Namazı Terketmek
u.m.t
İbni Mes’ud radıyALLAHu anh; Ama onların ardından namazı zayi eden, şehvetlerine uyan bir nesil geldi…"(Meryem 59.) ayetini tefsirinde; "Namazın zayi edilmesi geciktirilmesidir. Namazı büsbütün terk eden kafir olur" buyurmuştur." (İbni Teymiye Mecmuul Fetava(7/478) bkz:İbni Kesir Tefsiri Muhtasarı(3/1404)) (Sahabe tefsiri merfu hadis hükmündedir.)
Cabir (R.A.)’dan; Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu ki; Kişi ile şirk arasında namazın terki vardır. Diğer rivayetlerde; Küfür ile iman arasında ve Kul ile küfür arasında lafızlarıyla da gelmiştir. (Ahmed(3/370) Müslim(iman 134) Tirmizi(261819) Ebu Ya’la(1953,2102) Ebu Avane(1/20) Acuri Şeriat(247-250) İbni Ebi Şeybe(11/33) Şerhus Sünne(2/179) Ebu Nuaym Hilye(8/256) Taberi(1/307) Hatib Tarih(10/180) Taberani Sagir(258) İbni Hibban(1451) Mişkat(569) Abdurrezzak(5009) Ebu Davud(4678) İbni Mace(1078) Darekutni(2/53) Darimi(1236) Beyhaki(3/366) Beyhaki Süneni Sagir(600) Tergib(1/520) Cem’ül Fevaid(983-85) Tahavi Müşkil(3175) İbni Abdilberr Temhid(4/299) Nisaburi İkna(235))
Enes (R.A.)’dan; Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu ki; Kişi ile şirk arasında namazı terk etmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur. (İbnu Mâce(1080) Muhammed İbnu Nasr Kitabu’s-Salât(897) Elbâni îbnu Mâce’nin sahihinde(880) tahric etmiştir)
Sevban (R.A.)’dan Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bizimle kâfirler arasındaki fark namazdır. Kim namazı terk ederse kâfir olur. (Tirmizi(2621) Nesai(1/231) İbni Mace(1079) Hibetullah’it-Taberi Usulu’s-Sünne(1521) Ahmed(5/346) Hakim(1/7) Beyhaki(3/366) İbni Ebi Şeybe İman(46) Cem’ül Fevaid(986) Darekutni(2/52) İbni Hibban(3/10) Hallal(302) Temhid(4/339) Nisaburi El İkna(2/689) İbni Teymiye Mecmuul Fetava(7/477))
"Abdurrahman Bin Şakik, Ebu Hüreyre radıyALLAHu anh’ten; Biz namazdan başka amellerden herhangi bir şeyin terkini küfür saymazdık. (Tirmizi(2622) Hakim(1/7) Riyazus Salihin(1080) Cemül Fevaid(987) Tergib(1/522) İbni Kesir(3/4) İbnu Ebi Şeybe Musannaf(10495) ve İman(137) Muhammed İbnu Nasr Kitab’us-Salat(948) Elbani Terğib’in sahih’inde(564) tahric etmiştir.)
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem diğer bir hadiste: Kim namaza devam ederse onun için kıyamette bir nur, burhan ve kurtuluş vesilesi olur. Kim de devam etmezse onun için nur, burhan ve kurtuluş olmaz ve o kıyamet gününde Karun, Fir’avn, Haman ve Ubey Bin Halef’le beraber olur. Buyurmuştur. (Ahmed(2/169) Tergib(1/531) Cemül Fevaid(992) Mecmauz Zevaid(1/292) Nebhani Er Rahme(s.56) İbni Kesir Bidaye(1/475) Iraki Muğni(370) Hasendir.)
