Sünnete Göre Münafıkların Alametleri
mumsema
SÜNNETE GÖRE MÜNAFIKLARIN ALAMETLERİ
Allahu Teâlâ’ya layıkıyla hamd; Resulü Efendimiz Muhammed’e, O’nun pak âline, mücahid ashabına ve onlara tabi olanlara salât ve selam olsun.
Geçen yazımızda münafıkların alametleriyle ilgili bazı ayet-i celileleri tefsir ve izah etmeye çalışmıştık. Bu sayıda da bu hususta bazı hadisleri şerh ve izah etmeye çalışacağız inşAllah. Şöyle ki:
1- Münafığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez ve ona güvenildiği zaman hıyanet eder (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai / Camius-Sağir, İmam Suyuti, H No:25)
Müslim rivayetine göre şu ek de vardır:
Oruç tutup, namaz kılar ve Müslüman olduğunu iddia etse bile (Cem’ul Fevaid: H. No:8099)
Bazı âlimlerin dediği gibi, münafık kelimesinden amaç, hadiste geçen alametleri ahlak ve adet haline getirendir. Çünkü nadir de olsa birçok Müslüman da bu hatalara düşmektedir. Diğer bazı âlimlere göre de amaç ameli münafıktır ; ancak İmam Müslim’in rivayetindeki Oruç da tutsa, namaz da kılsa ve Müslüman olduğunu da iddia etse bile ek,i büyük bir tehdit oluşturmaktadır.
2- Kimde dört vasıf bulunursa halis münafık olur. O dört şeyden biri kendisinde bulunan kişi ise onu terk edinceye kadar münafıklıktan bir haslet bulunur. Bunlar: Kendisine bir emanet bırakıldığı zaman ihanet eder; konuştuğunda yalan konuşur, anlaştığı zaman sözünde durmayıp bozar. Bir kimseyle çekiştiği zaman aşırı giderek karşısındakinden fazla kötülük yapar (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai/Cem’ül Fevaid, H No: 8097)
Önceki hadis için verdiğimiz izahat bu hadis için de geçerlidir, (Konu uzamasın diye fazla izahata yer vermek istemiyoruz) Bu hadisteki Kimde dört vasıf bulunursa o halis münafık olur cümlesi münafık kelimesindeki amacı daha fazla netleştirmektedir. Onun için biz hadiste sayılan bu nifak alamet ve vasıflarından küfürden uzak durduğumuz gibi uzak durmalıyız. Bu alamet ve vasıflar kimde ahlak ve adet halini almışsa ona karşı nihayet derecede temkinli, tedbirli ve mesafeli olmalıyız,
3- Münafıkların kendilerini ele veren alametleri vardır: Selamları lanettir, yemekleri gasp ve yağmadır, Ganimetleri hile ile kazançtır, Mescitlere aralıklı yaklaşırlar. Camide kılınan namazın sonuna ancak yetişebilirler, Kibirlidirler. Ne sevilirler ne de severler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler (İmam Ahmed ve Bezzar/Cem’ul Fevaid, H No: 8110)
Müminler; etrafındaki insanlara selamı dağıttıkları ve yaydıkları gibi münafıklar da laneti dağıtıp yayıyorlar Selam olsun! yerine hep lanet olsun! demeyi adet edinmişler.
Müminler, hep nazik, edepli ve düşünce ürünü olan kelimeleri sarf ederler. Böylece şeytanın ondan yanlış bir mana çıkartıp muhatabın kalbine vesvese vermesine mahal bırakmazlar; şeytana arayı bozma fırsatı vermemeye çalışırlar.
Münafıklar, muhatabın kalbine dikkat etmezler, vurdumduymazdırlar, hatta çoğu zaman bilinçli olarak böyle davranırlar,,
Müminler; yediği lokmayı titizlikle helalden seçer, Ateşten kaçtığı gibi haram rızıktan kaçar. Münafıklar ise helale, harama dikkat etmeden gasp ve yağmayla ellerine geçirdikleri her şeyi mideye indirirler. Yarın bu haram lokmaların başlarına neler getireceğini düşünmezler, gaspçıdırlar. Gasp ise şer’i ölçüleri dikkate almadan elde edilen maldır. Tabii gasp haramdır; her haram da ateştir.
