Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar

Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar

BiLaL HaTTaB
Hafız es-Suyutî, Tedrîbu’r-Râvî’de mevzu hadis bahsinde, zühd ve ibadet ehli kimselerce Allah rızası için uydurulan hadisler bölümünde şöyle der:

"Ebû Dâvûd en-Nehaî(Süleyman b. Amr el-Bağdadî) gece en çok ibadet eden, gündüzleri de en çok oruç tutan kişiydi. Bununla beraber hadis uyduruyordu." (es-Suyûtî, et-Tedrîb, s.185)

Yine Hafız es-Suyutî aynı eserde mevzu hadis bahsinde, sünneti savunan taassub ehli kimselerce sünnet düşmanlarına karşı uydurulan mevzu hadisler bölümünde şunu der:

"İbn Hıbbân şöyle demiştir: ‘Fakih Ebû Bişr Ahmed b. Muhammed el-Mervezî, kendi zamanında sünnete karşı gelenlere karşı en katı olan ve onu en çok savunan ve müsamaha göstermeyenlerden biriydi. Böyle olmasına rağmen hadis uyduruyordu.’

İbn Adiy de şöyle demiştir: ‘Vehb b. Hafs(el-Harrânî) salih zevattan idi. Yirmi yıl kimseyle dünya kelamı konuşmadı; fakat fahiş yalan hadisler uydururdu.’ " (es-Suyutî, et-Tedrîb, s.185)

"Allah rızası için, halkın kalplerini yumuşatmak, hayra teşvik için hadis uyduran kimselerden biri olan Gulâmu Halîl(Ahmed b. Muhammed b. Gâlib el-Bâhilî); zahid, dünya ve onun isteklerinden uzak, kendini ibadet ve takvaya vermiş, halk tarafından sevilen bir insandı. Hatta vefat ettiği gün üzüntüden Bağdad’daki çarşıların kapıları kapatılmıştı. Bununla beraber zikir ve virdlerin faziletleriyle ilgili hadisler uydurmayı şeytan kendisine süslü göstermiştir. Hatta kendisine ‘Güzel ahlakla ilgili bu anlatıp durduğun hadisler neyin nesidir?’ dendiğinde şöyle demiştir: ‘Halkın kalplerini yumuşatmak için bunları uydurdum.’ " (Dr. es-Sıbâî, es-Sünne ve Mekanetuhâ fî’t Teşrîi’l İslamî, s.87)

el-Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd’da onun terceme-i halinde der ki:

"Ebu Davud es-Sicistânî, ‘Gulâmu Halîl’in Bağdad’ın deccali olmasından korkarım’ derken, Ahmed b. Kamil de; ‘Gulâmu Halil 275 yılında Bağdad’da vefat etti. Tabut içinde Basra’ya götürüldü. Bağdad’ın çarşılarının kapıları kapatıldı. Erkekler, çocuklar, kadınlar cenazesinde bulunup namazını kılmak için koştular. Çabucak kılınıp götürüldüğünden bazıları yetişti, bazıları da kaçırdı. Basra’da defnedildi ve kabri üzerine bir kubbe yapıldı. Yiyecek olarak sadece bakla yerdi’ demiştir." (el-Hatîb el-Bağdadî, Târıhu Bağdad, V/79-80)

İşte bunlar salih, Allah rızasını uman olarak gözüken ama hadis uyduranların bir kısmıdır. Bu insanlar yaptıklarınıgafletle yapmadılar, sevap umarak yaptılar. Uydurdukları hadisler sebebiyle dalalet topluluğu olarak değerlendirilmeleri daha uygundur.