Bu hadisin şerhinde İbni Kayyım şöyle der; Namazı terk edeni, ya malı, ya reisliği, ya memuriyeti, ya da ticareti engeller. Namaz kılmaktan malı engelleyenler Karun’la beraber, saltanatı engelleyenler Firavunla beraber, memuriyet ve vezirliği engelleyenler, Haman ve Ubey Bin Halef ile beraber haşrolurlar. (İbni Kayyım Kitabus Salat(s.39))
Enes İbnu Malik (r.a.)’dan; Namazın terki şirktir. (Deylemi(2392) Abdurrezzak(5009) Temhid(4/225) Nisaburi El İkna(2/690) Heysemi Mecmau-Zevaid(1/295))
İbnu Ömer (r.a.)’dan, şöyle dedi: Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem şöyle dedi Kim namaz kılmazsa onun dini yoktur. (Mervezi İman(47) Beyhaki Şuab(43) İbni Ebi Şeybe İman(47) Ahmed(134) Taberani Mu’cemus’Sağir’de(60) hasen bir senedle rivayet etmiştir)
İbnu Mes’ud (r.a.)’dan, şöyle dedi: Her kim ki, namazı terk ederse onun dini yoktur. (İbnu Ebi Şeybe Musannaf(10446) ve İman(47) Taberâni Mu’cemu’l-Kebir(8942) Muhammed İbnu Nasr Kitabu’s-Salat(935) Beyhaki Şuabu’l-İman(42) Elbâni Sahihut Terğib)
Ebu Zerr radıyALLAHu anh’den; Kim namazı terk ederse ALLAHın zimmetinden çıkar, küfre düşer. (Ahmed(5/238) Busiri İthaf(2096) Hakiym Tirmizi Nevadir(2/152) Camius Sagir(1585) Mekasıdu Hasene(632) Dürrü Mensur(104) İbni Teymiye Mecmu(7/477) İbnu Mace(4034) Taberâni Mu’cemu’l-Kebir(20/233) Hibetullahi’t-Taberi Usulu’s-Sünne(1524) Muhammed İbnu Nasr Kitabu’s-Salât(911) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Elbani İbnu Mâce’nin sahihinde(3259) tahric etmiştir.)
Ubeydu’l-Kelâi’den, şöyle dedi: "Mekhul (r.h.) elimden tutarak Yâ Ebâ Vehb! Farz bir namazı kasten terk eden birisi için ne diyorsun? dedi. Ben de Âsi bir mü’mindir dedim. Elimi daha fazla sıktı ve sonra şöyle dedi: Yâ Ebâ Vehb! İman’ın şa’nı nefsinde daha azim olsun. Kim ki bir farz namaz’ını kasten terk ederse ALLAH’ın zimmet’i ondan beri olmuştur. Kimden de ALLAH’ın zimmeti beri’ olduysa o kâfir olur. (İbnu Ebi Şeybe İman(129) ve Abdurrezzak Musannaf(5008) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir)
Ömer RadıyALLAHu anh’den; "Namazı terk edenin İslam’dan nasibi yoktur." (Malik(1/39) İbni Ebi Şeybe(11/25) Busiri İthaf(2099) Beyhaki(1/367) Darekutni(2/52) Abdurrezzak(5010) Nisaburi El İkna(2/690))
Ali radıyALLAHu anh’den; Namaz dinin direğidir. Her kim ki namaz’ı kılmazsa o kâfirdir." (Deylemi(3795) İbni Hacer Telhisul Habir(1/173) Cem’ül Cevami(11116) Camius Sagir(5186) Zübeydi İthaf(8/393) Iraki Muğni(368) Muhammed İbnu Nasr Kitabus-Salât(933) Acurri Şeria(135) İbnu Ebi Şeybe Musannaf(10485) ve İman(126) Beyhaki Şuabul’ İman(41) sahih olarak rivayet etmişlerdir.)
Abdullah İbnu Amr (r.a.)’dan, dedi ki: Namaz’ı terk edenin din’i yoktur. (Buhâri Tarihu’l Kebir(7/95))
Ebû’d-Derda (r.a.)’dan, şöyle dedi: Namazı olmayanın iman’ı da yoktur. (Hibetu’llahi’t-Taberi Usulu’s-Sünne(1536) Muhammed İbnu Nasr el-Mervezi Kadru’s-Salah(945) İbnu Abdil-Ber Temhid(4/225) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Ve Şeyh Elbâni de Terğib’in sahihin’de(574) tahric etmiştir.)
