Uydurma hadis nasıl anlaşılır?

Uydurma hadis nasıl anlaşılır?

ßaran

Peygamber efendimizin vârisleri, vekîlleri olan âlimlere olan i’timâdi sarsmak için, Ingilizler asirlardir, Islâm âlimlerinin kitaplarinda uydurma hadîs olabilecegini telkîn etmeye çalismislar, bunda da oldukça basari sagladiklari, bir çok genci zehirledikleri anlasilmaktadir.
Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd’la nakzedilemez) [Mecelle m.16)

Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]

Hanefî ve Hanbelî’de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî’de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.

Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû’ diyebilir.

Muhaddis mevdu derse

Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû’ derse, diğer müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû’ diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû’dur" der. Ya’nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasıl mevdû’ dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasıl hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a’zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû’ dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû’ sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir.

Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu’cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur’ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:
(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur’ândan söyle" der.) [Ebû Ya’lâ]

Eger herkes Kur’ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]
Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.
Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]

Uydurma hadis nakli
Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî’ ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.

Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.
(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil’den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]

(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]

(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku’âni kendi re’yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]
Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasıl olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?


Cevap: Uydurma hadîs nasıl anlasilir?

BiLaL HaTTaB
< Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî’ ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz. >
Aşırı cesur bir iddia…

İmam Gazzalî’nin(rh.a) hadiste zayıf olduğunu kendisi bile itiraf ederken, bu türlü söylemler kör taassubtan öte söylemler değildir.

Kaç İmam ismi sayayım bunu söyleyen, Acluni, Sehavi ve Ali el-Kârî dışında?

< Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. >
İsteyerek ve bilerek elbette almazlar. Bunu kim iddia edebilir? Ancak; kim hatadan münezzehtir? Kim gafletten berîdir?

< Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasıl olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler? >
Tamamen cehalet kokan cümleler… Sana demiyorum Baran kardeşim, yanlış anlama.. Ama alıntı yaptığın yer(dinimizislam) cehaletlerini her fırsatta gözler önüne sermekteler. Kendilerine birçok mesaj attım; ancak cevap verme lütfunda dahi bulunamadılar. Onların cehaletlerini alıntılayarak vebale ortak olmayın kardeşim. Hadis Usûlü okumanızı tavsiye ediyorum.

vesselam…


Yanıt: Uydurma hadîs nasıl anlasilir?

Hükümdar
Ehli sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis var diyenler ahirette bu alimlerin yüzlerine nasıl bakacaklar utanmadan iftira atıyorlar ve şunu demeye çalışıyorlar İmam Gazali’nin ilmi azdı biz daha çok biliyoruz O hadis şeriflerden pek anlamazdı biz daha iyi anlarız hangi ilimle

İmam-ı Gazali hazretleri, ömrü boyunca gece gündüz devamlı yazmış büyük bir İslam âlimidir. O kadar çok kitap yazdı ki, ömrüne bölününce, bir güne on sekiz sayfa düşmektedir. Eserlerinin sayısının 1000’e ulaştığı, Mevduât-ul-Ulum kitabında bildirilmektedir.

Rabbim sizi doğru yola iletsin


Soru: Uydurma hadîs nasıl anlasilir?

BiLaL HaTTaB
Rabbim, bunu diyen hadis İmam’larını affetsin madem.. Biz demiyoruz çünkü…

vesselam…


Hükümdar
< Rabbim, bunu diyen hadis İmam’larını affetsin madem >
Hangi İmamlar bunlar


