Namazın Terki
BiLaL HaTTaB
İbni Mes’ud radıyAllahu anh; "Ama onların ardından namazı zayi eden, şehvetlerine uyan bir nesil geldi…"(Meryem 59.) ayetinin tefsirinde;
"Namazın zayi edilmesi geciktirilmesidir. Namazı büsbütün terk eden kafir olur" [Şeyhu’l İslam İbni Teymiye, Mecmuul Fetava(7/478); İbni Kesir Tefsiri Muhtasaro(3/1404)]
İmam Nevevi der ki;
"Rasulullah aleyhis salatu ves selamın getirdiği her şeye inanmak gerekir. Nitekim Ebu Hüreyre RadıyAllahu anh’ın rivayetinde;
"VAllahi namaz hakkında itaat edip, zekatı inkar etmek veya vermemekle bu iki ibadeti birbirinden ayıranlarla mutlaka harp edeceğim."[Buhari(itisam, 2); Müslim(iman 32); Ebu Davud(zekat, 1); Tirmizi(iman, 1); Nesai(zekat, 3); Taberi(1/413); Beyhaki(8/176); Ahmed(1/19); Begavi(5/488); Nisaburi, El-İkna(2/670)] Mealindeki cümle bu manayı icab ettirir. Namazın farz olduğuna itikad ettiği halde onu terk eden kimsenin öldürüleceğine bu hadis delildir. Cumhurun pozitifseyir.com/forum/newthread.php?do=newthread&f=33#94kavli budur."
Buhari şarihi Kirmani’ye kasten zekatı terk edenin hükmü sorulduğunda;
"Namazla ikisinin hükmü birdir." Cevabını vermiş ve demiştir ki;
"Ebu Bekir RadıyAllahu anh zekat vermeyen kavimle harp
etmiştir." [Taberi Tefsiri(1/307); Mealimüs Sünen(5/58); Ahmed Davudoğlu, Müslim Şerhi(1/189); İbni Abidin(1/62); İbni Kudame, Muğni(8/457); El-İnsaf(10/327); Makdisi, İkna(1/71); Acuri, Şerhu Erbain(madde:18)]
İmam Şa’rani der ki;
İlim ehli mazeretsiz namazı terk edenin küfrüne hükmettiler." [Şa’rani, El-Uhudül Kübra(s.751); Nisaburi, El-İkna(2/691)]
Uyku, unutmak ve bayılmak gibi şuurun kaybolduğu meşru bir mazeret sebebiyle vaktinde eda edilememiş namazları ise kaza etmelidir. Hadiste buyrulur;
"Kaçırdığınız ibadetleri tamamlayıp ikmal ediniz" [Buhari(Mevakıt, 37); Müslim(mesacid, 309); İbni Mace(mesacid, 14); Ahmed(3/343); Ebu Davud(salat,11); Darimi(salat,26); Şafii, Er-Risale(886); Tirmizi(salat,16); Nesai(muvalat 52); Beyhaki(2/456); Beyhaki, Ma’rife(2/85); Ebu Avane(1/385); İbni Huzeyme(993); Begavi(2/241); Fethul Bari(2/70); Tahavi, Müşkilül Asar(1/187); Meanil Asar(1/465)]
ÇÜRÜK BİR İDDİA
Çoğumuz şu iddia ile karşılaşmışızdır; "Namaz kılmadığıma bakma kalbim temizdir" Bunun değişik bir versiyonu bazı ilahiyatçılar tarafından şöyle dile geliyor;
"Namaz Kur’anın sadece 83 yerinde geçiyor, iyilik,barış, güzel ahlak ile ilgili ayetler daha fazladır. Dolayısı ile güzel ahlak sahibinin namaz kılmaması önemli değildir(!)"
Cevaben deriz ki; her şeyden önce; bütün mü’minlerin bildiği üzere; namaz şayet bir ayetle emredilmiş olsa dahi bunun farz olmasına yeter. Diğer taraftan tüm insanların her bakımdan en üstünü, kalbi en temiz olanı, ahlakı en güzel olanı Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem farz namazları asla terk etmediği gibi, şükreden bir kul olmak için ayakları şişene kadar da nafile namaz kılardı. Aynı şeyi Ashabı Kiram, Tabiin ve Salih insanlar devam ettirmiş, kalpleri en temiz olan onlar hiçbir zaman kalbim temiz diye namazı terk etmemiştir. Bilakis namazın terk edilmesi kalp kirliliği olmaya yeter.
Namazı ve İslam’ın diğer şartlarını bir evin duvarlarına benzetecek olursak, güzel ahlak da o evin eşyaları mesabesindedir. Şu halde İslamın şartları olan farzları terk eden kişi ahlaki hasletlerle kendini süslese boş bir araziye eşyaları dizmiş olur. Dolayısıyla ne soğuktan, kardan, yağmurdan, doludan koruyabilir eşyalarını, ne de hırsızdan… "Benim eve ihtiyacım yok, eşyalarımın güzelliği bana yetiyor " dese, bu söze ne kadar hak verilebilir?
devam edecek inşAllah…
Cevap: Namazın Terki
ezdli cündep
ALLAH razı olsun güzel bir konuya değinmişsin
Yanıt: Namazın Terki
BiLaL HaTTaB
NAMAZIN EHEMMİYETİ HAKKINDA HADİSİ ŞERİFLER
Cabir (ra)’dan;
"Kişi ile şirk arasında pozitifseyir.com/forum/newreply.php?do=postreply&t=54028#96namazın terki vardır."
