Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin. (neml 80) Ayeti ve tefsiri/yorumu

Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin. (neml 80) Ayeti ve tefsiri/yorumu

ömerhattab
Sual: Selefiyiz diyenler, (Sen ölülere işittiremezsin) âyetini delil getirerek, Resulullah ölüdür, işitmez, şefaat ya ResulAllah demek şirktir diyorlar. Ruhun ölmediği, şehitlere ölü denmeyeceği, onların diri oldukları, Allah’ın onları rızıklandırdığı, yiyip içtikleri Kur’anda apaçık yazılı iken, şehitlerden üstün olan Peygamberimizi nasıl ölü kabul ediyorlar? Nasıl o işitmez diyebiliyorlar?
CEVAP
İngiliz Casusunun itiraflarına göre, selefiyeciler [vehhabiler] dinimizi İngilizlerden öğrenmiştir. İngilizlerin kurdurduğu dinde böyle iddiaların olması yadırganmamalıdır.

(Sen ölülere işittiremezsin) demek, (Sen kâfirleri imana kavuşturamazsın) demektir. Bunun gibi, kinaye, mecaz ifade eden birçok âyet vardır. Bazıları şöyledir:
(Kâfirler sağır, dilsiz ve kör oldukları için, akledemezler, düşünemezler.) [Bekara 171] (Kâfirler sağır, dilsiz ve kör değildir. Hakkı işitmedikleri için sağır, doğruyu söylemedikleri için dilsiz, gerçeği görmedikleri için kör, denilerek hidayete kavuşmadıkları bildirilmiştir.) (Beydavi)

(Kâfirler, sağır, dilsiz, kör oldukları için doğru yola gelmezler. Yahut, onların hâli, karanlıkta, gök gürlemesi ve şimşek arasında gökten boşanan sağanağa tutulup, yıldırımlardan ölüm korkusu ile parmaklarını kulaklarına tıkayana benzer. Allah, kâfirleri [ilim ve kudretiyle] çepeçevre kuşatmıştır.) [Bekara18, 19] (Kâfirler, burada da sağır, dilsiz ve körler ile karanlıkta korku içinde yaşayanlara benzetilmiştir.)
(Bu dünyada kör olan, ahirette de kördür.) [İsra 72] (Bu âyette de, yaşayan ve ölen kâfirlere kör deniyor. Yoksa dünyadaki körler ahirette kör olmayacaktır.)
(Bir bela gelmez zannettiler de, kör ve sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Fakat çoğu yine kör ve sağır oldu. Allah onların yaptıklarını görmektedir.) [Maide 71] (Kâfirlerin küfrü, kör ve sağır kesilmekle ifade ediliyor.)
(Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatılınca, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.) [Furkan 73] (Tevbe eden müminler, kör ve sağır davranmazlar, yani hakkı işiterek ve doğruyu görerek hakka bağlanırlar.) (Celaleyn)
(İşte bu kâfirler, Allah’ın lanetlediği, sağır ve kör ettiği kimselerdir.) [Muhammed 23]
(Hakkı işitmedikleri için sağır, gerçeği görmedikleri için kör denmekte ve böyle inatçı kâfirler lanetlenmektedir. Yoksa normal sakat olan kör ve sağır kimse lanetlenmez.)

