Anasayfa
7 Mayıs 2021, 5:05
Terimler
Abone

İstiğfar Allah’tan günah ve hatalarının bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme

İstiğfar Allah’tan günah ve hatalarının bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme

Şema
İSTİĞFAR

Allah’tan günah ve hatalarının bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme.
İstiğfar lafzını veya manasını içeren her duaya istiğfar denir. Gerek Kur’an-ı Kerîm’de ve gerekse hadis-i şeriflerde istiğfar teşvik edilmiştir. Kur’an-ı Kerîm’de; "Rabbinizden bağışlanma dileyin. doğrusu o, çok bağışlayandır " (Nuh, 71/ 10) "(Ey Muhammed) Sabret! Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Suçunun bağışlanmasını dile; Rabbini akşam, sabah överek tesbih et" (el-Mümin, 40/55) buyurulur.
Peygamber efendimiz kendileri istiğfara devam etmiş, ümmetini de teşvik etmiştir (Buhârî, Deavât, 3; Tirmizî, Tefsîru Sûre, 47/1; İbn Mâce, Edeb, 57).
Ebu Hureyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamberimiz: "VAllahi ben Allah’a günde yetmiş defadan çok istiğfar ediyorum" buyurmuştur. Başka bazı hadislerde Hz. Peygamberin günde yüz defa istiğfar ettiği belirtilir (bk. Müslim., Zikr, 41; Ebû Dâvud, Vitr, 26; Tirmizî, Sûre, 47/1). Bu nedenle Ebû Hüreyre: "Peygamberden daha çok istiğfar edeni görmedim" (el-Kurtubî, el-Câmi’li Ahkâmi’l-Kur’ân, l V, 210) demiştir. Bir günah işlendiği zaman, bunda ısrar etmemek, hemen tövbe istiğfar etmek vaciptir. Peygamberimizin ifadesiyle, "İstiğfâr eden kimse günde yetmiş defa da günah işlemiş olsa bunda srar etmiş sayılmaz" (Tirmizî, Deavât, 107).
İstiğfarın Allah nezdindeki değeri bir hadiste şöyle ifade edilir: "Kim yatağına girince üç defa; "estağfirullâhe’l-Azîm ellezî Lâ İlâhe İllâ hüve’l Hayyu’l-Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, diri ve her an yaratıklarını gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanmamı dilerim)" derse, Allah günahlarını deniz suyunun damlaları kadar çok olsa da bağışlar" (Tirmizî, Deavât, 17) buyurulmuştur. Sadece dili ile istiğfarda bulunmak yeterli değildir. Niyeti ve amelleri de dilini doğrulamalıdır. Tövbenin en makbul olanı, günahtan kesin dönüş yapılarak, Allah’tan bağışlanma istenmesidir. Buna "nasûh tövbe" denir.
Ayet-i Kerîme’de şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Allah’a samimiyetle (nasûh tövbe) edin. Belki Rabbiniz kötülüklerinizi siler. Peygamberi ve beraberindeki müminleri utandırmayacağı günde, sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün onların nûru önlerinde ve sağ taraflarında yürürken: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla, şüphesiz Sen, herşeye kadirsin derler" (et-Tahrim, 66/8).
Bir mümin kendisi için tövbe edeceği gibi, ölmüş olan veya hayatta bulunan ana-baba, hısımları ve diğeri müminler için de istiğfar edebilir. Bu dua sebebiyle Cenâb-ı Hakk’ın onları bağışlaması umulur. Kur’an-ı Kerîm’de bu konuda çeşitli dua örnekleri bulunur: "Ey Rabbimiz… bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et" (el-Bakara, 2/286); "Musa şöyle yalvardı: Rabbim, beni ve kardeşimi affet. Bizi merhametine garket" (el-A’raf, 7/151); "Babamı da bağışlayıp hidâyete erdir. Çünkü o, sapıklardandır" (es-Şuarâ’, 26/86);"Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde, beni, annemi, babamı ve biitün mü’minleri affet" (İbrâhîm, 14/41).
Seyyidü’l-İstiğfar Duası:
Bu dua konusunda şöyle bir hadis nakledilir. Resulullah (s.a) buyurdu ki; "İstiğfar dualarının en değerli ve en üstünü şöyle demendir: "Allâhümme ente Rabbî, Lâ İlâhe İllâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va’dike me’steta’tü, eûzü bike min şerri mâ sana’tü, ebûü leke bir ni’metike aleyye ve ebûü bir zenbî fe’gfirlî fe innehû lâ yeğfiru’z-l; zünûbe illâ ente"
Anlamı:"Allah’ım! Sen benim Rabbımsın! Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiği kadarıyla senin akdin ve va’din üzere bulunuyorum. Yaptığım fenalıkların şerrinden sana sığınırım. Üzerimde olan nimetlerini itiraf ederim, günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları mağfiret edemez."
Hz. Muhammed (s.a.s) daha sonra şunları ekledi: "Kim bunları inanarak sabahleyin söyler de akşam olmadan ölürse, o kişi Cennet ehlindendir. Yine kim bunları inanarak geceleyin söyler de sabaha ulaşamadan vefat ederse Cennet ehlindendir" (Buhârî, Deavât, 2).
Şâmil İA