Diğer rivayetlerde; "Küfür ile iman arasında" ve "Kul ile küfür arasında" lafızlarıyla da gelmiştir. [Ahmed(3/370); Müslim(iman 134); Tirmizi(2618-19); Ebu Ya’la(1953, 2102); Ebu Avane(1/20); Acuri, Şeriat(247-250); İbni Ebi Şeybe(11/33); Şerhus Sünne(2/179); Ebu Nuaym, Hilye(8/256); Taberi(1/307); Hatib, Tarih(10/180); Taberani, Sagir(258); İbni Hibban(1451); Mişkat(569); Abdurrezzak(5009); Ebu Davud(4678); İbni Mace(1078); Darekutni(2/53); Darimi(1236); Beyhaki(3/366); Beyhaki, Süneni Sagir(600); Tergib(1/520); Cem’ül Fevaid(983-85); Tahavi, Müşkil(3175); İbni Kesir(1/495); İbni Abdilberr, Temhid(4/299); Nisaburi, İkna(235)]
Enes (ra)’dan;
"Kişi ile şirk arasında namazı terk etmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur." [İbnu Mâce (1080); Muhammed İbnu Nasr Kitabu’s-Salat(897); Elbâni îbnu Mâce’nin sahihinde (880) tahric etmiştir]
Sevban (ra)’dan:
"Bizimle kafirler arasındaki fark namazdır. Kim namazı terk ederse kafir olur." [Tirmizi(2621); Nesai(1/231); İbni Mace(1079); Hibetullah’it-Taberi, Usulu’s-Sünne(1521); Ahmed(5/346); Hakim(1/7); Beyhaki(3/366); İbni Ebi Şeybe, İman(46); Kenz(7/325); Cem’ül Fevaid(986); Darekutni(2/52); İbni Hibban(3/10); Hallal(302); Temhid(4/339); Nisaburi, El-İkna(2/689); İbni Teymiye, Mecmuul Fetava(7/477)]
Ebu Hüreyre radıyAllahu anh’ten;
"Biz namazdan başka amellerden herhangi bir şeyin terkini küfür saymazdık." [Tirmizi(2622); Hakim(1/7); Riyazus Salihin(1080); Cemül Fevaid(987); Tergib(1/522); İbni Kesir(3/4); İbnu Ebi Şeybe, Musannaf(10495) ve İman(137); Muhammed İbnu Nasr, Kitab’us-Salat(948); Elbani Terğib’in sahih’inde(564) tahric etmiştir]
"Kim namaza devam ederse onun için kıyamette bir nur, burhan ve kurtuluş vesilesi olur. Kim de devam etmezse onun için nur, burhan ve kurtuluş olmaz ve o kıyamet gününde Karun, Fir’avn, Haman ve Ubey Bin Halef’le beraber olur." [Ahmed(2/169); Tergib(1/531); Cemül Fevaid(992); Mecmauz Zevaid(1/292); Nebhani, Er-Rahme(s.56); İbni Kesir, Bidaye(1/475); Iraki, Muğni(370); İhya(1/146); Mekki, Kutul Kulub(3/329); Hasendir]
Bu hadisin şerhinde İbni Kayyım şöyle der;
"Namazı terk edeni, ya malı, ya reisliği, ya memuriyeti, yada ticareti engeller. Namaz kılmaktan malı engelleyenler Karun’la beraber, saltanatı engelleyenler Firavunla beraber, memuriyet ve vezirliği engelleyenler, Haman ve Ubey Bin Halef ile beraber haşrolurlar.”
Enes (ra)’dan;
"Kul ile iman ve küfür arasında ölçü olarak namaz vardır. Namazı terk ettiğinde şirke pozitifseyir.com/forum/newreply.php?do=postreply&t=54028#97girmiş olur."[Muhammed İbnu Nasr, Kitabus-Salat’ta (899); Hibetullah’it-Taberi, Usulu’s-Sünne(1521); Münziri, sahih kaydıyla; Tergib(1/522]
Enes İbnu Malik (ra)’dan;
"Namazın terki şirktir." [Deylemi(2392); Abdurrezzak(5009); Kunuzul Hakaik(2898); Temhid(4/225); Nisaburi, El-İkna(2/690); Heysemi, Mecmau-Zevaid’de (1/295)]
İbnu Ömer (ra)’dan, şöyle dedi:
Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
"Kim namaz kılmazsa onun dini yoktur." [Mervezi, İman(47); Beyhaki, Şuab(43); İbni Ebi Şeybe, İman(47); Ahmed(134); Kunuzul Hakayık(7835); Taberani, Mu’cemus’Sağir’de(60) hasen bir senedle rivayet etmiştir]
İbnu Mes’ud (ra)’dan, şöyle dedi:
"Her kim ki, namazı terk ederse onun dini yoktur." [İbnu Ebi Şeybe, Musannaf(10446) ve İman(47); Taberâni, Mu’cemu’l-Kebir(8942); Muhammed İbnu Nasr, Kitabu’s-Salat(935); Beyhaki, Şuabu’l-İman(42); rivayet etmişlerdir. Elbâni Terğib’in sahih’inde tahric etmiştir]
Ebu Zerr radıyAllahu anh’den;
"Kim namazı terk ederse Allahın zimmetinden çıkar, küfre düşer." [Ahmed(5/238); İbnu Mace(4034); Taberâni, Mu’cemu’l-Kebir(20/233); Hibetullahi’t-Taberi, Usulu’s-Sünne(1524); Busiri, İthaf(2096); Hakiym Tirmizi, Nevadir(2/152); Camius Sagir(1585); Mekasıdu Hasene(632); Dürrü Mensur(104); İbni Teymiye, Mecmu(7/477) ve Muhammed İbnu Nasr Kitabu’s-Salat(911) hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Elbani İbnu Mâce’nin sahihinde(3259) tahric etmiştir]
