Namazla ilgili Meselelerde Kadın ile Erkek Arasındaki Farklar

Namazla ilgili Meselelerde Kadın ile Erkek Arasındaki Farklar

Hoca
NAMAZLA İLGİLİ MES’ELELERDE KADIN İLE ERKEK ARASINDAKİ FARKLAR

İbadetle mükellefiyette ve kulluk vazifelerinin ifasında erkek ile kadının arasında bazı farklar bulunmaktadır. Bu husustaki ölçü, kadının hâline uygun şeklin seçilmiş olduğunu göstermektedir. Bu noktadan hareketle namazla ilgili meselelerdekî farkları açıklamaya çalışalım.
a) İftitah tekbirindeki fark:
Erkek, başparmağının ucunu kulağının yumşağına değecek kadar kaldırır.
Kadın, iftitah tekbirini alırken, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırır.
b) Kıyamdaki fark:
Erkek, iftitah tekbirini alınca, sağ elinin baş ve küçük parmaklarını sol elinin bileği üzerinde halkalanacak şekilde bağlar ve her iki elini göbeğinin altına kor.
Kadın, iftitah tekbirini aldığı zaman, ellerini göğsünün üzerine kor ve sağ eli sol elinin üzerinde bulunur.
c) Rukûdaki fark:
Erkek, başı iie arkası düz olacak şekilde, ellerini dizlerinin üzerine koyarak rukûu eda eder. El parmaklarının arası açık olarak dizlerini tutar.
Kadın, rüku hâlinde» parmakların T açmaz ve dizlerini tutmaz. O, ellerini dizlerinin üzerine koymakla yetinir.
d) Secdedeki fark:
Erkek, secdeye vardığı zaman, karnını uyluklarından ayırır, kollarını yere döşemez ve yanlarından açmış bir hâlde tutar.
Kadın, secde hâlinde, toparlanır ve karnını uyluklarına yapıştırarak secde eder. Bu tarz, onun tesettürüne daha uygun bulunmaktadır^.
e) Kırâet hususundaki fark:
Kendi başına namaz kılan bir erkek, gece namazlarının farzında, dilerse açıktan okuyabilir.
Kadın, imam olmaya ehliyeti bulunmadığı için, gündüz ve gece namazlarındaki kırâeti gizli olur.
f) Oturuştaki fark:
Erkek, kâ’de-i ûlâ ve ka’de-i ahîrede sol ayağını yere döşer ve sağ ayağını dikerek oturur.
Kadın, teverrük hâlinde oturur. "Teverrük", ayakları sağ tarafa yatık bulundurmak suretiyle yere oturmaktır. Bu tarz oturuşta ayaklar sağ tarafa çıkarılır.
g) İmamlık hususundaki fark:
Erkek, imamlık için aranılan şartlara sahip bulunuyorsa, erkek ve kadın cemâate imamlık yapabilir.
Kadın, erkelere imamlık yapamaz. Kadınlara imamlık yapmasında da kerahet vardır.
h) Cuma ve bayram namazlarındaki fark:
Erkek, bu namazların vücubunun şartları kendisinde mevcut ise, cuma namazına gitmesi farz; bayram namazına gitmesi vacip olur.
Kadın, cuma ve bayram namazı ile mükellef tutulmamıştır. Dilerse cuma ve bayram namazına gidebilir ve kılacağı cuma, o günün öğle namazı yerine geçer.
i) Şef enlikteki fark:
Erkek, 90 km. lik mesafesi bulunan bir yere gitmeye karar verip yola çıktığında seferilik hükmü başlar.
Kadın, kocası ile birlikte yola çıktığı zaman, kast ve kararında müstekil sayılmamıştır. Seferi olabilmesi için, kocasının niyyetine tâbi bulunmaktadır.
k) Geçmiş namazların kazasındaki fark:
Müslüman bir erkeğin namazı geçmiş olsa onu mutlaka kaza etmekle mükelleftir.
Kadın, temiz sayıldığı günlerde geçirdiği namazlarını kaza etmek mecburiyetinde ise de, hayız ve lohusalık hâllerinde kılamadığı namazları ödemekle mükellef tutulmamıştır.
I) Birbirinin cenazesini yıkamaktaki fark:
ErKeK/vetat etmiş bulunan Karısını yıkayamaz… Çünkü Kadının ölümü ile nikâh bağı tamamen kopmuş olur. Onu yıkayacak bir kadın bulunamazsa, kocası eline bir bez sararak teyemmüm ettirebilir.
Kadın, vefat eden kocasını yıkayabilir. Çünkü ölüm hâdisesinden dört ay on gün sonrasına kadar nikâhın eseri devam etmektedir.
m) Kefen hususundaki fark:
Erkek için sünnet bulunan kefen; gömlek, izâr ve lifâfe olmak üzere üç kattır. Kadın cenazesi için bunlara ilâveten "baş örtüsü ve göğüs bağı" olmak üzere iki fazlalık vardır.

