Büyük şeyh İsmet Garibullah Efendi (k.s) kimdir ? Kutbül-evliya Şeyh-ul-
Yusuf
Kutbül-evliya Şeyh-ul-meşayih Es-Seyyid Eş-Şeyh Muhammed Mustafa İsmet Garibullah El-Yanyavi El-Nakşibendi El-Halidi El-Müceddidi Hazretleri Silsile-i Zeheb (Altın Silsile) denmekle meşhur veliler zincirinin 31.ferd-i kamilidir. Bu zincir Hz. Peygamber Aleyhissalat-ü Vesselam’dan kendilerine şu şekilde intikal eder.
Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz
Hz.Ebubekir (R.A)
Selman-ı Farisi (R.A)
Kasım bin Muhammed bin Ebubekr (R.A)
Cafer-i Sadık (R.A)
Bayezid-i Bestami (K.S.)
Ebülhasen-i Harkani (K.S.)
Ebu Ali Faramedi (K.K.)
Yusuf-u Hemedani (K.S.)
Abdülhalik-ı Gocduvani (K.S.)
Arif-i Rivegeri (K.S)
Mahmud-u İncirfagnevi (K.S.)
Ali Ramiteni (K.S.)
Muhammed Baba Semmasi (K.S.)
Seyyid Emir Külal (K.S.)
Şah-ı Nakşibend Muhammed Behaeddin (K.S.)
Alaeddin-i Attar (K.S.)
Yakub-u Çerhi El-Hisari (K.S.)
Ubeydullah-ı Ahrar (K.S.)
Muhammed Zahid (K.S.)
Derviş Muhammed (K.S.)
Hacegi Semerkandi (K.S.)
Muhammed Bakibillah (K.S.)
İmam-ı Rabbani (K.S.)
Muhammed Masum-ı Faruki (K.S.)
Eş-Şeyh Seyfeddin (K.S.)
Nur Muhammed Bedavüni (K.S.)
Habibullah-ı Can-ı Canan El-Mazhar (K.S.)
Abdullah-ı Dehlevi (K.S.)
Mevlana Halid-i Bağdadi (K.S.)
Abdullah-ı Mekki (K.S.)
Mustafa İsmet Yanyavi (K.S.)
Silsile-i Aliye İsmet Efendi’den sonra şu şekilde devam etmiştir;
Halil Nurullah Zağravi (K.S.)
Hacı Ali Rıza El-Bezzaz (K.S.)
Ali Haydar Ahıskavi (K.S.)
İsmet Efendi bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan Yanya’da alem-i dünyayı teşrif edip gençlik yıllarında Yanya Mahkeme-i Şer’iyye’si katipliğinde bulunmuşlardır. Risale-i Kudsiyye’lerinde bu konuda şöyle buyururlar:
İlahi Mustafa İsmet ki ismim
Zuhuru Yanya’da oldu bu cismim
Aman garket visal-i bahre resmim
Bu resmim mahvolup Hakk’a gidelim
Cemal-i bakemale seyredelim
Cenab-ı Hakk’ın gönüllerine yerleştirdiği muhabbet ateşi hararetini hissettirmeye başladığında Yanya’dan ayrılarak Mekke-i Mükerreme’ye gitmişler; Mevlana Halid-i Bağdadi Hz.leri hulefasından Abdullah-ı Mekki’ye intisab ile Nakşibendi yoluna kudum kılmışlardır. Abdullah-ı Mekki Hz.leri aslen Erzincan’lı olup; Mekke-i Mükerereme’de mücavir kalarak, Ebu Kubeys Dağındaki tekkelerinde irşad ile meşgul olurlarmış. İsmet Efendi, yedi sene içerisinde seyr-ü süluklarını ikmal ve Hilafet-i Nakşibendiyye’yi hak etmişlerdir.
Daha sonra şeyhlerinden izin alarak Süleyman Efendi isminde bir zatın refakatınde Taif cihetine doğru yola çıkarlar. Çölde giderlerken devesinin çöküp yürümemesi üzerine Süleyman Efendi önde ilerlemekte olan İsmet Efendi’ye hitaben:
– İsmet, İsmet! Şeyhimiz vefat etti. Vazifesi de bu fakire verildi. Geri dönelim, buyururlar ve dönerler.