Ubeydu’l-Kelâi’den, şöyle dedi:
"Mekhul (rh) elimden tutarak
"Yâ Ebâ Vehb! Farz bir namazı kasten terk eden birisi için ne diyorsun?" dedi. Ben de "Âsi bir mü’mindir" dedim. Elimi daha fazla sıktı ve sonra şöyle dedi:
"Yâ Ebâ Vehb! İman’ın şa’nı nefsinde daha azim olsun. Kim ki bir farz namaz’ını kasten terk ederse Allah’ın zimmet’i ondan beri olmuştur. Kimden de Allah’ın zimmeti beri’ olduysa o kâfir olur." [İbnu Ebi Şeybe, İman(129) ve Abdurrezzak, Musannaf(5008) sahih bir senedle rivayet etmişlerdir]
Ömer RadıyAllahu anh’den;
"Namazı terk edenin İslam’dan nasibi yoktur." [Malik(1/39); İbni Ebi Şeybe(11/25); Busiri, İthaf(2099); Beyhaki(1/367); Darekutni(2/52); Abdurrezzak(5010); Nisaburi, El-İkna(2/690)]
Ali radıyAllahu anh’den;
"Namaz dinin direğidir. Her kim ki namaz’ı kılmazsa o kâfirdir " [Deylemi(3795); İbni Hacer, Telhisul Habir(1/173); Cem’ül Cevami(11116); Camius Sagir(5186); Zübeydi, İthaf(8/393); Iraki, Muğni(368); Kut-ul Kulub(3/329); Muhammed İbnu Nasr, Kitabus-Salat(933); Acurri, Şeria(135); İbnu Ebi Şeybe, Musannaf(10485) ve İman(126); Beyhaki, Şuabul’ İman(41)]
Abdullah İbnu Amr (ra)’dan, dedi ki:
"Namaz’ı terk edenin din’i yoktur." [Buhâri, Tarihu’l-Kebir(7/95)]
Ebû’d-Derda (ra)’dan, şöyle dedi:
"Namazı olmayanın iman’ı da yoktur." [Hibetu’llahi’t-Taberi, Usulu’s-Sünne(1536); Muhammed İbnu Nasr; el-Mervezi, Kadru’s-Salah(945); İbnu Abdil-Ber, Temhid(4/225); hasen bir senedle rivayet etmişlerdir. Ve Şeyh Elbâni de Terğib’in sahihin’de(574) tahric etmiştir]
Ebû’d-Derda (ra)’den şöyle dedi:
Allah Resulü (SAV) buyurdu ki:
"Her kim ki bilerek namazı terk ederse bütün amellerini
iptal etmiştir." [İbni Ebi Şeybe(1/377); Bu Hadis’i Ahmed Müsned’inde rivayet etmiştir. Heysemi, Mecmua’z-Zevaid de bu rivayetin Ravileri Sahih’in ravileridir demiştir]
"İman, namaz demektir. Kim ki namaz için kalbini boşaltır ve o namazı itina ile vakti ve sünnetine dikkat ederek muhafaza ederse mümindir." [İbn Nasr, Ta’zimu Kadris Salat(1/341); Ebuş Şeyh, Tabakatul Muhaddisin(3/51); Hattabi, Garibul Hadis(1/269); Ukayli, Duafa(2/229); Zemahşeri, el-Faik(1/333)]
Ubade’t-İbnu’ es-Samit (ra)’dan, şöyle dedi:
Resûlullah (SAV) bize şöyle tavsiyede bulundu:
"Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı da bilerek terk etmeyin. Her kim ki, bilerek kasten namaz’ı terk ederse İslâm millet’inden çıkmıştır" [Ibnu Nasr, Kitabu’s-Salat(920); Hibetullah’i-Taberi, Usulu’s-Sünne(1523); Lalkai, İtikad(4/882); Mecmauz Zevaid(4/393); Tergib(1/214); Abdurrahman İbnu Ebi Hatim Sünen’inde ve Taberâni Mu’cem’inde rivayet etmişlerdir]
"Bizim Ayet’lerimize öyle kimseler iman ederler ki,
Âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, "secdeye
kapanırlar ve Rab’lerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler." (Secde Sûresi: 15)
"Bana ibadet etmekten büyüklenip yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehennem’e
gireceklerdir.” (Mu’min Sûresi: 60)
Abdullah İbnu Mes’ûd (ra)’dan, şöyle dedi:
Resûlullah(SAV):
"Kalbinde hardal dânesi kadar imanı bulunan kimse
Cehenneme girmez, kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan kimse de cennet’e girmez" buyurdu. [Müslim (91)]
Yahya Bin Ca’de(ra)‘den;
Rasulullah SallAllahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
"Kim alnını Allah için yere koyarsa kibirden arınır." [Nuaym, Hilye(10/90); Haris-i Muhasibi, Er-Riaye(s377)]
Allah Azze ve Celle;
"Sabır ve namazla yardım isteyin: Huşu edenlere hariç, o pek büyüktür." (Bakara;45) ve "Ailene namazı
emret ve onda devamlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Güzel sonuç takvaya bağlıdır."(Taha 132) buyurarak ve daha birçok ayette namazın ehemmiyetini bildirmiştir. Hadislerin bir kısmını da nakletmiş bulunuyoruz.