Ebû’d-Derda (r.a.)’den şöyle dedi: ALLAH Resulü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Her kim farz bir namazı vaktinden çıkıncaya kadar terk ederse bütün amellerini iptal etmiştir. (İbni Ebi Şeybe(1/377) Bu Hadis’i aynı isnad ve yakın lafızla Ahmed Müsned(6/442) Heysemi Mecmua’z-Zevaid de (1/295) bu rivayetin ravileri Sahih’in ravileridir demiştir. İbn Kesir Camiul Mesanid (13/655) Hafız İbn Hacer, Fethul Bari’de (2/30) Ebu Kılabe’nin Ebud Derda radıyALLAHu anh’den işitmediğini söylemiştir. Bu hadis Hasen el-Basrî’den mürsel olarak da rivayet edilmiştir; İbn Ebi Şeybe İman (1/49 no: 5890))
Amellerin iptal olması, ancak şirk işlenince söz konusudur; Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy olundu: Eğer (sen bile) ALLAH’a ortak koşarsan, muhakkak amelin boşa gider. Ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun. (Zumer Suresi 65)
Kim küfrederse (ya’ni iman’ın mucibi olan amelleri yapmaz kâfir olursa) bütün yaptıkları batıl olmuştur: Ve o, Âhirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide, 5)
Ubade b. es-Samit radıyALLAHu anh’dan, şöyle dedi: Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem bize şöyle tavsiyede bulundu. ALLAH’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı da bilerek terk etmeyin. Her kim ki, bilerek kasten namaz’ı terk ederse İslâm millet’inden çıkmıştır (Muhammed Ibnu Nasr Kitabu’s-Salat(920) Hibetullah’i-Taberi Usulu’s-Sünne(1523) Abdurrahman İbnu Ebi Hatim Sünen’in de ve Taberâni Mu’cem’in de rivayet etmişlerdir.)
Dikkat edin! ALLAH’ın dostları namaz kılanlardır. (Deylemi(486) Hâkim(1/59) Beyhaki(3/408) İbni Kesir(2/237) İbni Nehhas Meşari(969) İrva(3/155) Ebu Davud(3/295) Nesai(7/80) Taberani(17/47) Mecmauz Zevaid(1/48))
"Bizim Ayet’lerimize öyle kimseler iman ederler ki, Ayetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, secdeye kapanırlar ve Rab’lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler." (Secde Suresi: 15)
"Bana ibadet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehennem’e gireceklerdir."(Mu’min Suresi: 60)
Abdullah İbnu Mes’ûd (r.a.)’dan, şöyle dedi: Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem "Kalbinde hardal dânesi kadar imanı bulunan kimse Cehenneme girmez, kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan kimse de cennet’e girmez." buyurdu. (Müslim(91))
İnsanlardan bir kısmı vardır ki, biz ALLAH’a ve âhiret gününe inandık derler. Hâlbuki onlar, "iman edenler değillerdir . (Bakara Suresi: 8 )
İnşikak Suresi’ndeki Ayet’te devam ederek diyor ki: hâlbuki ALLAH içlerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir . Ya’ni dil ile ALLAH’a ve Âhiret gününe iman ettiklerini söyleyip de, namaz kılmayanlar müslüman olduklarını ispat edemezler . Hem müslümanları da aldatamazlar. Onlar ancak kendi nefislerini aldatırlar.
