Kadın başka bir erkekle bir evlilik yaşamadan ilk kocasıyla yeniden evlenemez
Hoca
kadın başka bir erkekle bir evlilik yaşamadan ilk kocasıyla yeniden evlenemez
Bâin talâkın üç şekilde meydana geldiğinde İslâm hukukçuları ittifak etmişlerdir (İbn Rüşd, Bidâyetü’l Müctehid, II, 61):
1- Nikâhtan sonra fakat cinsi münasebette bulunmadan ve sahih halvet olmadan yapılan boşama.
2- Üç talak ile yapılan boşama,
3- Kadının isteği ile bir bedel karşılığında anlaşarak yapılan boşama,
Hanefiler, kinayeli veya mübalâğa ve şiddet ifade eden sözlerle yapılan boşamayı da bâin talak sayarak, maddeyi dörde çıkarmışlardır (Hayreddin Karaman, M. İslâm Hukuku, I, 303)
Bâin talak, beynûnet-i suğrâ (küçük ayrılık) ve beynûnet-i kübrâ (büyük ayrılık) olmak üzere iki kısma ayrılır. Buna hürmet-i hafife ve hürmeti galiza da denir. Bir veya iki talak ile meydana gelen bâin talaka beynûnet-i suğrâ; üç talak ile meydana gelen bâin talaka da beynûnet-i kübrâ adı verilir.
Eşini ric’î (dönülebilen) talak ile boşamış olan bir kimse, iddet müddeti (üç ay) içerisinde kararından vazgeçip evine dönmezse, bu boşama bâin talaka dönüşür ki, tekrar evlenmek isteseler, mehir ve nikâh gerekir.
Beynûnet-i suğrâ ile boşanan eşler, derhal boşanmış olduklarından birbirine mirasçı olamazlar. Koca, karının hakkı olan mehirini henüz vermemiş ise hemen ödemesi gerekir.
Bâin (bir veya iki) talakla karısını boşamış olan kimse, karısı başka biriyle evlenmeden, yeni bir mehir ve yeni bir akidle onunla tekrar evlenebilir. Beynûnet-i kübrâ (üç talak) ile boşayan kimse ise, kadın başka biriyle evlenmeden, onunla tekrar evlenme hakkına sahip değildir (Seyyid Sâbık, Fıkhü’s-Sünne, II, 277). Bu konuda Kur’an-ı Kerîm’de: "Boşama iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmak vardır… Bundan sonra kadını tekrar boşarsa, kadın başka biriyle evlenmedikçe kendisine helâl olmaz" (el-Bakara, 2/229-230), buyurulmaktadır.
İki veya üç defa yapılan boşamaların aynı anda veya ayrı ayrı zamanlarda yapılması önemlidir. Normal olarak boşamaların ayrı ayrı zamanlarda yapılması gerekir. Başka bir deyimle bir iddet müddetinde yani üç ayda bir defa boşama yapılır. Üç ay geçtikten sonra ikinci defa boşar. Bir üç ay geçtikten sonra tekrar üçüncü defa da boşarsa, beynûnet-i kübrâ meydana gelmiş olur. İslâm hukukçuları bu konuda görüş birliğine varmışlardır. Fakat, bir anda iki veya üç talak ile boşama yapılırsa, iki ve üç talak meydana gelir mi yoksa bu, bir talak mı sayılır hususunda görüş ayrılıkları vardır. Bazıları yukarıda geçen ayetin zâhirini delil göstererek, bir anda iki defa boşarsa iki, üç defa boşarsa üç sayılır derken; diğerleri de bir anda iki veya üç defa yapılan boşamalar bir talak hükmündedir demişlerdir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ebû Bekir devrinde ve Hz. Ömer’in ikinci yılına kadar, aynı anda yapılmış olan iki üç veya daha fazla boşamalar, bir talak kabul edilmiştir (İbn Rüşd, a.g.e., II, 61). Dinde kolaylık esas olduğuna göre, toplumun temelini oluşturan aile yuvasının dağılmasını önlemek için, aynı anda yapılan iki, üç veya daha fazla boşamaların bir talak sayılmasında fayda vardır. Bununla kadının mağduriyeti önleneceği gibi pişmanlık kapısı da kapatılmamış olur.
Artık üç boşamadan sonra o kadın, o erkeğe hiç bir şekilde helâl olmaz. Bu haramlık, o kadın kendini diğer bir kocaya tam anlamı ile nikâh edinceye kadar, kadar devam eder.