Soru: Namazın Terki
Hesna
Namazı Kasden Terk Eden Kafir Olur Mu?
Ahmed b. Hanbel namaz kılmayanın kafir olacağı ve bu yüzden öldürüleceği görüşündedir. Ona göre böyle bir kimse üç gün boyunca her namaz vakti namaz kılmaya çağrılır. Bu süre zarfında hapiste tutulur, ölümle korkutulur. Yine de kılmazsa mürted hükümlerine tabi tutularak öldürülür. Bir müslüman için yapılan yıkama, kefenleme, cenaze namazı kılma ve müslüman mezarlığına gömme işlemleri bu kimse için yapılmaz. Müslüman varisleri ile aralarında miras hükümleri uygulanmaz.153
en-Nehaî (ö.96/714), eş-Şa’bî (ö.109/727), Hasan el-Basrî (ö.110/728), Hammâd (ö.120/738), Zeyd b. Ali (ö.122/740), Eyyûb es-Sahtiyânî (ö.131/749) ve el-Evzâî de bu görüştedirler.154
Ahmed b. Hanbel ve onun görüşünde olanlar, bu konuda Kur’an ve sünnetten bazı delillere baş vurmuşlardır. Kur’an’dan getirdikleri delilleri şöyle ifade etmektedirler:
"Allah teala, ‘Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin; her gözetleme yerine oturup onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse siz de onların yollarını boşaltın’155 buyurmuştur. Bu ayette müşriklerin öldürülmesi mübah kılınmış, serbest bırakılmaları için, müslüman olmaları ve zekat vermeleri şart koşulmuştur. Şu halde bir kimse namazı kasten terk edince, serbest bırakılmasının şartlarını yerine getirmemiş olmakta, böylece öldürülmesinin gerekliliği hükmü devam etmektedir.”156
Namazı kasten terk edenin kâfir olacağına delil olarak gösterilen rivayetlerin başlıcalarını da şöyle zikretmek mümkündür:
"Onlarla bizim aramızdaki ahit namazdır. Kim onu terk ederse kâfir olmuştur."157 "Kişi ile şirk arasında namazı terk etmek vardır."158 "Kim namazı kasten terk ederse Allah’ın koruması ondan uzak olur"159 "İnsanlardan ilk kaldırılacak şey emanet duygusu, onlarda en son kalacak şey de namazdır. Nice namaz kılanlar vardır ki onlarda hayır yoktur."160 Abdullah İbnu Süfyan şöyle demiştir: "Allah Resülü’nün ashabı, namazdan başka hiçbir amelin terkini küfür saymıyordu."161
Görüldüğü üzere bu rivayetler namazı terk etmenin kişiyi küfre sokacağını açıkça ifade etmektedir. Küfür ise öldürme sebebidir. Şu halde namaz kılmayan kâfir olur ve öldürülür.162
Namazı kasten terk edenin kâfir olacağı ve öldürüleceği görüşünü böylece ortaya koyduktan sonra şimdi de bu görüşü değerlendirmeye çalışacağız.
Buraya kadar görüldüğü üzere, Ahmed b. Hanbel ve onun gibi düşünenlere ait bu görüş, namazı kasten terk eden kimse ile ilgili görüşler arasında en uç noktada olanıdır. Sonuç itibariyle, ameli "imandan bir cüz" saymaktadır.
Namazı terk etme suçuna öngördükleri ceza konusunda ayrılsalar da, bu suçun kişiyi kâfir yapmayacağında birleştikleri için, Ebu Hanife ile eş-Şafiî ve Mâlik b. Enes’in, Ahmed b. Hanbel’e ait bu görüş konusundaki karşı delilleri ortak ve açıklamaları birbirine paraleldir.
Tacuddîn es-Sübkî (ö.77l/l370)’ nin ifadesine göre, namazı terk edenin kâfir olacağını savunan Ahmed İbnü Hanbel ile karşı görüştekilerden eş-Şafiî arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:
-Ahmed, sen, "Namaz kılmayan kâfir olur", mu diyorsun?
-Evet.
-Eğer kâfir olursa ne ile tekrar müslüman olur?
-Lâ ilâhe illAllah Muhammedün Resülüllah, diyerek.
-Adam bu sözü söylemeye zâten devam ediyor, onu bırakmış değil ki..
-Namaz kılarak müslüman olur
-Kâfirin namazı geçerli olmaz. Böyle bir namaz ile de o kimsenin müslüman olduğuna hükmedilemez.