Müslümanca yasama sanati 3


Cevap: Namazla Ilgili Mes’elelerde Kadın Ile Erkek Arasındaki Farklar

BiLaL HaTTaB
< a) İftitah tekbirindeki fark:
Erkek, başparmağının ucunu kulağının yumşağına değecek kadar kaldırır.
Kadın, iftitah tekbirini alırken, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırır.
b) Kıyamdaki fark:
Erkek, iftitah tekbirini alınca, sağ elinin baş ve küçük parmaklarını sol elinin bileği üzerinde halkalanacak şekilde bağlar ve her iki elini göbeğinin altına kor.
Kadın, iftitah tekbirini aldığı zaman, ellerini göğsünün üzerine kor ve sağ eli sol elinin üzerinde bulunur.
c) Rukûdaki fark:
Erkek, başı iie arkası düz olacak şekilde, ellerini dizlerinin üzerine koyarak rukûu eda eder. El parmaklarının arası açık olarak dizlerini tutar.
Kadın, rüku hâlinde» parmakların T açmaz ve dizlerini tutmaz. O, ellerini dizlerinin üzerine koymakla yetinir.
d) Secdedeki fark:
Erkek, secdeye vardığı zaman, karnını uyluklarından ayırır, kollarını yere döşemez ve yanlarından açmış bir hâlde tutar.
Kadın, secde hâlinde, toparlanır ve karnını uyluklarına yapıştırarak secde eder. Bu tarz, onun tesettürüne daha uygun bulunmaktadır^.
e) Kırâet hususundaki fark:
Kendi başına namaz kılan bir erkek, gece namazlarının farzında, dilerse açıktan okuyabilir.
Kadın, imam olmaya ehliyeti bulunmadığı için, gündüz ve gece namazlarındaki kırâeti gizli olur.
f) Oturuştaki fark:
Erkek, kâ’de-i ûlâ ve ka’de-i ahîrede sol ayağını yere döşer ve sağ ayağını dikerek oturur.
Kadın, teverrük hâlinde oturur. "Teverrük", ayakları sağ tarafa yatık bulundurmak suretiyle yere oturmaktır. Bu tarz oturuşta ayaklar sağ tarafa çıkarılır. >

esselamu aleykum ve rahmetullah…

mum kardeşim, bu konu kafamı kurcalayan bir konuydu, ama hala daha kurcalanmışlık gitmedi.

Bu farkın olduğuna dair Hadis’lerde bir ibare geçiyor mu?

Nasuriddin el-Albanî’nin "Sıfatu Salati’n Nebî" adlı eserini okumuşsundur. Elbanî, kadınların bu uygulamaların bazısında farklı olduklarına dair Sünnet’te hiçbir delil bulunmamaktadır diyor. Ve İmam İbrahim en-Nehaî’nin sahih senedli şu sözünü aktarıyor:

"Kadın namazda erkeğin yaptığı gibi yapar."

İmam Buharî de, Sahih’inde, Sıfatu’s Salat’ta şu hadisi zikrediyor sahih senedle:

"Ümmü Derdâ namazda erkeğin oturduğu gibi otururdu. O, fıkıh bilgisine saihp bir kadındı."

Soru işaretlerimi giderecek aktarımlar var mı? Varsa yardımcı olursan sevinirim.

vesselam…


Yanıt: Namazla Ilgili Mes’elelerde Kadın Ile Erkek Arasındaki Farklar

ezdli cündep
< a) İftitah tekbirindeki fark:
Erkek, başparmağının ucunu kulağının yumşağına değecek kadar kaldırır.
Kadın, iftitah tekbirini alırken, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırır.
b) Kıyamdaki fark:
Erkek, iftitah tekbirini alınca, sağ elinin baş ve küçük parmaklarını sol elinin bileği üzerinde halkalanacak şekilde bağlar ve her iki elini göbeğinin altına kor.
Kadın, iftitah tekbirini aldığı zaman, ellerini göğsünün üzerine kor ve sağ eli sol elinin üzerinde bulunur.
c) Rukûdaki fark:
Erkek, başı iie arkası düz olacak şekilde, ellerini dizlerinin üzerine koyarak rukûu eda eder. El parmaklarının arası açık olarak dizlerini tutar.
Kadın, rüku hâlinde» parmakların T açmaz ve dizlerini tutmaz. O, ellerini dizlerinin üzerine koymakla yetinir.
d) Secdedeki fark:
Erkek, secdeye vardığı zaman, karnını uyluklarından ayırır, kollarını yere döşemez ve yanlarından açmış bir hâlde tutar.
Kadın, secde hâlinde, toparlanır ve karnını uyluklarına yapıştırarak secde eder. Bu tarz, onun tesettürüne daha uygun bulunmaktadır^.
e) Kırâet hususundaki fark:
Kendi başına namaz kılan bir erkek, gece namazlarının farzında, dilerse açıktan okuyabilir.
Kadın, imam olmaya ehliyeti bulunmadığı için, gündüz ve gece namazlarındaki kırâeti gizli olur.
f) Oturuştaki fark:
Erkek, kâ’de-i ûlâ ve ka’de-i ahîrede sol ayağını yere döşer ve sağ ayağını dikerek oturur.
Kadın, teverrük hâlinde oturur. "Teverrük", ayakları sağ tarafa yatık bulundurmak suretiyle yere oturmaktır. Bu tarz oturuşta ayaklar sağ tarafa çıkarılır.
g) İmamlık hususundaki fark:
Erkek, imamlık için aranılan şartlara sahip bulunuyorsa, erkek ve kadın cemâate imamlık yapabilir.
Kadın, erkelere imamlık yapamaz. Kadınlara imamlık yapmasında da kerahet vardır.
h) Cuma ve bayram namazlarındaki fark:
Erkek, bu namazların vücubunun şartları kendisinde mevcut ise, cuma namazına gitmesi farz; bayram namazına gitmesi vacip olur.
Kadın, cuma ve bayram namazı ile mükellef tutulmamıştır. Dilerse cuma ve bayram namazına gidebilir ve kılacağı cuma, o günün öğle namazı yerine geçer.
i) Şef enlikteki fark:
Erkek, 90 km. lik mesafesi bulunan bir yere gitmeye karar verip yola çıktığında seferilik hükmü başlar.
Kadın, kocası ile birlikte yola çıktığı zaman, kast ve kararında müstekil sayılmamıştır. Seferi olabilmesi için, kocasının niyyetine tâbi bulunmaktadır.
k) Geçmiş namazların kazasındaki fark:
Müslüman bir erkeğin namazı geçmiş olsa onu mutlaka kaza etmekle mükelleftir.
Kadın, temiz sayıldığı günlerde geçirdiği namazlarını kaza etmek mecburiyetinde ise de, hayız ve lohusalık hâllerinde kılamadığı namazları ödemekle mükellef tutulmamıştır.
I) Birbirinin cenazesini yıkamaktaki fark:
ErKeK/vetat etmiş bulunan Karısını yıkayamaz… Çünkü Kadının ölümü ile nikâh bağı tamamen kopmuş olur. Onu yıkayacak bir kadın bulunamazsa, kocası eline bir bez sararak teyemmüm ettirebilir.
Kadın, vefat eden kocasını yıkayabilir. Çünkü ölüm hâdisesinden dört ay on gün sonrasına kadar nikâhın eseri devam etmektedir.
m) Kefen hususundaki fark:
Erkek için sünnet bulunan kefen; gömlek, izâr ve lifâfe olmak üzere üç kattır. Kadın cenazesi için bunlara ilâveten "baş örtüsü ve göğüs bağı" olmak üzere iki fazlalık vardır.
Müslümanca yasama sanati 3 >