Bu Allah’ın bir emridir. Bunun hikmetine gelince:
Öyle aralarında üç boşama meydana gelmiş olan erkekle kadının samimi bir aile kurmaları normal olarak ihtimal dahilinde değildir. Aralarında bir parça cazibe bulunsaydı, herhalde bir veya iki boşama ile yetinilir ve o zaman durumun düzelmesine kadar beklenebilirdi. Karı-kocalık ilişkisi ve ruhsal durumların, çok ince ve derin bir şey olması bakımından hakkıyla değerlendirilemeyip bazı arızalar yüzünden öfkelenme ve köpürme ile kesilmesine yönelindiği halde, çok geçmeden ruhun derinliklerinden pişmanlık kaynayabileceği gözönüne alındığından dolayı, Cenab-ı Allah üçe kadar boşamaya müsade etmiş ve bunların da kadının temiz bulunduğu "tuhur" zamanlarında yapılması sünnet kılınmıştır.
Dolayısıyla birinci ve ikinci boşama birer deneme dersidir. Bu denemeler yapıldıktan sonra üçüncü kez boşamaya gerek gören ve Hakk’ın bahşettiği bu tecrübe dersinden yararlanmayı hiç de takdir etmeyen bir erkekle o kadın arasında ciddi bir aile hayatı olacağına ihtimal verilemez. Fakat o kadının elden çıkıp başkasının yatağına girmesi gibi acı bir ayrılıktan sonra bile, ruhlarının derinliklerinde önce hissedemedikleri bir evlenme ilgisi bulunduğunu takdir ederlerse, o zaman bunun ciddiyetine inanılabilir.
Bu durumda, bu nikâhtan sonra bu ikinci koca şayet o kadını boşarsa, bu kadın ile önceki kocanın birbirlerine tekrar dönüp her ikisinin hoşnutluğu ile nikâh olunmalarında bir sakınca yoktur. Allah’ın şer’î sınırlarında duracaklarını zannederler, öyle bir ayrılıktan sonra, böyle birbirlerine bir ilgi duyarlarsa bunu yapabilirler.
Ancak üç talakla boşanmış kadının eski kocasıyla yeniden evlenebilmesi için başka bir erkekle evlenmesi anlaşma ile olmamalıdır. Toplumda hülle diye bilinen bir anlaşmalı evlilik asla doğru değildir.
Hülle denilen usulün İslâm dininde yeri yoktur. Bu usûlü tatbik eden de ettiren de melundur. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Allah helâl kılıcı -geçici koca- ve kendisi için hülle yapılan -eski koca- kimselere lanet etmiştir" (1). Peygamber (sav) ile sahabe arasında şöyle bir muhavere cereyan etti:
Peygamber (sav): – Emanet tekeyi size haber vereyim mi?
Sahabeler: -Evet.
Peygamber: -Helâl kılıcı kimsedir. Allah hem helâl kılıcı, hem kendisi için helâl kılınan kimselere lanet etmiştir (2).
İbn Mesud’dan da şöyle rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) helâl kılıcı ve kendisi için helâl kılınan kimselere lanet etmiştir. İslâm dini hülle meselesini lanetlediği halde bazı din düşmanları İslâm’ı lekelemek için ona mal etmek isterler. Yüce dinimize göre bir kimse zevcesini üç talâk ile boşarsa tekrar onunla evlenemez. Ancak boşanan kadın normal olarak başka bir kimse ile evlenir, ikinci kocası da ya vefat eder veya anlaşmazlık neticesinde birbirinden normal usule göre ayrılırlarsa eski kocasıyla anlaşma sağladıklarıtakdirde birbiriyle yeniden evlenebilirler. Fakat Allah’ın ve Resûlüllah’ın lanetlediği hülle usulünde olduğu gibi pazarlık yoluyla bu işi yapmak caiz değildir. Kurân-ı Kerîm şöyle buyuruyor: "(Üç talâk ile) boşamış ise başka bir koca ile evlenmeden kendisi için helâl olmaz" (3).
1 Müsned Ahmed bin Hanbel
2 İbn Mâce
3 El Bakara, 230
Cevap: kadın başka bir erkekle bir evlilik yaşamadan ilk kocasıyla yeniden evlenemez
majeta
Allah razı olsun talak mevzusunun hassasiyetini anlattıgınız için çünkü insanlar bilmeyen kesim bu hadiseyi oyuncak gibi kullanıyor malesef Allah yar ve yardımcımız olsun (ecmain amin)
Yanıt: kadın başka bir erkekle bir evlilik yaşamadan ilk kocasıyla yeniden evlenemez
Ecrinim
bilgiler için teşekkürler hocam
emeğinize sağlık
beynunet-i kübra, boşandığın erkekle tekrar evlenmek, beynuneti kübra