Ahmed b. Hanbel bu noktada söyleyecek söz bulamaz.163
es-Sübkî şöyle demektedir:
"Bu diyaloğu mezhebimiz (şafiî mezhebi) âlimlerinden el-Hasan b. Ammâr anlatmıştır. Bu zât, Fahr’ul İslam eş-Şâşî’nin öğrencilerinden olan Musul’lu bir adamdır.”164
eş-Şafiî’ye nisbeti doğru olsa da olmasa da, namazı terk edenin kâfir olmadığı noktasında bu yaklaşım tarzının oldukça sağlam bir zemine sâhip olduğu izlenmektedir. Zîra farz olduğu inkâr edilmedikçe "amel"in terk edilmesi küfre sebep olmaz. İmanın gerçekleştiği ya da ortadan kalktığı yer kalptir.165 Dünyevi hükümlerin icrası noktasında imanın varlığının belirlenmesi için ise, şehadet kelimesinin dile getirilmesi yeterlidir. Şu halde, farz olduğuna inanmakla birlikte namazın -ve benzeri görevlerin- yerine getirilmemesi imanı ortadan kaldırmaz. Şehâdet kelimesini söyleyen kimsenin -nihâi olarak- cennete gireceği yönündeki pek çok hadis bunu desteklemektedir.166
el-Cassas (ö.370/980) da, namazı terk etmenin küfür sebebi olduğu konusunda delil olarak gösterilen, "Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin. Onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse, siz de onların yollarını boşaltın",167 ayetini yukarıdaki bakış açısı ile değerlendirmekte ve şöyle demektedir:
"Mâlumdur ki, ayette geçen ‘Müşrikleri öldürün’ emrinin ortadan kalkması için kaçınılmaz şart, şirkten tevbe etmektir. Allah’ın namaz kılmak ve zekat vermek konusundaki emrini kabul etseler de o sırada namaz vaktinde bulunmasalar, müslüman olacakları ve kanlarının haram olacağı konusunda ihtilâf yoktur. Buradan anlıyoruz ki öldürülmekten kurtulmalarının şartı Allah’ın emirlerini kabul edip, onların bağlayıcılığını itiraf etmektir, fiilen namaz kılmak değildir. Bu konuda ayette sözü geçen zekât da namaz gibidir. Çünkü, malın üzerinden bir yıl geçmedikçe, yalnızca müslüman olmakla zekât vermek gerekmez. Şu halde, öldürülmeleri emrinin ortadan kalkması için zekât vermelerinin şart olması da makbul değildir.168
Görülüyor ki, et-Tevbe, 5 ayeti, namazı terk edenin kâfir olacağı konusunda delil olmaktan uzaktır.
Namazı terk edenin kâfir olacağını ifâde eden hadislere gelince, İslam ulemâsının çoğunluğu bunlarda söz konusu edilen küfrü, "küfrân-ı nîmet" (nîmetin görmezlikten gelinmesi)169; "Namazı, farz olduğunu inkâr ederek terk etmek"170 şeklinde yorumlamakta ya da; tehdit ve sakındırma amacına yönelik olduklarını, "namazı ihmal etmek, kişiyi küfre götürecek davranışlara sürükleyebilir" anlamını taşıdıklarını söylemektedirler.171
Belirtmek gerekir ki "Onlarla bizim aramızdaki ahit namazdır. Kim onu terk ederse kafir olmuştur," hadisinin zahirî anlamını esas kabul etmek mümkün değildir. Zira hadisin başındaki "onlar" kelimesi ile münafıklar kast edilmektedir. Buna göre hadisin anlamı ‘İslami hükümlerin onlara uygulanması konusunda temel kriter, namaza gelmeleri ve zahiri hükümlere boyun eğmeleri konusunda müslümanlara benzetilmeleridir. Namazı terk ettikleri zaman bu nitelikleri yok olacağı için diğer kafirler gibi olurlar’ demek olur.172 Kısaca hadisin konusu müminler değil, münafıklardır. Zaten kafir olan münafıklar için küfre girmek değil, olsa olsa küfürlerinin açığa çıkması söz konusudur. Şu halde bu hadis, namazı terk edenin kâfir olacağı ve öldürüleceği konusunda delil olmaz:
Diğer hadislerin ise yukarıda belirttiğimiz biçimlerde yorumlanmasını zorunlu kılan gerekçelere sahip bulunmaktayız.
Her şeyden önce Kur’an, "Şüphesiz Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Dilediği kimselerin, bunun dışında kalan günahlarını affeder”173, prensibini getirmektedir. Hz. Peygamber;
"Allah beş vakit namazı kullara farz kılmıştır. Kim bunları, haklarını hafife almadan tam olarak yerine getirirse, kendisini cennete sokacağına dair Allah’tan söz almış olur. Her kim de bu namazları yerine getirmezse, Allah’ın ona verilmiş bir sözü yoktur. Dilerse ona azap eder, dilerse affeder",
buyurmuştur.174 Eğer namaz kılmayan kafir olsaydı, affedilmesi ihtimali söz konusu olmazdı.
