Nüzul Sebebini Bilmenin önemi
Gülehasret
NÜZUL SEBEBİNİ BİLMENİN ÖNEMİ
Kur’an-ı Kerim’in bütünü, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak ve insanları en doğru yola yöneltmek için gönderildiğini daha önce ifade etmiştik. Bunun yanında bazı ayet ve surelerin zaman zaman bir olay veya bir soru üzerine indiği de görülmektedir. Mesela:
Müşrikler Avf ibn Malik’in oğlunu esir ettiklerinde Avf, Hz. Peygamber’e giderek şikayette bulundu ve ne yapması gerektiğini sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber de şöyle buyurdu:
Allah’tan kork ve sabret. Bir de sana ve hanımına, lâ havle velâ kuvvete illâ billah, sözünü çok söylemenizi emrediyorum. Avf ibn Malik evine dönerek durumu hanımına anlattı ve Lâ havle velâ kuvvete illâ billah sözünü söylemeye devam ettiler. Aradan çok geçmeden müşriklerin gafletinden istifade eden oğlu, müşriklerin dört bin koyununu da sürerek babasının yanına döndü. Bunun üzerine şu ayetler nazil oldu [1]
Kim Allah’tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu hazırlar. Ve onu ummadığı bir yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenirse Allah ona yeter. [2]
Başka bir misal:
Bir gün Ubeyy ibn Halef, elinde çürümüş kemikleri ufalayarak Hz. Peygamber’e geldi ve şöyle dedi: Bu kemikler böyle çürüdükten sonra Allah bun ları diriltir mi, diyorsun? O da evet seni de diriltir ve ateşe kor dedi. Bu olay üzerine de şu ayetler nazil oldu:[3]
وَضَرَبَ لَنَامَثَلًا وَنَسِيَ خَلْقَهُ قَالَ مَنْ يُحْيِي الْعِظَامَ وَهِيَ رَمِيٌمٌ قُلْ يُحْيِيهَا الَّذِي أَنشَأَهَا أَوَّلَ مَرَّةٍ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلِيمٌ.
Kendi yaratılışını unutarak bize bir misal verdi. De ki, onları ilk def yaratan diriltecek. O, her yaratmayı bilir. [4]
İşte bu misallerde görüldüğü gibi bazı ayet ve surelerin inmesine sebep olan bir olay veya soruya, nüzul sebebi denir. Fakat her ayetin belli bir nüzul sebebi mevcut değildir. Kur’an’ın tamamı insanları irşat etmek için gönderilmiştir.
Nüzul sebeplerini bilmenin ayetlerin tefsirinde çok büyük önemi vardır. Bir ayetin nüzul sebebi bilinirse o ayetin manası daha iyi anlaşılır. Ayetlerle belirtilen emir ve yasakların hikmeti daha açık ve daha kolay bilinir. Şüpheler giderilmiş ve hatalar önlenmiş olur. Nüzul sebebini bilmeden konuşmak insanı hataya götürür. Bunun için tefsir sahasında sahabenin ayrı bir yeri vardır. Onlar Hz.Peygamberin yanında bulunduklarından nazil olan ayet veya surelerin kimin hakkında ve nerede nazil olduğunu biliyorlardı. Bu bakımdan sahabeden sahih senetle gelen haberlerin, ayetlerin manasını açıklamada büyük önem taşımaktadır. Hatta başlangıçta tefsir ilmi, ayetlerin nüzul sebebini bilmekten ibaretti.
Hadis kitaplarının tefsir bölümleri daha çok ayetlerin nüzul sebeplerini açıklamaktadır. Gerek tefsir kitaplarının mukaddimelerinde, gerekse tefsir usulüne ait eserlerde bu konu hakkında geniş malumat vardır. Bunun yanında bu sahada yazılmış bir çok müstakil eser mevcuttur: Bu konuda ilk eser, Buhari’nin hocası Ali ibn el-Medini (ö.234/848) tarafından yazılmıştır. Vahidi (ö.468/l075)’nin Esbabu’n-Nüzul adlı eseri ile, Suyûti’nin (ö.911/1505) Lübabu’n-Nukul fi Esbabu’n-Nüzul adlı eserleri meşhurdur
KUR’AN-I KERİM’İN BİR DEFADA NAZİL OLMAMASININ SEBEP VE HİKMETLERİ
Kur’an-ı Kerim, dünya tarihinde eşine rastlanmayan bir inkılabı gerçekleştirmiş ve yepyeni bir düzen kurmuştur. Getirmiş olduğu ilahi esasları tedrici bir şekilde (kademe kademe) insanlara benimsetmeğe çalışmıştır. Gerek küfür inancına dayalı kötü alışkanlıkların yasaklanmasında, gerekse tevhid esaslarına göre yapılması gerekli olan vazifelerin konulmasında tedrici bir yol takip etmiştir. Bununla da müslümanların bu teklifleri taşıyabilecek bir olgunluk kazanmalarına itina göstermiştir. Çünkü Kur’an-ı Kerim, insan yapısının en ince yönlerini kuşatan bir mükemmelliğe sahiptir.
