacaktık. Şükür ki, Rabbimizi bildik, tanıdık ve sevdik. Böyle bir Allah’ın adını anmayı şeref bildik, nimet bildik. Sonsuza kadar Rabbimin her nimeti için elhamdülillah…

Hz. Peygamberin (s.a.v.) her daim, Hayretimi artır, Yârabbi! duasına bütün hücre ve zerrelerimle âmin diyorum.

Allah’ım, hayretimizle beraber imanımızı da artır. Âmin.

İMANIN önemine işaret eden tarihî bir öykü ile yazımıza devam edelim:

Fatih Sultan Mehmet, bir gün Kur’an okurken şu âyetin mânâsına takılmış:

Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaplara iman(da sebat) edin! (Nisa,136)

Fatih:

Âyet, zaten iman edenlere sesleniyor. Ardından tekrar imanı emretmesi acaba neden? diye düşünmüş.

Alimlerle sohbeti esnasında konuyu kendileriyle paylaşmış. Ne düşünüyorsunuz? diye sırmuş.

Âlimlerin arasından Akşemseddin, Sultanım, demiş. Dışardan gelen seslere kulak verin, cevabınızı alın.

Dışarıdan o sırada mehteranın kös sesleri geliyormuş. Fatih, Efendim, biraz açar mısınız? demiş. Bunun üzerine Akşemseddin şöyle izah etmiş:

Sultanım, mehteranın davullarından ‘düm, düm’ sesleri geliyor. ‘Düm’ kelimesi sizin de bildiğiniz gibi Arapça’da ‘devam et’ anlamına geliyor. Âyetin de mânâsı bu olsa gerektir. Bu âyet, ‘Ey iman edenler! Allah’a, Peygambere, Kitaba olan imanınızda her daim devam edin!’ mesajı vermektedir.

İnsanın elbisesi eskidiği gibi, imanı da eskiyebilir. Elbise gibi, imanı da yenilemek gerekir. Öte yandan, âyetin yorumunda şöyle bir incelik de düşünülebilir:

Ey iman edenler! İmanınızı kontrol ediniz. ‘Allah’a inandım’ diyor, ama O’na itaat etmiyorsanız, ‘Peygambere inandım’ diyor, ama onun yolundan gitmiyorsanız, ‘Kitaba inandım’ diyor, ama Kitaba göre yaşamıyorsanız, gelin imanınızı kontrol edin. Belki tam inanmadınız, inandığınızı sandınız. Zira Allah’a iman, O’na itaati gerektirir. Peygambere iman, O’nu rehber kabul etmeyi icap ettirir. Kitaba iman, Kitaba göre bir hayatı netice vermelidir.

Kışın geleceğine inanan insanlar, yazın sıcak günlerinde, odun ve kömür telâşına başlarlar. Çünkü sıcak günlerden sonra, soğuk günlerin geleceğine tereddütsüz inanmaktadırlar. Benzeri bir şekilde, âhiretin geleceğine inanan biri, elbette ve elbette oraya hazırlık yapar. Orada işine yarayacak şeylerle ömrünü değerlendirir. Demek ki, gerçek anlamda iman etmek ayrı bir olay, kendini iman etti zannetmek daha ayrı bir olaydır.

ALLAH’IM! Sana karşı günah işleyenlere bile ne kadar bağışlayıcı ve lâtifsin. Seni arayana ne kadar yakınsın; sana el açıp yalvarana ne kadar müşfiksin. Ümidi sende olanlara ne kadar iyisin, merhametlisin. Kim, senden yardım istemiş de reddedilmiştir. Kim, sana sığınmış da ihanete uğramıştır. Kim, sana yaklaşmış da sen ondan uzak durmuşsundur. Kim, sana kaçmış, sığınmış da sen onu kapından kovmuşsundur!..

Rabbim her şey senindir. Yaratan sensin ve hüküm senindir. İsimlerinde gizlenenler ile ve nurunu örten perdeler ile bu huzursuz ruhu, bu ıstıraplı yüreği bağışla.

Allahım, bütün alçaklıklardan korunmak için sana sığınırız; senden başka bütün korkulardan; senden başka bütün yoksulluklardan…

Allahım, yüzümüzü senden başka kimseye çevirmeyiz, secde ettirmeyiz. Öyleyse ellerimizin de senden başka bir şeye uzanmasını engelle ne olur!

Senden başka ilâh yoktur. Doğrusu ben de nefsine zulmeden zalimlerdendim. Ama şükürler olsun Allahıma, âlemlerin Rabbine.

Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma,

Selim Gündüzalp


Cevap: Allah’ım Beni Bana Bırakma!

Yusuf
Allah ım beni bana unuttur ve kendimden bahsetmeyi ruhuma kerih göster..!

Allah razı olsun azra


Yanıt: Allah’ım Beni Bana Bırakma!

yasin
Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma


Soru: Allah’ım Beni Bana Bırakma!

malik eşter
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

Allah (cc) razı olsun azra kardeş, çok güzel bir yazıydı, sağolasın,

Rabbimiz ayaklarımızı sabit kılsın,

selam ve dua ile…


irem naz
ALLAHIM yol boyunca elimi bırakma düşerim sonra:(


mfa
ALLAH razı olsun..

"Kalpler ancak ALLAH’ı zikretmekle mutmain olur."
ALLAH cc. kalplerimizi saptırmasın ve bizleri zikrinden ayırmasın.(amin)


zehraoku
Bediüzzaman’ın Mesnevi’sinde geçen bir cümle yıllardır aklımdan çıkmaz:

"Ülfet ve âdet ve yeknesaklık perdeleri altında çok harika hakikatler gizleniyor.”

Allah c.c razı olsun paylasim için kardes


meryemgül1
"Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma,”

Rabbil alemin razı olsun kardeşim ellrine sağlık


Berât1
Allahım, yüzümüzü senden başka kimseye çevirmeyiz, secde ettirmeyiz. Öyleyse ellerimizin de senden başka bir şeye uzanmasını engelle ne olur!

Senden başka ilâh yoktur. Doğrusu ben de nefsine zulmeden zalimlerdendim. Ama şükürler olsun Allahıma, âlemlerin Rabbine.

"Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma,”

Amin…Amin…Amin…


meryemgül1
Allah c.c. razı olsun rana kardeş


ÇİSENTİ
yazar edebiyatçı olmasından sanırım
çok güzel ifade ediyor hislerini,
farklı bakış açıları var
en basit gördüğümüz olaya bile , oyle bir biçimde bakıyorki…
bunu ben neden düşünemedim diyorsunuz..
hele ölümle ilgili seti…
okunmaya değer..


Ecrinim
Bir insanın öldükten sonra cennete girmesine hayret etmem. Benim asıl hayret ettiğim şey; o insanın dünyadayken de cennet gibi bir hayat yaşamasıdır

dünyadayken cennet hayatı yaşayabilmek duasıyla..
güzel sunum olmuş,eline sağlık,Rahman razı olsun..


rana
Allah c.c. cümlemizden razı olsun, okuyan gözlerinize saglik


ihramlı
Senden başka ilâh yoktur Doğrusu ben de nefsine zulmeden zalimlerdendim Ama şükürler olsun Allahıma, âlemlerin Rabbine

"Allah’ım, beni bana bırakma

Adını dilimden uzak tutma,”

paylaşım için Allah cc razı olsun


Allahım beni yalnız bırakma, Allahim beni yalniz birakma

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();