İkinin İkincisi

İkinin İkincisi

fevziay
HZ. EBU BEKİR

(571-634)
Peygamberimizin çocukluk arkadaşı ve dostudur.

Hz. Muhammed (s.a.s.)’e ilk iman eden müslümanlardandır.

Peygamberimizden sonraki ilk halifedir.

Aşere-i Mübeşşere’nin (cennetle müjdelenenlerin) ilkidir.

Peygamberimizin kayınbabasıdır.

Kuran’ı kitap haline getiren (Camiul Kuran) dır.

Mirac mucizesine tereddütsüz inandığı için "Sıddık" ünvanını alan sahabedir.

Hz. Peygamber’in Medine’ye hicret yolculuğunda onun yol arkadaşıdır.

Peygamberimizin vefatı öncesinde namaz kıldırmasını işaret ettiği ve her zaman kendisine danıştığı ikinci adamıdır.

Sevr mağarasında müşriklerden gizlendiği sırada Hz. Peygamber’in mağara arkadaşı, Kuran’ın ifadesiyle "ikinin ikincisidir" (Tevbe 9/40.)

Asıl ismi Abdülkâbe olup, Müslüman olduktan sonra Abdullah adını almıştır. "Atik ve sıddık" ünvanlarına sahiptir. Ancak "Deve yavrusunun babası" anlamında Ebu Bekir olarak meşhurdur.

Hz. Ebû Bekir’in Peygamberimizden bir veya üç yaş küçük olduğu kaynaklarımızda geçer.
Hz. Ebu Bekir İslam öncesinde bir tüccar olup "hanif" idi. Yani putlara tapmaz, evinde put bulundurmaz ve büyük günahlardan uzak dururdu.

Kumas ve elbise ticareti yapan Hz.Ebu Bekir servetinin büyük bir kısmını İslam için harcamıştır. O’nun Mekke döneminde önemli bir hizmeti vardır ki o da Müslüman oldukları için işkence gören kimsesiz köleleri sahiplerinden satın alarak onları hürriyetlerine kavuşturmaktır. İlk dönemde Hz. Ebu Bekir’in yaptığı bu hizmet ve fedakarlığın önemi büyüktür. Ayrıca tüccar olması sebebiyle tanıdığı dostlarına İslam’ı anlatmış ve onların da Müslüman olmalarına vesile olmuştur. Onun aracılığı ile sahabenin büyüklerinden Talha b. Ubeydullah , Sa’d b. Ebî Vakkas , Abdurrahman b. Avf, Zübeyr b. Avâm ve Osman b. Affân gibi birçok insan müslüman olmuşlardır.

Hz. Ebu Bekir hakkında Peygamberimiz şöyle buyurur:
"Kimi İslam’a çağırdımsa onda bir tereddüt olmuştu, ama Ebu Bekir’i İslam’a davet ettiğimde, ne durakladı ne de tereddüt etti."(El-Bidaye, 3:30)
Bunda Peygamberimizle Hz. Ebu Bekir arasında eskiden beri süregelen dostluğun büyük önemi vardır. Bu dostluk Peygamberlik sonrasında da artarak devam etmiş ve Peygamberimiz Hz. Ebu Bekir’e her zaman büyük önem vermiştir.

Hz. Peygamber’in bir gecede Mekke’den Kudüs’e oradan Sidretü’l Münteha’ya gittiğini müşriklere anlatması üzerine bunu inkar eden müşriklere karşılık İsra ve Mirac’ı duyar duymaz ""Bunları Hz. Muhammed söylemişse doğrudur." Demiştir
Bedir, Uhud, Hendek savaşları ile birçok gazveye katılan Hz. Ebu Bekir, birçok savaş öncesinde ordunun ihtiyaçları için servetini hiç çekinmeden bağışlamıştır. Peygamberimizin vefatı öncesinde onun emriyle Müslümanlara namaz kıldırma görevini üstlendi ve Peygamberimizin vefatı sonrasında O’nun cenaze namazını kıldırdı. Hz. Peygamber’in vefatı sonrasında şoka giren ve hüzünlenen Müslümanlara soğukkanlılık tavsiye etti ve dengeleri korumasını bildi.

O’nun Peygamberimizin vefatından sonra üzüntüden yıkılan Müslümanlara söylediği şu sözleri meşhurdur.
"Ey insanlar, Allah birdir, O’ndan başka ilâh yoktur, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. Muhammed’e kulluk eden varsa, bilsin ki o ölmüştür. Allah’a kulluk edenlere gelince, unutmayın ki Allah bâkî ve ebedîdir. Size Allah’ın şu ayetini hatırlatırım: "Muhammed sadece bir elçidir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Simdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse Allah’a hiçbir ziyan veremez. Allah şükredenleri mükâfatlandıracaktır" (Âli İmrân, 3/144). Allah’ın kitabi ve Rasûlullah’ın sünnetine sarılan doğruyu bulur, o ikisinin arasını ayıran sapıtır. şeytan, peygamberimizin ölümü ile sizi aldatmasın, dininizden saptırmasın. şeytanin size ulaşmasına fırsat vermeyiniz" (Ibn Hisâm, es-Sire, IV, 335;).