Aynı paraleldeki başka bir hadis de şudur:
"Kulların kıyamet günü ilk hesaba çekilecekleri amel namazdır. Rabbimiz, meleklere şöyle buyuracaktır: ‘Kulumun namazlarına bakın, onları tam mı kılmış, eksik mi bırakmış?’ Eğer namazları tam ise, tam olarak yazılır. Eğer eksiği varsa Allah tealâ şöyle buyuracak: ‘Bakın kulumun nafile namazı var mı?’ Eğer nafile namazı varsa Allah: ‘Kulumun farz namazlarını, nafile namazlarıyla tamamlayın’ buyuracak, sonra diğer farz ibadetleri de aynı işleme tâbi tutulacaktır."175
Tıpkı yukarıdaki gibi bu hadis de, namazı terk edenin kafir olmadığını göstermektedir. Zira, aksi taktirde namazı terk eden, eksiklerinin tamamlanması yerine, küfrü sebebi ile doğrudan cehenneme atılırdı.
Olayın bir de pratik yönü vardır. İslam tarihi boyunca hiç kimsenin, namaz kılmadığı için Ahmed b. Hanbel’in belirttiği süreçten geçirilip öldürüldüğü ve ceza işlemlerinde gayrimüslim statüsüne tabi tutulduğu bilinmemektedir.
Kısaca, İslam ulemasının çoğunluğunca da kabul edilmeyen bu görüş, yeterli delil ve dayanaklardan yoksundur.
kaynak/diyanet
ezdli cündep
Namazın farziyetini inkâr ederek terk eden kimse dört mezhebe göre mürtetdir. Tevbeye çağrılır, tevbe ederse bırakılır, etmezse öldürülür. Diğer farzlar inkâr eden de böyledir.
Fakat tembellik sebebiyle namazı tereden kimse hakkında dört mezhep arasında ihtilaf vardır.
– Hanbelilere göre namazı terk eden kâfir ve mürtetdir. Malı, müslüman devletin hazinesine verilir. Ve müslüman olmayanların mezarlığına defnedilir. Namazı inkâr ederek terk etmesi ile tembellik yüzünden terk etmesi arasında fark yoktur.
Aynı şekilde Şafiilerden Mansurul Fakih, Malikilerden İbn Habib de bu görüştedirler.
(İbn Kudame El-Muğni 8/547) (Merdavi El-İnsaf 10/327) (Makdisi El-İknağ 1/71) (Eş-Şerh-is Sagir 1/238)
Deliller:
Cabir radiyAllahu anh’den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "İnsan ile şirk ve küfür arasındaki engel namazın terkidir." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesei)
Büreyde radiyAllahu anh’den; Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "Kâfirlerle bizim aramızdaki ahid namazdır. Bunun için kim namazı terkederse muhakkak kâfir olmuştur." (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, Ibni Mace, Hakim, İbn Hibban) (Nesei bu hadis için sahih dedi.)
Şakik’in oğlu Abdullah radiyAllahu anh şöyle demiştir:
-"Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in ashabı namazdan başka hiçbir ibadetin terkini küfür saymazlardı." (Tirmizi)
Ömer İbn Hattab radiyAllahu anh şöyle demiştir:
– "Namazı terk eden kişide İslâm’dan bir şey yoktur."
Ali b. Ebi Talib radiyAllahu anh şöyle diyor:
– "Namaz kılmayan kişi kâfirdir."
İbn Mesud radiyAllahu anh şöyle diyor:
– "Namazı kılmayanın dini yoktur." (Neyl-il Evtar 1/343)
– Hanefilere göre namazı inkâr eden değil, tembelliğinden dolayı terk eden kimse küfre girmez ve öldürülmez. Fakat namaz kılıncaya kadar hapsedilip kan akıncaya kadar dövülür. (Reddil Muhtar Haşiyesi 1/62)
Delilleri:
Ebu Hureyre radiyAllahu anh’den; Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "Müşriklere karşı "La ilahe illAllah"deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunu söylediklerinde kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Allah’ın hakkı müstesna." (Buhari, Müslim)
İbn Mes’ud radiyAllahu anh’den; Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "Lailahe illAllah Muhammedun Rasulullah’a şehadet eden müslümanın canı üç şeyden biri ile mubah olur:
– Allah’ın öldürmeyi haram kıldığı bir nefsi öldürmek.
– Evli olduğu halde zina etmek.
– İslâm cemaatini bırakıp dininden dönerek mürtet olmak." (Buhari,Müslim)
Ubade b. Samid radiyAllahu anh’den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
– "Kim La İlahe İllAllah’a şehadet edip, Allah’ın tek olduğuna ve ibadette hiçbir ortağı bulunmadığına Hz. Muhammedin’in O’nun kulu ve rasulü olduğunu Hz. İsa’nın Alla’ın kulu, rasulü ve O’ndan bir ruh olduğuna, "Ol" kelimesinin Hz. Meryem’e yöneltildiğine, cennet ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse ne yaparsa yapsın, Allah onu cennete sokar." (Buhari, Müslim)
Muaz İbni Cebel şöyle rivayet ediyor:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem eşek üzerinde idi. Ben de onun arkasına binmiştim. Bana şöyle buyurdu:
– "Ey Muaz! Allah’ın kulları üzerindeki ve kulların Allah üzerindeki hakkı nedir biliyor musun?"
Dedim ki:
– "Allah ve Rasulü daha iyi bilir. "
Buyurdu ki:
– "Allah’ın kulları üzerindeki hakkı yalnız O’na ibadet etmeleri ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır. Kulların Allah üzerindeki hakkı ise kendisine hiçbir şeyi ortak koşmayan kullarına azap etmemesidir."