…..Esselamu aleykum.
Mum kardeş bende hayretler içerisinde kaldım zira hiç işitmedim kadınların ayrı erkeklerin ayrı namaz kılınış şekillerini aksine sahabeler rasulun namaz kılınış şeklini anlatırken rasulun yaptığını aktarmış ve kadın ve erkek ayrımı yapmamışlerdır
Zaten buna dair tek bir hadiste yoktur alim görüşüde yoktur


Soru: Namazla Ilgili Mes’elelerde Kadın Ile Erkek Arasındaki Farklar

ezdli cündep
IKINCI REK’ATTEN KALKARKEN ELLERIN KALDIRILACAGI

Ibnu Omer radiyAllahu anhuma’dan, soyle dedi: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ikinci rek’atten kalkacagi zaman tekbir alir ve ellerini (omuzlari hizasina vardirincaya kadar) kaldirirdi. (Buhari(739) Ebu Davud (743) Tirmizi (304) Ahmed (5/424))

IKINCI TESEHHUD’DE SUNNET OLAN OTURUS

Muhammed Ibnu Amr bin Ata’nin soyle haber verdigi rivayet olundu. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in ashabindan bir takim zevat ile otururken, Nebi sallAllahu aleyhi ve sellem’in namazından bahsettik. Ebu Humeyd es-Saidi dedi ki: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in namazını en iyi bileniniz ben idim. (Namazin) son tesehhudunde oturdugu vakit, sol ayagini ileri alip ve digerini (yani sag ayagini) dikerek mak’ad’ ustune otururdu. (Buhari (828) ve Ebu Davud (963))

Abdullah Ibnu Zubeyr radiyAllahu anhuma’dan, soyle dedi: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem namazda oturdugu zaman sol ayagin, (sag) uylugu ile (sag) baldiri arasina doğru getirir, sag ayagini da yayardi. (Muslim (579))

Ebu Humeydi es-Saidi radiyAllahu anh’dan, soyle dedi: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i ikinci rek’atlerde oturdugu vakit, sol ayaginin uzerine oturdugunu ve sag ayagini da diktigini, namazın dorduncu rek’atinda oturdugu vakit ise sol kalcasini yere degdirecek sekilde oturup, ayaklarinin uclarini ise sag tarafindan cikardigini gördüm! (Ebu Davud(965) Beyhaki(2/128) hasen bir sened ile rivayet etmislerdir)

.
TESEHHUD’DE KADINLARIN DA ERKEKLER GIBI OTURACAGI

Mekhul’den, (soyle rivayet olunmustur): Ummu’d-Derda radiyAllahu anha namazının (tesehhudunde) erkek oturusu gibi otururdu. Ve kendisi ”fakihe" idi. (Buhari Sahihin’de ta’likan(827) Tarihi Sagir(s.95)’de mevsulan ve Ibnu Ebi Seybe Musannef’de(1/270) sahih bir senedle rivayet etmislerdir)

Buraya kadar gecen mevzularda da goruldugu gibi erkek ile kadinin namazını ayiran hiç bir delil yoktur. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in; ”Namazi benim nasıl kildigimi goruyorsaniz o sekilde kiliniz" emrine kadinlar da dahildir. Mezheplerdeki degisik ibadet ta’rifleri tamamiyla sünnetten uzak ictihatlardir.

Ibrahim en-Nehai der ki; ”Kadinlar namazda erkeklerin yaptiginin aynisini yaparlar.” (Ibni Ebi Seybe(1/75) senedi sahihtir.)

Ikinci tesehhudde de birinci tesehhudde oldugu gibi tahiyyat ve salavat okunarak asagidaki tertip uzere devam edilir.