Müminler, mazeretleri olmadığı müddetçe camiye düzenli bir şekilde giderler; çünkü onları camiye sevk eden ilahi bir mes’uliyettir. Münafıklar ise mescide düzensiz, kötü niyetle kesik kesik giderler. Birkaç gün mescide gelir, sonra bırakır bir ay ve birkaç ay sonra gelirler; çünkü onları camiye iten bazen ihbar bazen de gösteriştir. Millet ‘Bunlar din düşmanıdır.’ demesinler diye camiye gelirlerMüminler mütevazı, alçak gönüllü, hiçbir menfaatin hesabını yapmadan sırf Allah rızası için, insanları sevdikleri için çevreleri tarafından sevilirler. Münafıklar ise kibirli, gururlu olduğu ve hep menfaate dayalı hesaplar yaptıkları için hiç kimseyi sevmezler, sadece kendi menfaatini severler. Etraflarından hep haddinden fazla saygı bekler ve hep onlardan bir şeyler kapmaya çalışırlar. Saygı göstermeyi değil saygı görmeyi, vermeyi değil hep almayı severler. Onun için de en yakın insanlar bile onları sevmez ve onlardan nefret ederler,
Müminler, Allah (cc)’ın katında makbul olan amelin ihlâsla yapılan amel olduğunu bildikleri için hep ihlâsı gaye yapmaktadırlar. Onun için de gizli amel ve ibadeti severler. İbadet ve amellerindeki ihlâsın zedelenmemesi için tenha zaman ve mekânlarda ibadet etmeye gayret ederler. Bunun için gecenin en tenha anını herkesin uykuda olduğu saatlerini seçerler. Münafıklar ise ihlâs umurlarında olmayıp ibadetlerini de sırf gösteriş için yaptıklarından geceleri odun gibi düşer ve sabaha kadar ses seda çıkarmadan uyurlar. Gündüzleri ise takvadan, amelden, ibadetlerden dem vurup vaiz ve abid kesilirler. Onları gören, zamanın en ihlâslı abidi ve vaizi zanneder,
4- Bizimle münafıkların arasını ayıran alamet, bizim yatsı ve sabah cami cemaatinde bulunmamızdır. Onlar (münafıklar) buna güç yetiremezler (Said bin Mansur ve Beyhaki / Camius Sağir, İmam Suyuti, H No: 26)
Hadisteki münafık kelimesinden amaç ameli münafık olabilir; ancak hadisin onlara mutlak olarak münafık demesinde onlara büyük bir tehdit vardır (Feydü’l-Kadir-geçen hadisin şerhinde,,)
5- Münafıklara ağır gelen namazlar, yatsı ve sabah namazlarıdır (Buhari ve Müslim / Feydü’l-Kadir İmam Menavi, geçen hadisin şerhi(26))
Biz canlılık ve neşeyle bu namazlara katılmak için camiye gidebiliyoruz; fakat münafıklar bu canlılık ve kolaylıkla bunu yapamıyorlar. Zira iman sinmemiştir kalplerine. Bu namazlar onlara çok ağır gelmektedir. Hele bu vakitlerde camiye gitmek ve cemaate yetişmek onlara çok daha ağır gelmektedir, Nasıl ağır gelmez ki? Yatsı vakti, gündüzün bütün işlerinden sonra istirahat vakti ve sabah namazı vakti uykunun en tatlı olduğu saattir. Ancak Müminlerin köklü imanlarıyla Allahu Teâlâ’dan umdukları büyük sevap, ulvi derece, ebedi saadet ve cennetteki sayısız nimetler, onlara en ağır ve zor işleri de kolaylaştırmakta ve zevkle yaptırmaktadır. İnsan, gerçek manada sevdiği ve inandığı bir şeyin yolunda hiçbir zorluk ve eziyete aldırış etmemektedir. Gülü seven dikenlere; balı seven arılara; ücreti bekleyen hamal yükün ağırlığına; fani bir yare gönül kaptıranın yolun uzaklığına aldırış etmemesi gibi.