BiLaL HaTTaB
forumduasi.com/hadis-tarihi-hadis-usulu/84423-imam-gazzali-ve-hadis-ilmindeki-yeri.html#post310992


ferdi16
Allah razı olsun bilal hattap kardeşim biz bütün ifadeleri (hadisleri bile) kuran’ı kerimin süzgecinden geçiririz eğer kuranda yeri yoksa onu hemen kabullenmeyiz hele hele başkasına söyleyip onu dinde varmış gibi ithamlarda bulunmayız belki o hadis yada söz güzel olabilir ama yoksa bunu başkasına dinde varmış gibi göstermemiz Allah adına hüküm vermiş oluruz?ne oluyor size nasıl hüküm veriyorsunuz?Allah hüküm verenlerin en güzeli değil midir?Dikkat edelim bilmeyeceğimiz konularda kesin yargıda bulunmayalım çünkü sadece hatasız kitap kuran’ı kerimdir


ene-zerre
< Allah razı olsun bilal hattap kardeşim biz bütün ifadeleri (hadisleri bile) kuran’ı kerimin süzgecinden geçiririz eğer kuranda yeri yoksa onu hemen kabullenmeyiz hele hele başkasına söyleyip onu dinde varmış gibi ithamlarda bulunmayız belki o hadis yada söz güzel olabilir ama yoksa bunu başkasına dinde varmış gibi göstermemiz Allah adına hüküm vermiş oluruz?ne oluyor size nasıl hüküm veriyorsunuz?Allah hüküm verenlerin en güzeli değil midir?Dikkat edelim bilmeyeceğimiz konularda kesin yargıda bulunmayalım çünkü sadece hatasız kitap kuran’ı kerimdir >
SORU: "Son yıllarda bazı Müslümanlar, ‘Kur’andaki İslâm’a’ inandıklarını, geleneksel Müslümanlığı terkettiklerini iddia etmektedirler. Bu iddia sahipleri ‘Kur’an ile sünnetin teşrii değeri’ konusunda, farklı görüşler ortaya atmaktadırlar. (…) Bunlara göre; ‘Herhangi bir kanunun anayasaya aykırı olması mümkün değildir. Eğer kanun anayasaya aykırı olursa, iptal edilir. İslâm nizamında Kur’an-ı Kerim değişmez bir anayasadır. Herhangi bir hadis-i şerifin hükmü, değişmez anayasaya aykırı olursa reddedilir.’ (…) Bir sohbette, aynı iddiayı gündeme getirdiler. Ben itiraz ettim. Bunun üzerine tezlerini ispat için Resûl-i Ekrem (sav)’in, ‘Benden mervi hadisleri Allah’ın kitabına arzediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Ona aykırı ise ben söylememişimdir’ buyurduğunu söyledi. (…) Bu hadis-i şerif sahih midir? Kur’an-ı Kerim’i anayasa, hadisleri de kanun olarak nitelendirmek doğru mudur? (…) Akıl ile herhangi bir şey haram veya helâl kılınabilir mi? Bir hadis-i şerifi, akl-ı selime uygun olmadığı gerekçesi ile reddetmek caiz midir?"