Gerçekten de Mekke-i Mükerreme’ye vasıl olduklarında Abdullah-ı Mücavir fi Beledillah Hz.lerinin alemlerini değiştirdiği haberiyle karşılaşırlar. Bunun üzerine Şeyh Süleyman Efendi Mekke-i Mükerreme’deki dergahta irşad postuna cülus eder. Risale-i Kudsiyye’de bu zatın ismi şerifi şöyle geçer:
Hususa Mekke’de Eş-Şeyh Süleyman
Oluptur naib-i menab-ı gavs-ı İrfan
Bu gavsın tut elin Hakk’a gidelim
Cemal-i bakemale seyredelim
Risale-i Kudsiyye isimli eserlerini burada iken ilham ile kaleme almışlardır. Bu eseri ne niyetle ve nasıl yazdıkları eserin baş ve son kısımlarında gayet açık ifade olunmuştur.
İsmet Efendi Edirne’de iken sevgili ihvanlardan ve halifelerinden Hüseyin Kudsi Efendi’nin kerimesi ile izdivaç buyurmuşlardır. Bu evlilikten Nimetullah, Hafız, Ferdi, Behaeddin isimlerinde dört oğlu; Nakşiye ve Sıddika isimlerinde iki kızı dünyaya gelmiştir.
Cennetmekan Abdülmecid Han devrinde İstanbul’a göçerek bir müddet kayınpederlerinin Koca Mustafa Paşa civarında satın aldıkları evde irşad ile meşgul olmuştur. Daha sonra şimdi dergahlarının bulunduğu yeri almak için sahibiyle anlaşmıştır. Bu arada Fener Patrikhanesi’nden "Kırmızı Kilise" denilen Rum okulunu buraya yaptırmak için çok yüksek paralar teklif edilmişse de yer sahibi:
"Ben malımı kiliseye vereceğime bedava olarak tekkeye veririm. Kıyamete kadar Cenab-ı Hakk’ın şerefli ismi zikredilir" diyerek
ehven fiyatla İsmet Efendi’ye satmıştır. Tekkenin inşasından sonra Hz. İsmet Yanyavi kaddesAllahü sırrahü’l ali:
"Tekkeyi buldunuz galiba şeyhi kaybedeceksiniz" buyurmuşlar.
Hakikaten de altı ay geçmeden arkalarında birçok ihvan ve altmış kadar halife bırakarak H. 16 Zilhicce 1289 M tarihinde alem-i cemale intikal etmişlerdir. Bari Teala Hz.leri yüksek himmetlerini üzerimize sayeban eylesin. Nisbet-i Kudsiyyeleri ile mensub olduğumuz halde ömrümüzü ikmal edip civarlarına kavuşmayı nasib eylesin. Amin.
Mustafa İsmet Efendi (K.S.) yüksek yolları gereği enbiyaların imamı, evliyaların serdarı Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz’i kendisine yegane rehber bilmiş, her işte ona uymayı en büyük saadet, onun izinde idrak edilen her anı en büyük kar telakki etmiştir. Şeriatsız tarikatın mümkün olamayacağını üzerine basa basa anlatmıştır. İlme, irfana büyük ehemmiyyet vermiştir. Eserlerinden kendisinin de dini ilimlere ve Arap diline mükemmelen vakıf olduğu anlaşılmaktadır. Yegane gayesi kendisini yoktan var eden Allah’ını tanımak, bilmek, layıkı vechile ona kulluk yapabilmek olmuştur. Zamanın devlet erkanının, hatta devrin padişahının dahi ihvanları arasında bulunmasına rağmen dünya malı ve mevkiine zerrece itibar etmemiş, baki olan Allah’ının imanıyla doldurduğu gönlünde fani zevklere yer vermemiştir. Bu konu ile alakalı şöyle bir hikaye naklederler:
Sultan Mecid Han şeyhini ne zaman saraya yemeğe çağırsa İsmet Efendi yer gibi yaparak ekmekleri koynuna doldururmuş. Bunu farkeden müzevvirlerden birinin padişaha tezvir etmesi üzerine sofradan bir ekmek alarak elliyle sıkmış. Ekmekten damlayan kanları sultana göstermiş. Bununla dünya malının hakikatini, bu alemde yüksek derecelerde bulunanların tehlikelerden uzak kalmayacaklarını, mevki, makam büyüdükçe yüklenilen sorumluluğun da büyüdüğünü anlatmak istemiştir. Yoksa Abdülmecid Han’a karşı olan samimi hislerine, derin muhabbetine Risale-i Kudsiyye’leri şehadet etmektedir..
