Ecr-i Müsemma Nedir? Ecri Müsemma Hakkında Ansiklopedik Bilgi

Ecr-i Müsemma Nedir? Ecri Müsemma Hakkında Ansiklopedik Bilgi

mumsema
ECR-İ MÜSEMMA Kavramı Ne Demektir Hakkında Bilgiler

Belirlenmiş ücret, bedel.
Ecr; bedel, ücret, ödül, sâlih amele verilen sevap; ecr-i müsemmâ ise; tef’il bâbında ismi mef’ul bir kelime olup konuşulan, belirlenen, tesbit edilen demektir. Terim olarak iş veya kira akdinde işe girerken veya akdi yaparken tarafların miktarını belirledikleri ücrete "ecr-i müsemmâ" denir. Akit sırasında miktarı belirlenmeyip iş yapıldıktan sonra veya kiralananda oturulduktan sonra emsal ücrete göre bilirkişi tarafından belirlenen ücrete ecr-i misil denir.

İş akdinin geçerli olması için prensip olarak verilecek ücretin de belirlenmesi gerekir. Ücret; işçi, memur, subay gibi bir işveren adına çalışan kimselerin emeğinin günlük, aylık ve benzeri sürelere âit bedelidir. Satım akdinde satış bedeli (semen) olmaya elverişli bulunan herşey iş akdinde ücret de olabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Kim bir işçiyi çalıştırırsa, ona vereceği ücreti bildirsin" (Nesâi, el-Eymân ve’n-Nüzur, 44, Zeyd b. Ali, Müsned, 654; Zeylâî, Nasbur’ Râye, IV, 131).

Akit sırasında miktarı belirlenecek ücret nakit para, ölçü veya tartı yahut sayı ile alınıp satılan standart şeylerden olursa bunun cins, nev, miktar ve sıfatını belirtmek gerekir. Ücret veya maaşta anlaşmazlığa yol açacak ölçüde belirsizlik bulunursa akit fâsit olur. Bu durumda işçi çalışmış bulunursa ecr-i misle hak kazanır. İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, alım-satımda satış bedeline uygulanan hükümler emeğin bedeli olan işçi ücretlerine de uygulanır (el-Mavsılî, el İhtiyâr, Mısır, t.y., 11, 51; el-Fetâva’l Hindiyye, IV, 412; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 327 Hamdi Döndüren, Çağdaş Ekonomik Problemlere İslâmî Yaklaşımlar, İstanbul 1988, s.152, 153).

Yukarıdaki hükümler kira akdine, kira ücretine de uygulanır. Kira bedeli günlük, aylık veya yıllık gibi belli sürelere belli miktar bedel olarak tesbit edilmiş olursa bu, ecr-i müsemmâ olur. Kira bedeli konuşulmadan kiracı oturmuş bulunursa mülk sahibi ecr-i misile hak kazanır. Ancak bazen hayvan, araç ve benzeri şeylerin kiralanmasındâ yararlanma şekil, miktar ve yerinin de belirlenmesi gerekir; aksi halde akit fâsit olur. Meselâ, on ton yükü bir kamyonla bir dağın zirvesine götürmekle, aynı uzaklıktaki düz bir yola götürmek farklı nakliye bedelini gerektirebilir. İşte bedelin, nakliye yerinin ve süresinin önceden konuşulmamış olması, tarafları anlaşmazlığa düşüreceğinden, nakliye sözleşmesini fâsit kılar. Yani tarafların ifa edilmeden önce akdi bozma hâkları doğar. Ancak bu arada nakliye gerçekleşmiş olursa, kıyasa göre, nakliyeci ecr-i misile, istihsâna göre ise ecr-i müsemmâya hak kazanır. Daha önceden hiç ücret konuşulmamışsa, yalnız ecri misil ödenir (İbnü’l Hümâm, Fethu’l Kadir, VII, 166 vd; el-Kasânı, Bedâiu’s-Sanâyi’, IV, 183, 207; Zeylaî, Tebyînu’l Hakâik, V, 113 vd.; İbn Abidin, Reddü’l-Muhtâr, V, 19, 55)
Hamdi DÖNDÜREN


Cevap: Ecr-i Müsemma

gavsin sofisi
şafii mezhebinde baldızdan abdest bozulurmu


Yanıt: Ecr-i Müsemma

Fetva Meclisi
< şafii mezhebinde baldızdan abdest bozulurmu
>


Bozulur Kardeşim…


Yanıt: Ecr-i Müsemma

yeşilyol
selamun aleyküm hocambenim çok önemlibir sıkıntımvar cünüp ikenpırotez diş yaptıdım acaba gusül abdestlerim kabul olurmu hemde hiç gereği yokken yaptırdım süsiçin çokpişmanım ne yamam lazım


yeşilyol
hocam lütfen benim soruyuda yanıtlayın


ehli-sunnet
DİŞ DOLGUSU YAPTIRMAK, DİŞ PROTEZİ KULLANMAK, ALTIN DİŞ YAPTIRMAK CAİZ MİDİR? BUNUN İÇİN HANEFİ OLANLARIN ŞAFİ MEZHEBİNE GEÇMESI GEREKİR Mİ?