Dedim ki:
– "Ya RasulAllah! Bunu insanlara müjdeleyeyim mi?”
Buyurdular ki:
– "Hayır müjdeleme! O zaman buna güvenirler." (Buhari, Müslim)
– Şafiiler ve Malikiler’e göre; bir vakit namazını terk eden ve onu vaktinden yani zaruret vaktinden çıkaran kimse tevbeye çağrılır. Terk üzerinde ısrar ederse kâfir olarak değil hadden öldürülür.
(El-Bahrul-Zahar 2/150) (Kalyubi ve Umeyr 1/313) (Ayni Umdetul Kari 24/81) (Kıfayetüt-talip 2/251)
Delilleri:
allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
" Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayıp hapsedin her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse yollarını serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder." (Tevbe: 5)
Müseyleme radiyAllahu anh’den;
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Başınıza bir takım devlet reisi getirilecektir. Beğendiğiniz (İslam’a uygun) ve beğenmediğiniz şeyleri yapacaklar. Beğenmediğiniz şeyleri reddeden kimse selâmete ermiştir. Fakat beğenmediğinizi (İslam’a uygun olmayan) şeylerde olanlara razı olup tabi olursanız iyi yapmış olmazsınız. Dediler ki:
"Ya Rasulullah! Onlara karşı savaşalım mı?"
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem:
"Namaz kıldıkları müddetçe hayır" buyurdu. (Müslim)
Ebu Hureyre radiyAllahu anh’den rivayet olunmuştur:
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "La İlahe İllAllah Muhammedun Rasulullah" deyip namaz kılıp zekât verinceye kadar insanlara karşı savaşmakla emrolundum. Bunları yaparlarsa canları ve malları bana haram olur ve hesapları Allah aittir." (Ahmed b. Hanbel ve İbn Huzeyme)
Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "Her kim Lailahe illAllah Muhammedun Rasulullah’a kalbiyle tasdik ederek şehadet ederse Allah ona cehennemi haram kılar." (Buhari, Müslm)
Ubade b. Samit radiyAllahu anh’den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "Kim La İlahe İllAllah’a şehadet edip, Allah’ın tek olup ibadette O’nun hiçbir ortağı olmadığına, hz. Muhammed sallAllahu aleyhi ve sellem’in O’nun kulu, rasulü olduğuna, hz. İsa’nın O’nun kulu, rasulü ve O’ndan bir ruh olduğuna, "Ol" kelimesinin hz. Meryem’e yöneltildiğine, cennet ve cehennemin hak olduğuna şehadet ederse ne yaparsa yapsın Allah onu cennete sokar." (Buhari,Müslm)
Enes radiyAllahu anh’den Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
– "La İlahe İllAllah diyen ve kalbinde onunla tartılacak kadar hayır olan kişi cehennemden çıkar." (Buhari, Müslm)
Şafiiler ve Malikilere göre;
"İnsan ile şirk ve küfür arasındaki engel namazın terkidir."
"Kim namazı terk ederse muhakkak kâfir olmuştur." şeklindeki hadisi şeriflerde küfür kelimesi İslâm’dan çıkma anlamında kullanılmamıştır. Buradaki küfür kelimesi namazının terkinin ne kadar büyük haram olduğunu ve namazı terk edenin kâfirlere benzediğini anlatmak için kullanılmıştır.
BiLaL HaTTaB
Katkılarınız için teşekkürler kardeşlerim…
Rabbimiz cümlemizi, imandan, Kur’an’dan, namazdan ayırmasın.. Bizi namazı dosdoğru eda edenlerden eylesin; neslimizi de…
vesselam, veddua…
Hesna
Amin cümlemizi inşAllah
İslam
meryem 59. ayeti şimdi daha iyi anlaşılıyor. nefs bizi ablukaya almış ve Allahın en önemli emrini dahi terkettiriyor maalesef
BiLaL HaTTaB
Namazlarımızı kılmakla kalmayıp, ayağa kaldırabilme mücadelesi verenlerden olalım inşAllah… Zira biz namazımızı ayağa kaldırmalıyız ki, o da bizi ayağa kaldırsın ve bu zelil yaşamdan, izzetli bir yaşama ulaştırsın…
vesselam…
ene-zerre
< ”İnsan ile şirk ve küfür arasında namazı terk etmek vardır", "Münafıklarla bizim aramızdaki ahid namazdır” meâlindeki hadisleri İslâm âlimleri, "namazın farziyetini inkâr eden, namaz kılmamayı helâl sayan” şeklinde izah etmişlerdir.
İbni Âbidîn ise Reddü’l-Muhtar isimli eserinde namaz bahsinin baş taraflarında, "Namazın farziyetini inkâr eden kâfir olur. Umursamayarak, yani tembelliğinden dolayı kasden terk eden kimse ise fasık, günahkâr olur” demektedir >
Hakikatı Rahman bilir…
BiLaL HaTTaB
v’Allahu âlem…
hbayramerova
MÜDDESSİR SÛRESİ
40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”
43.Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik.”
44."Yoksula yedirmezdik.”
45. "Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.”
46. "Ceza gününü de yalanlıyorduk.”
47. "Nihayet ölüm bize gelip çattı.”