(Âyetlerimizi yalanlayanlar karanlıklarda kalan sağır ve dilsizlerdir.) [Enam 39] (Kâfirlerin küfür karanlığında kaldıkları, hakkı işitmedikleri ve söylemedikleri bildiriliyor.) (Şeyhzade)
(De ki: Ben sizi ancak vahiy [Kur’an] ile uyarıyorum. Ama, sağırlar [kâfirler], bu çağrıyı duymazlar.) [Enbiya 45] (Bu âyette de kâfirlerin sağır oldukları hakkı işitmedikleri, yani kabul etmedikleri açıklanıyor.) (Hazin)
(Rabbiniz size basiret [kalb gözü, idrak kabiliyeti] vermiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir.) [Enam 104] (Hakkı görmemeye körlük deniyor.)
(Onu [Nuh’u] yalanladılar. Biz de onu ve gemidekileri kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları ise, suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavim idi.) [Araf 64] (Kâfirler, hakkı görmedikleri için, kör deniyor.)
([Kâfirler] yeryüzünde dolaşmadılar mı? [helak edilen yerleri, o yerlerin harabelerini görüp ibret almadılar mı?] Eğer [ibretle] dolaşsalardı elbette düşünecek kalbleri ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözleri değil, göğüslerindeki kalbleri kördür.) [Hac 46] (Kâfirlerin gözleri değil, göğüslerindeki kalblerinin kör olduğu, yani kâfirlerin gözleri değil, basiretlerinin kör olduğu bildiriliyor. Öteki âyetleri de açıklamış oluyor. Yukarıdaki âyetlerde onlar kör, sağır ve dilsiz deniyordu. Bu âyette ise kör demek, maddi gözün olmadığı, kalblerinin kör olduğu yani kâfir oldukları bildiriliyor. O halde kör denilince baş gözü anlaşılmadığı gibi, ölü veya kabirdekiler denilince de, mezardaki ölü anlaşılmaz.)
(Bu iki zümrenin [kâfir ve müminin] durumu, körle sağır ve görenle işiten gibidir. Bunların hâli hiç eşit olur mu? Hâlâ ibret almıyor musunuz?) [Hud 24] (Bu âyette de kâfirlerin kör ve sağır oldukları, yani hakkı göremeyip işitmedikleri bildiriliyor.)
(Sağırlara işittiremez, körleri ve sapıkları doğru yola eriştiremezsin.) [Zuhruf 40] (Sen işittiremezsin demek, sen hakkı kabul ettiremezsin demektir.) (Beydavi)
(Savaşta öldürülenleri siz değil, Allah öldürdü. Attığın zaman sen değil, Allah attı.) [Enfal 17]
Savaşta mücahitler düşmanı öldürüyor, Allahü teâlâ, ben öldürdüm diyor, Resulullah kum atıyor, sen atmadın ben attım buyuruyor. Aşağıda da kabirdekilere sen değil, ben işittiririm buyuruyor.

(Körle gören [kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [cennetle cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz. Elbette Allah, dilediğine işittirir. Sen kabirdekilere [kâfirlere] işittiremezsin, sen sadece bir uyarıcısın.) [Fatır 19-22 Celaleyn] (Bu âyette, kâfire kör, mümine gören, Cennete gölge deniyor. Resulullah kabirdekilere ne söyleyecek de işittirecek? Hâşâ bu abes, boş söz olmaz mı? Kabirdekileri niye hidayete kavuşturmaya uğraşsın ki? Hemen âyetin devamında, (Sen sadece bir uyarıcısın), yani vazifen kâfirleri hidayete kavuşturmak değil, sadece tebliğdir buyuruluyor. Demek ki kabirdekilerden maksat, yaşayan inatçı kâfirlerdir. (Beydavi)
(Sen, ölülere işittiremezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da daveti duyuramazsın. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin; ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin.) [Neml 80, 81 Rum 52,53] (Burada diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölüye benzetiliyor, (Ölüleri [kâfirleri] imana kavuşturamazsın) deniyor. (Ölülere, sağırlara işittiremezsin) ifadesinden sonra, (Sen ancak âyetlerimize iman edeceklere işittirebilirsin) buyuruluyor. Kâfirlerin işitmeyeceği, yani hakkı kabul etmeyeceği, ancak iman edeceklerin işitecekleri, yani kabul edecekleri açıkça bildirilmektedir. Eğer gerçekten kabirdekilerden maksat ölü olsa idi, ölü de işitmeseydi iman edenlere işittirebilirsin ifadesi yersiz ve yanlış olurdu ve kâfir ölü işitmez, mümin ölü işitir anlamı çıkardı. Halbuki Buhari’deki hadis-i şerifte (Kâfir ölü de işitir) buyuruluyor.
(Bir şeyi çok sevmek insanı kör ve sağır eder.) [İbni Mace] (Bu hadis-i şerifte de, baş gözü kör olur, kulağı sağır olur demek değildir. Gerçekleri göremez, doğru nasihatleri duyamaz demektir.)
Bu kadar vesikadan sonra, Resulullah efendimize hâlâ (O ölüdür işitmez, şefaat ya ResulAllah demek şirktir) diyenlere yazıklar olsun.


Cevap: Selefiyeciler Kör Ve Sağır Mı?

haldandoz
Allah (cc) herkese sağlam bir iman ve itikat nasip etsin..

Allah (cc) razı olsun kardeşim..


