Hadis nedir ?
muvaffak
Hadis nedir ?
"Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sözleri, fiilleri, takrirleri ile ahlâkî ve beşerî vasıflarından oluşan sünnetinin söz veya yazı ile ifade edilmiş şekli. Bu mânâda hadis, sünnet ile eş anlamlıdır,
Hadis kelimesi, "eski"nin zıddı "yeni" anlamına geldiği gibi, söz ve haber anlamlarına da gelir. Bu kelimeden türeyen bazı fiiller ise haber vermek, nakletmek gibi anlamlar ifade eder. Hadis kelimesi, Kur’ân’da bu anlamları ifade edecek biçimde kullanılmıştır. Sözgelimi, "Demek onlar bu söze (hadis) inanmazlarsa, onların peşinde kendini üzüntüyle helak edeceksin" (el-Kehf, 18/6) âyetinde "söz" (Kur’ân); "Musa’nın haberi (hadîsu Musa) sana gelmedi mi?" (Tâhâ, 20/9) ayetinde "haber" anlamına gelmektedir. "Ve Rabbinin nimetini anlat (fehaddis)" fiili de "anlat, haber ver, tebliğ et" anlamında kullanılmıştır.
Hadis kelimesi zamanla, Hz. Peygamber’den rivayet edilen haberlerin genel adı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kelime, bizzat Rasûlullah (s.a.v.) tarafından da, bu anlamda kullanılmıştır. Buhârî’de yeralan bir hadîse göre Ebû Hüreyre, "Yâ Rasûlullah, kıyamet günü şefâatine nail olacak en mutlu insan kimdir?" diye sorar.
Hz. Peygamber şöyle cevap verir: "Senin "hadîse" karşı olan iştiyakını bildiğim için, bu hadis hakkında herkesten önce senin soru soracağını tahmin etmiştim. Kıyamet günü şefaatime nail olacak en mutlu insan, "La ilahe illAllah" diyen kimsedir" (Buhârî, ilim; 33).
Hadisin Dindeki Yeri ve Önemi:
Rasûlullah (s.a.v.), Allah’tan aldığı vahyi yalnızca inanlara aktarmakla kalmamış, aynı zamanda onları açıklamış ve kendi hayatında da tatbik ederek müşahhas örnekler hâline getirmiştir. Bu nedenle O’na "yaşayan Kur’ân" da denilmiştir. İslâm bilginleri genellikle, dinî konularla ilgili hâdislerin Allah tarafından Hz. Peygamber’e vahyedilmiş olduklarını kabul ederler; delil olarak da, "O (Peygamber), kendiliğinden konuşmaz; O’nun sözleri, kendisine inderilmiş -vahiyden başkası değildir" (en-Necm, :3-4) âyetini ileri sürerler. Ayrıca, "Andolsun ki; Allah, mû’minlere büyük lütufta bulundu. Çünkü, daha önce apaçık bir sapıklık içinde bulunuyorlarken, kendi araladan, onlara kitap ve hikmeti öğreten bir elçi gönderdi" (Âlu Irnrân, 3/164) âyetinde sözü edilen "hikmet" kelimesinin, "sünnet" anlamında olduğunu da belirtmişlerdir. Nitekim, Hz. Peygamber ve O’nun ashabından nakledilen bazı haberler de, bu gerçeği ortaya koymaktadır.
Rasûlullah’tan (s.a.v.) şöyle rivayet edilmiştir: "Bana kitap (Kur’ân) ve bir de onunla birlikte, onun gibisi (sünnet) verildi" (Ebû Dâvûd, Sünen, II, 505). Hassan İbn Atiyye, aynı konuda şu açıklamayı yapmıştır: "Cibrîl (a.s.) Rasûlullah (s.a.v.)’e Kur’ân’ı getirdiği ve öğrettiği gibi, sünneti de öylece getirir ve öğretirdi" (İbn Abdilberr, Câmiu’l Beyâni’l-ilm, II, 191).
Yukarıda zikredilen âyet ve haberlerden de anlaşılacağı gibi, Kur’ân ve hadîs (daha geniş ifadesiyle sünnet), Allah (c.c.) tarafından Rasûlullah (s.a.v.)’a gönderilmiş birer vahiy olmak bakımından aynıdırlar. Şu kadar var ki; Kur’ân, hadîsin aksine, anlam ve lâfız yönünden bir benzerinin meydana getirilmezliği (i’câz) ve Levh-i Mahfûz’da yazı ile tesbit edildiği için, ne Cibrîl (a.s.)’in ve ne de Hz. Peygamber’in, üzerinde hiçbir tasarrufları bulunmaması noktasında hadîsten ayrılır. Hadîs ise, lâfız olarak vahyedilmediği için, Kur’ân lâfzı gibi mu’ciz olmayıp, ifade ettiği anlama bağlı kalmak şartıyla sadece mânâ yönüyle nakledilmesi caizdir.