istiğfarın önemi

Şema
Günah işleyen biri, pişman olur, abdest alıp namaz kılar ve günahı için istiğfar ederse, Allahü teâlâ, o günahı elbette affeder. Çünkü, âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki:
(Biri günah işler veya kendine zulmeder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istiğfar ederse, Allahü teâlâyı çok merhametli ve af ve mağfiret edici bulur.) [Nisa 110]

M.Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Dertlerin, belaların gitmesi için, istiğfar okumak çok faydalıdır. Çok tecrübe edilmiştir. Beyheki’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (İstiğfara devam edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızıklandırır) buyuruldu. (c.2, m.80)

İstiğfar, insanı her murada, afiyete kavuşturur. Şifa için; tevbe etmeli, istiğfarı çok okumalı. Bütün dertlere, sıkıntılara karşı faydalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, istiğfar okuyanların imdadına yetişir. (Hud 52, Fevâid-i Osmaniyye)

İstiğfar, günahın affını istemek, Estağfirullah demektir. Estağfirullah, günahlarımı affet Allah’ım, demektir. İstiğfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır. Mesela Kur’an-ı kerim okumak, sadaka vermek ve diğer hayır hasenatta bulunmaktır. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.) [İ.Ahmed]
(Sükutu tefekkür, bakışı ibret olup çok istiğfar eden kurtuldu.) [Deylemi]

(Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalan istiğfar etsin!) [Hatib]
(Günahınız çok olup göklere ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ tevbenizi kabul eder.) [İbni Mace]
(Günah kalbde bir iz bırakır, tevbe ve istiğfar edilince, o leke kaybolur, kalb cilalanır.) [Tirmizi]

Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek lazımdır.

Hz. Huzeyfe, çoluk çocuğunu geçindirmekte çok sıkıntı çekiyordu. Hâlini arz edince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Ey Huzeyfe, neden istiğfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istiğfar ederim.) [Nesai]

Hasan-ı Basri hazretlerine birisi kıtlıktan şikayet etti. Başka birisi fakirlikten, diğer birisi de çocuğunun olmadığından şikayette bulundu. Hepsine de istiğfar etmesini tavsiye etti. Daha başka insanlar da çeşitli konularda sual ettiler. Onlara da istiğfar etmelerini tavsiye etti. Sebebini sorduklarında, Nuh suresi 10,11 ve 12. âyet-i kerimelerini okudu. Nasr suresinde Allahü teâlânın tevbeleri kabul edeceği bildirilmektedir. Şartlarına uygun yapılan tevbeyi muhakkak kabul eder.

Sıkıntıdan kurtulmak için
Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için, istiğfar okumak çok faydalıdır. Her zaman yüz defa (Estağfirullâhel’azim ellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünerek söylemelidir!
Manası, (Kendisinden başka ilah bulunmayan hay, kayyum ve azim olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup Ona sığınırım) demektir.