RUKU’DA ELLERIN DIZKAPAKLARIN UZERINE KONULACAGI

Ebu Ya’fur, Mus’ab Ibnu Sa’d-i soyle derken isittigini rivayet etti: Babamin yaninda namaz kıldım, (ruku’da) avuclarimi bir birine bitistirip iki baldirimin arasina koydum. (Bu hareketimi goren) babam beni bundan nehyetti. Dedi ki: "Biz bunu yapiyorduk. Fakat sonra bunu yapmaktan nehyolunduk. Ve ellerimizi diz kapaklarin uzerine koymakla emrolunduk." (Buhari(790) ve Muslim(535))

Abbas Ibnu Sehl’den, soyle dedi: "Ebu Humeyd, Ebu Useyd, Sehl Ibnu Sa’d ve Muhammed Ibnu Mesleme toplanarak Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in namazını muzakere ettiler. Ebu Humeyd dedi ki: ”Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in namazını en iyi bileniniz benim. Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem ruku’a vardi, dizkapaklarini tutar gibi ellerini dizkapaklarinin uzerine koydu. Kollarini gerdi ve koltuklarini kaldirdi." (Ebu Davud(734) ve Tirmizi(260) sahih bir senedle rivayet etmislerdir.)

Alkame’t-Ibnu Vail babasindan soyle rivayet etti: Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem Ruku’a gittigi zaman (diz kapaklarinin ustunde) parmaklarini acardi. (Hakim(1/224) sahih bir senedle rivayet etmistir)


ardanınannesi
Benim Kafam Karıştı, şimdi Sünnette Böyle Bir Farklılığın Yeri Yoksa Biz Namazı Yanluş Mı Kılıyoruz Acaba…!??!


Hoca
< esselamu aleykum ve rahmetullah…
mum kardeşim, bu konu kafamı kurcalayan bir konuydu, ama hala daha kurcalanmışlık gitmedi.
Bu farkın olduğuna dair Hadis’lerde bir ibare geçiyor mu?
Nasuriddin el-Albanî’nin "Sıfatu Salati’n Nebî" adlı eserini okumuşsundur. Elbanî, kadınların bu uygulamaların bazısında farklı olduklarına dair Sünnet’te hiçbir delil bulunmamaktadır diyor. Ve İmam İbrahim en-Nehaî’nin sahih senedli şu sözünü aktarıyor:
"Kadın namazda erkeğin yaptığı gibi yapar."
İmam Buharî de, Sahih’inde, Sıfatu’s Salat’ta şu hadisi zikrediyor sahih senedle:
"Ümmü Derdâ namazda erkeğin oturduğu gibi otururdu. O, fıkıh bilgisine saihp bir kadındı."
Soru işaretlerimi giderecek aktarımlar var mı? Varsa yardımcı olursan sevinirim. >

< …..Esselamu aleykum.
Mum kardeş bende hayretler içerisinde kaldım zira hiç işitmedim kadınların ayrı erkeklerin ayrı namaz kılınış şekillerini aksine sahabeler rasulun namaz kılınış şeklini anlatırken rasulun yaptığını aktarmış ve kadın ve erkek ayrımı yapmamışlerdır Zaten buna dair tek bir hadiste yoktur alim görüşüde yoktur >

ve aleykumusselam ve rahmetullahi ve berekatuh.
eğer fıkıh kitaplarını gözardı edecekseniz yazacak bir şey yok:)
fıkıh kitaplarında geçtiğini ispat ederim ama delillerini bilmiyorum araştırmak gerek.

sorun hangi maddede?


BiLaL HaTTaB
< eğer fıkıh kitaplarını gözardı edecekseniz yazacak bir şey yok🙂 >
Fıkıh kitalarını gözardı etmek değil de, fıkıh kitaplarına saplanıp da, Rasulullah’ın(sas) sözlerini görmezden gelmektir korkumuz. Sorumuz da bu amaçlıydı…

< sorun hangi maddede? >
Benim sorunum, alıntı yaptığım maddelerde…

< a) İftitah tekbirindeki fark:
Erkek, başparmağının ucunu kulağının yumşağına değecek kadar kaldırır.
Kadın, iftitah tekbirini alırken, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini göğüs hizasına kadar kaldırır.
>

"Tekbir alırken ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı." [Buhari, Salat; Ebu Davud, Salat; Nesaî, İftitah]

"Bazen kulak (yumuşağı) hizasına kadar kaldırdığı da olurdu." [Müslim, Salat; Ebu Davud, Salat; Nesaî, İftitah]

(Herhangi bir farktan bahsedilmemekte…)

< b) Kıyamdaki fark:
Erkek, iftitah tekbirini alınca, sağ elinin baş ve küçük parmaklarını sol elinin bileği üzerinde halkalanacak şekilde bağlar ve her iki elini göbeğinin altına kor.
Kadın, iftitah tekbirini aldığı zaman, ellerini göğsünün üzerine kor ve sağ eli sol elinin üzerinde bulunur.
>

"Rasulullah(sas) namazda, sağ elini sol elinin üzerine koyardı." [Buhari, Salat; Müslim, Salat; Ebu Davud, Salat]

"Rasulullah(sas), sağ elini sol elinin üzerine, bileği üzerine, kolu üzerine koyardı." [Ebu Davud, Salat; Nesaî, İftitah; sahihtir.] "Ashabına da böyle yapmalarını emrederdi." [Buhari, Salat] "Bazen de sağ eliyle sol elini kavrardı." [Nesaî, İftitah; sahihtir.] "Elleri göğsü üzerine de koyardı." [Ebu Davud, Salat]

(Herhangi bir farktan bahsedilmemekte…)