CEVAP: Kur’an-ı Kerim; iktidar sahipleri ile vatandaşların yetki, hak ve sorumluluklarını düzenleyen bir anasaya hukuku değil, Kelâmullah’tır. Dolayısıyle anayasa-kanun münasebetine dayanan yorum doğru değildir. Allahû Teâlâ (cc)’ya itaat ile Peygamber (sav)’e itaat, birbirinin mütemmim cüzüdür. Zira Kur’ân-ı Kerim’de "Kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur" (Nisâ Sûresi, 80) hükmü beyan buyurulmuştur. Sohbet esnasında ortaya atılan; "Peygamberimizin ‘Benden mervi hadisleri Allah’ın kitabına arzediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Ona aykırı ise ben söylememişimdir’ tavsiyesine uymalıyız" şeklindeki teklif batıldır. Zira Resûl-i Ekrem (sav) böyle bir tavsiyede bulunmamıştır. İmam-ı Şafii (rh.a), "Er Risale" isimli usûl kitabında bu rivayeti zikretmiş ve "Meçhûl bir kimseden gelen ve hiçbir senedi bulunmayan uydurma bir haberdir"(1) demiştir. Yine İmam Yahya b. Main (rh.a); bunun "sünneti inkâr edenler tarafından uydurulduğunu" belirtmiştir.(2) Allahû Teâlâ (cc)’nın kitabı ile Resûl-i Ekrem (sav)’in sünneti arasında herhangi bir ihtilâftan bahsetmek mümkün değildir. Zira her ikisi de vahye dayanır.(3) Sünnet ile hadis arasında bazı farklar bulunduğu gibi, sünnet-i hüdâ ile sünnet-i zevaid arasında da farklar vardır. Müctehid imamlar, muhtelif hadisler üzerinde hassaten durmuş ve sünneti tesbit etmişlerdir. Bir hadisi hangi sebeble terk ettiklerini veya diğer hadisle niçin amel ettiklerini, delilleriyle beraber ortaya koymuşlardır. Arkadaşınız, "Kur’an-ı Kerim’e aykırı olan hadisleri kabul etmeyiz" derken, bununla mevzû hadisleri kastediyorlarsa, hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak mücmel âyetleri beyan eden hadis-i şerifleri reddetmek niyetiyle söylüyorlarsa, bu iddiası batıldır. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav)’in sözleri, fiilleri ve takrirleri, şer’i bir delildir. Allahû Teâlâ (cc), "Bir de Peygamber size ne verdiyse (her ne emir verirse) onu tutun. Nehyettiğinden de sakının"( El Haşr Sûresi: 7) emrini vermiştir. Resûl-i Ekrem (sav)’e itaat etmemizi farz kılan Allahû Teâlâ (cc)’dır. Akıl, hüküm koyucu (şâri) değildir. İbn-i Abidin, "Bizim mezhebimize (Ehl-i Sünnet) göre, hiçbir şey akıl ile haram olmaz. Yani bir şeyin haram olmasına akıl hüküm veremez. Bir şeyin haram olduğuna hüküm vermek, ancak Allah’a mahsustur. Fakat akıl, emredilen şeylerin bazısının güzel olduğunu, yasak edilen şeylerin bazısının çirkin olduğunu idrak eder…"(4) diyerek, bu inceliği gündeme getirmiştir. Akla uymadığı gerekçesiyle, herhangi bir sünnet iptal edilemez. İbn-i Huzeyme (rh.a), "Es Sahih" isimli eserinde, "Şahsi kanaat veya akıl ile sünnetin reddedilemeyeceğini, velev ki akıl ile kavranamasa dahi sünnete riayet edileceğini"(5) belirtmiş ve şu âyet-i kerime’yi delil olarak zikretmiştir: "Allah ve Resûlü bir işe hükmettiği zaman; gerek mü’min olan erkek, gerek mü’min olan kadın için (o hükme aykırı olarak) işlerinde kendilerine muhayyerlik yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne isyan ederse muhakkak ki o apaçık bir sapıklıkla yolunu sapıtmıştır." (El Ahzab Sûresi: 36)
Meselenin bir diğer boyutu da şudur: Herhangi bir hadis-i şerifin hükmü; senedinde bulunan ravileri ile ilgili bir zaaf veya metninde mevcut olan zahir bir illet sebebiyle terkedilebilir. Bunu yapabilecek kimsenin (hem sened, hem metin açısından) hadis hafızı olması zaruridir. Türkiye’de bu şartlara haiz tek bir hadis hafızı yoktur. Nassları şahsi kanaatlerine göre tevil eden kimseler; isabet etseler bile, usûl açısından hata etmiş olurlar.(6) Zira mücerred akla dayanan keyfi yorumlar, bid’at ve hurafelerin kaynağını teşkil etmişlerdir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

(1) İmam-ı Şafii- Er Risale- Kahire: 1979 ( 2 bsm), Sh: 225, Madde: 619.
(2) El Aclûni- Keşfû’l Hefa- Beyrut: 1351, C: 1, Sh: 86, Madde: 220.
(3) Molla Hüsrev- Mir’at El Usûl- İst: 1308, C: 2, Sh: 7-8.
(4) İbn-i Abidin- Reddü’l Muhtar Ale’d Dürri’l Muhtar- İst: l983 C: 8 Sh: 212.
(5) İbn-i Huzeyme- Es Sahih- Beyrut: 1390, C: 1, Sh: 75.
(6) İmam-ı Suyuti- Miftahû’l Cenne- Beyrut: 1987, Sh: 62.