[Azim, zatı ve sıfatları kemalde, yani büyüklükte benzeri olmayan demektir.
Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan,
Kayyum, zatı ile kâim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]

Yukarıda bildirilen istiğfarı ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan sonra yüz defa okumalıdır! Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü sabah namazından önce, yukarıdaki istiğfarı okuyanın bütün günahları affolur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunanlara, müjdeler olsun!) [Beyheki]

(İstiğfara devam eden, her türlü sıkıntı ve üzüntüden uzaklaşır, geçim darlığından kurtulur, ferahlığa çıkar, ummadığı yerden rızka kavuşur.) [Nesai]

(Derdiniz, günahlardır, devası da istiğfardır.) [Hakim]
(Kalblerin cilası istiğfardır.) [Beyheki]

Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İstiğfar edeni affederim. Kendisini affetmeye kadir olduğumu bilenin günahlarını affederim.) [Tirmizi]
Sual: Bazen kadınlarla toplanıyoruz. Çeşitli dedikodular ediliyor, en azından boş şeyler konuşuluyor. Bu günahlardan kurtulmak için bir dua var mıdır?
CEVAP
Yapılan günahlar için tevbe-istiğfar etmek gerekir. Hak sahipleri ile de helalleşmek gerekir. Ayrıca Allahü teâlâyı anmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir yerde toplanıp lüzumsuz şeyler konuşanlar, kalkarken, "SübhanekAllahümme ve bihamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubü ileyke" okurlarsa, orada işledikleri günahlar affolur.) [Tirmizi]

İyi amelin önemi
Sual: Büyük günah işleyen kimse, tevbeden başka ne yapması gerekir?
CEVAP
İyi amel işlemesi gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Biz iyi amellerde bulunanların mükafatlarını elbette zayi etmeyiz.) [Kehf 30]
(Allah ihsan edenleri sever.) [Al-i İmran 134]

(Asra yemin olsun ki, insanlar ziyandadır; ancak iman edip salih amel işleyenler müstesnadır.) [Asr 1-3]

Görüldüğü gibi imanlı olmak şartı ile iyi amelin önemi çok büyüktür. Günah işleyen kimse tevbe etmeli, iyi amellerde bulunmalıdır! Bilhassa yakın ana-babaya ve yakın akrabaya iyilik etmenin sevabı daha büyüktür. Bir kimse sual etti:
– Ya ResulAllah, büyük bir günah işledim. Tevbem kabul olur mu, ne yapmam gerekir?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
– Annen var mı?
– Hayır yok.
– Teyzen var mı?
– Evet var.
– Öyle ise ona iyilik et! (Tirmizi)


Yanıt: İSTİĞFAR

MeZaR
(Bir yerde toplanıp lüzumsuz şeyler konuşanlar, kalkarken, "SübhanekAllahümme ve bihamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubü ileyke" okurlarsa, orada işledikleri günahlar affolur.)