Onlara "namaz kılın denildiği zaman", itaat edip namaz kılmazlar. (Namaz kılmayarak Kur’ân’ın Ayetlerini) yalanlayanların O gün vay haline. Artık (bu ahmaklar) Kur’ân-ın Ayetlerinden sonra neye inanacaklar. (Murselât Suresi: 4850)
Tasdik etmedi, namaz da kılmadı. Ancak (Kur’ân-ın Ayetlerini) yalanladı, (amel etmekten) yüz çevirdi. (Kıyamet Suresi: 3132)
Artık müslümanlara, mücrimlere davrandığımız gibi mi davranacağız." … O kıyamet gününde Rabbul-lzzet’in sak’ı" açılacak da, bütün mücrimler secde’ye çağrılacaklar; Fakat güçleri yetmeyecektir. Gözleri düşkün bir halde, kendilerini bir zillet saracaktır. Hâlbuki vaktiyle (dünya’da) başları selâmette iken, bu namaza davet olunuyorlardı da kılmıyorlardı." O halde (Ey Resulüm) (namaz kılmayarak) bu Kur’ân-ı yalanlayanları, sen bana bırak. Biz onları, bilemeyecekleri yönden derece derece azaba yaklaştırırız. Ben onlara mühlet veririm; çünkü benim azabım çok şiddetlidir." (Kalem Suresi 4245)
Ubade Ibni es-Samit radıyALLAHu anh’dan, (şöyle dedi:) Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem’den, şöyle buyurdu: Her kim ALLAH’dan başka ilah ve Muhammed’in Resulü olduğuna şehadet ederse ALLAH ona cehennem’i haram kılmıştır.
Başka bir rivayette ise şöyle varid olmuştur: Her kim ki, ALLAH’tan başka ilah yoktur derse cennet’e girer denilmiştir.
Evet, La ilahe illALLAH diyen cennet’e girer fakat şunu iyi bilmek gerekir ki, bu sözün muktezası vardır.
Herkesin malumudur ki, gereği yapılmayan her sözün insanlar indinde değeri yoktur. İnsanlar arasında böyle olunca biz nasıl olur da bizim yanımızda değer taşımayan şeylerin ALLAH indinde değerli olmasını talep ederiz.
ALLAH’tan başka ilah yoktur diye ikrarda bulunan kişi, tevhid’in zıddı olan şirk ve küfürden avdet ettiğini ilan eder, amel ile bunu tasdiklemediği müddetçe geçersizdir. (Amelle tasdikten kendisine o kelimeden başka bir şey ulaşmamış kişiler müstesnadır.)
Bunu daha bariz bir şekilde izah edebilmek için o şüpheciye şöyle bir soru tevcih etsek ne der acaba.
Bir kişi düşünün ki ALLAH’tan başka ilah yoktur sözünü, ikrar ediyor, sadece Kur’ân’ın Ayet’lerinden bir tek Ayet’i inkâr ediyor, acaba bu kişinin hükmü nedir?
Tabiî ki şüpheci; kâfirdir diyecektir.
"Peki, senin kaiden üzere bu kişi ALLAH’tan başka ilah yoktur diyor, ne dersin? Sen de la ilahe illALLAH diyen kişiyi tekfir ediyorsun. Böylelikle az önceki kaideden dönmüş olmadın mı?" Bu sorunun karşısında ne diyeceğini şaşıran şüpheci kendisini toparlayarak,
Evet, ama Kur’ân’ın bir tek ayet’ini de olsa inkâr edenin kâfir olduğuna Kur’ân’dan ve Hadis’ten sarih nass vardır diye itirazda bulunmaya başlarsa biz de deriz ki:
"Be ALLAH’ın kulu başından beri bizim zikrettiğimiz naslar nedir, bunlar sana namazı terk edenin kâfir, müşrik, dinsiz ve imansız olduğunu isbat etmiyor mu?"
"Evet, ama namazın farziyyetini inkâr etmiyor."
"Peki, sen bize namazın farziyyetini inkâr eden kâfir olur diye bir tek nas bulabilir misin? Eğer böyle bir şey yapabilirsen biz de sözümüzden döneriz."
Dikkatlice okunduysa farkına varılmıştır ki, zikretmiş olduğumuz bütün deliller, namazı terk edenin müşrik, kâfir, namazı olmayanın dinsiz ve imansız olduğuna delâlet ediyor. Bir tanesi bile farziyyetini inkâr ederek terk eden kâfir olur demiyor. Hem ayet’te demiyor mu ki?