Bu gibi zatlar "Yeryüzünde halife yaratacağım" sırrına mazhar oldukları için kendileri daima saltanattan kaçınmışlar, fakat saltanat sahipleri bunların gölgelerinde hareket etmişlerdir. Böyle veliler pek tabii olarak zahirde el ayak takımından görünseler bile hakikatte bütün beylerin, paşaların üstünde yer almışlardır.
Yine nakledilir ki İsmet Efendi (K.S.) bir gün berberde traş oluyormuş. O esnada bir beyoğlu işlemeli koşumlar koşulmuş doru atıyla çıkagelmiş. Beyoğlunun teşrifi üzerine orada bulunanların hepsi ayağa kalkalar selamlamışlar. İsmet Efendi ise gelen gidenle alakasız bir halde gözleri kapalı oturuyorlarmış. Beyoğlu bir dervişin karşısında pervasızca oturuşundan son derece hiddetlenmiş. Yanına gelmiş. Eliyle tık tık diye kafasına vurup berabere hitaben: "Bu kabağı mı traş ediyorsun" demiş. Malum olunduğu üzre o devirlerde başta devamlı fes, sarık gibi şeyler bulundurulduğundan ustura ile tıraş olmak adet idi. Cenab-ı Şeyh’in mübarek başı da henüz tıraştan çıkmış olduğundan ve sabunları da üzerinde durduğundan, tabiri caizse hakikaten kabak gibi parlamaktaymış. Zavallı berber Şeyh Efendiyi tanıdığından kızarmış bozarmışsa da sükut etmek mecburiyetinde kalmış. İsmet Efendi ise bu yapılan hakaret kendisine değilmişcesine hiçi oralı olmamış. Beyoğlu hışımla geri dönüp atına binmek için zıplamış. Zıplamasıyla birlikte atın öbür tarafından tepesi üstü yere çakılması bir olmuş. Korkudan yuvasından fırlayacakmış gibi irileşmiş gözleriyle bakıp bağırmış:
– Aman berber. Ne oluyor?
Berber eliyle İsmet Efendi’yi işaret edip cevaplamış:
– Kabağa sor, kabağa.
Hakikat-i Muhammediyye’ye mazhar olan bu gibi zatların vücutları gerçekte aleme rahmettir. Belaya sebebiyet vermezler. Fakat beyoğlu gibi bela arayanlar onlara çarpıp kendi kendilerini yaralarlar. Yoksa onların yanına bir nebze muhabbetle varanlar, yollarında çok cüz’i gayret sarfedenler dahi tarifsiz kazançlara nail olurlar. Nitekim İsmet Baba (K.S.): "Allahım bana vadetti. Dergahımın kapısından bir defacık muhabbetle bakanı bile unutmayacak. Kıyamet gününde ona şefaat edeceğim" buyurmuş. Bunun tezahür etmiş bir örneğini de şöyle hikaye ederler:
Vaktiyle Ortaköy’de oturan bir Arnavut her gün kalkar, yaya olarak tekkeye gelir, bahçede meşgul olur, akşam üzeri gene yaya olarak geri dönermiş. Ömrü tamama erip ecel vaki olduğunda kızı bu zatı rüyasında görüp halini sormuş. "Merak etme kızım, diye cevaplamış. Arnavut "Burada şeyh efendiler beni yanlarına aldılar. Rahatım gayet iyidir."
Mevlana İsmet Garibullah Efendimiz Peygamber-i Zişan Hz.lerinin (S.A.V.) sünnet-i seniyyelerine uyarak halifelerinden her birine hallerine uygun birer lakap vermişler. Mesela Halil Efendi’ye Nurullah, Mehmet Efendi’ye Bahrullah, Hüseyin ve Şerif Efendiler’e Kudsi demişler. Kendilerine de Garibullah (Allah’ın Garibi) ismini layık görmüşler.
Hz. Şeyh Efendi orta boylu, zayıf vücutlu, uzuna yakın yuvarlak ve gayet güzel yüzlü, siyah gözlü, nurani, buğday tenliymiş. Mübarek burunları gayet güzel olup, orta yeri bir miktar yüksekçeymiş. Vefatlarında henüz beyazlamaya başlamış olan saç ve sakalları siyah ve gür imiş. Kaş ve kirpikleri de keza siyah imiş. Azalar ve tenasüp mükemmel olup, bir hüsn-ü suretmiş.