İstigfar

mumsema
İSTİĞFAR

a-İstiğfar’ın Mahiyeti?
Allah’tan hata ve günahlarının bağışlanmasını isteme, mağfiret (bağışlanma) dileğinde bulunma demektir.
İçerisinde ‘istiğfar (bağışlanma dileği) bulunan bütün dualara da ‘istiğfar duası’ denmiştir.
İstiğfar; müslüman bir insanın bir kul olarak kendini Allah’ın büyüklüğü karşısında bir yere koyması, Allah’ın her şeye sahip olduğunu anlaması demektir bir anlamda. Kişi Allah’ın kuludur. Kul Allah’ın bir yasağını çiğnerse veya bir emrine aykırı hareket ederse günah kazanır. Yani Allah karşısında hata eder. Günahları ise yalnızca Allah bağışlar. (3 Âli İmran/135)
Kul, yaptığı hatanın farkına varır, pişman olur, ellerini açar Rabbinden bağışlanma diler, af olmayı bekler. Kulun böyle yapması hem yaptığı hatadan dönmektir, hem de Allah’ın büyüklüğüne yeniden teslim olmaktır. Kişi, bir hatayı yaptığı halde umursamaz, aldırmaz, hatta yaptığı hatanın iyi bir şey olduğunu düşünür de, affedilmesi için Allah’a yönelmezse; bu tavır Allah’a karşı bir kibirdir (gururdur). Böyle bir ahlâk ancak inkârcıların davranışıdır.
Kul, Allah’ı sevdiğini, O’nun Büyüklüğünü tanıdığını, O’ndan korktuğu (ittika ettiğini), O’na sığındığını, yalnızca O’ndan yardım dilediğini, Allah’tan bağışlanma (istiğfar) ile yerine getirir. Kulun en Yüce Makam karşısında acizliğini ve günahkârlığını dile getirmesi, Allah’ın rahmetine sığınması veya onu istemesi, onun çok önemli bir ibadetidir. Bu tavır, Allah’a olan bir bağlılığın isbatıdır.

b-İbadet Olarak İstiğfar:
Kur’an-ı Kerim diyor ki:
"Rabbinizden bağışlanma dileyin, doğrusu O çok bağışlayandır (Ğafur’dur)” (71 Nuh/10)
İnsanların günahlarını temamen gören ve bilen yalnızca Allah’tır. (25 Furkan/58) Öyleyse insanlar günahlarını yalnızca Allah’a itiraf ederler ve yalnızca O’ndan bağışlanma dilerler.
"Rabbinize istiğfar edin, sonra da O’na tevbe edin. Şüphe yok ki benim Rabbim Rahim’dir (merhamet sahibidir), Vedûd’tur (seven ve sevilendir).” (11 Hûd/90)
"’Rabbimiz, biz inandık, bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru’ diyenleri, sabredenleri, doğru olanları, huzurunda boyun büküp divan duranları, Allah için (mallarını) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri görmektedir.” (3 Âli İmran/16-17)
Peygamberimiz (sav) günahsız olmasına rağmen her gün yetmiş defa tevbe ve istiğfar ettiğini söylüyor. (Buharí, Deavât/3, 8/83. Tirmizí, Tefsir/48, Hadis no: 3259, 5/383.)
O, insanlara şöyle sesleniyor:
"Ey insanlar, Allah’a tevbe edin! Muhakkak ki ben (de en azından) günde yüz defa tevbe ederim.” (Müslim, Zikir ve Dua/12, Hadis no: 2702, 4/2075. İbni Mace, Edeb/57, Hadis no: 3816-3817, 2/1254)
Yine buyuruyor ki:
" Kalbimin üzerini unutkanlık (sıkıntı-gaflet) kaplar da bunun için günde yetmiş defa istiğfar ederim.” (Müslim, aynı yer, Ebu Davud, Salat/İstiğfar, Hadis no: 1515, 2/84)
Başka bir hadiste şöyle buyuruluyor:
"(Amel) defterinin sayfasında çokça istiğfar bulana ne mutlu…” (İbnu Mace, Edeb/57, Hadis no: 3818, 2/1254)
İnsan günah işlediği zaman bunda ısrar etmemeli, hemen istiğfar ve tevbe etmeli. İstiğfar, günahın bağışlanmasını istemek; tevbe ise, günahtan vaz geçmektir. Allah’a istiğfar etmiş bir kimse, istiğfarından önce günah işlemiş te olsa affedileceği umulur. (Tirmizí, Deavât/107, Hadis no: 3559, 5/558)
İstiğfarın yalnızca dil ile yapılması yetmez. Bunun hem dil hem kalp ile yapılması gerekir. Her ibadette olduğu gibi niyet çok önemlidir. İhlaslı bir şekilde bağışlanma isteyip te günahtan vaz geçeni Allah affedebilir.
Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Kim yatağına girince üç defa: ‘Estağfirullahe’l azím ellizi lâ ilâhe illa hüve’l Hayyu’l Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, diri ve her an yaratıkları gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanma dilerim)’ derse, Allah onu savaştan kaçmış olsa da bağışlar.” (Ebu Davud, Salat/Hadis no: 1517, 2/85. Tirmizí, Deavât/118, Hadis no: 3578, 5/569.)
Müslüman, insan olması dolaysıyla yanılıp hata edebilir, günaha düşebilir. Önemli olan günahta ısrar etmemek ve Allah’a istiğfar etmektir. Böyle yapmak imanın gereğidir.
Müslüman, kendisi için bağışlanma dileğinde bulunabileceği gibi, ana babası, ölmüş olsalar bile diğer müslümanlar için de istiğfar edebilir, bağışlanmalarını Allah’tan isteyebilir. (14 İbrahim/41. 47 Muhammed/19)
Allah’ın isimlerinden biri de ‘Ğafûr veya Ğâfir’ yani, istiğfar edenleri, bağışlanma isteyenleri çokça bağışlayandır. (40 Ğâfir/3, 2 Beara/173, 182, 218. 3 Âli İmran/31, 155. 8 Enfal/70. 28 Fatır/53. 58 Mücadile/2. 73 Müzemmil/20. v.d.)
Allah (cc) aynı zaman da ‘Ğaffâr’dır. Yani günahları çok çok bağışlayan, kullarını çok affedendir. (20 Tâhâ/82. 38 Sâd/66. 39 Zümer/5. 71 Nûh/10. 40 Ğâfir/42)
O halde müslümanlar her zaman Allah’ın Ğafur ismine sığınırlar, hatalarının bağışlanması için yalnızca O’ndan yardım dilerler ve samimi bir dilekle O’na tevbe ederler.


