Kalem Süresi Nüzul Sebebi
Hoca
Kalem Süresi Nüzul Sebebi
el-Hasen, İkrime, Atâ ve Câbir kavlinde Sûre Mekke’de ve Alak Sûresinden sonra nazil olmuştur. İbn Abbâs’tan rivayete göre önce Alak Sûresi, sonra bu sûre, sonra Müzzemmil, sonra Müddessir Sûreleri nazil olmuştur.[1]
Âyetlerinin adedi, elli ikidir. [2]
Mâverdî’nin İbn Abbâs ve Katâde kavli olarak zikrettiğine göre ise başından "Biz onun burnunu yakında yere sürteceğiz." (âyet: 16)’ya kadarı mekkî, buradan "Azâb işte böyledir. Fakat âhiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bimiş olsalardı" (âyet: 33)’e kadarı medenî, buradan "Yoksa ğayb kendilerinin katında mıdır da ondan yazıyorlar?" (âyet: 47)’ye kadarı tekrar mekkî, buradan "Rabbı onu seçti de salihlerden kıldı" (âyet: 50)’ye kadar tekrar medenî, buradan sûrenin sonuna kadarı da yine mekkîdir.
İbn Abbâs ve Katâde’den Sûrenin mekkî oluşundan "Fakat âhiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı"ya kadar olmak üzere "Biz vaktiyle o bahçe sahiplerini denediğimiz gibi bunları da denedik…" (âyet: 17-33) âyetlerinin ve "Sen Rabbının hükmüne sabret ve balık sahibi gibi olma… Rabbı onu seçti de salihlerden kıldı" (âyet: 48-50) âyetlerinin istisnası da rivayet edilmiştir.[3]
Sûrenin çoğu el-Velîd ibnu’l-Muğîra ve Ebu Cehl hakkında nazil olmuştur.[4]
2. Sen, Rabbının nimeti sayesinde bir deli değilsin.
Ayetin nüzul sebebi ile ilgili rivayetler:
1- İbnu’l-Münzir’in İbn Cüreyc’den rivayetine göre müşriklerin Hz. Peygamber hakkında "O önce delidir, sonra da şeytandır." demeleri üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuştur.[5]
2- İbn Abbâs’tan rivayet ediliyor: Hz. Peygamber (daha önceleri de yaptığı gibi) bir gün Hz. Hadice’nin yanından ayrılarak kaybolmuş. Hz. Hadice onu aradıysa da bulamamış. Bir gün geri çıkagelmiş; yüzünde toz toprak yokmuş ama allak bullak imiş. Hz. Hadice kendisine:
"Sana ne oldu?" diye sormuş. Cibrîl’in kendisine geldiğini ve
"Rabbının adıyla oku." dediğini anlatmış.
İşte bu, Kur’ân’dan ilk nazil olandır. Şöyle devam etmiş:
"Beni düz bir yere indirdi, abdest aldı, ben de abdest aldım, sonra namaz kıldı, ben de onunla beraber iki rek’at namaz kıldım. Bana:
"Ey Muhammed işte namaz böyledir." dedi."
Hz. Peygamber (sa) bunu Hz. Hadice’ye anlatınca o da Varaka ibn Nevfel’e gitmiş. Varaka kavminin dinine muhalefet etmiş, hrıstiyan olmuş imiş. Hz. Hadice olanları kendisine anlatınca:
"Muhammed’i bana gönder." demiş. Hz. Hadice de Efendimiz (sa)’i ona göndermiş de gelmiş. Varaka kendisine:
"Cibrîl sana, insanları bir tek olan Allah’a çağır, dedi mi?" diye sormuş, Hz. Peygamber (sa):
"Hayır." demiş. Varaka:
"Allah’a yemin ederim ki senin davetine kadar yaşarsam sana elbette yardım ederim." demiş ve fakat çok geçmeden vefat etmiş.
İşte bu hadise Kureyş kâfirlerinin kulağına erişince:
"O bir delidir." demişler de Allah Tealâ Onun deli olmadığına yemin etmiştir. Bunlar, bu Sûrenin başından beş âyettir.
Bunları söyledikten sonra İbn Abbâs der ki: İlk nazil olan "Rabbının adıyla oku"dur. Bu âyet-i kerime ise ikinci nazil olandır.[6]
4. "Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsindir."