< c) Rukûdaki fark:
Erkek, başı iie arkası düz olacak şekilde, ellerini dizlerinin üzerine koyarak rukûu eda eder. El parmaklarının arası açık olarak dizlerini tutar.
Kadın, rüku hâlinde» parmakların T açmaz ve dizlerini tutmaz. O, ellerini dizlerinin üzerine koymakla yetinir. >

"Hz. Peygamber(sas), rükûda avuçlarını dizlerinin üzerine koyar, rükûnun bu şekilde yapılmasını emrederdi." [Buhari, Sıfatu’s Salat; Müslim, Mesacid; Tirmizi, Salat; Ebu Davud, Salat; İbn Mace, İkametu’s Salat]

"Ellerini dizlerine iyice yerleştirir, onları tutardı." [Buhari, Sıfatu’s Salat; Tirmizi, Salat; Ebu Davud, Salat; İbn Mace, İkametu’s Salat]

"Parmaklarının arasını açardı." [Hâkim hadisin sahih olduğunu söylemiş, Zehebî ve Tayalisî de bu görüşünde ona katılmışlardır.]

"Rükûya vardığı zaman sırtını düz tutardı." [Buhari, Sıfatu’s Salat]

Namazını düzgün kılmayan kişiye şöyle demiştir:
"Rükuya vardığın zaman avuç içlerini dizlerine koy, sırtını düz tut ve rükûunu da sağlam yap." [Ebu Davud, Salat]

(Herhangi bir farktan bahsedilmemekte…)

Diğer seçenekler de hulasa aynı şekilde…

Tek emir var, Buharî ve Müslim kaynaklı:

"Benim nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız, siz de öylece kılın."

Öğrenmek istediğim, bilmediğim birşeyin olup olmadığı. Yani;

Rasulullah(sas) erkekle kadının namazı arasında bir fark görmüş müdür; yoksa bu fark fıkıh kitaplarıyla mı sınırlıdır?

Teşekkür ediyorum şimdiden..

vesselam…


BiLaL HaTTaB
Selamun Aleykum,
Öncelikle dine bakış açımızı kuran ve sünnet çerçevesinde değiştirdiğiniz için Allah razı olsun.
Ben kadınların namazlarındaki farklılıkların sebeplerini sormak istiyorum.
1- Secdede dirsekleri yere değiyor.
2- Rukuya erkekler kadar eğilmiyorlar.
3- Ellerini göğüs hizasında bağlıyorlar.

CEVAP:
Aziz mümine, kerim ilim talebesi,
Namazın erkân ve adabına ilişkin hususatı bizler Nebi’den almakla yükümlüyüz. Çünkü bize o "Sallu kema raeytumuni usalli: Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de öyle namaz kılın" buyurmuştur. Rabbimiz de "Fezkuruni kema allemekum” beni size öğrettiğim gibi zikredin buyurmuştur. Bendeniz kitab ve sahih sünnette kadının namazının erkeğinkinden ayrı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Bu konuda sahabeden de sahih bir uygulama olduğuna dair hiçbir delil bilmiyorum. Bu birçok yeni uygulama gibi Anadolu’da ortaya çıkan bir uygulama gibi geliyor bana.
Vesselam.

Mustafa İslamoğlu


tuallin
KADININ NAMAZ KILMA ŞEKLİ İLE ERKEĞİN NAMAZ KILMA ŞEKLİ FARKLI MIDIR? NİÇİN ?

Kadının namazı ile erkeğin namazı, harici hükümler bakımından farklıdır. Bu hükümlerden bazıları: cemaat, ezan, ikame, setru’l avret ve saf bunlardan bazılarıdır.

Bu hükümler de iki namaz arasında bazı farklılıklar olduğu doğrudur. Fakat namazın şekli konusunda alimler arasında iki görüş bulunmaktadır:

Birinci görüş: Bu görüş dört mezhep imamlarının görüşüdür, o da: "kadının namazının erkeğin namazından farklı olması müstehaptır. " görüşü.

Kur’an ve Sünnette kadınların tesettürüne özel bir önem atfettiği hepimizin malumudur. Namazda kadınların bazı hareketlerinin erkeklerden (kısmî olarak) farklılık göstermesinin temel sebebi de budur. Zira namaz dışında mütesettir (tesettürlü, örtülü) olması hassasiyetle istenen kadının, Rabbinin huzurunda bu noktaya daha fazla dikkat göstermesi tabiidir.
Bu sebeple İbn Hibbân, kadının evinin en gizli mekânında kıldığı namazın diğerlerine göre daha sevaplı olduğunu ifade eden hadisi [Ebû Dâvûd, "Salât", 53; İbn Huzeyme, III, 94-6] naklettiği babın başlığını aynen şöyle koymuştur: "Kadının Namazı Ne Kadar Gizli/Örtülü Olursa, Ecrinin de O Kadar Büyük Olacağının Beyanı." [ İbn Hibbân, el-İhsân, V, 595]
Ve yine bu sebeple İbn Abbâs (r.a)’a kadının namazının nasıl olması gerektiği sorulduğunda, "Derli toplu ve gizli" cevabını vermiştir.[ İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, I, 302]
Kadınların namaz kılarken erkeklerden farklı olarak hangi noktalara riayet edecekleri, Efendimiz (s.a.v) tarafından tafsilatlı olarak açıklanmış değildir. Bu hususta, Sahabe’den ve sonraki nesillerden gelen uygulama ve fetvalar bulunmaktadır. Belli başlılarını zikredecek olursak:

İftitah tekbiri: Kadınların, namaza başlarken ellerini kulak hizasına kadar değil, sadece omuz veya göğüs hizasına kadar kaldıracağı konusunda Sahabe’den Vâil b. Hucr (r.a) kanalıyla nakledilmiş merfu (Efendimiz (s.a.v)’e dayanan) bir rivayet mevcut ise de [et-Taberânî, Mu’cemu’l-Kebîr, XXII, 19-20] senedindeki Ümm Yahya bt. Abdilcebbâr isimli kadın hakkında el-Heysemî herhangi bir bilgi bulamadığını söylemiştir. [Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, II, 272; IX, 624] Dolayısıyla bu rivayet zayıftır. Ancak Sahabe’den Ümmü’d-Derdâ (r.anha) ve Tabiun’dan da Atâ, ez-Zührî, Hammâd… gibi isimlerden bu rivayetin delaletini destekleyen uygulama ve fetvalar nakledilmiştir.[ Buhârî, Kurratu’l-Ayneyn, 22; İbn Ebî Şeybe, Musannef, I, 270; el-Aynî, Binâye, II, 197] Zayıf hadisin bu uygulama ve fetvalarla kuvvet bulacağını ve kadınların iftitah tekbirindeki uygulamasının naklî bir temeli bulunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kıyam: Kadınların, kıyamda dururken ellerini göğüslerinin üstünde bağlayacağı konusunda herhangi bir rivayet bulunmamaktadır. Kaynaklar kadınların erkeklerden farklı olarak ellerini göğüsleri üzerinde bağlayacağını belirtirken yalnızca bunun "tesettüre daha uygun" olacağını söylemekle yetinmektedirler.

Rükû: Bu konuda da Efendimiz (s.a.v)’den nakledilmiş sahih bir rivayet mevcut değildir. Kadınların rükûda kollarını yana açmaksızın –erkeklere göre daha toplu bir şekilde– rükû edeceğini belirten ulema, bunu da "tesettüre uygunluk" ilkesine dayandırmıştır.

Secde: Kadınların secdede nasıl hareket edeceği konusunda Efendimiz (s.a.v)’den nakledilmiş iki rivayet vardır. el-Beyhakî bunların her ikisinin de zayıf olduğunu söylemiştir.
Bu rivayetlerden birinde Efendimiz (s.a.v)’in, kadın namaz kılarken (oturuşta) uyluklarını birbiri üzerine koyması ve secde ettiği zaman karnını uyluğu üzerine koymasını söylediği nakledilmiştir. el-Beyhakî bu rivayeti, senedindeki Ebû Mutî’ el-Hakem b. Abdillah el-Belhî sebebiyle taz’if etmiş (zayıf olduğunu söylemiş) tir.
Bu zat, İmam-ı Azam’ın Beş Eseri adıyla dilimize çevrilmiş olan risalelerden el-Fıkhu’l-Ebsat’ın ravisidir. Hadis tenkitçileri, onun hakkında oldukça ağır cerh ifadeleri kullanmıştır.ez-Zehebî onun hakkında şöyle der: "İbnu’l-Mübârek onu, dindarlığı ve ilmi mevkii sebebiyle ta’zim ve tebcil ederdi. (…) Re’y konusunda basiret sahibi, şanı büyük bir allame idi."
Cerh-ta’dil alimlerinin Ebû Mutî’ el-Belhî hakkındaki ağır sözlerinde (ki birçoğunun onun hakkında "Cehmî idi", "Mürcii idi" gibi ifadeler kullandığı dikkat çekiyor) itikadî meşrep farklılığının etkisini görmemek mümkün değil… Değil mi ki İmam Ebû Hanîfe ve Hanefî mezhebinin diğer büyük imamları dahi benzeri bir saikle taz’if edilmiştir?

Sonuç olarak söz konusu rivayetin Ebû Mutî’ el-Belhî hakkındaki yanlı cerh ifadeleri sebebiyle zayıf sayıldığını söylemek mümkün ise, hadisin bu konuda ihticaca elverişli olduğunu söylemek de mümkündür… el-Beyhakî’nin taz’if ettiği diğer rivayet ise, zayıfı olduğu konusunda Cerh-Ta’dil otoritelerinin ittifak ettiği Atâ b. Aclân isimli ravi kanalıyla gelmiştir. Bu ravinin durumu sebebiyle o rivayetin zikrinden sarf-ı nazar edeceğim…
Kadının secde ediş tarzı hakkında ayrıca aşağıdaki nakilleri görüyoruz:
Hz. Ali (r.a)’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Kadın secde ettiği zaman yere kapansın ve uyluklarını toplasın (vücuduna bitiştirsin)."
İmam Ebû Hanîfe’nin hocasının hocası İbrahim en-Neha’î de (Tabiun’dandır) aynı tarzda hüküm vermiş, "Kadın secde ettiği zaman uyluklarını toplasın ve karnını uylukları üzerine koysun" demiştir. Kendisinden bu konuda yapılan bir diğer nakil de şöyledir: "Kadın secde ettiği zaman karnını uyluklarına yapıştırsın; kalçasını yukarı kaldırmasın ve erkeğin kollarını açıp yayıldığı gibi yayılmasın." Yine Tabiun’dan Mücâhid’in de, erkeğin, secde ederken karnını kadınların yaptığı gibi uylukları üzerine koymasını mekruh gördüğü nakledilmiştir.
Bu konuda Tabiun’dan ve daha sonraki kuşakların imamlarından, bunlara benzer hayli kaviller nakledilmiş ise de bu kadarı maksadı ifadede yeterlidir.
Beyhakî şöyle der: "Kadının namaz ahkâmında erkekten ayrıldığı yerler, kadının tesettüre riayeti ilkesine racidir. Kadın, her durumda kendisi için tesettüre en uygun şeyi yapmakla memur ve mükelleftir…"