Salihlerden bir topluluk daha vardır. Bunlar kendilerine benzeyenler hakkında ‘salihlerin gafleti kendisine bulaşmış’ denilen kimselerdir. Cahildirler, aptaldırlar, akılları yoktur, uyanık değillerdir ve öğrendiklerinin sıhhatini tedkîke önem vermezler. Bundan dolayı yalan rivayetler, farkında olmadan dillerinde dolaşıyordu. Çünkü işittikleri herşeyi tasdik edip onaylayıp, bunu Rasulullah’tan rivayet ediyorlardı. Oysa bu rivayetleri gerçekte Nebî’nin(sas) hadisleri olmayabiliyor da. Fakat salih, ibadet ve zühd ehli olmalarından dolayı rivayetleri kabul edilip alınıyordu. Münekkid hadis imamlarının bu gibi kimselerle ilgili sözleri variddir.

Müslim, Sahîh’inin Mukaddimesinde rivayet eder:

"Abdullah b. el-Mübarek’ten: Sufyanu’s-Sevrî’ye dedim ki: ‘Abbâd b. Kesîr’in halini(salih ve abid bir kişi olduğunu) biliyorsun. Hadis rivayet ettiğinde asılsız şeyler atıyor. İnsanları, ondan hadis almayın diye uyarmak istiyorum, ne dersiniz?’ Sufyân; ‘Uygun olur’ dedi. Abdullah diyor ki: ‘(Bundan sonra) bir mecliste oturduğumda, Abbâd zikredilirse, dinî yaşantısını över fakat ondan hadis almayın derdim." (Müslim, Sahîh, mukaddime, I/94)

Yine Müslim, Sahîh’in mukaddimesinde rivayet eder:

"Yahyâ b. Saîd el-Kattân şöyle demiştir: ‘Salihlerin, hadislerde olduğu kadar başka birşeyde yalan söylediklerini görmedik.’ Müslim de der ki: ‘Yalan söylemek kasıtları olmadığı halde yalan onların dillerinde dolaşır demek istiyor.’ " (Müslim, Sahîh, mukaddime, I/94)

el-Beyhakî de Yahya el-Kattân’ın, ‘Hayır ehli diye gösterilenlerin yalanlarından daha çok kimsede yalan görmedim’ sözünü şerh ederken şöyle der:

"Çünkü onlar ibadetle meşgul olduklarından hadislerin zabtı ve iyice bellenmesine eğilmediler. Yalancılar da bu zevatın hadisleri arasına onlara ait olmayanları kattılar. Bu insanların bir kısmı da hayra teşvik, kötülüklerden sakındırmak için hadis uydurmanın sevap olduğunu sandı. Rasulullah(sas) adına yalan söylemenin ne kadar büyük günah olduğunu cehaletlerinden bilemediler." (İbnu Muflîh el-Hanbelî, elAdâbu’ş-Şer’iyye, II/156)

Abdulfettah Ebu Gudde – "Lemehât min Târîhi’s-Sunne ve Ulûmi’l-Hadîs"


Cevap: Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar

ene-zerre
"Bu zındık habisler kötü niyetle İslâmı bozmak, Sünnet-i Nebeviye’yi bulandırmak gayesiyle hadîs uydurdukları gibi, bir de bunların yanında bazı saf ve ahmak nadanlar da, güya din adına bazı hadisler uydurmuşlardır. Misal için Nuh bin Ebi Meryem ismindeki bir adam, Kur’an’ın Sûrelerinin faziletleri hakkında bazı mevzu hadîsler uydurmuş. Rivayeti de:"An İkrime.. An İbn-i Abbas" diye isnad etmiş? Ona sorulmuş: "Bu hadîsler sana nereden geldi?" O da demiş: "Ben gördüm ki, bu zamanda insanlar Kur’an’dan yüz çevirmişler. Ebu Hanife’nin fıkhi mes’elelerine ve Muhammed bin İshak’ın magazilerine koşuyorlar. Ben de insanları Kur’an’a döndürmek için bunları böyle uydurdum." "