Hz. Ebu Bekir, Peygamberimizin vefatı sonrasında Müslümanların halifesi olarak seçilir. Halife seçilir seçilmez önce Hz. Peygamber’in cenaze namazı kılınır ve Allah’ın resulü defnedilir. Ardından Suriye taraflarına gitmek üzere hazır olan Üsame komutasındaki İslam ordusu yolcu edilir.
Halife olmasından sonra Mekke ve Medine dışındaki bölgelerde yalancı peygamberlerle, dinden dönenlerle ve zekat vermeyenlerle savaşmak üzere ordular hazırlar ve onların üzerine şiddetle gider. O’nun bu konudaki kararlı tutumu Hz. Peygamber sonrasında ortaya çıkarılmaya çalışılan kargaşayı bitirmiş ve dirlik, düzen yeniden sağlanmıştır.

Dinden dönenlerle ve yalancı peygamberlerle yapılan savaşlarda birçok hafız sahabenin şehit olması üzerine Hz. Ömer Kur’ân’ ın toplanmasını ve kitap haline getirilmesini teklif eder. Rasulullah zamanında peyderpey inen vahiy, kâtiplerce ceylan derilerine, beyaz taslara, enli hurma dallarına yazıldığı gibi, ashâbın çoğu da Kur’ân hâfızı idi. Ebû Bekir, Zeyd b. Sâbit’in başkanlığında bir heyet teşkil ederek, herkesin elindeki âyetleri getirmesini emretti. Ayrıca şâhitlerle âyetler doğrulanıyor, kurrâ’ ile te’kid ediliyordu. Böylece bütün âyetler toplandı ve "Mushaf" meydana getirildi.

Hilâfeti iki sene üç ay gibi çok kısa bir müddet sürmesine rağmen Hz. Ebû Bekir zamanında İslâm devleti büyük bir gelişme göstermiştir. Hz. Ebû Bekir Hicrî 13. yılda yatağa düşünce yerine Ömer’in namaz kıldırmasını istedi. Ashapla istişâre ederek Hz. Ömer’i halifeliğe uygun gördüğünü söyledi. Hz. Ömer’in sert ve kaba olusu gibi bazı itirazlara cevap verdi ve hilâfet ahitnamesini Hz. Osman’a yazdırdı. Ebû Bekir (r.a.) de, çok sevdiği Rasûlullah gibi altmısüç yasında vefât etti. Vasiyeti gereği Rasûlullah’ın yanına -omuz hizasında olarak- defnedildi. Böylece bu iki büyük insanin, iki büyük dostun, kabirlerinde de birliktelikleri devam etti.

Tâcir olarak geniş bir kültüre sahip olan Hz. Ebû Bekir, dürüstlüğü ve takvâsı ile ashâb içinde ilk sırada yer alır. Karakteri; yumuşak huyluluk, çok düşünüp çok az konuşmak, tevâzu ile belirgindi. Hz. Âişe’nin rivâyetine göre, "gözü yaşlı, gönlü hüzünlü, sesi zayıf" biri idi. Câhiliye döneminde müşrikler ona güvenir, diyet ve borç-alacak islerinde onu hakem tanırlardı.

Cömertlikte ondan üstünü de yoktur. Bütün malini mülkünü İslâm için harcamış, vefât ederken vasiyetinde, halifeliği müddetince aldığı maaşların, topraklarının satılarak iâde edilmesini istemiş ve geride bir deve, bir köleden başka bir şey bırakmamıştır.

HZ. PEYGAMBER’İN ONUN HAKKINDAKİ SÖZLERİ:

"Ebû Bekir’in malı kadar hiçbir malın bize faydası dokunmamıştır."(Buhârî, Salât, 80; Ahmed, el-Müsned, 2/18)

"Ümmetimden cennete girecek ilk insan hiç şüphe yok ki Ebû Bekir’dir."(Müslim, Salât, 152; Ebû Davud, Sünnet, 8.)

"Ebû Bekir’in arkadaşlığı kadar bana güven veren bir arkadaşlık ve onun malı kadar bana güvenli olan bir mal olmamıştır. Eğer rabbimin dışında kendime bir dost bulmak isteseydim, bu dost, Ebû Bekir olurdu. Ne var ki din kardeşliği de yeterli bir dostluktur."
(Buhârî, Fezâilü’s-Sahâbe, 3; )


Yanıt: "İkinin İkincisi"

ehli-sunnet
İkinin İkincisi Sıddîk-i Ekber Hz Ebu Bekîr RadıyAllahu Anh
Allahü teala razı olsun


Yanıt: "İkinin İkincisi"

meryemgül1
< "Ebû Bekir’in arkadaşlığı kadar bana güven veren bir arkadaşlık ve onun malı kadar bana güvenli olan bir mal olmamıştır. Eğer rabbimin dışında kendime bir dost bulmak isteseydim, bu dost, Ebû Bekir olurdu. Ne var ki din kardeşliği de yeterli bir dostluktur."
(Buhârî, Fezâilü’s-Sahâbe, 3; )
>

Allah c.c.bizleri onlara ahirette komşu eylesin
Allah c.c.razı olsun kardeş


Yanıt: "İkinin İkincisi"

benanneyim
Şefaatlerine layık olmayı nasip etsin Rabbim.güzel bir konuydu bilgilendik emeğine sağlık kardeşim.


ikinin ikincisi, ikinin ikincisi ne demek, ebu bekir ikinin ikincisi

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();