Yanıt: Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin. (neml 80) Ayeti ve tefsiri/yorumu

mumsema
ömer hattab kardeşim,

Selef âlimlerinin akaid sistemleri bellidir. bazı kendini selefi diye isimlendirip, selefilerler alakası olmayanları eleştirip, bütün selefileri hedef almak doğru olmasa gerek.

özellikle kendini selefileri ve bazı alimleri aşağılama ve kafir ilan etme hastalığına kapılanların yazılarını alıntı yapmayalım.

Ehlü’s-sünnet; Selefiler, Eş’arîlerle Mâtûridîlerdir.

Selefiyye diye bir konu açtık kardeşlerimizin baktığı yok: forumduasi.com/a-b/2038-selefiyye.htmlSelefiyye
< (Taha 80,81.) "Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola döndüremezsin; ancak âyetlerimize inananlara sen duyurabilirsin; işte onlar Müslümanlardır.”

Senin bu dâvetinin bazı engellemeleri olabilecektir. Unutma ki sen körlere, sapıklık içinde olan körlere hidâyet edip yol gösteremezsin. Onların görmeleri, onların Müslüman olmaları konusunda hiçbir zaman senin etkin ve yetkin yoktur. Sen hiçbir zaman ölülere de işittiremezsin. Sen ölülere de bir şey anlatamazsın. Sağırlara da bu dâvetini duyuramazsın, arkalarını sana karşı dönüp giderlerken, kaçıp giderlerken.

Evet sen apaçık bir hak üzeresin. Ama Senin bunca haklılığına rağmen insanların niçin sana inanmadıklarına hakça bir açıklama getireyim diyerek peygamberini teselli ediyor Rabbimiz, tabii bizleri de. Öyle değil mi? Bunca Müslüman fedâkarca bir hayat yaşayıp, dürüstçe bir hayat yaşayıp insanları Allah’a dâvet etmelerine rağmen, insanları cennete çağırmalarına, cehennemden uzaklaştırmaya çalışmalarına rağmen, insanlara en güzel öğütlerde bulunmasına rağmen insanlar inanmayınca insanlar, peygamber bayağı sıkıntı çekiyor. İşte Rabbimiz mü’minlerin sıkıntılarını şöylece gideriyor.

Muhakkak ki ey Müslümanlar, sizler onları hidâyete ulaştıramazsınız. Siz onlara duyurup anlatamazsınız. Hiç ölü duyar mı? Hiç sağır işitir mi? Hiç kör görür mü? Sizden kaçanlara, yaşadıkları halde ölülüğü seçenlere bir şey yapamazsınız. Sapıklığı tercih edenlere bir şey yapamazsınız. Siz ancak âyetlerimize iman eden kimselere işittirebilirsiniz, bunu hiçbir zaman unutmayın diyor Allah. Müslüman olanlar bu kitabı işitirler, anlarlar, dinlerler ve iman ederler ve hayatlarını düzene korlar. Herkese duyuracağız bu kitabın âyetlerini, unutmayacağız ki isteyenler buna iman edecekler anlıyoruz. >


Soru: Sen, ölülere şüphesiz ki işittiremezsin. (neml 80) Ayeti ve tefsiri/yorumu

ömerhattab
mumsema kardeşim selefi alimler vardır imam maturidi imam eşari onların görüşlerini açıklamıştır…

mezheb anlamında selefilik yoktur….
yani ehli sünnet velcemaat iki itikad imamı altında birleşmektedir..
omşarda selef alimlerin görüşlerini beyan etmektedir…
ama selef imamlarının görüşlerine uymayan görüşleri onlara isnad etmek ne kadar dogrudur….


Hoca
bu konuyu okudun mu ömerhattab kardeş:) forumduasi.com/a-b/2038-selefiyye.html

bu konuyu Şamil İslam Ansiklopedisinden aldım. çok güvenilir bir eser okumanı tavsiye ederim


ömerhattab
Güzel kardeşim o eser bende bulunmaktadır…Allah razı olsun


Yalnız_Kurt
< (Sen, ölülere işittiremezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da daveti duyuramazsın. Körleri sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola getiremezsin; ancak âyetlerimize inananlara duyurabilirsin.) [Neml 80, 81 Rum 52,53] (Burada diri olup, gözü kulağı ve beyni olan kâfirler ölüye benzetiliyor, >
Evet dediğiniz gibi burada teşbih var.Yani ölülere ve arkasını dönmüş sağırlara nasıl işittiremezsen kafirlere de işittiremezsin,deniyor.
Siz bu ayete rağmen ölüler işitir diyorsanız ölüye işittirin veya narkozdaki birine işittirin veya ölüyü,bayılmışı,narkozdakini boş verin arkasını dönmüş sağıra işittirin böylece iddianız ispatlamış olun.