El-Menhel-ül Latif sh: 158


Yanıt: Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar

BiLaL HaTTaB
Kitabı, sünneti, icmaı kaldırıp attık;
Havassı maskara yaptık, avamı aldattık.
Yıkıp şeriatı, bambaşka bir bina kurduk
Nebiye atıf ile binlerce herze uydurduk.
O hali buldu ki bu cü’ret: "yecüzü fi’t-tergib.."
KARARI ERZELİ FETVA KESİLDİ! Hem ne garip,
Hadis vazediyorken sevap uman bile var!
Sevabı var mı imiş bir zaman gelir, anlar!
Cihanı titretiyorken niday-ı "men kezebe."
İşitmiyor mu, nedir, bir baksın şu bî-edebe:
Lisan-ı pak-i Nebîden yalanlar uyduruyor,
Sıkılmadan da "sevap işledim" deyip duruyor.
Düşünmedin mi girerken şeriatın kanına?
Cinayet kalacak zanneder misin yanına?
Sevap ümid ediyor ha! Deyin ki namerde
Sevabı sen göreceksin huzur-ı mahşerde!

M.Akif ERSOY- Safahat

(‘Yecüzü fi’t-tergib’; İbadete teşvik maksadıyla olursa hadis uydurmak caizdir manasındadır.
‘Men kezebe’ ise; Peygamberimizin(sas), ‘Kim benim ağzımdan söylemediğim birşeyi söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın’ hadis-i şerifine atıftır.)

——————————

Allah razı olsun kardeşlerim katkılarınız ve dualarınız için.

vesselam…


Soru: Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar

ene-zerre
Ecmain abi.Aklıma hergeldigine hadis uydurup sonra itiraf etmiyen ve böyle ölenlere lanet ediyorum!!!


mkaynak
Allah rızası için hadis uydurulmaz.olsa olsa kendi nefsi veya insaların rızası için uydurulur(uydururlar)


BiLaL HaTTaB
< Allah rızası için hadis uydurulmaz. olsa olsa kendi nefsi veya insaların rızası için uydurulur(uydururlar) >
Uydurulmuş ki, tüm muhaddisler bu konuya değinmiş.

Şeytan, insana eylemlerini süslü gösterir. İfade etmek istediğiniz sanırım buydu.

Teşekkürler katkılarınız için..

vesselam…


Amenna
Allah cc. razı olsun paylaşım için.

Allah Rızası İçin Hadis Uyduranlar


beyyine
çok güzel bir çalışma rabbimiz islamı tahkik tetkik ve tenkid üzerine yaratmıştır

tahkik (araştırmaya dayalı ) tetkik araştırdığının doğruluğunu yanlışlığını inceleyen tenkid ise hata ve yanlışı dile getirmek yanlış ve hatalı olduğunu göstermek ve o mevzuyu hakka olanı ile tevil etmektir.

benim hadislere bakış açım her zaman tetkik ve tenkid üzerinedir

çünkü rabbim yaşayan beyyine üzerine yaşasın demiş

beyyine kanıt anlamına da gelir kur’an anlamına da gerlir kur’an ayeti anlamına da gelir

yani hakk ve beyyine kelimeleri sestaş kelimelerdir

selam olsun islamı rabbimizin maksadına uygun yaşayanlara


nurol
aman dikkat hadis konusunda öteden beri bazı söylentilerin oldugunu biliyoruz sihi & senetli olan lara itiibar edelim bunların en güvenlileri kutubu site dir. Muhammet sebai nin islamda sünnet isimli kitabında okumustum hadiş bılgınleri Allah CC onlardan razı olsun tek bir hadisin pesıne dusüp kaynagını buluncaya kadar dolastıklarını yazıyordu . hatta bir hadis için ( helva konusunnu rivayet leri takip ederek degisik ülkelere giderek bunun kımlerden duyldugunu arastırdıklarında enson horasanda bır yahudi ye kadar uzandıgını ögreniyor yaptıgı arastırmada o yahudi ailenin eski den dedeleri nin helvacı oldugu cıkıyor bu hadis uydurma oldugu anlasılıyor . hadislere dikkat edelim yazılan söylenen bir hadısın kaynagı verilmiyorsa ona pek itibar etmeyelim ayrıca bu hadis kuranan uygunluguna bakalım . sahte hadis uydurana ALLAHcc & melekler lanet ediyor . bunu unutmayalım


ene-zerre
< benim hadislere bakış açım her zaman tetkik ve tenkid üzerinedir >
KUR’AN-I KERİM, SÜNNET VE AKLIN DEĞERİ