Kadın ile erkeğin namazında fark yoktur diyenlerin, yukardaki delillere verdikleri cevapları:

1- Beyhaki’nin çıkarttığı, Haris’den, O’da Ali’den rivayet ettiğine göre: "Eğer kadın secde ederse, baldırlarını birleştirsin” [Beyhaki / 222/2]

Karşı cevab : Bilindiği gibi Haris el-A’var‘ın hadisleri oldukça zayıftır. Zayıflığı hakkında bilgi almak isteyenler: [El-Kenz: rakam: 165 / 8 / 22400]

2- Yine Beyhaki’nin çıkarttığı bir hadisde: "Ebu Sa’id el-Hudri’den: Nebi (s.a.v) buyurdu ki: "Erkeklerin saflarının en hayırlısı, en başta olanıdır. Kadınların saflarının en hayırlısı, son da olanıdır. Nebi (s.a.v) erkeklere secdedeyken kollarını ayırmayı, kadınlara ise birleştirmeyi emrederdi. Teşehhütte erkeklere sağ ayaklarını dikmeyi ve solu yaymalarını, kadınlara ise bağdaş emrederdi.” [Beyhaki / 222/2]

Karşı cevab : Bu hadis zayıftır. Beyhaki bunun hakkında; zayıftır, bu hadise ihtiyaç duyulmaz demiştir. Zayıf olmasının sebeplerinden bir tanesi hadisde Ata bin Ac’lan’ın bulunmasıdır. Ata hadislerde zayıftır, O’nun dışında bu hadiste başka zayıf ravilerde vardır. Zaten bağdaş kurmayı Nebi (s.a.v) kadınlardan hiç kimseye söylememiştir.

3- Beyhaki’nin çıkarttığı diğer bir hadiste: "Abdullah bin Ömer dedi ki: Rasulullah (s.a.v) buyuruyor ki: "Kadın namazda oturduğunda, bir baldırını diğer baldırının üzerine dayar, secde ettiğinde ise kendisini en iyi şekilde örtecek kadar karnı ile baldırını yapıştırır. Muhakkak ki ALLAH o kadına bakar ve derki: Ey melekler siz şahitsiniz ki ben O’nu bağışladım” [Beyhaki / 222/2]

Karşı cevab : Beyhaki’nin de zikrettiği gibi hadis zayıftır, ona ihtiyaç duyulmaz. Hadiste Ebu Muti’i bulunmaktadır, bilindiği gibi o kezzap (çok yalancı) dır. Alimlerin geneli onun hadislerine tabi olmazlar ve bu hadiste mevzu (uydurma) bir hadistir.

4- Beyhaki’nin çıkarttığı başka bir hadiste: "Yezd bin Ebi Habib den: Nebi (s.a.v) Namaz kılan iki kadının yanına yaklaştı ve onlara dedi ki: "eğer secde ettiğiniz de etinizin bir kısmını yere birleştirin, muhakkak ki kadın burada, erkekle aynı değildir.” [Beyhaki / 223/2]

Karşı cevab : Bu hadis kesik oluşu yüzünden zayıftır. Çünkü Salim bin Ğaylan vardır, ki onun hadisleri tıpkı Mizan ve Cevher’ul Naki de olduğu gibi terkedilmiştir.

5- Taberani’nin Vail bin Hucer’den çıkarttığı hadiste: "Nebi (s.a.v) buyurdu ki: "Ey Vail! Eğer namaz kılacak olursan, ellerini kulaklarının hizasına getir, kadınlar ise omuzlarının hizalarına getirirler.” [Silsiletu’d Daife: C11]

Karşı cevab : Bu hadiste zayıftır, çünkü hadiste: Ümmü Yahya bintu AbdulCebbar vardır. O kadın ise, Heysemi’nin [Mucmee: 103 / 2] de belirttiği meçhuledir.

6- Halid el-Leclac dedi ki: "Kadınlar namazda oturduklarında bağdaş kurmakla emrolunmuşlardır. Kadına bir şey olmasından korkulduğu için erkekler gibi kalçalarının üzerlerine oturmamaktadırlar.” [İbni Ebi Şeybe: 270/1]

Karşı cevab : Bu bir hadis değil, bilakis bir alimin sözüdür. O halde bizim için hüccet sayılmaz. Ki rivayetin içinde Muhammed bin İshak vardır. O da bu rivayeti bir anane olarak rivayet etmiştir, çünkü kadının bağdaş kuracağını kimse söylememiştir.

7- Nafi den gelen rivayette: "Safiye (r.a) bağdaş kurarak namaz kılıyordu.”

Karşı cevab : Bu rivayette de zayıflığı üzerinde muhaddisler tarafından ittifak edilmiş Muhammed bin Ac’lan bulunuyor, ayrıca kadının hasta olma ihtimali de bulunmakta.

8- Aynı raviden gelen bir rivayette: "İbn Ömer (r.a) in hanımları bağdaş kurarak namaz kılarlardı, ibn Ömer (r.a) onlara bu şekilde emrederdi” (Musnef: 27,229 /1 ve el-Muğni: 606/1)’

Karşı cevab : Musnef: 27,229 /1 ve el-Muğni: 606/1’de de belirtildiği gibi rivayetin isnadı zayıftır.