yağmur07
yani şimdi ölülerin bu dünyada ki olanlardan haberleri yok yani bizi görmüyorlar mı?


mumsema
< yani şimdi ölülerin bu dünyada ki olanlardan haberleri yok yani bizi görmüyorlar mı? >
duyarlar haberleri var ama görmezler.


yağmur07
peki rüyalarımızda gördüğümüz de,bir şeyin haberini verirler mi?


Hoca
< peki rüyalarımızda gördüğümüz de,bir şeyin haberini verirler mi? >
Peygamberlerin dışında, şeytan (al), herkesin kılığana girebilir.


yağmur07
babam 1 ay önce vefat etti rüyalarıma geliyor bu gerçekten babam değil de şeytan mı yani?


ömerhattab
Hayır düşünen Hayırlara Vesile olur….


Rüyet-iTaksîr
Bu daha öncede söylendi. Eğer ki ruhun (Yani ölen kişinin işitemeyeceğini) iddia ediyorsanız ruhu ölü kabul ediyorsunuzdur. Buda Tevhid inancına terstir. Zira bilimsel olarak ruh da olsa yaşamsal olarak ölü kişi duyamaz işitemez göremez. Bu sebeple Dinimiz ve mantıkda bunun olamayacağını söyler.

Yani ruhun işitemeyeceğini söyleyen kişi mantıksız itikatsiz bir insandır. Kendisine ben selefiyim demekle selefi olmaz. Gerçek seleflerin görüşleri çok değerlidir. Fakat günümüzde gerçek selefi varmıdır onu bilemem vehhabilerde kendilerini selefi diye yada onların yolundan gidiyoruz diye tanıtırlar.

Sözün özü bu tür görüşlere itibar edilmemesidir..


Yeşua
selam

"duyarlar,haberleri var ama görmezler".. deliliniz nedir ?? Kur’an’da buna dair hiç bir delil yok.. tam’da aksine hz. Isa peygamberin dünyada olup bitenlerden habersiz oldugunu bize aciklar..

Hani Allah, İsa’ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim…. (Al-i İmran Suresi, 55)

"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Beni vefat ettirdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın." (Maide Suresi, 117)

demekki Isa peygamber bile dünyada olup bitenlerden habersizmis.. vefat konusa hiç girmiyelim bence.. siz ister vefat diye yorumlayin isterseniz uyku, isterseniz baska bir şey olarak adlandirin ama her ne söylenirse söylensin Hz. Isa’nin olup bitenlerden haberinin olmadigi’dir..
__________________________________________________ __________________________________________________ _____________

Konu:

ayette ölü denmesi kafirleri ölülere benzetmek’tir.
bu nedemek oluyor ?? ölülere katiyen bir şey istirememenin bir delili..

kafirler = ölüler gibidir…

İnneke la tusmiul mevta ve la tusmius summed duae iza vellev mudbirin(mudbirine).

insanlara ayetleri okursun okursun, dinlemezler, anlamazlar, ayetleri ancak inanlar isitir.. cünkü onlar teslim olmuslardir.. (Müslüman)

ayetler acik ve net’dir..

RUM 52-53
Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.

Sen, körleri sapkınlıklarından çıkarıp doğru yola iletemezsin. Sen, çağrını ancak âyetlerimize inanıp müslüman olan kimselere işittirebilirsin.


lazali54

< Hani Allah, İsa’ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim…. (Al-i İmran Suresi, 55)

"Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu:) ‘Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin.’ Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Beni vefat ettirdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sen’din. Sen her şeyin üzerine şahid olansın." (Maide Suresi, 117) >
yok yeşua, muhakkak bunun da bir açıklaması vardır. anlamadım bir türlü bir sürü ayet yazmış hepsinide aynı şekil tevil etmiş. yok efendim kafirler sağırmış körmüş. bunun üzerine açıklamalar yapılırsa tabiki ayetlerin anlattığı bizden ırak olur.