48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
49. Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
Ayrıca Hattab’a katılıyorum acaba hesap gününde kalbi temiz olanlar bu tarafa ayrılsın denecekmi ? günümüzün sıkıntısı yaşayanlara hayat nizamı olarak indirilen kuran-ı kerimden uzaklaşmamızdır. Kuran-ı Kerim evlerimizde tozlu raflar ve ölülerin arkasından okunsun diyemi indirdi ? rabbim acaba.
BiLaL HaTTaB
Acaba??? 🙂
İnsanlarımız soru sormuyor ki cevaba ihtiyaç duysunlar.. 🙂
Teşekkür ediyorum yorumunuzdan ötürü..
vesselam…
Ziyad Şafi
< Bilakis namazın terk edilmesi kalp kirliliği olmaya yeter. >
çok güzel konu açmışsın ! Allah sana güzellik ve keskin ilim versin ve razı olacağı seviyyeye getirsin (amin)
BiLaL HaTTaB
amiinn.. inşAllah kardeşim. Ağzına sağlık.. Rabbim dilinden hayr kelamı eksik etmesin…
vesselam…
ene-zerre
<
MÜDDESSİR SÛRESİ
40,41,42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”
43.Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik.”
44."Yoksula yedirmezdik.”
45. "Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.”
46. "Ceza gününü de yalanlıyorduk.”
47. "Nihayet ölüm bize gelip çattı.”
48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
49. Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
Ayrıca Hattab’a katılıyorum acaba hesap gününde kalbi temiz olanlar bu tarafa ayrılsın denecekmi ? günümüzün sıkıntısı yaşayanlara hayat nizamı olarak indirilen kuran-ı kerimden uzaklaşmamızdır. Kuran-ı Kerim evlerimizde tozlu raflar ve ölülerin arkasından okunsun diyemi indirdi ? rabbim acaba. >
Aslen bu ayet-i kerimelerle namaz kılmayanı tekfir etmek yerinde olmaz.Çünkü zahir bir küfür sıfatı geçiyor orada:"Ceza gününü de yalanlıyorduk.”
hbayramerova
Aslen bu ayet-i kerimelerle namaz kılmayanı tekfir etmek yerinde olmaz.Çünkü zahir bir küfür sıfatı geçiyor orada:"Ceza gününü de yalanlıyorduk.”
Ene-Zerre kardeşim ayetleri yazmamdaki amacım kimseyi tekfir etmek değil, amacım sadece namaz’ın önemini vurgulamaktı.
Şehid Seyyid KUTUB 43 Ayetin tefsirinde şöyle diyor.
"Biz namaz kılanlardan değildik." Burada "namaz kılmak" tümü ile "iman etme"yi anlatan dolaylı bir ifadedir. Bu ifade biçimi, bu inanç sisteminde namazın taşıdığı önemi vurgulamakta, onu imanın göstergesi ve sembolü olarak tanıtmaktadır. Buna göre namazı inkar etmek kafirliğin delili olmakta, sahibini müminlerin safının dışına çıkarmaktadır.
Birde aynı ayetin mevdudi tarafından yapılan tefsirine bakacak olursak;
"Yani biz Allah’a, Rasulü’ne ve Kitabı’na inanarak Allah’a inananların ilk olarak yerine getirecekleri hakkı yerine getirenlerden değildik. O hak namazdır. Bundan da iman etmeyen kimsenin namaz kılmadığını burada iyice anlamalıyız. Dolayısıyla bir kimse eğer namaz ehlinden ise, kendiliğinden anlaşılır ki o kimse iman ehlidir. Çünkü iman olmadan namaz kılınmaz. Ayrıca namaz kılanlardan olmamanın da cehenneme gitme sebeplerinden olduğu açıklanmaktadır. Onun için bir kimse iman etse ama namazı terkedenlerden olsa, o da cehennemden kurtulamayacaktır."
Selam ve Dua ile Rabbım’a emanet olun
ene-zerre
Hakikatı Rahman bilir..
ashaf
Allah razı olsun
esin-ti
Rabbim hakkıyla namazını kılanlardan eylesin..
Paylaşım yapan herkesten Rabbim razı olsun..
BiLaL HaTTaB
amin, inşAllah..
Rabbim namazlarımızı ayağa kaldırabilmeyi nasip eylesin.. Namazların boynu bükük olunca, ümmetin de boynu bükük kalıyor.. Namazlarımıza hayat vermeliyiz ki, ümmet de hayat bulabilsin…
Rabbim razı olsun..
vesselam..
ELİZAN
Allah razı olsun kardeşler..namazın önemini anlamak ,zaten mesele burda ..Rabbimizin razı olacağı ameller hepimize nasip olsun inşAllah…paylaşımlar çok güzeldi
BiLaL HaTTaB
Namazın terki konusunda, mezhep İmamlarımızdan en katı davranış, İmam Ahmed’den(rh.a) gelmiştir. O şöyle der:
"Kim namazı terk ederse kafirdir. Nitekim Allah onun katlini helal kılmıştır."
İmam Azam(rh.a) katline değil de, tevbe edip namaz kılıncaya kadar hapsedilmesine dair fetva vermiştir. Bu da bir nevî "katl" gibidir.
Rabbimiz bizleri namaz nimetinden mahrum bırakmasın.
Rabbim hepinizden razı ve memnun olsun.
ve’s-Selam…
ibn teymiyye ibn kayyum namazın terki hakkinda, Cunup iken kulak temizlemek