Bu görüşü savunanların illetleri; "bu şekilde bir namaz kadını setrediyor. Hicab ve tesettür görevi yapıyor”, bundan ötürü kadının bu şekilde namaz kılmasına "müstehaptır” demişlerdir.


tuallin
İkinci görüş: Bu görüş ; Buhari, ibn Hazm ve Selefin bir çoğu da bu görüş üzerindedir. O da: "Kadın ile erkeğin namazlarında şeklen bir farklılık olmaması” şimdi onunla ilgili delilleri zikredeceğiz.

1- Nebi (s.a.v) emretti: "Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, sizde öylece kılın!” [Üzerinde ittifak edilmiş hadis] erkekler ve kadınlar için genel bir şekilde emretmiştir. Bu hadis kadınları ve erkekleri kapsamaktadır, tabi eğer kadın ile erkeğin namazlarında ayrımlar yapan hadisler varsa bu müstesnadır. Lakin Nebi (s.a.v) den erkeğin namazı ile kadının namazını ayıran sahih rivayetler gelmemiştir.

2- Muhakkak ki Nebi (s.a.v) ; ümmetini hareketlerde hayvanlara benzemekten nehyetmiştir.
Hadisde geldiği gibi : ” Aslan’ın yayılışına, köpeklerin oturuşuna, kargaların gagalayışına, eşeklerin başlarını indirerek yürüyüşüne, develerin çöküşüne benzemekten ümmetini nehyetti.” [Camiu’t Tirmizi: 65/2 (Sahih) , Sunen en-Nesai: 207/2 (Sahih), Mişkatu’l Mesabih C1 (üzerinde ittifak edilmiş hadis), Sahihi İbn Huzeyme] ve bu nehy kadınlar ve erkekler için geneldir, bir erkeğin namazda hayvanlara benzemesi caiz değildir, aynı şekilde bir kadının namazda hayvanlara benzemesi caiz değildi çünkü mü’min bir kadın vakarlıdır, o halde namazının şeklide hayvanların hareketlerinden farklı olmalıdır.

3- Eğer kadının namazı ile erkeğin namazı farklı olsaydı, Nebi (s.a.v) ümmetine genel bir şekilde haber verirdi, tıpkı en ince meselelerde bizlere her şeyi detayıyla öğrettiği gibi. Çünkü namaz önemli bir ibadettir, günde 5 kere eda edilir, bu önemine rağmen namazların farklı bulunacağına dair sahih bir rivayet bulunmamaktadır. İşte bu kaide genel olup bir çok meselede bize yarar sağlamaktadır.

4- Sahihi Buhari’de sabittir ki: [Sahihi Buhari: 242 / 2] : "Fakihe (Fıkıh Alimesi) olan Ümmü Derda (r.a) namazında otururken erkeğin oturduğu gibi otururdu.” Aynı rivayeti İbni Ebi Şeybe çıkartmıştır. [İbni Ebi Şeybe: 270 /1 ] bilindiği gibi Ümmü Derda büyük sahabiyelerdendir. Buhari’de kadın ve erkeğin namazlarında bir fark olmadığını işaret etmiştir, aynı şekilde Fethu’l Bari de olduğu gibi.

5- İbrahim Nahi’i dedi ki:"Kadın namazda, erkeğin oturduğu gibi oturur.” [İbni Ebi Şeybe Sahih bir senetle çıkartmıştır:270/1]

6- Katada (r.h) dedi ki: "Kadın namazda kolayına geldiği gibi oturur

7- Ata (r.h) dedi ki: "Kadın dilediği gibi namaz kılar

İbn Hazm (r.h) diyor ki: Doğru olan rüku; rüku ettiğinde başını dikmemesi, ve belini meylettirmemesi, orta yolu tutmasıdır. Secde de ise belini köprü gibi kılması, ve kollarını da sonuna kadar açmasıdır. Kadın ve erkek tüm bunlarda aynıdır, aralarında bir farklılık bulunmaz.” [Muhalla: 37/3]
İbn Hazm’ın sözünden anlaşılana göre, Setru’l Avret sebebi ile kadının erkekten farklı bir şekilde namaz kılması doğru değildir.

"Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, sizde öylece kılın” hadisi geneldir. Bu görüş aynı şekilde İbrahim el-Nahi’i nin de görüşüdür.” [Sıfatu’s Salat: Sayfa: 145]

"Kadının secdede iken toplanmalıdır, muhakkak ki kadın orada erkek ile aynı değildir” hadisi mürsel hadistir.
Hiçbir şekilde delil olarak kabul edilemez. Ayrıca Ebu Davud Mürsel Hadisler kitabında bu hadisi zikretmiştir. [El-Merasiyl: 87 / 117]

Bu konu benim epey kafamı karıştırmıştır.Düşünsenize bir, cemaat halinde namaz kılıyorsunuz herkes bilinegeldiği üzere namaz kılıyor, sünnette belirtilmemiş ve sırf tesettüre uyması bakımından, fakihlerce erkeklerden ayrı bir namaz şekli ortaya konmuş.Yanlışta denilmiyor fakat sünnette de kadınlara böyle bir namaz şekli belirtilmemiş.Hocam ibadetlerimizi sünnete göre yapmıyor muyuz??


tuallin
Benim soruma cevap yok mu??:)

Tesettürün daha çok sağlanması adına; Fakihlere mi uyalım ??
Peygamberimiz(sav) fark belirtmemiş, harici hükümler dışında; erkeklerle aynı mı kılalım??

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();