Yazar: İslam Fıkhı Ansiklopedisi, 00-0-0000

Günümüzde ifrata düşülen ve İslam’ın yaşanılmaz gösterilebildiği konulardan biri de bu sözünü ettiğiniz mes’eledir.

Konu birden çok yönü olan bir mes’ele olduğu için bazı Islâmî esasları hatırlatmamız gerekir:

1. Cünüp olan insanın (Hanefi Mezhebine göre ağzının içi dahil) bütün bedenini, iğne ucu kadar kuru kalmayacak şekilde yıkaması farzdır.

2. Müslüman erkeklerin iktisadî bir mübadele aracı olması dışında altın kullanmaları ittifakla haramdır.

Mes’eleye günümüzde öyle ya da böyle fetva verenler bu esasları düşünerek fetva vermektedirler. Ancak müctehid imamlarımız dönemlerinde mes’ele, günümüzde olduğundan biraz farklı bir görünümde idi. Meselâ önceleri altın diş ve diş dolgusu yaptırmadan söz edildiğini pek görmüyoruz. Çıkan dişi yerine iade etme, bir başka diş kullanma, bunu sabitleştirmek için altın tel kullanma, dişleri altınla birbirine bağlama gibi mes’elelerden söz ettiklerini görüyoruz. Özet olarak önceleri mes’eleye sadece bu iş için altın kullanmanın cevazı noktasından bakılmış ve bunun gusül için bir problem çıkaracağından hiç sözedilmemiş olduğunu görüyoruz. Işte bu noktada bir esası daha hatırlatmalıyız.

3. Zaruretler haram olan şeyleri mübah kılar.

Ilk fıkıh alimlerimiz bu mes’elede bu esası işletmiş ve Imam Muhammed, bir rivayette de Ebu Yusuf dişlerin altınla bağlanabileceğine cevaz vermişlerdir. Diğer üç Imam da onlarla beraberdir. Yani bu, cumhurun görüşüdür.(Merginânî, hidâye, IV683; Kâsânî, bedâyi’, V/(132; Mecmâ’ul’-Enhur, N6536; Dürrü’1-Müntekâ (dâmat kenarında), N/536; Vehbe ez-Zuhaylî, NI/544) Ortada henüz protez olarak altın diş kullanma olmadığından, ondan söz etmemişlerdir. Delilleri, Sünen kitaplarımızda mevcut meşhur Arfece hadisidir. Bu zatın cahiliyye döneminde Külâb isimli vadide geçen savaşta burnu kesilmiş, bunun üzerine gümüşten bir burun edinmiş, bu, koku yapınca da Rasulüllah Efendimiz (sav) kendisine altından bir burun edinmesini emretmişlerdir.(Ebu Dâvûd; Hâtem 7; Tirmizi, Libas 31; Nesâî, Zinet 41; Müsned, IV/242, V/23)

Imam Azam Efendimize göre bu sadece Arfece’ye ait bir durumdur. Imam Muhammed’e göre ona ait olduğunu gösteren bir delil yoktur, öyleyse gümüş, ya da bir başka maden kullanıldığında, koku yapması veya sihhata zarar vermesi söz konusu ise dişlerini altınla tutturmak herkes için caizdir. Bu sadece Hanefi Mezhebinde bulunan bir görüş değildir, diğer mezheplerden bir çok zevata, bu arada Ahmed b. Hanbel’e göre de böyledir. Selefimizden bir çok kişi de dişlerini altınla bağlamışlardır.(Örnek olarak bk. Bezlü’1-Mechûd’e Kandehlevi’nin ta’liki, XVN/123)

Alimlerimiz genellikle sözkonusu olaya dayanarak bunun caiz olduğu kararına varmışlardır.(Bk. Aliyyu’1-Kârî, Mirkât, IV6448; Tuhfetü’I-ahvezî, V/465; Avnü’1-Ma’bûd, XI/293;Hâsiyetü’s-Sindî ale’n-Nesâî, VNI/164)