Soru: "Son yıllarda bazı Müslümanlar, ‘Kur’andaki İslâm’a’ inandıklarını, geleneksel Müslümanlığı terkettiklerini iddia etmektedirler. Bu iddia sahipleri ‘Kur’an ile sünnetin teşrii değeri’ konusunda, farklı görüşler ortaya atmaktadırlar. (…) Bunlara göre; ‘Herhangi bir kanunun anayasaya aykırı olması mümkün değildir. Eğer kanun anayasaya aykırı olursa, iptal edilir. İslâm nizamında Kur’an-ı Kerim değişmez bir anayasadır. Herhangi bir hadis-i şerifin hükmü, değişmez anayasaya aykırı olursa reddedilir.’ (…) Bir sohbette, aynı iddiayı gündeme getirdiler. Ben itiraz ettim. Bunun üzerine tezlerini ispat için Resûl-i Ekrem (sav)’in, ‘Benden mervi hadisleri Allah’ın kitabına arzediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Ona aykırı ise ben söylememişimdir’ buyurduğunu söyledi. (…) Bu hadis-i şerif sahih midir? Kur’an-ı Kerim’i anayasa, hadisleri de kanun olarak nitelendirmek doğru mudur? (…) Akıl ile herhangi bir şey haram veya helâl kılınabilir mi? Bir hadis-i şerifi, akl-ı selime uygun olmadığı gerekçesi ile reddetmek caiz midir?"

CEVAP: Kur’an-ı Kerim; iktidar sahipleri ile vatandaşların yetki, hak ve sorumluluklarını düzenleyen bir anasaya hukuku değil, Kelâmullah’tır. Dolayısıyle anayasa-kanun münasebetine dayanan yorum doğru değildir. Allahû Teâlâ (cc)’ya itaat ile Peygamber (sav)’e itaat, birbirinin mütemmim cüzüdür. Zira Kur’ân-ı Kerim’de "Kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur" (Nisâ Sûresi, 80) hükmü beyan buyurulmuştur. Sohbet esnasında ortaya atılan; "Peygamberimizin ‘Benden mervi hadisleri Allah’ın kitabına arzediniz. Ona uygun ise ben söylemişimdir. Ona aykırı ise ben söylememişimdir’ tavsiyesine uymalıyız" şeklindeki teklif batıldır. Zira Resûl-i Ekrem (sav) böyle bir tavsiyede bulunmamıştır. İmam-ı Şafii (rh.a), "Er Risale" isimli usûl kitabında bu rivayeti zikretmiş ve "Meçhûl bir kimseden gelen ve hiçbir senedi bulunmayan uydurma bir haberdir"(1) demiştir. Yine İmam Yahya b. Main (rh.a); bunun "sünneti inkâr edenler tarafından uydurulduğunu" belirtmiştir.(2) Allahû Teâlâ (cc)’nın kitabı ile Resûl-i Ekrem (sav)’in sünneti arasında herhangi bir ihtilâftan bahsetmek mümkün değildir. Zira her ikisi de vahye dayanır.(3) Sünnet ile hadis arasında bazı farklar bulunduğu gibi, sünnet-i hüdâ ile sünnet-i zevaid arasında da farklar vardır. Müctehid imamlar, muhtelif hadisler üzerinde hassaten durmuş ve sünneti tesbit etmişlerdir. Bir hadisi hangi sebeble terk ettiklerini veya diğer hadisle niçin amel ettiklerini, delilleriyle beraber ortaya koymuşlardır. Arkadaşınız, "Kur’an-ı Kerim’e aykırı olan hadisleri kabul etmeyiz" derken, bununla mevzû hadisleri kastediyorlarsa, hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak mücmel âyetleri beyan eden hadis-i şerifleri reddetmek niyetiyle söylüyorlarsa, bu iddiası batıldır. Çünkü Resûl-i Ekrem (sav)’in sözleri, fiilleri ve takrirleri, şer’i bir delildir. Allahû Teâlâ (cc), "Bir de Peygamber size ne verdiyse (her ne emir verirse) onu tutun. Nehyettiğinden de sakının"( El Haşr Sûresi: 7) emrini vermiştir. Resûl-i Ekrem (sav)’e itaat etmemizi farz kılan Allahû Teâlâ (cc)’dır. Akıl, hüküm koyucu (şâri) değildir. İbn-i Abidin, "Bizim mezhebimize (Ehl-i Sünnet) göre, hiçbir şey akıl ile haram olmaz. Yani bir şeyin haram olmasına akıl hüküm veremez. Bir şeyin haram olduğuna hüküm vermek, ancak Allah’a mahsustur. Fakat akıl, emredilen şeylerin bazısının güzel olduğunu, yasak edilen şeylerin bazısının çirkin olduğunu idrak eder…"(4) diyerek, bu inceliği gündeme getirmiştir. Akla uymadığı gerekçesiyle, herhangi bir sünnet iptal edilemez. İbn-i Huzeyme (rh.a), "Es Sahih" isimli eserinde, "Şahsi kanaat veya akıl ile sünnetin reddedilemeyeceğini, velev ki akıl ile kavranamasa dahi sünnete riayet edileceğini"(5) belirtmiş ve şu âyet-i kerime’yi delil olarak zikretmiştir: "Allah ve Resûlü bir işe hükmettiği zaman; gerek mü’min olan erkek, gerek mü’min olan kadın için (o hükme aykırı olarak) işlerinde kendilerine muhayyerlik yoktur. Kim Allah’a ve Resûlü’ne isyan ederse muhakkak ki o apaçık bir sapıklıkla yolunu sapıtmıştır." (El Ahzab Sûresi: 36)

