Kerahat vaktinde sabah namazını kılmak

Kerahat vaktinde sabah namazını kılmak

rana
1. Sabah Kerâheti : Güneş doğarken başlar, 45 dak. sonra sona erer.

2. Öğle Kerâheti : Güneş tepedeyken: Öğle namazı vaktinden 30 dak. (veya yaklaşık 45 dak.) önce başlar, öğle ezanı okununca sona erer.

3. Akşam Kerâheti : Güneş batarken, yani akşam namazından 45 dak. önce başlar, akşam ezanı okununca sona erer.

Kısaca güneş doğarken, tepedeyken ve batarken namaz kılınmaz. Kılınması tahrîmen (harama yakın) mekruhtur.

Kerâhet vaktinde kılınan farz namaz geçerli değildir. Nâfileler sahih olsa da, usûlen mekruh olur.
Bu üç vakitte başlanan nâfileleri bozmalı, ancak başka bir zamanda kazâ etmelidir.

Akşam kerâhat vaktinde ikindi namazının farzı hariç, bir farz namaz kılınsa dahi sahih (doğru) olmaz. Bu yüzden kerâhat vaktinde kılınan farz namazın, kerâhat vakti çıktıktan sonra o namazın tekrar kılınması daha doğru olur.

Tilavet secdesi vaciptir ve kerahat vakti kılınmaz. Kılınsa dahi sahih değildir. Kısacası kerâhat vakti hiçbir şekilde namaz ve secde yapılmaz. Yalnızca o günün ikindi namazının farzına izin vardır.

Sahabiden Ukbe b. Amir r.a. şöyle anlatmıştır:

Rasulullah s.a.v. üç vakitte namaz kılmamızı ve cenazemizi defnetmemizi yasakladı. Bu vakitler:

Güneş doğmaya başladığı andan yükselinceye kadar.
Öğleyin güneş tepe noktasına gelince, batıya meyledinceye kadar.
Güneş batmaya meylettiği andan batıncaya kadar.

Müslim, Müsâfirîn 293; Ebû Dâvud, Cenâiz 55; Tirmizî, Cenâiz 41, Nesâî, Mevâkît 31. Konuyla ilgili diğer hadisler ve açıklamalar için bk. İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c.7, s. 427-446.

Hadiste zikredilen üç vakit, gündüzün uzunluk ve kısalığına göre değişmekle birlikte, yaklaşık olarak kırk beşer dakikalık sürelerdir. Bu vakitlerde namaz kılınması, yukarıdaki hadis ve aynı anlamda olan daha başka hadisler dolayısıyla mekruh görülmüştür.

Şuna da dikkat çekmek lazımdır: Bir kimsenin ikindi namazını kerahet vaktine bırakmaması esastır. Fakat her nasılsa kerahet vaktine kalmışsa, güneş batıncaya kadar ikindi namazını yine de mutlaka kılmalıdır. Çünkü namazı kerahet vaktine bırakmak mekruh, kazaya bırakmak ise haramdır.

Bu üç vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh görülmüştür.

Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek’at sünneti kılınabilir. Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh görülmüştür.

İkindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur.

Rasulullah s.a.v. Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır.

Buna göre sabah namazını kerahet vaktinde kılan bir kimse yeniden kılmalıdır. Eğer o günün öğle vakti olmadan kaza ederse, sünnetiyle beraber kaza eder. Başka zamana kalırsa sadece farzını kaza eder.

S.I.E.


Cevap: Kerahat vaktinde sabah namazını kılmak

Fatımatüz`Zehra
paylaşım için teşekkürler


Yanıt: Kerahat vaktinde sabah namazını kılmak

Hoca
bilgiler için Allah (cc) razı olsun. kerahet vakitlerine yazılan süreler fazla gibi