Evet, Yâr-ı yâra (Allah’u Teâlâ’ya) ve Muhammed Mustafa’ya gerçek manada gönül verenler, iman edenler; ne yatsı vaktindeki istirahata, ne sabah saatlerindeki tatlı uykuya ne cihad meydanındaki yara ve ölüme ne zindanlara ne de müebbet ve idamlara aldırış etmemektedirler. Tabi fani maşuklarla, geçici zevklerle, tablolardaki baharlarla, sanal dünyalarla ömür geçiren münafıklar bunu bilmezler. Müminlerin gerçek âleminden haberdar olmadıkları ve anlamadıkları için ona beş para vermezler ve bir dakikalık istirahatlarını bile bozmazlar; ancak ne zaman ki elektrik gitti, ekranlar karardı, sanal dünya son buldu, fani dilberler tatlı rüyadan uyanmakla fenaya göçtü, geçici zevkler ebedi azaplarla son buldu, gerçek âlemin rüzgârı cennetvari bahar tablolarını etrafa savurdu ve gerçekler dışında her şey görünmez oldu; işte o zaman münafıklar; caminin, namazın, cihadın, Allah (cc) için eziyet çekmenin ve zorluklara katlanmanın değerini anlayacaklar. Hayallerle ömür geçirirken ne kadar değerli gerçekleri kaybettiklerinin farkına iyice varacaklar. Ancak o zaman çok geç olacak ve hiçbir pişmanlık da fayda vermeyecek. Ne mutlu o kimseye ki daha fırsat kaçmadan elektrikler gitmeden, hayat sanal ekranlarını kapatıp gerçek hayata adım atana, geçici lezzetlerden el çekene ve ebedi saadeti için geçici zorluklara göğüs gererek yüzü ak olarak Yâr-ı yâra ve yaranlarıyla randevu noktasında buluşana!
6- Münafık, iki sürü arasında kâh birine kâh öbürüne yanaşan şaşkın koyun gibidir (Müslim ve Nesai/Cem’ul-Fevaid, h no:8101)
Tibi (ra) bu hadisin şerhinde şu açıklamada bulunmuştur: ‘Münafık fahlı (koçu) arayan koyun gibidir. Nefsanî istek ve kötü amaçları peşinde koşar, sürekli istikrarsızdır. Bunun içindir ki Kur’an-ı Kerim’de de bu vasıfla vasıflanmışlardır.
Onlar (münafıklar) küfürle iman arasında bocalayıp durmaktadırlar, Ne bu müminlere ne de şu kâfirlere bağlanırlar. Allah kimi saptırırsa sen artık ona bir yol bulamazsın. (Nisa:143) (Feydu’l-Kadir geçen hadisin şerhinde,,)
Mümin, imanına ve akidesine göre yer alır, Münafık ise nefsanî isteklerine göre davranır. Nerde nefsanî istekleri tatmin olabiliyorsa o tarafa kayar. Müminler güçlü göründükleri ve galip geldikleri zaman, münafıklar onların yanında yer alır ve biz sizdeniz derler, Kâfirler güçlü görünüp galip olsalar hemen saf değiştirip biz sizdeniz derler,
Allahu Teâlâ da bu imtihan diyarında bu tip insanların gerçek yüzlerini ortaya çıkartmak, sonra da hak ettikleri cezayı onlara verdiği zaman hükmüne itiraz etmemeleri ve daha birçok sebebe ve hikmete binaen bazen Müslümanları ve bazen de kâfirleri galip getiriyor,
7- Münafık, gözlerine hâkim olup istediği şekilde ağlayabiliyor (Deylemi / Cami’us Sağir, İmam Suyuti H, No:9237)
Çünkü sürekli iki renklidirler, Bir görünen bir de görünmeyen renkleri vardır. Ortama göre renk değiştirirler. Rol icabı ağlamalarına şeytan yardım ediyor.