Cevap: Büyük şeyh Ismet Garibullah Efendi (k.s) kimdir ? Kutbül-evliya Şeyh-ul-
CEMRE61
yarabbi bu büyüklerin yolundan bizleri ayırma…
Yanıt: Büyük şeyh Ismet Garibullah Efendi (k.s) kimdir ? Kutbül-evliya Şeyh-ul-
ehli-sunnet
Hususa Mekke’de Eş-Şeyh Süleyman
Oluptur naib-i menab-ı gavs-ı İrfan
Bu gavsın tut elin Hakk’a gidelim
Cemal-i bakemale seyredelim
Allah Razı Olsun Paylaşım için..
Cevap: Büyük şeyh Ismet Garibullah Efendi (k.s) kimdir ? Kutbül-evliya Şeyh-ul-
Huseyinim
Rabbim bizleride cennette komşu eylesin amin
Kayıtsız Üye
ben rizede 35 yaşından sonra sonra kutsiyeyi ezberlemeye başladım Allahıma şükürler olsun arkadaşlarımla beraber tam günü belli değil ama ocak 15 te icazetimiz olacak
Eşrefoğlu
Kutbül-evliya Şeyh-ul-meşayih Es-Seyyid Eş-Şeyh Muhammed Mustafa İsmet Garibullah El-Yanyavi El-Nakşibendi El-Halidi El-Müceddidi Hazretleri Silsile-i Zeheb (Altın Silsile) denmekle meşhur veliler zincirinin 31.ferd-i kamilidir. Bu zincir Hz. Peygamber Aleyhissalat-ü Vesselam’dan kendilerine şu şekilde intikal eder.
Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz
Hz.Ebubekir (R.A)
Selman-ı Farisi (R.A)
Kasım bin Muhammed bin Ebubekr (R.A)
Cafer-i Sadık (R.A)
Bayezid-i Bestami (K.S.)
Ebülhasen-i Harkani (K.S.)
Ebu Ali Faramedi (K.K.)
Yusuf-u Hemedani (K.S.)
Abdülhalik-ı Gocduvani (K.S.)
Arif-i Rivegeri (K.S)
Mahmud-u İncirfagnevi (K.S.)
Ali Ramiteni (K.S.)
Muhammed Baba Semmasi (K.S.)
Seyyid Emir Külal (K.S.)
Şah-ı Nakşibend Muhammed Behaeddin (K.S.)
Alaeddin-i Attar (K.S.)
Yakub-u Çerhi El-Hisari (K.S.)
Ubeydullah-ı Ahrar (K.S.)
Muhammed Zahid (K.S.)
Derviş Muhammed (K.S.)
Hacegi Semerkandi (K.S.)
Muhammed Bakibillah (K.S.)
İmam-ı Rabbani (K.S.)
Muhammed Masum-ı Faruki (K.S.)
Eş-Şeyh Seyfeddin (K.S.)
Nur Muhammed Bedavüni (K.S.)
Habibullah-ı Can-ı Canan El-Mazhar (K.S.)
Abdullah-ı Dehlevi (K.S.)
Mevlana Halid-i Bağdadi (K.S.)
Abdullah-ı Mekki (K.S.)
Mustafa İsmet Yanyavi (K.S.)
Silsile-i Aliye İsmet Efendi’den sonra şu şekilde devam etmiştir;
Halil Nurullah Zağravi (K.S.)
Hacı Ali Rıza El-Bezzaz (K.S.)
Ali Haydar Ahıskavi (K.S.)
aforizma
Kutbül-evliya Şeyh-ul-meşayih Es-Seyyid Eş-Şeyh Muhammed Mustafa İsmet Garibullah El-Yanyavi El-Nakşibendi El-Halidi El-Müceddidi Hazretleri
gelde gülme 🙂
Parasetenol
Kendi sapkın görüşlerinin başına peygamberimizin ismin koyan bu ateş ehlinden herşey beklenir arkadaş.
Bu boncuk tanesi gibi dizdiğiniz ismlerin içinden hangisi(peygamberimizi ayrı tutarak soruyorum),ya da hangileri,Arakan’da müslümanları katleden budist kafirlerden bir tanesine olsun bir zarar verebilir.Haydi madem bu adamların ölmediğine inanıyorsunuz,bu kadar yatmak yeter,kalksınlar ruhalemlerinden beri gelsinler,hayattaki evliyalarınız da bir olun,kutup mutup ne varsa tolayın gelsin.Güçleri yetiyorsa bu budist kafirlere karşı güçlerini birleştirsinler de görelim!!!