Soru: Kerahat vaktinde sabah namazını kılmak

fecr
Allah c.c. razı olsun güzel bir paylasim


elifjik
kerahat vaktinde uyulmaz ve namaz kılınmaz..
çünkü o vakit hristiyanların ibadet yaptıkları vakittir…
o vakitte namz kılmazk mekruhtur..
uyumanın ise 5 büyük zararı vardı
1)o vakitte uyuyan insan öldükten sonra köpek şeklinde dirilir
2)suçsuz yere adam öldürmüş kadar günah sahibi olur..
3)o vakiite rızık melekleri gelir baktılarki kişi uyuyo..o günün rızkını vermezler..
4)o günü unutkan olarak geçirirler
5)5. cisini unuttum ama…

ve o vkitte uyumayıp tesbih çekenin cennette 1 ağacı olur..

bu bilgiler ne kadar işinize yarar ve ne kadar uygularsınız bilmiorum ama..
insAllah ALLah (c.c) yazdığım bu yazıdan razı olur..


islamdostu
< kerahat vaktinde uyulmaz ve namaz kılınmaz..
çünkü o vakit hristiyanların ibadet yaptıkları vakittir…
o vakitte namz kılmazk mekruhtur..
uyumanın ise 5 büyük zararı vardı
1)o vakitte uyuyan insan öldükten sonra köpek şeklinde dirilir
2)suçsuz yere adam öldürmüş kadar günah sahibi olur..
3)o vakiite rızık melekleri gelir baktılarki kişi uyuyo..o günün rızkını vermezler..
4)o günü unutkan olarak geçirirler
5)5. cisini unuttum ama…

ve o vkitte uyumayıp tesbih çekenin cennette 1 ağacı olur..

bu bilgiler ne kadar işinize yarar ve ne kadar uygularsınız bilmiorum ama..
insAllah ALLah (c.c) yazdığım bu yazıdan razı olur. >
kaynak?????????? Allah hepinizden razı olsun


Ecrinim
Allah c.c. razı olsun kardeşim çok mühim bir konu paylaşımı olmuş
emeğine sağlık


Desert Rose
Allah c.c razı olsun teşekkürler Rana kardeşim
yine çok faydalı bilgileri bizimle paylaşmışsın…
Rabbil alemin emeklerini zayi etmesin
Razı olduğu kullarından eylesin amin…:)

< 1)o vakitte uyuyan insan öldükten sonra köpek şeklinde dirilir >

<
2)suçsuz yere adam öldürmüş kadar günah sahibi olur.. >

elifjik gerçekten ben bunları daha önce hiç duymadım
Bereketsizliği ve Allah’c.c rahmetinden mahrumiyeti duymuştum
bunun kaynağı nerde kardeş ?…


meryemgül1
Bilgi paylaşımı için Allah c.c.razı olsun kardeşim emeğinize sağlık


aykız
bu bilgilerin kaynağını nedir acaba köpek şeklinde dirilmek felan anlam veremedim de.


Hoca
< bu bilgilerin kaynağını nedir acaba köpek şeklinde dirilmek felan anlam veremedim de. >
Kaynak sprulmuş ama verilmemiş. kaynaksız hiçbir bilgiye inanmayın!


hbevci
Değerli Kardeşimiz;

Evet bu saatlerde uyumak uygun değildir. Bu vakitlerde uyanık olmak, güzel şeylerle meşgul olmak sünnettir ve sevabı vardır. Ancak kerahet vakitlerinde uyuyan kimse bu sevaptan ve bereketten mahrum kalsa bile günah işlemiş olmaz.

Gece dışında Feylule, Gaylule ve Kaylule olmak üzere üç çeşit uyku vardır:

Gaylule uykusu fecirden itibaren güneş tamamen doğuncaya kadar geçen sürede uyumaktır. Bu zamanda uyumak sünnete uygun düşmez. Çünkü birçok iş kolunda sabahın erken saatlerinde işe başlamak rızkın bolluğuna ve berekete sebeptir. İnsanın işe motive olacağı en aktif zaman dilimi fecirden sonraki zaman dilimidir. Bu dilim, uykuyla geçmemelidir. Çünkü o saatte uyumak işe geç başlamak demek olacaktır ki, bu da iş kaybı, emek kaybı, zaman kaybı, kazanç kaybı, performans kaybı gibi kazancı bereketlendiren birçok ana unsurun devre dışı kalması mânâsına gelecektir. Bereketsizliğin sebebi budur. Fakat öte yandan kerahet vaktinde eğer iş ve yoğunluk uyumayı gerektiriyorsa pekâlâ uyunabilir. Meselâ gece mesaisi yapmış birisi sabah namazını kıldıktan sonra kerahet vaktinin geçmesini beklemeden uyuyabilir. Ve bu sünnete aykırı düşmez. Çünkü adam günlük mesaisini yapmış, sabah namazını da kılmış, kerahet vaktinin geçmesini beklemeye artık dinî bir sebep yoktur. Burada kerahet vakti sadece bir zaman ismi olarak zikredilmiştir. Yoksa mutlak derecede uyku yasağı getiren bir zaman parçası olarak gelmemiştir.

Feylule uykusunda da aynı durum söz konusudur. İkindi namazından sonra güneş tamamen batıncaya kadar geçen zaman dilimi keza birçok iş kolu için en verimli zaman dilimidir. Bu saatte uyumak rızkı da, ömrü de noksanlaştırır. Çünkü insanın günün verimini muhasebe edeceği, ölçüp tartacağı, yarınki gün için yeni plânlar yapacağı, hayat için yeni moral ve motivasyon bulacağı bu zaman diliminde uyumak insanı bütün bu neticelerden genellikle mahrum bırakır. Buradaki uyku sakındırmasının da kerahet vaktine denk gelmesi ile ilgisi yoktur. Zaman dilimi bakımından sakıncalı görülmüştür. Fakat şüphesiz bunun da istisnası vardır: Meselâ, gündüz boyu aralıksız yoğun bir çalışma gösterip akşamdan sonra gecenin bir vaktine kadar yeniden yoğun bir çalışmaya girecek birisi için, eğer bu vakitte biraz boşluk söz konusu olursa, bu kişinin bu vakitte bir miktar kestirmesinde dinen bir sakınca olmaz.

Görüldüğü gibi Gaylule ve Feylule uykuları kerahetle ilgili olarak değil, fakat çoğunluk için zaman dilimi olarak sakıncalı bulunmuştur. Kaylule uykusu olan kuşluk vaktinden öğle sonrası vakte kadar güneşin en hararetli olduğu zaman dilimi içinde yarım saat kadar uyumak ise sünnette tavsiye edilmiştir. Bu tavsiyeyi öğle öncesi giren kerahet vakti delemez. Yani kerahet vakti geldi diye sünnet olan öğle uykusunun yapılamaması söz konusu değildir. Çünkü esasen kerahet vakitlerinde sadece namaz kılma yasağı vardır. Bunun da gerekçesi hadiste açıklanmıştır. Hadisçe bunun gerekçesi, o vaktin, kâfirlerin güneşe secde ettikleri vakit oluşudur. (Müslim, Salatül Misafirin, 294)

O halde kerahet vakitlerinden olan sabah gün doğarken ve akşam gün batarken uyumanın mekruh görülmesinin, bu vakitlerin kerahet vakti olması ile ilgisi yoktur. Bunun gerekçesi, sadece insan fıtratının bu vakitlerde daha performanslı oluşu ve bu performansı negatif olarak uykuda öldürmeyip pozitif mânâda değerlendirme gereğidir. Bu durumda Kaylule uykusu olan öğle uykusu, öğle öncesi kerahet vaktinde yapılabilmektedir.

Kaylule uykusunun tavsiye edildiği saat ise kaba kuşluktan ikindi öncesi zamana kadar geçen saattir. Bu saat kişiye ve iş yoğunluğuna göre ve kişiye özel olarak değişebilmektedir. Belirli bir saat verip itaat ehlini saatle sınırlandırmak doğru değildir.

"Uyku üç nevidir (çeşittir): (bk. Müşkilü’l-Âsâr, Tahavî, 2/13)

BİRİNCİSİ: Gaylûledir ki, fecirden sonra, tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. (Yâni güneşin doğuşundan, yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamandır). Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe (bk. Levakıh-u’l-Envar, Şa’ranî, s. 295) sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. (Sünnete aykırıdır.) Çünkü rızık için sa’y etmenin (çalışmanın) mukaddematını ihzar etmenin [başlangıcını, hazırlığını yapmanını en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.