Yusuf KERİMOĞLU

Vesselam.

< Ehli sünnet alimlerin kitaplarında uydurma hadis var diyenler ahirette bu alimlerin yüzlerine nasıl bakacaklar utanmadan iftira atıyorlar ve şunu demeye çalışıyorlar İmam Gazali’nin ilmi azdı biz daha çok biliyoruz O hadis şeriflerden pek anlamazdı biz daha iyi anlarız hangi ilimle

İmam-ı Gazali hazretleri, ömrü boyunca gece gündüz devamlı yazmış büyük bir İslam âlimidir. O kadar çok kitap yazdı ki, ömrüne bölününce, bir güne on sekiz sayfa düşmektedir. Eserlerinin sayısının 1000’e ulaştığı, Mevduât-ul-Ulum kitabında bildirilmektedir.Rabbim sizi doğru yola iletsin >
forumduasi.com/hadis-tarihi-hadis-usulu/84423-imam-gazzali-ve-hadis-ilmindeki-yeri.html

Ek olarak:

İbn Neccar: Gazalî’nin hadisçiler gibi hadis alma yoluna girmemek ve bir hadis dışında hiçbir hadis rivayetinin isnat zincirini belirtmemekle eleştirmiştir(bk. a.g.e, 6/89-Şamile). Hafız Semanî de Gazalî’nin bir muhaddis olarak hadisleri(bizzat tahriç ederek) aktarmadığını (yani bir hadis alimi olmadığını) ifade etmiştir(bk. a.g.e, 6/98-şamile).

Ancak, Semanî onun eşsiz bir alim olduğunu vurgulamaktan da çekinmemiştir(bk. a.g.y).

< Aclûnî’ ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak >
Bu eşhas acep nefislerine uyarak mı kafirdirler demişler böyle hakaretler ediyor yazının sahibi???

Alttaki rivayete dayanmışlardır mezkur imamlar:

Hz Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Bir adam:

"Ey Allah’ın Resulü babam nerededir?" diye sormuştu.

"Cehennemde!" buyurdular. Adam (gitmek üzere) geri dönünce, Aleyhissalâtu vesselâm adamı çağırdı ve:

"Muhakkak ki, benim babam da senin baban da ateşteler!" buyurdu."

[Müslim, İman 347, (203); Ebu Davud, Sünnet 18,).]


BiLaL HaTTaB
< Allah razı olsun bilal hattap kardeşim >
Rabbim sizden de razı olsun kardeşim. Ancak;

< biz bütün ifadeleri (hadisleri bile) kuran’ı kerimin süzgecinden geçiririz eğer kuranda yeri yoksa onu hemen kabullenmeyiz >
Kur’an ve Sünnet’i birbirinden ayıramayız. Kur’an’ın süzgecinden de biz geçiremeyiz ilmî yetersizliğimizden ötürü. Bizler ömürlerini bu yola harcayan hadis İmam’larımıza tabî oluruz ancak.

< hele hele başkasına söyleyip onu dinde varmış gibi ithamlarda bulunmayız belki o hadis yada söz güzel olabilir ama yoksa bunu başkasına dinde varmış gibi göstermemiz Allah adına hüküm vermiş oluruz? >
Burda hemfikiriz… Şüphe duyduklarımızı kendimizde saklarız. Zira;

Rasulullah(sas) ile birlikte en çok bulunan Hz. Ebubekr, Ömer, Osman ve Ali(r.a.ecmain) en az hadis rivayet edenlerdendir. Neden diye sorduğumuzda şu cevapla karşılaşırız: Onlar Peygamberin(sas) ağzından çıkmamış bir sözü ola ki söyleriz korkusuyla bundan uzak durmuşlardır.