Hz. Peygamber’den hadîs olarak nakledilen, fakat daha ziyade, O’nun (s.a.v.) sade bir insan sıfatıyla, dinî hiçbir özelliği bulunmayan, günlük yaşayışıyla ilgili sözlerinin, yukarıda anlatılanların dışında kaldığını söylemek gerekir. O’nun (s.a.v.) bir insan sıfatıyla hata yapabileceğini açıklaması (Müslim, Fedâil, 139-140-141) bunu gösterir. Nitekim bazı ictihadlarında hataya düşmesi, bu konularda herhangi bir vahyin gelmediğini gösterir. Ancak bu hataların da, bazan vahiy yolu ile düzeltildiği unutulmamalıdır.
Vahye dayalı bir fıkıh kaynağı olarak hadis, Kur’ân karşısındaki durumu ve getirdiği hükümler açısından şu şekillerde bulunur:
1. Bazı hadisler, Kur’ân’in getirdiği hükümleri teyid ve tekit eder. Ana-babaya itaatsizliği, yalancı şahitliği, cana kıymayı yasaklayan hadisler böyledir.
2. Bir kısmı hadisler, Kur’ân’ın getirdiği hükümleri açıklar, onları tamamlayıcı bilgiler verir. Kur’ân’da namaz kılmak, haccetmek, zekât vermek… emredilmiş, fakat bunların nasıl olacağı belirtilmemiştir. Bu ibadetlerin nasıl yapılacağını hadislerden öğreniyoruz.
3. Bazı hadisler de, Kur’ân’ın hiç temas etmediği konularda, hükümler koyar. Hadîsin başlı başına müstakil bir teşri’ (yasama) kaynağı olduğunu gösteren bu tür hadislere, ehlî merkeplerle yırtıcı kuşların etinin yenmesini haram kılan, diyetlerle ilgili birçok hükmü belirten hadisler… örnek olarak verilebilir.
Cevap: Hadis nedir ?
Fetva Meclisi
Hadis Nedir?
hadis nedir örnek
Hadİs, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sözleri, fiilleri, takrirleri (ashabının yaptığını görüp de reddetmediği davranışlar) ile ahlâki ve beşeri vasıflarından oluşan sünnetinin söz veya yazı ile ifade edilmiş şekli.
Cevap: Hadis nedir ?
Hoca
Hadis anlamı nedir?
Hadisin terim anlamı
Hadis, Peygamber Efendimizin sözleridir. Kur’an-ı Kerim’den sonra dinimizin en önemli kaynağı hadislerdir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’in açıklanmasında da en önemli kaynak yine hadislerdir. Peygamber Efendimizin mübarek sözleri Kur’an-ı Kerim’i açıklar, İslam’ı öğretir.
Yorum: Hadis nedir ?
Kayıtsız Üye
KURAN’DA HADİS KELİMESİNİN GEÇTİĞİ 4 AYET
bunları nedne yazmadınzı çok yazık
1.
Casiye 6: İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah’tan ve onun ayetlerinden sonra hangi HADİSE inanıyorlar?!
2.
A’raf 185: Göklerin ve yerin melekutuna, Allah’ın yarattığı herhangi birşeye bakmadılar mı; ecellerinin gerçekten yaklaşmış olabileceğini düşünmediler mi? Peki, bu Kur’an’dan sonra hangi HADİSE iman ediyorlar?
3.
Mürselat 50: Artık bundan sonra hangi HADİSE iman edecekler?
4.
Zümer 23 : Allah, HADİSİN en güzelini, birbirine benzer iç içe ikili manalar ifade eden bir Kitap halinde indirmiştir. Rablerinden korkanların ondan derileri ürperir. Sonra da hem derileri hem de kalpleri, Allah’ın Zikri/Kur’an’ı karşısında yumuşar. Bu, Allah’ın kılavuzudur ki, onunla dilediğini/dileyeni hidayete erdirir. Allah’ın saptırdığına gelince, ona kılavuzluk edecek yoktur.
hadis nedir, hadis ne demek, hadis kelime anlamı