gözyaşı
Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Kim yatağına girince üç defa: ‘Estağfirullahe’l azim ellizi la ilahe illa hüve’l Hayyu’l Kayyum (Kendisinden başka hiç bir ilah olmayan, diri ve her an yaratıkları gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanma dilerim)’ derse, Allah onu savaştan kaçmış olsa da bağışlar…

Allah razı olsun sızlerden inşAllah


mumsema
< Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Kim yatağına girince üç defa: ‘Estağfirullahe’l azím ellizi lâ ilâhe illa hüve’l Hayyu’l Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, diri ve her an yaratıkları gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanma dilerim)’ derse, Allah onu savaştan kaçmış olsa da bağışlar…

Okudunuz mu?  Amin Nedir? İslamda Amin Kavramı

Allah razı olsun sızlerden inşAllah >
amim ecmain:) Derdiniz, günahlardır, devası da istiğfardır. [Hakim]


Ecrinim
Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde, beni, annemi, babamı ve biitün mü’minleri affet" (İbrâhîm, 14/41)

amin..
Allah c.c. razı olsun,emeğinize sağlık


Desert Rose
< Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Kim yatağına girince üç defa: ‘Estağfirullahe’l azím ellizi lâ ilâhe illa hüve’l Hayyu’l Kayyûm (Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, diri ve her an yaratıkları gözetip duran yüce Allah’tan bağışlanma dilerim)’ derse, Allah onu savaştan kaçmış olsa da bağışlar.” (Ebu Davud, Salat/Hadis no: 1517, 2/85. Tirmizí, Deavât/118, Hadis no: 3578, 5/569
>

Paylaşım için Rabbilalemin razı olsun,ellerinize sağlık hocam.

Okudunuz mu?  Zünnar nedir? İslamda zünnar kavramı

Kayıtsız Üye
çok güzel anlatmışsınız elinize sağlık


Kayıtsız Üye
Allah razı olsun, elinize, yüreğinize sağlık olsun…


Allahtan mağfiret dilemek, istiğfarda bulunmak ne demek, istiğfarda bulunmak

Bu kategoride yer alan Kelime-i şehadet nedir? İslamda kelime-i şehadet kavramı başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.
Ξ Bir cevap yazın

Forum Duası Copyright © 2007-2023
Gizlilik Politikası İletişim

İstiğfar Allah’tan günah ve hatalarının bağışlanmasını isteme, mağfiret dileme