Malik bin Dinar (ra) diyor ki: Ben Tevrat’ta gördüm: ‘Münafığın nifakı kemale erince gözlerine hâkim olabiliyor.’ Bundan dolayı hep deniliyor ki; ‘Kötü insanlar gözlerine hâkimdirler. (istedikleri gibi ağlayabiliyorlar) (Feyd’ul – Kadir, geçen hadisin şerhinde)
8- Kim ki kalbindeki Allah korkusundan daha fazlasını insanlara göstermeye çalışırsa o münafıktır. (İbn-i Neccar / Cami’us Sağir h. no:8383)
Mümin tek yüzlüdür. Yaptığı amelin ücretini Allah (cc)’tan bekler. Hiçbir şeyin ondan gizli olmadığını bilir. Gösterişin ona hiçbir fayda kazandırmayacağını bildiği için ona ne ihtiyaç duyar ve ne de teşebbüs eder.
Münafık ise Allahu Teâlâ’dan gafil olduğu ve insanlardan ödül beklediği için kendini daha takvalı ve daha iyi göstermekle daha fazla kazanacağını düşünür. İnsanların gaybı bilmemelerinden ve zahire göre hüküm vermelerinden dolayı onları münafıklıkla kandırıp kendini onlara sevdireceğine inanır. Oysa durum hiç de öyle değildir. Kalpleri yönlendiren Allahu Teâlâ’dır. İstediği şekilde çevirip yönlendiriyor. Bazı insanlar vardır ki insan onları sevmek ister de bir türlü sevemez. Bazı insanlar da vardır ki insan onları sevmeden duramaz. Gerçek müminlerin düşmanları bile onları övdüğü ve istemeyerek de olsa onlara bir sevgi besledikleri halde, münafıkların en yakın dostlarının bile onlardan hoşlanmamaları ve kalben onlardan bir ağırlık hissetmeleri, nefret duymaları bunun en bariz delilidir.
9- … Kadınlarınızın en kötüleri tesettürsüz olan ve mahremleri olmayan (yabancı) erkeklere görünenlerdir, Münafık kadınlar onlardır. Onlar -çok azı hariç- cennete giremezler (Beyhaki/Cami’us Sağir/İmam Suyuti H, No: 4092)
Zerre miktar imanı olan kadınlar, Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın bu ağır yürek titretici tabirlerinden korkmalı, kendi hal ve hareketlerine dikkat etmeli ve bu tür davranışları olan kendine çeki düzen vermeli, helal ve haram çizgisini muhafaza etmelidir. Yoksa nifak ve münafıklık az bir günah değildir. Bakın Allahu Teâlâ onlara ne tür bir azabı hazırlamıştır:
Allah, münafık erkeklere, münafık kadınlara ve kâfirlere içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini söz vermiştir. Bu onlara yeter. Allah onlara lanet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır. (Tevbe: 68)
Ey aklı başında ve Ben müslümanım diyen kadınlar! Sizi yaratan Allahu Teâlâ’nın size verdiği vücut ve güzellikleri nefsanî davranıp düşüncesizce, kâfirlerin, zalimlerin ve fasıkların menfi emellerine alet etmeyin. Allahu Teâlâ’nın İslam’la size emrettiği tesettürü atarak yuvanızdan çıkmayın! İnci, kendi sadefinde veya korunma kutusunda kaldığı müddetçe değerlidir; sokaklara bırakılırsa değerini bilmeyen cahil ve çocukların eline düşer ve sıradan taşların seviyesine iner. Siz de yuva ve tesettürünüzde kaldığınız müddetçe değerlisiniz. Sokaklara Allah’ın yasakladığı bir şekilde inip kendinizi Allah (cc)’tan korkmaz fasık ellere teslim ederseniz, paçavraya dönüşürsünüz, kullanılıp atılırsınız; böylece dünyanız da mahvolur ahiretiniz de…
Yıllarca bazı pervasız kadınlar İslam düşmanlarının elinde en güçlü silah olmuşlar. Onlarla İslamı yıkıyor, Müslümanları mağlup ediyor ve vatanlarımızı işgal edip talan ediyorlar. Onlar yarın huzur-u Hak’ta bu vebalin altından nasıl çıkacaklar, nasıl Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam’dan şefaat dileyecekler? Daha ölüm gelip çatmadan, tövbe kapısı kapanmadan, bütün değerleri yağmalanmadan ve var olan ışıklar sönmeden kadınlar tesettür ve yuvalarına dönmelidirler. İzzetleri, şerefleri, kurtuluşları ve ebedi mutlulukları budur.