Sonraları protez olarak altın diş yapma tekniği gelişince de Arfece’nin yapma burnuna kıyas ederek bunun da caiz olduğu söylenmiştir.(Benzü’1-Mechûd, XVN/123) Hattâbî, zaruret bulunduğunda erkeklerin az mikdarda (zaruret miktarınca) altın kullanabilmelerinin mübah olduğu bu olaydan anlaşılır. Dişleri altınla bağlama ve altının yerini alacak şeylerin bulunmadığı yerde altın kullanma bunun örneğidir, der.(Avnü’1-Ma’bûd, XI/293) Zaten Imam Kerhî dişin altınla bağlanması caizdir, demiş (Kâsânî, age. VI6132) ve ihtilaftan söz etmemiştir. Imam Muhammed ise bu konuda sadece Imam Azam’ın ayrı görüşte olmasına adeta izah getirir ve der ki: "Dişin gümüşle bağlanması (herkese göre) caizdir. Erkeğin altın ve gümüş kullanmasının haramlığı, yüzük dışında, eşittir. Öyleyse diş altınla da bağlanabilir".(ay.) Bu takdirde Imam Azam’ın haram demesi, mutlak (istisnaları olabilecek genel) anlamda anlaşılmalıdır ve zaruret hali ondan istisna edilir. Işin altınla ilgili yönü budur.

Diğer yönden, başta da değindiğimiz gibi, önceleri mes’eleye gusülle hiç alaka kurulmamış ve bu açıdan bakılmamıştır. Hatta çıkan dişin yerine bağlanmasında ihtilaf edilmiş olsa bile, şer’i usüllerle boğazlanmış bir koyun dişi veya gümüş bir diş edinmekte, ihtilaf yoktur.(Fetavâyi kâdihân (Hindiyye ile) NI/413; Hamid Mirzâ, ElFethur-Rahmanâ, lI/227-228) Halbuki, ister koyun dişi olsun ister gümüş diş olsun, çıkan diş yerine koyulduğunda orayı kapatacak ve dibine suyun ulaşmasına engel olacaktır. Bu hoş görülmüştür, çünkü Islâm’da sıhhat başta gelen nimetlerdendir. Tedavî emredilmiştir ve bugün artık ağzın, hastalıklar açısından iç bünye için adeta bir gümrük kapısı görevi yaptığı, dişlerin de bu kapıyı çevreleyen demir teller durumunda bulunduğu, bir çok tehlikeli hastalığa çürük dişlerin sebep olduğu kesin bilinen bir gerçektir. Dolgular da zaten altınla yapılmamaktadır. Buna göre dişi çürüyen adama dişini hemen çektirmesini, dolgu yaptırmasının caiz olmadığını söylemek cahillik değilse de bir ifrat ve bir cinayettir. Bütün fıkıh kitaplarımızın "yara sargısına mesh" bölümlerinde, nasıl yara olursa olsun, açık kalma ya da su değmesinden zarar görecekse sargısının üzerine meshedileceği, yaranın ömür boyu sürmesi halinde meshin de ömür boyu süreceği yazılıdır. Hatta ufacık bir yara için, başka imkân yoksa, meselâ bütün bileği saran bir sargı kullanabilir ve sadece yaranın üzerinde değil, sargının diğer taraflarına da mesh edilir. Bunun için sargıyı abdestsizken, hatta cünüpken sarmak bile hiç birşeyi değiştirmez. Başka hiçbir delil ve içtihat olmasa dahi, sırf bu sargı mes’elesinden diş dolgusuna, ya da kaplamasına intikal edip onun da caiz olduğunu anlamak, müçtehidane yapılmış bir kıyas değil; herkesin anlayabileceği "ifadenin delaletiyle delaleti" kabilindendir.

Ama bunun bir ihtiyaçtan kaynaklanması, süs için yapılmış olmaması şarttır. Çünkü Rasulüllah Efendimiz, "güzellik için dişlerini seyreltenlere (dişte estetik operasyon yaptıranlara) lanet" etmiştir. Dolgunun, yani asıl dişin yerini alabilecek bir uygulama bulunamayacağı için dolgu (Allah’u a’lem) her zaman caiz olacaktır.