Meselenin bir diğer boyutu da şudur: Herhangi bir hadis-i şerifin hükmü; senedinde bulunan ravileri ile ilgili bir zaaf veya metninde mevcut olan zahir bir illet sebebiyle terkedilebilir.

Bunu yapabilecek kimsenin (hem sened, hem metin açısından) hadis hafızı olması zaruridir. Türkiye’de bu şartlara haiz tek bir hadis hafızı yoktur. Nassları şahsi kanaatlerine göre tevil eden kimseler; isabet etseler bile, usûl açısından hata etmiş olurlar.(6) Zira mücerred akla dayanan keyfi yorumlar, bid’at ve hurafelerin kaynağını teşkil etmişlerdir. Meselenin özü budur. Birbirimize dua edelim.

(1) İmam-ı Şafii- Er Risale- Kahire: 1979 ( 2 bsm), Sh: 225, Madde: 619.
(2) El Aclûni- Keşfû’l Hefa- Beyrut: 1351, C: 1, Sh: 86, Madde: 220.
(3) Molla Hüsrev- Mir’at El Usûl- İst: 1308, C: 2, Sh: 7-8.
(4) İbn-i Abidin- Reddü’l Muhtar Ale’d Dürri’l Muhtar- İst: l983 C: 8 Sh: 212.
(5) İbn-i Huzeyme- Es Sahih- Beyrut: 1390, C: 1, Sh: 75.
(6) İmam-ı Suyuti- Miftahû’l Cenne- Beyrut: 1987, Sh: 62.

Yusuf KERİMOĞLU


BiLaL HaTTaB
< benim hadislere bakış açım her zaman tetkik ve tenkid üzerinedir >
Hadislere bakış açımızdaki dikkat, inşAllah aklî ve nefsanî değil; muhaddislerin tetkik ve tenkidleri üzeredir. Yoksa af buyurun ama kaş yapayım derken göz çıkarırsınız sadece…

Teşekkür ediyorum yorumunuz için..