Birkaç dakikalık gaflet, birkaç günlük dünya zevki, ebedi hayatı, cennet gibi bir yurdu mahvetmeye ve cehennem gibi bir azaba girmeye değmiyor. Allahu Teâlâ size hidayet ve ebedi saadet versin.
Hâsılı zikrettiğimiz hadis-i şeriflerde bulunan münafıkların alamet ve özellikleri kimde varsa o, ya gerçekten münafıktır ya da münafıkça amel etmektedir. Kalp gizli olduğundan Müslüman, amele göre hüküm vermekle mükelleftir. Kalp Allah (cc)’a malumdur, O ona hükmeder. Mademki Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam münafıkların özelliklerini taşıyanlara münafık ismini takmıştır; öyleyse münafıklardan olmamak veya münafıklardan zarar görmemek için nifaki ahlaklardan korunarak sünnet-i seniyeye sığınmalıyız.
Allahu Teâlâ hepimizi nifak ve münafıklardan korusun! Amin!
M. Beşir VAROL
Cevap: Sünnete Göre Münafıkların Alametleri
Hoca
Maalesef çoğumuzda nifak alemtleri olabilir. önemli olan onları yok etmek için samimice çabalamaktır.
Cevap: Sünnete Göre Münafıkların Alametleri
burcealtug
< SÜNNETE GÖRE MÜNAFIKLARIN ALAMETLERİ
.
9- … Kadınlarınızın en kötüleri tesettürsüz olan ve mahremleri olmayan (yabancı) erkeklere görünenlerdir, Münafık kadınlar onlardır. Onlar -çok azı hariç- cennete giremezler (Beyhaki/Cami’us Sağir/İmam Suyuti H, No: 4092)
Zerre miktar imanı olan kadınlar, Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın bu ağır yürek titretici tabirlerinden korkmalı, kendi hal ve hareketlerine dikkat etmeli ve bu tür davranışları olan kendine çeki düzen vermeli, helal ve haram çizgisini muhafaza etmelidir. Yoksa nifak ve münafıklık az bir günah değildir. Bakın Allahu Teâlâ onlara ne tür bir azabı hazırlamıştır:
Allah, münafık erkeklere, münafık kadınlara ve kâfirlere içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini söz vermiştir. Bu onlara yeter. Allah onlara lanet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır. (Tevbe: 68)
Ey aklı başında ve Ben müslümanım diyen kadınlar! Sizi yaratan Allahu Teâlâ’nın size verdiği vücut ve güzellikleri nefsanî davranıp düşüncesizce, kâfirlerin, zalimlerin ve fasıkların menfi emellerine alet etmeyin. Allahu Teâlâ’nın İslam’la size emrettiği tesettürü atarak yuvanızdan çıkmayın! İnci, kendi sadefinde veya korunma kutusunda kaldığı müddetçe değerlidir; sokaklara bırakılırsa değerini bilmeyen cahil ve çocukların eline düşer ve sıradan taşların seviyesine iner. Siz de yuva ve tesettürünüzde kaldığınız müddetçe değerlisiniz. Sokaklara Allah’ın yasakladığı bir şekilde inip kendinizi Allah (cc)’tan korkmaz fasık ellere teslim ederseniz, paçavraya dönüşürsünüz, kullanılıp atılırsınız; böylece dünyanız da mahvolur ahiretiniz de…
Yıllarca bazı pervasız kadınlar İslam düşmanlarının elinde en güçlü silah olmuşlar. Onlarla İslamı yıkıyor, Müslümanları mağlup ediyor ve vatanlarımızı işgal edip talan ediyorlar. Onlar yarın huzur-u Hak’ta bu vebalin altından nasıl çıkacaklar, nasıl Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam’dan şefaat dileyecekler? Daha ölüm gelip çatmadan, tövbe kapısı kapanmadan, bütün değerleri yağmalanmadan ve var olan ışıklar sönmeden kadınlar tesettür ve yuvalarına dönmelidirler. İzzetleri, şerefleri, kurtuluşları ve ebedi mutlulukları budur.