Bugün ise malesef, ağzı olan konuşabiliyor… Bu işin vebalinden kimsenin korkusu yok; zira vebalinden haberleri yok…

< sadece hatasız kitap kuran’ı kerimdir >
Amennâ… Ancak; "Bu zikri biz indirdik; onu koruyacak olan da biziz" (15/9) ayet-i kerimesinde; Rasulullah’ın(sas) Sünnet’inin de kastedildiğini birçok İmam(rh.a.ecmain) ifade etmişlerdir. Zira; "O hevasından konuşmaz" (53/4)

Her asırda Sahih Sünnet müdafisi İmam’ları, Rabbim eksik etmemiştir bu ümmet üzerinden…

vesselam…


ferdi16
süreç içerisinde batılın karıştığını bu batılın ancak furkan ile ayrılacağını bildirmek din adına yanlış ithamlarda bulunulduğunu belirtmek istedim mesala sürekli bize kanın abdesti bozduğu söylenir hatta peygamber efendimizin eşinin peygamber efendimizin(sas) kadın eli değdiği için mi yoksa yüzünün kanadığı için mi tartışması getirilir ama kuranda kan abdesti bozar diye bir ifade yok tamam kan abdesti bozar olarak görelim yine bir sahabenin ayağına ok saplanır o şekilde ayağı kanarken namaza durar ve namazda iken oku çıkartırlar o zaman iki rivayet birbiri ile çelişiyor kanın abdesti bozar diyelim ama bunu başkasına söylerken biraz dikkar edelimyada işte şu kadar 4444 kere Leilahe illah dersen cennete girersin vs o zaman biz o kadar tesbih edelim cennete gidelim.belki bunlar Allahı anmak için yapılmıştır ama din gibi gösterilir ve çoğu müslüman ne yazık ki bu ifadelere inanıyor kur’an’ı kerimi okumuyor ve kabulleniyor.Ben zaten yanlış anlaşılma olmuş galiba hz.Ebabekir,hz.Ömer,Hz.Ali gibi yakın sahabeleri kast etmedim güvenilri hadis yok demek hüküm vermektir ben hüküm veremem ama içlerine iyi niyetle söylenmiş ama zamanla hadis gibi gösterilmiş hadisleri diyorum yine ben bu dünyayı senin yüzün suyun hürmetine yarttım da olabilir bunları bir kur’an süzgecinden geçirmemiz gerekir Ayrıca biz bu kuran’ı öğüt alın diye indirdik öğüt alanınız yok mu?nerde öğüt alan(kamer17-22-32-40)alimleri eleştirmiyorum furkandan faydalanmamız gerekiyor diyorum…(şeytan hatısında ısrarettiği için cehennemlik oldu benim de hatam varsa düzeltin…vesselam…)


BiLaL HaTTaB
< süreç içerisinde batılın karıştığını bu batılın ancak furkan ile ayrılacağını bildirmek din adına yanlış ithamlarda bulunulduğunu belirtmek istedim >
İmam el-Evzâî şöyle demiştir:
"(Açıklanmaya ihtiyacı olduğundan) Kitab’ın sünnete olan ihtiyacı, sünnetin Kitab’a olan ihtiyacından fazladır."

Yine İmam el-Evzâî’den, şöyle demiştir:
"Yahya bin Ebî Kesîr şöyle demiştir:Sünnet Kitab üzerinde hüküm koyucudur, Kitab ise sünnet üzerinde hüküm koyucu değildir."

Hadis’in Kur’an’a arz edilmesi meselesi ve bu konuda uydurulan "Benden size gelen haberi Kur’an’a arz edin. Ona uyuyorsa, onu ben demişimdir. Uymuyorsa onu ben dememişimdir." sözü, İslam düşmanlarının, zındıkların, bu dinin dibine dinamit koyma girişimlerindendir. Nitekim Yahya b. Ma’in(rh.a) de buna işaret ederek:

"Bu, zındıkların (müslümanların arasına girip inançlarını sarsan, Allah’a ve ahirete inanmayanların ya da Müslüman gibi gözüküp küfrünü gizleyenlerin) uydurduğu bir hadistir" demiştir.