Cahiliye döneminden beri yaşanılagelen kötülüklerin birden terkedilmesi, insan tabiatına çok güç gelebilirdi. Bunların gerçekleşmesi ancak yumuşak bir şekilde, azar azar ve tekamül seyri içinde mümkün olurdu. Bunun için Kur’an-ı Kerim birden değil, ayet ayet veya sûre şeklinde inerek yirmi üç senede tamamlanmıştır. Kur’an’ın böyle birden değil de parça parça inmesi karşısında inkarcıların Kur’an’ın bir defada inmesi gerekli olmaz mıydı? demeleri üzerine, bunun tedrici olarak indirilişindeki hikmet şöyle açıklanmıştır:
وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةًوَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا.
İnkar edenler, Kur ‘an ona bir defada indirilmeli değil miydi ? dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle parça parça indirdik ve onu ağır ağır okuduk. [5]
قُلْ نَزَّلَهُ رُوحُ الْقُدُسِ مِن رَّبِّكَ بِالْحَقِّ لِيُثَبِّتَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهُدًى وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ.
De ki, inananları güçlendirmek ve müslümanlara yol gösterici ve müjde olmak üzere Kur’an’ı, Cebrail Rabbi’nden hak ve hikmet gereğince indirdi. [6]
وَقُرْآناً فَرَقْنَاهُ لِتَقْرَأَهُ عَلَى النَّاسِ عَلَى مُكْثٍ وَنَزَّلْنَاهُ تَنزِيلاً.
Biz onu, Kur’an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (ayet ayet, sûre sûre) ayırdık ve onu peyderpey indirdik. [7]
İşte Kur’an’ın parça parça ve zaman zaman inişinin sebebi, hu ayetlerle açıkça ortaya konulmuştur. ‘Ayetler nazil oldukça sahabe onları hem ezberliyor, hem de manalarını düşünüyorlardı. Aynı zamanda ayetlerin hükümlerini bir bir tatbik ediyorlardı. Eğer Kur’an bütün halinde inmiş olsaydı, anlaşılması da tatbik edilmesi de güçleşirdi. Böylece ara ara ve parça parça inmesiyle her iki yönden de büyük kolaylık sağlanmış bulunmaktadır. Bu konuda Hz. Aişe’den rivayet edilen bir haberde ise şöyle denilmektedir:
Önce Cennet ve Cehennem’den söz eden kısa ayetler indi. İnsanlar İslam’a ısınınca, o zaman helal ve haramla ilgili ayetler nazil oldu. Eğer önce, içki içmeyin, anlamındaki ayet nazil olsaydı insanlar, biz içkiyi asla bırakamayız, derlerdi. [8]
Ayrıca zaman zaman vahiy geldikçe, Hz.Peygamber ve müslümanlar bundan büyük bir sevinç ve heyecan duyarlardı. Düşmanların kini ve baskısı karşısında teselli bulur ve güçlenirlerdi. Gerek müslümanların, gerekse düşmanların sormuş olduğu yeni yeni sorulara ayetlerle cevap verme imkanı doğuyordu.
Kur’an’ın parça parça inmesinin diğer bir hikmeti de şudur: İnanmayanların, bu daha önceden tertiplenmiş ve başkaları tarafından yazılmıştır şeklindeki düşüncelerine imkan verilmemiş oluyordu.
[1] Vahidi, Esbabu’n-Nüzul, s.289-290.
[2] Talak sûresi, 2-3.ayetler
[3] Vahidi, Esbabu’n-Nüzul, s.246.
[4] Yasin sûresi, 78-79.ayetler
[5] Furkan sûresi, 32.ayet
[6] Nahl sûresi, 102.ayet
[7] isra sûresi, 106.ayet
[8] Buhari, Sahih, VI, 185.
Cevap: Nüzul Sebebini Bilmenin önemi
mumsema
< bazı ayet ve surelerin inmesine sebep olan bir olay veya soruya, nüzul sebebi denir. >
konu için teşekkür ederim. bu akşam dersim nuzul sebebi ile ilgilidir.
Yanıt: Nüzul Sebebini Bilmenin önemi
Amine
< Nüzul sebeplerini bilmenin ayetlerin tefsirinde çok büyük önemi vardır. Bir ayetin nüzul sebebi bilinirse o ayetin manası daha iyi anlaşılır >
Hakikatende öyle..
Gerekli bir paylaşım sunmuşsunuz.Allah c.c razı olsun Gülehasret.
Soru: Nüzul Sebebini Bilmenin önemi
Ecrinim
Bir ayetin nüzul sebebi bilinirse o ayetin manası daha iyi anlaşılır. Ayetlerle belirtilen emir ve yasakların hikmeti daha açık ve daha kolay bilinir. Şüpheler giderilmiş ve hatalar önlenmiş olur.
merak ettiğim bir konuydu çok isabetli olmuş
Allah c.c. razı olsun kardeşim
meryemgül1
Biz onu, Kur’an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (ayet ayet, sûre sûre) ayırdık ve onu peyderpey indirdik.”forumduasi.com/newthread.php?do=newthread&f=523#_ftn7[7]
Allah c.c.razı olsun
NuN
Ayetlerin Nüzul Sebepleri Ve Önemi hakkında güzel ve kısa bir yazı olmuş teşekkürler
yasin birinci sayfa nuzul suresi, Yasin suresi 78 79. Ayet nuzul sebebi