Birkaç dakikalık gaflet, birkaç günlük dünya zevki, ebedi hayatı, cennet gibi bir yurdu mahvetmeye ve cehennem gibi bir azaba girmeye değmiyor. Allahu Teâlâ size hidayet ve ebedi saadet versin.
Hâsılı zikrettiğimiz hadis-i şeriflerde bulunan münafıkların alamet ve özellikleri kimde varsa o, ya gerçekten münafıktır ya da münafıkça amel etmektedir. Kalp gizli olduğundan Müslüman, amele göre hüküm vermekle mükelleftir. Kalp Allah (cc)’a malumdur, O ona hükmeder. Mademki Hz. Resulullah aleyhissalatu vesselam münafıkların özelliklerini taşıyanlara münafık ismini takmıştır; öyleyse münafıklardan olmamak veya münafıklardan zarar görmemek için nifaki ahlaklardan korunarak sünnet-i seniyeye sığınmalıyız.
Allahu Teâlâ hepimizi nifak ve münafıklardan korusun! Amin!
M. Beşir VAROL >
ALLAH RAZI OLSUN………..ben şimdi başı açık bir bayan olarak münafık amel ediyorum öyle mi?
Cevap: Sünnete Göre Münafıkların Alametleri
Hoca
< ben şimdi başı açık bir bayan olarak münafık amel ediyorum öyle mi? >
Nifak iki türlüdür:
1-inançla ilgili olanı (tehlikeli olanı budur.) iman etmediği halde iman ettiğini söylenlerdir.
2-Amel ile ilgili olanı. Sözde durmama, emanete ihanet etme, yalan söyleme ve tartışmada haddini aşma gibi.
amel ile ilgili olanı imandan etmez, tedavi edilmesi gerekir.
burcealtug
Allah İnşAllah içime o aşkınıda biran koyar
Aslında aklıma koyduda cesaretim yok.
Becerebilirmiyim onu bilmiyorum?
Dua edin ne olur çok korkuyorum.
Hoca
< Allah İnşAllah içime o aşkınıda biran koyar
Aslında aklıma koyduda cesaretim yok.
Becerebilirmiyim onu bilmiyorum?
Dua edin ne olur çok korkuyorum. >
Allah (cc) size hakkı hak olark göstersin ve tabi olmayı nasip etsin. amin.
(Kınayıcıların kınamasına aldırmayın hakkı yaşayın)
kibrit
< Allah İnşAllah içime o aşkınıda biran koyar
Aslında aklıma koyduda cesaretim yok.
Becerebilirmiyim onu bilmiyorum?
Dua edin ne olur çok korkuyorum. >
Güzel bir pardesü alıp(cafcaflı değil), başınızı da güzelce örtün. Daha sonra dışarıda bir işiniz varsa onu görün eve gelin. Evde bir aynanın karşısında Rabbinizin bu hareket karşısında ne kadar hoşnut olduğunu düşünün. Önceki günahlarınıza tövbe edin. Daha önce dediğim gibi, sen bir adım at Allah 10 adım atar. Neden bu kadar korkmak? El alem ne diyecek diye kitabı sünneti her yönden terk etti bu ümmeti Muhammed! Düğünleri, çalışma hayatları, aile hayatları, giyim kuşamları… Sonra neden böyleyiz diye yakınıp dururlar.
burcealtug
Peki okulda açıp dışarda kapanmak nasıl olacak?
ben neye alışacağım?
aç kapa aç kapa……..orda ki erkeklerde namahrem sonuçta.
İnanın eğer ki kamuda serbest kalsın bir sürü kişi kapanacak.
kibrit
Allah’a karşı savaş açmış bir sistem bu. Kızların okuması konusunda bunu tartışmıştık hatırlarsan. Orası sana kalmış. Allah’ın kesin emri bellidir, sınırları bellidir…
Kayıtsız Üye
< Peki okulda açıp dışarda kapanmak nasıl olacak?
ben neye alışacağım?
aç kapa aç kapaorda ki erkeklerde namahrem sonuçta.