İmam eş-Şafiî de şöyle demiştir:
"Rasûlullah’tan(sav) gelen bazı hadisleri reddeden bir kimse bana şu hadisi delil olarak gösterdi: ‘Benden size gelen haberi Kur’an’a arz edin. Ona uyuyorsa, onu ben demişimdir. Uymuyorsa onu.ben dememişimdir.’ O kimseye şöyle dedim: Az çok rivayeti sahîh olan hiçbir kimse bunu rivayet etmemiştir. Bu meçhul bir kimseden gelen munkatı’ (senedi kopuk) bir rivayettir. Biz ise böyle rivayetleri her hangi bir konuda delil olarak kabul etmeyiz."

Bu konuda biraz daha temkinli olmanızı tavsiye ederim bir kardeşiniz olarak. Samimiyetinize inandığım içindir bu tavsiyem…

Ayrıca=> forumduasi.com/hadis-tarihi-hadis-usulu/84691-mevzu-uydurma-hadisi-tanimanin-kaideleri-ve-emareleri.html

vesselam…


Melik77
Uydurma hadis anlaşılması için iki kriter var.

1) Kuran’la çelişiyor mu buna bakılır, Hadis ile Kuran ayeti nesh etmek şirktir.
2) Hadisler birbirleriyle çelişiyor mu buna bakılır, çelişen hadisler için son adres Kuran’dır.

Benden Kur’an dışında bir şey yazmayın.Kim benden Kur’an dışında bir söz yazmışsa onu yok etsin

Bu hadis aslında, hadislere karşı nasıl bir tutum içinde olmamız gerektiğini gösteriyor. Hadislere iman edelim evet, ancak hadisler Kuran’la çelişiyorsa iman etmek ne kadar doğrudur.

Bakın Hadisler hem Kuran ile hem de birbirleri arasında nasıl çelişmişler.

hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=17
hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=17

Bir de öğretisi olmayan garip hadisler var.
hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=820
hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=820&PN=0&TPN=3

”Komşusu açken tok yatan bizden değildir” Hadis’i Kuran ruhuna uygundur, çünkü Zekat farzı olan ve zenginin malından fakire hak olduğunu söyleyen Kuran’ın ruhuna bu uygundur.

Ancak ”Dininden döneni öldürün” Hadis’i ”Dinde zorlama yoktur” tipi ayetlerin hepsine açıkça saldırıyor. Ayet nesh edemeyiz, ayet neshi olmadığı ile ilgili bir sürü ayet var. ”Allah’ın sözü değişmez”

Bu durumda Peygamberimizin ”Kuran’a uyun, Kuran dışı sözlerime itibar etmeyin” tipi hadislerine mi uyalım ? Yoksa her raviye, her toplayıcıya güvenelim mi ?


musab
Uydurma Hadisleri Tanıma Yolları ve Alametleri93


1.) Hadis uyduranların itirafları.

2.) Haberin lafzında ve manasında bozukluk olması.

3.) Mevcut güvenilir hadis kitaplarında bulunmaması.

4.) Birçok insanın görmesi gereken bir hadiseyi bir kişinin gördüğünü iddia etmesi.

5.) Kur’an ve sahih sünnete muhalif olması.

6.) Akla, his ve müşahadeye muhalif olması.

7.) Tarihi gerçeklere aykırı düşmesi.
________________________________________
93- Kandemir, Yaşar. Prof.Dr.Mevzu Hadisler, sf.180-191.

=====
Kaynak İçin Bakınız: Dr. Zeki Bayraktar, Kur’anın Nebevi Tatbikatı Sünnet, s.239.
=====


AcizKul0
Selamın Aleyküm.Bana birisi bir yazı paylaştı hadis vardı uydurmaymış bende bilmeden 22 kişiye attım sonradan anladım ne yapmam lazım?


Hoca
Hadisi yazmazsan nasıl cevap verelim! Ama siz araştırmadan hadisin doğruluğu bilinmeden asla paylaşmayın


Selamin farz olmasindaki delil nedir safi

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();