< hadislere dikkat edelim yazılan söylenen bir hadısın kaynagı verilmiyorsa ona pek itibar etmeyelim ayrıca bu hadis kuranan uygunluguna bakalım . >
Kardeşim, İmam’ların ittifakı ile hadis Kur’an’a arz edilmez; yine Sünnet’e arz edilir. Zira Rasulullah’a Kur’an ile bir misli daha verilmiştir… Rasulullah(sas) Allah’ın izni ile hüküm de bildirmiştir bizlere; zira O(sas)’nun konuştuğu ancak vahiydir.

Daha dikkatli olalım inşAllah…

ene-zerre kardeşim; katkın için müteşekkirim…

vesselam…


nurol
ALLAHcc ın selamı rahmeti & hidayeti sizinle olsun .
Sahte hadis konusunu onaylamam mümkün diyil . okışiler yanlıstalardır hadiş yerine bari nasihat etselerdi belki kabul görürdü ( emribir magruf veneyhail mülker i yapmaları gerektir .iyiligi ve doğruları bildireceklerdi. iyi niyet dahi olsa onlara melekler nalet okuyorlar

Hadiş bilginleri bu yüzden bütün hadisleri teker teker inceleyip senetlemıslerdir . çok buyuk bir arastırma neticesinde senetli hadislere ulasılmıstır .kolay diyil bu calısma bir ömurdür ALLAH cc onlardan razı olsun
Zayıf kabul edilenleri de busekilde değerlendirmk lazım .
süpesiz en doğrusunu ALLAHcc bilir .


BiLaL HaTTaB
Sahte hadis olarak bahasettiğiniz mevzû hadisleri onaylamanızı bekleyen yok zaten kardeşim..

Muhaddislerin çabaları da konumuz dışında…

Ama yine de teşekkürler yorumunuz için..

ve’s-Selam..


Ecir
Arkdaşlar birde benim gibi araştırma aşamasında olan birinin bazı durumlarla karşılaşması mümkün..Ebu hureyre r.a ile ilgilide hadis uydurduğu iddia ediliyor..Bu hususta bilal kardeşimizin muhakkak malumatı vardır..Bilgilendirirse seviniriz..


BiLaL HaTTaB
< Arkdaşlar birde benim gibi araştırma aşamasında olan birinin bazı durumlarla karşılaşması mümkün..Ebu hureyre r.a ile ilgilide hadis uydurduğu iddia ediliyor..Bu hususta bilal kardeşimizin muhakkak malumatı vardır..Bilgilendirirse seviniriz. >
Allah’ın(cc) selamı üzerinize olsun Ecir kardeşim..

Değerli kardeşim; bu tür iddialar, genellikle İslam’ı hedef alan cenahların iddialarıdır. Siz bir "usûl" ya da "mevzû hadisler"i işleyen herhangi bir eseri elinize aldığınızda, karşınıza çıkacak ilk cümlelerden birisi şudur:

"İttifaken sahabelerin hepsi adildir."

Peki, bu Ebu hureyre’den(ra) ne istenmektedir? Cevabını uzatmak mümkün; çünkü altında nice sebepler yatmaktadır. Biz sadece ve sadece bir cümle aktararak, Ebu Hureyre(ra) ile uğraşılmasını ne amaçla, kimler istemekte tefekkürünüze sunacağız. Fazla söz söylemeye de gerek duymuyoruz:

Ebu Hureyre’den(ra), yaklaşık 800 sahabi ve sahabileri izleyen nesil olan "Tabiun" alimleri rivayette bulunmuşlardır. Bizlerin (yani ehl-i Sünnet ve’l Cemaat’in); Kur’an’dan sonra en güvenilir saydığımız eserler, "Sahih-i Buharî" ve "Sahih-i Müslim"dir. Kendisinden bizlere ulaşan hadislerin(5374 hadis rivayet etmiştir) 93 adetini sadece Buharî, 189 tanesini sadece Müslim ve 325 tanesini de hem Buharî hem Müslim ittifaken rivayet etmişlerdir.