Ama ne yazık ki, ölmüş olanlar,kendi küfür günahlarının hesabını vermeye çalışırken,hayatta olanlar ise,kendi banka hesaplarının hesabını tutmaya çalışmakla meşguller …kör gözleriniz bunu göremeyecek kadar mühürlenmiş,acziyet içerisinde…
Kayıtsız Üye
Parasetenol sende beni iyi dinle neye inanıp neye inanmadığın hiç umrumda değil ve hiç de önemli değil dikkat edersen bu yol inanıp teslim olanların yoludur.Bir de sen niye rahatsız oldunki bu kadar insana inanmadığına inandırmak için mi hayret doğrusu bayağı efor sarfetmişsin seni tebrik ediyorum ama bana sorarsan bu kadar zahmete girme senin inanmadığın sana inananların inandığı kendine ki sonuna herkes razı sende razı ol ha birde hadis açıklayıp kendini muhaddis diye çakman varya yerlere yattım gülmekten sen ne anlarsın hadis tefsirinden sen git magazin dergileri veya yemek kitaplarını tefsir et aslında yazdığın hadis dediğin o metne de inanmaman lazım çünkü o hadis değil hadisi kutsi tabi sen hadisi kutsinin de ne olduğunu bilmiyorsun dur biraz araştır öğrenirsin belki ama bu kafayla anlaya bilirmisin bilmem ayrıca kutsi hadisin sonunuda yazmamışsın mebarek bilmemek ayıp değil yeterki çaktırma sor söyleyelim ayrıca Kuran’da namaz kılın deniyor ama nasıl kılınacağı anlatılmıyor zekat verin deniyor ama nasıl verileceği anlatılmıyor ama senin gibi çakma müctehidler zahiri manaya bakarak amel eder ve kendi sapkınlıkarına da birilerini inandırmaya çalışırlar aklıma gelmişken sana bir hadis söyleyeyim onu tefsir et "ikindi namazını terkeden kafirdir" bu hadise göre Müslüman yok ozaman ama sen yinede o et kafanı yorma ben sana hüküm manasını söyleyeyim ikindi namazının farzını inkar eden kafirdir her hadisin zahir manasına bakarak hüküm verilmez birde kast edilen manası vardır ama senin gibi gerizekalılar için değil tabi zaten sen inanmıyodun unuttum kusura bakma Allah bilir sen peygamber efendimiz(s.a.s) in miracınada inanmıyorsundur ruh ve bedenle Allah ile görüşmüştü dur ya ben niye bukadar uğraşıyorumki adam zaten delikanlılık yaptı en baştan ben İnanmıyorum demişti zaten gerek yok ama neyse birkere yazdık silmeyelim ancak herkes haddini bilecek yoksa Allah dostlarına dil uzatanın haddini Allah bildirir Buda kulağına küpe olsun bu tarihi not al ya tevbe et yada başına gelecek belaya hazırlan Allah ın tokadı sessizdir sedası yoktur indiği zaman devası yoktur
Kayıtsız Üye
Parasetenol sende beni iyi dinle neye inanıp neye inanmadığın hiç umrumda değil ve hiç de önemli değil dikkat edersen bu yol inanıp teslim olanların yoludur.Bir de sen niye rahatsız oldunki bu kadar insana inanmadığına inandırmak için mi hayret doğrusu bayağı efor sarfetmişsin seni tebrik ediyorum ama bana sorarsan bu kadar zahmete girme senin inanmadığın sana inananların inandığı kendine ki sonuna herkes razı sende razı ol ha birde hadis açıklayıp kendini muhaddis diye çakman varya yerlere yattım gülmekten sen ne anlarsın hadis tefsirinden sen git magazin dergileri veya yemek kitaplarını tefsir et aslında yazdığın hadis dediğin o metne de inanmaman lazım çünkü o hadis değil hadisi kutsi tabi sen hadisi kutsinin de ne olduğunu bilmiyorsun dur biraz araştır öğrenirsin belki ama bu kafayla anlaya bilirmisin bilmem ayrıca kutsi hadisin sonunuda yazmamışsın mebarek bilmemek ayıp değil yeterki çaktırma sor söyleyelim ayrıca Kuran’da namaz kılın deniyor ama nasıl kılınacağı anlatılmıyor zekat verin deniyor ama nasıl verileceği anlatılmıyor ama senin gibi çakma müctehidler zahiri manaya bakarak amel eder ve kendi sapkınlıkarına da birilerini inandırmaya çalışırlar aklıma gelmişken sana bir hadis söyleyeyim