İnanın eğer ki kamuda serbest kalsın bir sürü kişi kapanacak. >
BU Münafıklık değildir fasıklıktır.
Kayıtsız Üye
Mümin olan kişi örneğin münafıklar sahte almaya bildikleri için bir anlık aklından münafık olmak isterdim deseler ne olur gerçekte mantıklı düşündüğünde ise böyle şeyi kabul etmeyen olsa sadece bir anlık sessiz düşünse bunun hükmü nedir ?
Kayıtsız Üye
Münafıklık alametleri hakkında
Selamün aleyküm hocam.
Bugün münafıklığın alametleri adlı konunuzu okudum.Bilgiler için Allah razı olsun.Fakat bu konu hakkında düşündüğümde ve günümüz insanlarına baktığımda münafıklık alameti olmayan hemen hemen hiç kimse yok gibi sokaklara çıkıp baktığımızda inanın müminden çok münafık bulunuyor hatta dış görünüşlerinden ve bakışlarından bile anlayabiliriz.Dolaysıyla Rabbimizin sonsuz merhameti olmasa belkide bu zamanın insanlarının büyük bir bölümü ahirette kurtulamayacak şuan ateş çemberinin tam ortasındayız kimin ne olduğu hiç belli değil münafık kim mümin kim belli değil islam kurallarını doğru dürüst yaşayan birkaç mümin gösterir misiniz.Bence çok azdır.İnanın sokağa çıkarken artık rahatsız oluyorum münafıklar o kadar çok ki ne olacak bu dünyanın hali Allah hidayet versin en azından ben anlayabiliyorum ve münafıkları tanıyabiliyorum bu da beni bunalıma sürüklüyor.Allah rızası için islamiyeti tam anlamıyla kim yaşabiliyor söyleyin bana insanlar şeytan insanları Allahın sadece merhameti ile kandırıyor sonsuz azabının bulunduğunu insanlara unutturmuş durumda ama Allahın intikamı çok çetin olacaktır.Mümin sandığımız birçok insanların aslında münafık olduğunu elbetteki rabbimiz bilmekte ve ahirette de görürüz.Müminler çok az münafıklar ise malesef ki sayısız oranlardadır.Gerçek acı da olsa budur.Ben böyle düşünüyor ve böyle görüyorum çağımıza bakın münafıkları kolayca tanıyabilirsiniz.Allah razı olsun.
Kayıtsız Üye
1.insan münafık olduğunu anlayabilir mi
2.insan iman ediyorsa içi ahiret yok diyorsa bu şeytanın vesvesi mi yoksa münafıklık böyle mi oluyor?
imam
İnsan iman ettiği halde münafık olabilir mesela belirtileri yalan söylemek emanete ihanet etmek ve sözünden caymak
İnanmadığı halde iman ettim diyenler mesela Allahın bir hükmüne inanamaz AHİRET gibi
Kayıtsız Üyü
Selamün aleyküm kardeşim, Evet Rabbimizin bildirdiği bir tesettür ayeti vardı. Gönül ister ki herkes bunu uygulayabilsin, kesin Allah’ın emridir ama Kul ile Allah arasındadır, hiç kimse Müslüman olup tesettür takmayan kadın cehenneme gidecek diyemez. Bunu yalnız Allah bilir, O karar verir. tesettür ayetine çok önem verenler hiç çekinmeden dedikodu ayetini, haram yalan ayetlerini çiğniyorlar, bunlar kul hakkı farkındalar mı acaba? tesettür sadece kadına değil erkeğe de vardır, gözlerine tesettür, ellerine ayaklarına bellerine. Bence erkekler önce kendi tesettürünü uygulama derdine düşsünler. Allah’a emanet ol ve bol bol dua et "Allah’ım razı olduğun şekilde yaşamayı nasip et" diye. Allah dualara icabet edendir.🌹😊
münafıklığın alametleri, münafıklık alametleri, münafık alametleri