bu konu üzerine ben de fatır süresi 14. ayeti incelemek istiyorum. hadi sen ölülere işittiremezsin diyince müşriklerin körlüğüne ve sağırlığına yorum yaptık, ya işitseler bile cevap veremezler bunu nasıl açıklarız yaşayan bir kişi cevap vermeye muktedir değil mi? kıyamet günüde kendilerinin ortak koşulduğunun inkar ederler denmeside kesinlikle bunların ölmüş olduğudur, yani kafirler değil. hadi bunlarıda geçtik peki ”sana herşeyden haberdar olan Allah(cc) gibi haber veren olmaz” bunu nasıl açıklayabiliriz. bu anlatımda bir kesinlik var. eğer ki müşriklerin durumlarının bilinebilmesi ne kadar gizlerlerle gizlesinler, deşifre olma ihtimali vardır. burdan anlaşılcağı üzere bu gaybi bir mesele ve bunuda ancak rabbimiz bildirirse bizler bilebiliriz. yoksa öbür alemden haberler bir zandan öteye geçemez. çünkü gerçekten bildirilenden başka hiç bir haberimiz yok.


Fatır-14 Kendilerine dua ederseniz, duanızı işitmezler. İşitseler bile size cevabını veremezler. Kıyamet günü de kendilerini Allah’a ortak koştuğunuzu inkar ederler. Sana, herşeyden haberdar olan (Allah) gibi, haber veren olmaz.

ibni kesir tefsiri

«Onlan çağırsanız; çağrınızı işitmezler.» Allah’tan başka duâ edip çağırdığınız ilâhlar sizin duanızı işitmezler. Çünkü onlar ruhsuz, katı nesnelerdir. «İşitseler dahi size cevâb veremezler.» Onlardan istediğiniz şeyi size vermeye güçleri yetmez. «Kıyamet günü de şirk koşmanızı inkâr ederler.» Yani sizden uzak olduklarını bildirirler. Bu âyet-i kerîme Allah Teâlâ’nın şu buyrukları gibidir: «Allah’ı bırakıp ta kıyamet gününe kadar cevab veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kimdir? Çünkü yalvardıklan şeyler, yalvarışlarından habersizdirler.- Ama insanlar kıyamet günü toplatılınca, putları onlara düşman olurlar ve tapınmalarını inkâr ederler.» (Ahkâf, 5-6), «Onlar, kendilerine güç kazandırsm diye Allah’ı bırakarak ilâhlar edindiler. Hayır, onlar kendilerinin ibâdetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine döneceklerdir.» (Meryem, 81-82).
”Haberdâr olan gibi, kimse sana haber veremez.” Bir şeyden haberdâr olan gibi işlerin akıbetini, neticesini ve varacağı sonucu kimse sana haber veremez. Katâde der ki: Allah Tebâreke ve Teâlâ’dan başkası sana haber veremez. Çünkü O, hiç şüphesiz gerçeği haber vermiştir.


Kayıtsız Üye
Şimdi bu ayetlerde Allah bir kesinlik ortaya koymak için, sen ,ölülere duyuramazsın, arkasını dönüp gidenlere de çağrıyı işittiremezsin diyor. ölen işitir mi abesle iştigal ayetin ikinci kısmını kullanarak sana sın mecaz bir mana vermeyelim zaten arkasını dönen ( kabul etmeyen ) dönüp giden ( ondan kaçan) nasıl işitecek ayetler o kadar acık ki neyini binlerce yorum yapıyoruz. başkalarının ne dediği önemli ama ayetten biz ne anlıyoruz. ayetler arasında bağ kuracağız bir ayeti başka bir ayet tefsir eder başka ayetlere bakacağız enbiya suresi 34 ayet senden önce hiç bir kişiyi ölümsüz kılmadık sen öleceksin de onlar kalacaklar mı. 35 her can ölümü tadacaktır. peygamberimiz her insan gibi öldü ölmeyen sadece hayy olan Allahtır. Allah’dan başkalarını Allah mış gibi göstermeyelim. bakara 170 ayet Onlara ,Allah’ın indirdiğine uyun denilince : Hayır biz atalarımızı yapar bulduğumuz şeye uyarız derler. ya ataları bir şeye akıl erdiremeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler . delilimiz kurandan olacak selam ve dua ile


Kayıtsız Üye
Sizi gidi tasavvuf cular sizi. Bakara suresini iyice bir oku bakalım Allah subhanehu ve teala ne diyor.


sen ölülere işittiremezsin, siz ölülere işittiremezsiniz, sen kabirdekilere işittiremezsin

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();