onu tefsir et "ikindi namazını terkeden kafirdir" bu hadise göre Müslüman yok ozaman ama sen yinede o et kafanı yorma ben sana hüküm manasını söyleyeyim ikindi namazının farzını inkar eden kafirdir her hadisin zahir manasına bakarak hüküm verilmez birde kast edilen manası vardır ama senin gibi gerizekalılar için değil tabi zaten sen inanmıyodun unuttum kusura bakma Allah bilir sen peygamber efendimiz(s.a.v) in miracınada inanmıyorsundur ruh ve bedenle Allah ile görüşmüştü dur ya ben niye bukadar uğraşıyorumki adam zaten delikanlılık yaptı en baştan ben İnanmıyorum demişti zaten gerek yok ama neyse birkere yazdık silmeyelim ancak herkes haddini bilecek yoksa Allah dostlarına dil uzatanın haddini Allah bildirir Buda kulağına küpe olsun bu tarihi not al ya tevbe et yada başına gelecek belaya hazırlan Allah ın tokadı sessizdir sedası yoktur indiği zaman devası yoktur
Kayıtsız Üye
Parasetenol sende beni iyi dinle neye inanıp neye inanmadığın hiç umrumda değil ve hiç de önemli değil dikkat edersen bu yol inanıp teslim olanların yoludur.Bir de sen niye rahatsız oldunki bu kadar insana inanmadığına inandırmak için mi hayret doğrusu bayağı efor sarfetmişsin seni tebrik ediyorum ama bana sorarsan bu kadar zahmete girme senin inanmadığın sana inananların inandığı kendine ki sonuna herkes razı sende razı ol ha birde hadis açıklayıp kendini muhaddis diye çakman varya yerlere yattım gülmekten sen ne anlarsın hadis tefsirinden sen git magazin dergileri veya yemek kitaplarını tefsir et aslında yazdığın hadis dediğin o metne de inanmaman lazım çünkü o hadis değil hadisi kutsi tabi sen hadisi kutsinin de ne olduğunu bilmiyorsun dur biraz araştır öğrenirsin belki ama bu kafayla anlaya bilirmisin bilmem ayrıca kutsi hadisin sonunuda yazmamışsın mebarek bilmemek ayıp değil yeterki çaktırma sor söyleyelim ayrıca Kuran’da namaz kılın deniyor ama nasıl kılınacağı anlatılmıyor zekat verin deniyor ama nasıl verileceği anlatılmıyor ama senin gibi çakma müctehidler zahiri manaya bakarak amel eder ve kendi sapkınlıkarına da birilerini inandırmaya çalışırlar aklıma gelmişken sana bir hadis söyleyeyim onu tefsir et "ikindi namazını terkeden kafirdir" bu hadise göre Müslüman yok ozaman ama sen yinede o et kafanı yorma ben sana hüküm manasını söyleyeyim ikindi namazının farzını inkar eden kafirdir her hadisin zahir manasına bakarak hüküm verilmez birde kast edilen manası vardır ama senin gibi gerizekalılar için değil tabi zaten sen inanmıyodun unuttum kusura bakma Allah bilir sen peygamber efendimiz(s.a.v) in miracınada inanmıyorsundur ruh ve bedenle Allah ile görüşmüştü dur ya ben niye bukadar uğraşıyorumki adam zaten delikanlılık yaptı en baştan ben İnanmıyorum demişti zaten gerek yok ama neyse birkere yazdık silmeyelim ancak herkes haddini bilecek yoksa Allah dostlarına dil uzatanın haddini Allah bildirir Buda kulağına küpe olsun bu tarihi not al ya tevbe et yada başına gelecek belaya hazırlan Allah ın tokadı sessizdir sedası yoktur indiği zaman devası yoktur
Kayıtsız Üye
Bende sana gülüyorum 🙂 🙂 🙂 niye biliyormusun bilmesende olur gerek yok senin gibilerin bilmesine, senin gibi bilmediğine düşman olanlar olmasa biz kime gülerdik zaten bu işler senin gibiler için değil zorlama o yarım gramlık beynini mazAllah ondanda olursun kapasiteni aşan işlere hiç bulaşma benden sana tavsiye
Kayıtsız Üye
inkar eden kardeslerim inanmiyorsaniz inanmayin yok soyle yok boyle diye destanda yazmayin ilginizi cekmiyorsa ilgilenmeyin bu kadar
Kayıtsız Üye
YaRabbi hakkı hakikati bilen sensin. Yukarıdaki yazıları yazanların, sinelerinden geçenleride ben sensin.