Bediüzzaman Hazretleri bir mektubunda, bir sual vesilesiyle bu durumu şöyle izah eder:
[Kaplamanın altının> gusülde yıkanmaması guslü iptal etmez. Çünkü, üstündeki kaplama yıkanıyor, onun yerine geçiyor. Evet, cerihaların [yaraların> üstündeki sargıların zarar için kaldırılmadığından ceriha yerine yıkanması, şer’an o yaranın gusli [yıkanması> yerine geçtiği gibi, böyle ihtiyaca binâen sabitkaplamanın yıkanması dahi dişin yıkanması yerine geçer, guslü iptal etmez. Ve’l-ilmü indAllah, madem ihtiyaca binaen bu ruhsat oluyor, elbette yalnız süs için, ihtiyaçsız dişleri kaplamak veya doldurmak bu ruhsattan istifâde edemez. Çünkü, hattâ zarûret derecesine geldikten sonra böyle umûmü’l-belvâda eğer bilerek sû-i ihtiyariyle olsa o zaruret ibâheye [mübah olmasına> sebebiyet vermez. Eğer bilmeyerek olmuş ise zarûret için elbette cevaz vermez. (Barla Lâhikası, s.157.)

Ancak çıkarılıp takılabilecek diş ve protezlerin gusül sırasında, ağzı yıkarken çıkarmak gerekir.

Görüldüğü gibi Hanefi Mezhebinin usulü ne altın dişe ne de dolguya cevaz vermez durumdadır. Bir Hanefi de zaruret varsa bunları yapabilir. Öyleyse, cumhura göre gusülde ağzı yıkamak farz değildir, bu yüzden dolgu yaptıracak olan abdestte mezhebini değiştirmelidir, demeye de hiç gerek yoktur. Ama sadece altın konusunda diğer imamlarla beraber Ebu Hanife’ye de uymak isteyenler altını kullanmayabilirlerse herhalde daha iyi ederler. Dolgu ise zaten hepsine göre caizdir.


yeşilyol
hocam benimprtezleri söktürmewmegerek yok demi çünkü ben bimeden yaptırdım günah olacağını hiç düşünemedim. eğer söktüürsem gerçek dişlerim sızlayacaksıcak ve soğuk yemekler yiyemiycem. ALLAH BU HATAMI AFFEDERMİ Namazada başladım artık huzurlu kılabilrim öylemi. Özetle söyleyecek olursak cünüp olarak ve süs için yaptırdığım dişlerle gusül abdesim ve namazlerım kbul olurmu. çünkü bimeden yaptım hatamın farkına vardım çokağladım tövbe ettim . ben hanefi meshebindenim


ehli-sunnet
Eğer çıkarabilirseniz ve eziyet olmayacaksa çıkarmanız lazım
Eğer canınız yanıyorsa eziyet ise çıkarmanıza gerek yoktur

< Ancak çıkarılıp takılabilecek diş ve protezlerin gusül sırasında, ağzı yıkarken çıkarmak gerekir.

Görüldüğü gibi Hanefi Mezhebinin usulü ne altın dişe ne de dolguya cevaz vermez durumdadır. Bir Hanefi de zaruret varsa bunları yapabilir. Öyleyse, cumhura göre gusülde ağzı yıkamak farz değildir, bu yüzden dolgu yaptıracak olan abdestte mezhebini değiştirmelidir, demeye de hiç gerek yoktur. Ama sadece altın konusunda diğer imamlarla beraber Ebu Hanife’ye de uymak isteyenler altını kullanmayabilirlerse herhalde daha iyi ederler. Dolgu ise zaten hepsine göre caizdir. >


yeşilyol
hocam ALLAH RAZI OLSUN sizden birazda olsa çim rahatladı. ALLAH kimleri affetmediki hz. hamzayı şehiteden vahşiyi bile affetti.hocam bazen kendi kendime düşünüyorum RABBİM o kadar kudretliki isterse o protezlerin içinden suyu ana dişlerime kadar geçirir. ben hep böyle dua ediyorum. hocam sizde bana dua edin. çünkü bilmeden yaptırdım gafletteydim şeytanın tuzağına düştüm. şeytan namazda bana vesvese veriyor gusül abdeslerin namazların kabul olmuyor diye çok bunalım dayım. hasta bile oldum çok sıkıntı çektim.


yeşilyol
hocam birtana doğru yol vardır bazı mesheplere sünnet olan eyler bazı mezheplere farzdır bu nasıl oluyor. hangisi doğru hangisi yanlış. eğer hepsi doğruysa yanlş nerde eğer hepsi yanlış ise doğru nerde.


enver1968
selamunaleyküm
arkadaşlar ben


Suleyman63
Kafama çok takılıyor şeytan dişimi erkekmi ayet veya hadis ışığında?


DieHard
selamünaleyküm,sayın arkadaşlar ben bu nick in sahibi nin eşiyim,eşim 5 eylül de afyon da şehit oldu..


Muhammed
ecri müsemma sözlük anlamı

  1. Mukavele ve pazarlıkla kararlaştırılan ücret.
  2. Osmanlıca’da yazılışı: ecr-i müsemmâ


müsemma, musemma, musemma.com

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();