İKİNCİSİ: Feylûledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe (akşama) kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yâni, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevmâlûd, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından, maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, manevî cihetiyle de, o gün hayatinin maddî ve manevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.

ÜÇÜNCÜSÜ: Kaylûledir ki, bu uyku Sünnet-i Seniyyedir. (İbni Mâce, Sıyâm: 22; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, 4: 531; Aclûnî, Ketfü’l-Hafâ, 330) Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziretü’l Arabda, vaktü’z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o Sünnet-i Seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylüle, iki saat gece uykusuna muâdil gelir. Demek, ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saat ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor." (Lem’alar, 269)

Demek ki; güneşin doğuşundan, yaklaşık 45 dakika geçinceye kadar geçen zamanda uyumak iyi değildir. Aslolan erken yatıp erken kalkmaktır. Sabah namazını kıldıktan sonra uyumamak, Kur’ân, hadis tefsir, ilmihal okuduktan sonra işbaşı yapmak lazımdır.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır."

Son zamanlarda gittikçe artan bereketsizliğin ve başarısızlığın hikmeti bu hadis-i şerifin ışığında aranıp bulunmalıdır. Maalesef televizyon, "erken uyumanın düşmanı" olarak insanın karşısına dikilmiştir. Bu şedit düşmanı alt edip, mümkün mertebe erken yatıp, teheccüd namazına kalkmak, daha sonra güneş doğmadan önce sabah namazına dinç olarak uyanmak ve ondan sonra yatmayıp çalışmaya başlamak lazımdır. Zinde, dinç, çalışkan oluşlarına hepimizin şahit olduğu dedelerimiz ve ninelerimiz böyle yaparlardı. Bu güzel âdet yok olunca, sağlık ta, bereket de, huzur da yok oldu.

İkindi ile akşam arasında yatmamak lazımdır. Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakit yatıp da kalkan kimse sersem gibi olur, bir türlü kendisini toparlayamaz.

Öğle namazını kıldıktan sonra bir müddet yatmak ise çok faydalıdır.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet Editör


rana
Allah c.c. hepinizden razı olsun


muamma
Allah razı olsun

< Bu üç vaktin dışında iki vakit daha vardır ki, o vakitlerde nafile namaz kılınması mekruh görülmüştür.

Sabah namazının vakti girdikten sonra güneş doğuncaya kadar sadece sabah namazının iki rek’at sünneti kılınabilir. Bunun dışında nafile bir namaz kılınması mekruh görülmüştür.

İkindi namazı kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar nafile namaz kılınması mekruhtur.

Rasulullah s.a.v. Efendimiz, bu vakitlerde vaktin namazının dışında namaz kılmayı yasaklamıştır. >
Kaza namazı bu yasağa dahil mi peki?


meçhul_100
Mekruh vakitler hariç, her zaman kaza namazı kılınır. Namaz kılması tahrimen mekruh olan üç vakit şunlardır:

1-Güneş doğduktan işrak vaktine kadar. Bu süre 50 dakika kadardır.
2-Öğle namazına 20 dakika kalınca başlar, öğle vaktine kadar devam eder.
3-Akşam ezanına 40 dakika kalınca başlar, akşam ezanına kadar devam eder.
Bu vakitlerde, kaza kılınmaz;
Bu üç vaktin hariçinde, her zaman kaza namazı kılınır.
SİE


muamma
Allah razı olsun
Teşekkür ederim


Hoca
< Bu Mesaj Size Mumsema islam Arsivi araciligi ile, Sayin yusufçuhadar tarafindan gönderilmistir.
——————————–
cuma namazı farzmıdır? >

Cuma namazı ümmetin ittifakıyla fazı ayndır.


sabah namazı kerahat vakti ne zaman, kerahat vakti, sabah kerahat vakti ne zaman

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();