Yani bu demek oluyor ki, Ebu Hureyre(ra) üzerine şüphe uyandırıp, ondan gelen hadisleri almaya şüpheli bakmak ve zamanla da almamak demek(bu iş böyle kademe kademe işlenir), Buhari ve Müslim’in yarısını kaldırıp atmak demek… Bu tür fitneleri ortaya atan cenahlar, diğer yarısını da zaten "akla uygun değil", "Kur’an’a uygun değil", "yanlış anlam verilmiş", "şu kelimenin asıl anlamı budur, ama şöyle denmiş" gibi bahanelerle yok saymaktadırlar…

Ve hadisler yok sayıldığında elde sadece ne kalıyor?

KUR’AN…

İşte bu fitnenin baş müsebbibleri, "BİZE YALNIZ KUR’AN YETER!" diyen ve bu iddia sahiplerini destek ve teşvik eden müsteşrikler, hainler, zalimler, kafirler; yani kısaca İslam düşmanlarıdır. Onların asıl hedefi Ebu Hureyre(ra) değil, Rasulullah’tır(sas)!

Dikkatli olalım Ecir kardeşim… Bizler "müctehid" değiliz, "mukallid"iz. Ya da en fazla, "deliller arası tercih yapma" ehliyetine sahibiz… Bu durumda, İslam dışı "cehd"lere kanma olasılığımız oldukça fazladır. Nefsi ilah edinmeden, Rabbimizden hayırlı bir ilim murad edip, faydasız ilimden O’na sığınaraktan, emin adımlarla yükselmeye çalışalım. Okuduğumuz 100-150 kitapla sahabelere dil uzatma seviyesinde görebilecek kadar yüceltirsek nefislerimizi, 300 kitap okuduğumuzda ne Rasulullah tanırız, ne Allah… HafazanAllah…

Hidayet Allah’tandır… Şüphesiz ki O’nun hidayet ettiğini saptıracak; saptırdığını da hidayet edecek yoktur…

Allah’a(cc) emanetsiniz…

ve’s-Selam…


ene-zerre
< Arkdaşlar birde benim gibi araştırma aşamasında olan birinin bazı durumlarla karşılaşması mümkün..Ebu hureyre r.a ile ilgilide hadis uydurduğu iddia ediliyor..Bu hususta bilal kardeşimizin muhakkak malumatı vardır..Bilgilendirirse seviniriz.. >
Hz.Ebu Hureyre’ye laf atanlar hadis ilmini yok etmek istiyen nasipsizlerdir..Çünkü mevcud hadis-i şerif rivayetlerinin mühim bir kısmını Hz.Ebu Hureyre’nin hadisleri oluşturuyor..Allah razı olsun Bilal abi cevaplamış..

Vesselam.


BiLaL HaTTaB
Rabbim senden de razı olsun kardeşim..

ve’s-Selam…


esin-ti
Bu yüzden okuduğumuz şeylerie hemen peygamberimiz demiştir demek yanlıştır.Kaynağımız güvenilir olmalıdır..Allah bizleri doğru yoldan ayırmasın..


BiLaL HaTTaB
Kaynak da önemli elbette… Ancak ondan daha önemlisi, kaynaklarda geçen rivayetler hakkında muhaddislerin sözleri. Zira Senet ve metin tenkidi gibi birçok aşamadan geçmekte bir hadis. Bunu da elbette hadis ilminde mütehassıs olan İmam’larımız yapabilmekte. Bunun için, Mevzû hadisleri işleyen eserlere de sık sık başvurmamız büyük bir önem arzetmekte…

Teşekkür ediyorum yorumunuz için.

ve’s-Selam…


hadis uyduranlar, men kezebe hadisi, Allaha kufue edeni

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();