Tarikat büyüklerimizin aleyhinde iddiada bulunuyorlar.
YaRabbi
Eğer tarikat büyüklerimizi inkar edenerlin düşünceleri doğru ise bizleri düzelt hak yoluna erdir.
Eğer doğru değil ise onları düzelt hak yoluna erdir.
Amin
garip
misafir öyle güzel cevap vermişsinki eklenecek başka bir söz yok
Kayıtsız Üye
Helal olsun kardesim super izah ettin
Kayıtsız Üye
Allahın muhabbetine kavuşmuş insanların nasiyatını alın. Tarikat büyüklerini eleştirmek kimin haddine. Tasavvufu savunan kardeşim yalnız değilsin.
Kayıtsız Üye
Önce Allah c.c ne ve sonrada onun peygamberi Muhammed Mustafa ya bağlıyım elhamdülillah..Günümüz çok konuşan az icraat yapan ve sürekli müslüman kardeşinin eksiğini gediğini açığını bilerek yada bilmeyerek yada islam düşmanlarının fikirlerine alet olarak gözeten insanlarla doldu taştı…ancak bir saf vakit namazı eda edilen camileride saymazsak yanyana durmaya tahammül edemeyen sözde müslümanlığın yaşandığı ülkenin fertleri olduk malesef..burada cemaat olarak kalabalık görüncede vay efendim bu cemaatin liderine nedesem nasıl etsemde fitne soksam derdine düşer olduk..halbuki bu cemaat ya dinini yaşamak mükemmelin yani sahabei kiramın zamanının özlemiyle yanıp tutuşan temiz gönüllü insanlar ise?
Ya bu cemaatin derdi Allah yolunda birbirlerine destek dayanak olarak neyapsakta bugün küfre gaflete dalmış müslümanları uyandırmak için gece gündüz çabalamak ise?
Peygamberimizin vefatinden sonra halifelere biat edilmedimi?peki sahabei kiram halifelere biat ederek peygamberimizi redmi etmiş oldu? tabiki asla…
Bugün islam dini Kur an ı kerim ışığında peygamberimizin sünneti seniyesi rehberliğinde kıyamete kadar ayakta kalacaktır,bu Allah c.c. nün vaadidir şüphesiz…işte efendim bunlar bu zamanda nasıl uygulansın diyenlerin herdaim buğz ettiği kesimde cemaat ehli kesimlerdir…peki sahteleri varmıdır?mutlaka…inanmış gibi yapan fakat fitne peşinde koşan sahtekarlar peygamberimiz zamanındada vardı…hak ile batılın mücadelesi kıyamete kadar sürecektir fakat biz bu mücadelede birbirimizi değil batılı yıkmaya enerjimizi harcayalım ki Rabbim bize merhamet buyursun…Birbirinizle çekişmeyiniz aksi halde gücünüzü yitirir ve kaybedenlerden olursunuz…İnsanoğlu yaradılmışların içinde hiçbir varlığın taşıyamıyacağı büyük bir yük yüklenmiştir,bu yolda ders almak isteyen karıncadan bile alır ders istemeyene kainat kitap olup açılsa ters….Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah a dinim islam kitabım Kur an..Rehberim Muhammed Mustafa…
Kayıtsız Üye
size kitab sünnette lazım değil aklın ile mevlayı bulursun.mevla hidayet nasib etsin herkese
Kayıtsız Üye
selamünaleyküm kardeşim büyük şeyh ismet garibullah efendini Silsile-i yazmışşsınız lakin mehmedi behrullah efendinin adını yazmamışsınız. Silsile-i 33. halkasında mehmedi behrullah efendi olacaktı (TOKAT ERBAA da meftundur. ismet garibullah efendinin geliş sebebi mehmedi behrullah efendiye ders vermek içindir. ve hz. hüseyin efendimizin soyundandır.yani aynı zamanda seyyiddir.
ismet garibullah, ismet garibullah kimdir, garibullah