"Kendilerine Kur’ân (ya’ni namaz kılın" emri) okunduğu zaman, secde etmezler. (Ya’ni namaz kılmazlar . Daha doğrusu, o kâfir olanlar bu (halleri ile ya’ni namaz kılmayışları ile, ALLAH’ın azabından korkmayarak âhireti) tekzib ederler." (Inşikak 21)
Onlara namaz kılın denildiği zaman, itaat edip namaz kılmazlar . (Namaz kılmayarak ALLAH’ın hükümlerini) yalanlayanların o gün vay haline. (Murselât 49)
Bizim Ayet’lerimize öyle kimseler iman ederler ki, Ayetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, secdelere kapanırlar ve rab’lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler . (Secde 15)
"Sonra, bu peygamberlerle, salih kimselerin arkalarından (kötü) bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler , şehvetlerine uydular; bunlar da Cehennem’deki gayya" vadisini boylayacaklar. Ancak tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenler müstesna."(Meryem 59)
Ey ALLAH’ın kulu görüyorsun ki, yukarıda zikredilen taifeler namazı kılmayarak" bu hareketleriyle ALLAH’ın Ayet’lerini yalanlamış oluyorlar, senin dediğin gibi namazın farziyyetini inkâr ederek değil.
Bu Ayet’lerin karşısında sükût eden, şüpheci başka bir itiraz getirmek istercesine biraz düşündükten sonra şöyle der;
Peki, kabul edelim ki namazı terk eden müşrik ve kâfirdir bize deniliyor ki, şirk ve küfür iki kısımdır,
1- İslâm’dan çıkaran şirk ve küfür.
2- islâm’dan çıkarmayan şirk ve küfür.
Acaba namazı terk eden kişi bunların hangisinde vuku’ bulmuştur ki, siz hemen namazı terk edene müşrik ve kâfir diyorsunuz.
Cevap: Biz Ümit ederiz ki, namazı terk eden islâm’dan çıkarmayan şirk ve küfürde vuku’ bulmuştur. Hem biz milyonlarca müslümana müşrik veya kâfir diyemeyiz.
Ey ALLAH’ın kulu iyi dinle, senin bu müşkülatın geçen mes’elen kadar mühim değil fakat tahrif yönünden çok şerli bir mes’eledir. Evet, söylemiş olduğun gibi şirk ve küfür iki kısımdır. Birincisi islâm’dan çıkaran kısım, ikincisi ise islâm’dan çıkarmayan kısmıdır. Biz sana önce şirki anlatalım, sonra da küfrü anlatırız. Şirkin kısımları şunlardır:
1- Sahibini ebedi cehennemde koyan şirk.
2- Küçük şirk denilen gizli şirk ya’ni riya.
Biz sana önce küçük şirk ya’ni sahibini ebedi cehenneme sokmayan riyadan bahsedelim, sonra sen kendin büyük şirkin ne olduğunu anlarsın bir iznillah.
Ahmed Ibnu Hanbel Müsnedin’de Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem’den şöyle bir Hadis rivayet etmektedir.
Mahmud Ibnu Lebid radıyALLAHu anh’dan, (şöyle dedi:) "Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir". Sahabeler dediler ki:
"Küçük şirk nedir ya Rasûlullah?" Buyurdu ki; "Küçük şirk riyadır". (Ahmed Ibnu Hanbel(5/428) sahih bir senedle rivayet etmiştir)
Ve başka bir Hadis’i Şerifte de Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem namazla alakalı küçük şirkin ne olduğunu şöyle beyan ediyor.
Ebu Said el-Hudri radıyALLAHu anh’dan, şöyle dedi: Bir gün bizler kendi aramızda "mesihu’d-deccal’dan konuşurken ALLAH Resulü sallALLAHu aleyhi ve sellem çıkageldi. (Bize hitaben) şöyle buyurdular:
Benim yanımda sizin için mesihu’d-deccal’dan daha korkulu bir şeyi size haber vereyim mi? Biz de; Evet ey ALLAH’ın rasulü! Haber verin dedik.
(O) gizli şirktir buyurdular. Kişi namaz kılmaya kalkar da birisinin kendisine baktığını anlayınca namazını güzelleştirir dedi. (İbnu Mace(4204) ve Beyhaki hasen bir senedle rivayet etmişlerdir.)
Yukarıdaki zikredilen hadisi şerifler İslâm’dan çıkarmayan şirkin ne olduğunu itiraz bırakmayacak bir şekilde izah etmektedir. Ya’ni küçük şirkin riya olduğunu anladıktan sonra namazı terk etmenin büyük şirk olduğunu anlamışındır artık.