1- Ebû Bekr el-Harisi, Abdullah b. Muhammed b. Muhammed b. Hayyan’dan, o Ahmed b. Cafer b. Nasr el-Cemmal’dan, o Cerir b. Yahya’dan, o Hüseyn b. Ulvan el-Kûfi’den, o Hişam b. Urve’den, o babasından, o da Aişe (r.a.)’den bize haber vererek dedi ki:
"Rasulullah (s.a.v.)’tan daha güzel huylu birisi yoktu. Sahabe’den ve Ehl-i Beyt’ten birisi O’nu çağırınca O "buyurun" diye karşılık verirdi. Bundan dolayı Allah Teala bu âyeti indirdi."[7]
2- Yine Hz. Aişe’den rivayet edilmiştir. Ona Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ahlâkı soruldu. O:
O’nun ahlâkı Kur’an idi. Kur’an’ın razı olduğuna rıza gösterir, Kızdığına kızardı. Ne doğuştan ne de sonradan kötü biri değildi. Pazarlarda bağırmazdı. Kötülüğe kötülükle mukabele etmez, fakat af eder, görmezlikten gelirdi. [8]
3- Aişe (r.a.)’ye Peygamber (s.a.)’in ahlâkına dair soru soruldu. O da:
"Onun ahlâkı Kur’an’dı dedi ve Sen Kur’an’ı hiç okumadın mı," deyip "Müminler gerçekten felah bulmuştur…" (Mu’minun, 23/1-10) buyruklarını okudu. [9]
10-13. Sen, devamlı yemin edip duran, izzet-i nefsi bulunmayana itaat etme. Daima ayıplayan ve lâf götürüp getirene, durmadan hayra engel olana, haddi aşana, çok günahkâra, kaba, haşin ve bunlardan başka zenîm (yani) kulağı kesik olana (da sakın itaat etme).
1- Ahnes ibn Şerîk ibn Amr es-Sekafî hakkındaki rivayetler:
a- İbn İshak der ki: Ahnes ibn Şerîk ibn Amr es-Sekafî kavminin ileri gelenlerinden, sözü dinlenen bir kimseydi. Rasûlullah (sa)’a eziyet eder, ona cevap verirdi. Allah Tealâ onun hakkında bu âyetleri indirmiştir.[10]
b- Süddî’den îbnu Ebi Hatim anlattı.
Bu ayet Ahnes Ibni Şerîk hakkında indirildi.
Kelbî’den bunun benzerini İbnu Münzir anlattı. [11]
2- Esved İbni Abdi Yeğûs hakkındaki rivayetler:
a- Mücâhid’ten (r.a.) İbnu Ebî Hatim anlattı:
Bu ayet, Esved İbni Abdi Yeğûs hakkında indirildi. [12]
b- Bu âyet-i kerimelerin Zühre oğullan ile antlaşmah olan el-Ahnes ibn Şerîk es-Sekafî veya el-Esved ibn Abdi Yağûs hakkında nazil olmuş olduğu da söylenir.[13]
Ancak Taberî el-Esved ibn Abdi Yağûs hakkında nazil olduğuna dair haberi sahih bulmaz.[14]
3- Velid b. Muğire hakkındaki rivayetler:
a- İbn Abbâs ve Mukâtil kavlinde ise el-Velîd ibnu’l-Muğîra hakkında nazil olmuştur. Onun on oğlu varmış; onlara ve akrabalarına:
"Eğer sizden biri Muhammed’e tabi olacak olursa ona hiç bir faydam dokunmıyacaktır." deyip müslüman olmalarının önüne geçermiş[15]
b- Velîd ibnu’l-Muğîra bir hac mevsiminde Minâ’da hacıları doyurmada yirmi bin dinar veya belki de daha çok mal harcar ve fakat bir yoksula bir dirhem bile vermezmiş. Bu yüzden onun için "Durmadan hayra engel olan…"buyurulmuştur.[16]
c- İbnu Abbas’tan (r.a.) İbnu Cerîr anlattı.
Nebî Aleyhisselârn’a, Kalem: 68/10-12 ayetleri indirildi. Kalem: 68/13 ayeti indirilinceye kadar bu ayetlerin kimin hakkında indirildiğini bilemedik. Âyet indikten sonra biz Velid b. Muğire’nin, koyunun kulağı ucundaki küpe gibi küpesi olduğunu öğrendik. [17]
14. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye.
15. Ayetlerimiz ona okunduğu zaman "Öncekilerin masallarıdır." der.
16. Biz, onun burnunu yakında yere sürteceğiz.
Bu âyet-i kerimeler de el-Velîd ibnu’l-Muğîra hakkında nazil olan âyetler cümlesindendir.[18]
17. Biz, vaktiyle o bahçe sahiplerini denediğimiz gibi bunları da denedik. Hani sabah olunca onu mutlaka devşireceklerdi ve biçeceklerine yemin etmişlerdi.
İbn Ebî Hatim’in İbn Cüreyc’den rivayetine göre Bedr Gazvesi günü Ebu Cehl:
"Onları yakalayıp iplerle bağlayın ve kimseyi öldürmeyin." demiş de bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuş.[19]
35. Biz, müslümanları mücrimler gibi tutar mıyız hiç?!
36. Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?
37. Yoksa size mahsus bir kitab var da ondan mı okuyorsunuz?
İbn Abbâs ve başkalarından rivayete göre bu âyet-i kerimeler Mekke kâfirlerinin
"Elbette âhirette bize, size verileceklerden daha hayırlıları verilecek." demeleri üzerine nazil olmuştur.[20]
48. Sen Rabbının hükmüne sabret ve balık sahibi gibi olma. Hani o, gamla dolu olarak Rabbına seslenmişti.
49. Rabbının katından ona bir nimet erişmiş olmasaydı mutlaka o, kınanmış olarak çıplak bir yere atılacaktı.
1- Rivayete göre Hz. Peygamber (sa), İslâm’ı arzetmek üzere Sakîflilere gittiğinde kendisine eziyet vermeleri üzerine onlara beddua etmek istemiş ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerimeler nazil olmuştur. [21]
2- Uhud gazvesinde Hz. Peygamber (sa)’in çevresinden açılıp onu düşmanlarıyla karşı karşıya bırakanlara beddua etmek istediği ve âyet-i kerimelerin bunun üzerine nazil olduğu rivayeti de vardır ve buna göre âyet-i kerimeler medenîdir.[22]
51. "Kuran’ı dinlediklerinde nerdeyse seni gözleriyle yıkıp devirecekIerdi."O delidir" diyorlardı."
1- Kafirler Rasuluilah (s.a.v.)’a göz değdirip de, böylece gözle onu nazarlamak istediklerinde bu âyet indi. Kureyş’ten bir grup Rasulullah (s.a.v.)’a baktı ve şöyle dediler.
"Bunün gibisini ve bunun hüccetinin benzerini görmedik." Benî Esed’den göz değdiren birisi vardı. Bu adam semiz bir deve, semiz bir ineği yürürken gördüğünde, ona bir göz atar ve sonra şöyle derdi:
"Ey cariye bize bir kab ve dirhem getir de, şunun etinden alalım." Böyle deyince yürüyen hayvan çok geçmeden ölürdü ve dolayısıyla kesilmiş olurdu."[23]
2- Kelbî şöyle demiştir:
"Arab’dan bir adam vardı. İki veya üç gün bir şey yemeden kalırdı. Sonra çadırının kenarından başını kaldırır oradan geçen koyun sürüsüne şöyle derdi:
"Bugün bundan daha güzel bir deve veya koyun yayılmamıştır." Sonra az bir şey yürümeden o koyun veya deve topluluğundan bir grup yere yıkılırdı. İşte kâfirler bu adamdan Rasulullah (s.a.v.)’a nazar vermesini ve koyun sürüsüne yaptığını, yapmasını istediler. Allah Teala da Rasulü’nü korudu ve bu âyeti indirdi."[24]
=======
[1] Alûsî, XXIX,22. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901.
[2] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/679.
[3] Kurtubî, age. XVIII,146. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901.
[4] Kurtubî, age. XVIII, 150. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 439.
[5] Suyûtî, Lubabu’n-Nukûl, II,177. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/679. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/45.
[6] Râzî, age. xxx,79. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901-902.
[7] Senetteki Hüseyin b. Ulvan. tenkide uğramıştır. el-Mecruhin: 1/244. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 369. Ebu Naîm-Delâili’n-Nübüvve; İbn Merdeveyh; İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/680. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 439.
[8] Tirmîzî, Sünen, K. el- Bir: 69. Abdulfettah El- Kâdi, Esbab-ı Nüzul, Fecr Yayınevi: 439.
[9] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/45.
[10] İbn Hişâm, es-Sîretu’n-Nebeviyye, 1,360. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/51.
[11] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/680-681. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/51.
[12] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/681. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/51.