Küfrün kısımlarına gelince onlar da şöyledir:
1- Küfrü Billâh.
2- Küfrü’n-Ni’me.
Biz sana burada da islâm’dan çıkarmayan küfrü anlatalım ki, siz kendiniz islâm’dan çıkaran küfrü anlayın.
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem’den şöyle bir Hadis rivayet olunmaktadır; Cabir İbnu Abdullah radıyALLAHu anh’dan, şöyle dedi: Bir bayram günü Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem ile birlikte namazda hazır bulundum. İnsanlara, ALLAH’a karşı takva üzere bulunmalarını emir, ALLAH’u Teâlâ’ya itaate teşvik ederek va’z ve tezkir’de bulundu. Sonra yürüdü. Kadınların bulunduğu tarafa gelince onlara da va’z ve tezkirde bulundu. Onlara.
Sadaka verin. Zira siz kadınların çoğu cehennem kütüğüdür buyurdu. Kadınların en hayırlılarından ve yanakları kırmızımtırak olan biri ayağa kalkıp:
Ya Rasulullah! Niçin? diye sordu. Rasulullah:
Çünkü siz halinizden çokça şikâyet eder, ni’met’e karşı küfür (ya’ni nankörlük) edersiniz cevabını verdi. (Müslim(885))
Böylelikle de İslâm’dan çıkarmayan küfrün ne olduğunu öğrenmiş oldun. Aslında, şirkin izahından sonra böyle bir izaha lüzum yoktu, ama yine de faidesi olur inşa’ ALLAH.
Şübhecilerin getirmiş oldukları başka bir itiraz da şudur. Ubade b. es-Samit radıyALLAHu anh’dan, Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
Günde beş vakit namazı ALLAH (müslümanlara) farz kıldı. Kim abdestlerini güzel alarak, rukularına, huşularına riayet ederek, onları vaktinde kılarsa, o kimse ALLAH’u Teâlâ’dan hatasını af edeceğine ahd ya’ni söz almış olur. Kim böyle yapmazsa ALLAH’u Teâlâ onu ahd ya’ni söz vermiş olmaz, dilerse o kimseyi bağışlar, dilerse azab eder. (Bu Hadis’i Ebu Davud (421) Ahmed ve Nesei (462) rivayet etmişlerdir)
Bu zikredilen rivayette, namazı terk edeni ALLAH isterse af eder, isterse azab eder diye bir lafız yoktur. Zira namazı vakitleri içerisinde rukuları ve huşuları ile muhafaza etmemek başka, namazı terk etmek başkadır. Zira namazdaki itmi’nanın zayi olmasıyla kişinin İslâm milletinden gayrı bir millette öleceğine dair rivayetler bir hayli kabarıktır. Hem de bizzat Ubadet’ İbnu es-Samit radıyALLAHu anh’ın kendisinden namazı terk edenin İslâm milletinden çıktığına dair rivayet vardır ki, daha önce zikrettik, burada zikrine lüzum olmasa gerek.
İbnu Hazm (r.h.) meşhur Muhalla adlı eserinde şöyle diyor. Bu mevzuda yani namazın terki hususunda bize, Ömer İbnu’l-Hattab, Muaz ibnu Cebel, Abdurrahman Ibnu Avf, Ebu Hureyre ve daha sair sahabelerden radıyALLAHu anhum namazın farz olduğunu bilerek terk edenin kâfir ve mürted olduğuna dair birçok rivayetler ulaşmıştır. Sahabelerin bu icma’ına muhalif hiç bir şey duyulmamıştır. (Ebu Said Yarbuzi Namazı Terk Etmenin Hükmü(s.5063))
Cevap: Namazı Terketmek
İZGEN
namaz dinin direğidir ve Allah’a en yakın olduğumuz an secde anıdır bu yüzden namazı terk etmek doğru değildir.namazı terk edenler içinde kurtuluş ve feraha ulaşılamayacakların dan bahsedilmektedir
namazı terketmek, el camiul kebir 2621, tirmizi 2621