[13] İbn Kesîr, Tefsîru’i-Kur’âni’l-Azîm, VIII,220. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[14] Taberî, Câmiu’l-Beyân, XXIX, 17. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[15] İbnu’l-Cevzî, age. VIII,331; Râzî, age. XXX,84. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[16] Kurtubî, age. XVIII,154. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[17] İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/681. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/51.
[18] Kurtubî, age. XVIII, 155. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903.
[19] Suyûtî, Lübâbu’n-Nukm, II,178. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903. İmam Celaleddin es-Suyuti, Lubabu’n-Nukul Fi Esbabi’n-Nuzul, Fatih Yayınevi: 2/681. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/59.
[20] Kurtubî, age. VIII,160. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903.
[21] Râzî, age. XXX,99; Alûsî, age. XXIX,37. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903-904.
[22] Râzî, age. XXX,99; Alûsî, age. XXIX,37. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903-904.
[23] İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 369.
[24] Kelbi, yalancılıkla itham edilmiştir. İmam Ebu’l-Hasen Ali bin Ahmed el-Vahidi, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 369. İbnu’l-Cevzî, age.VIII,343. Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/904.
Cevap: Kalem Süresi Nüzul Sebebi
mum
kalem suresinin iniş sebebi kısaca
kalem suresinin nuzul sebebi nedir
Nüzul Sebebi-1
"Sen Rabbinin nimeti sayesinde…" ayetinin (2. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak, İbnü’l-Münzir’in rivayetine göre İbni Cüreyc şöyle demiştir: Onlar Peygamber (s.a.)’e: O bir delidir diyorlardı. Daha sonra da bir şeytandır demeye koyuldular. Bunun üzerine: "Sen Rabbinin nimeti sayesinde bir deli değilsin" buyruğu nazil oldu.
"Ve şüphe yok ki sen çok büyük bir ahlâka sahipsin." ayetinin (4. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak şöyle bir rivayet vardır: Aişe (r.a.)’ye Peygamber (s.a.)’in ahlâkına dair soru soruldu. O da: Onun ahlâkı Kur’an’dı dedi ve Sen Kur’an’ı hiç okumadın mı, deyip "Müminler gerçekten felah bulmuştur…" (Mu’minun, 23/1-10) buyruklarını okudu.
Nüzul Sebebi-2
İbni Ebi Hatim, Süddi’den Yüce Allah’ın: "Sakın itaat etme çokça yemin eden, aşağılık ve değersiz her kişiye" buyruğu hakkında şunları söylemiştir: Ayet, Ahnes b. Şerik hakkında inmişti. İbnü’l-Münzir de Kelbi’den bunun benzeri bir görüş nakletmiştir. Bu aynı zamanda Şabî ve İbni İs-hak’ın da görüşüdür. Yine İbni Ebi Hatim’in rivayetine göre Mücahid şöyle demiştir: Ayet Esved b. Abd Yeğûs yahutta Abdurrahman b. Esved hakkında inmiştir.
Meşhur olan ise ayetlerin Velid b. Muğire hakkında indiğidir. İbni Ce-rir’in rivayetine göre İbni Abbas şöyle demiştir: Peygamber (s.a.): "Sakın itaat etme; çokça yemin eden aşağılık ve değersiz her kişiye. Ayıplayıp duran, onun bunun sözünü taşıyana" buyrukları indi; fakat kimden söz edildiğini bilmiyorduk. Nihayet bundan sonra: "Cahil ve kaba üstelik kulağı kesik olana." buyruğu nazil olunca kim olduğunu bildik. Onun, koyunun kesilip sarkan kulağı gibi sarkan bir parçacığı vardı
Nüzul Sebebi-3
"Gerçek şu ki biz… bunları da sınadık." ayetiyle (17. ayet) ilgili olarak îbni Ebi Hatim, İbni Cureyc’den şunu rivayet etmektedir: Ebû Cehil Bedir eünü: Onları yakalayınız, iplere bağlayınız ve onlardan kimseyi öldürmeyiniz, dedi. Bunun üzerine: "Gerçek şu ki biz o bahçe sahiplerini sınadığımız gibi bunları da sınadık" buyruğu indi. Yani o bahçe sahipleri bahçeyi ellerine geçirebildikleri gibi; biz de Mekkelilere müminleri ancak bu şekilde ele geçirmelerine fırsat verdik.
kalem suresi nuzul sebebi, kalem suresi iniş sebebi, kalem suresinin iniş sebebi