Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

Hoca
Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

Bir sultanın sağında lütuf ve merhamet ve solunda kahr ve terbiye lâzımdır. Mükâfat, merhametin iktizasıdır. Terbiye de mücazatı ister.


İtaat edenlere mükafat verememek gibi, isyan edenleri cezasız bırakmak da padişahın izzetine yakışmaz; her ikisi de acizlik ve zaaf ifadesidir. Cenab-ı Hak bu gibi noksanlıklardan münezzehtir.


Şunu çok net olarak belirtelim ki, İslam’da recm gibi hükümler caydırıcı ağır bir ceza müeyyidesidir. İnsanlık camiasında ve bütün semavî dinlerin ortak amaçlarından biri, neslin devamını sağlamaktır. Zina, nesilleri –değişik hukukî ve insanî kriterler bakımından- dejenere eden, karıştıran en alçak bir gayr-ı meşru yoldur. Bu fuhuş, ağır bir suç olduğu kadar, serkeş nefisler için çekici bir suç işleme mekanizmasıdır. İslam gibi evrensel bir dinden, böyle alçak bir suçun önlenmesi için caydırıcı bir önlem almamasını bekleyemeyiz. Suçluya ceza vermek merhamet ve sevgiye zıt olmadığı gibi adaletin de gereğidir.


Kur’ân, mu’cizevî tarzla, “Zinâ yapmayın!” emri yerine, “Zinâya yaklaşmayın!” ibaresini kullanarak, değil o kötülük kapısından içeri girmeyi, kapıya yaklaşmayı bile menediyor. Çünkü “Zinaya yaklaşmayın” ifadesi, “Zinâ yapmayın!” şeklinden daha belîğ, daha açıktır. İnsana, bir şeye “yaklaşma” demek, bir şeyi “yapma” demekten daha te’sirli, daha etkilidir ve “zinâya yaklaşmayın” deyişi, zinânın başlangıcı olabilecek dokunma, öpme, bakma, göz kırpma gibi insanı zinâya götürecek şeylerden alıkoymayı ifade eder. Sebeplerine müracaat da, zinâyı te’yid eder. Zinâysa, çok kötü bir fiil ve büyük bir günahtır. Ayrıca zinâ, gelip geçici bir hevesin perdesini açması, neseplerin karışması, haramlara gidilmesi, başkasının hukukuna tecavüz, aileyi yıkmak suretiyle cemiyet direklerinin yıkılması, anarşinin yayılması, ıztırap kapısının açılması, ahlâksız hastalıkların yayılması sebebiyle de kötü bir yoldur.


Şeyhü’l-İslâm Alûsî de, çocuklar için ölüm olması itibariyle demiştir ki: “Zinâ, nesepleri daraltır, kısırlaştırır. Zirâ, nesebi sabit olmayan ölü hükmündedir. (Âlûsî, Ruhu’l-Meânî, Daru’l-Fikr, 8/67.) Ölülerin ise, İslâm hukukuna müteallik bahislerde ne kadar girişim, faaliyet ve aktiflikleri olabilir ki?”


Zinâya açık bütün fiiller yasaklandıktan sonra, İslâm hukuku zinâ cürmünü, âmme menfaatine, şahsiyetine tecavüz kabul ederek ona göre cezalandırır ve işlenmemesi için cezaî müeyyidelerini ağırlaştırır. Hakîkaten de zinâ cürmü, aile nizâmını kökünden sarsar ve tehdit eder. Aile ise cemiyetin temelidir. Eğer böyle bir cürüm serbest hale gelirse fuhuş son derece yayılır, bu durum ailenin çöküşüne, cemiyetin bozulmasına, nesillerin yozlaşmasına yol açar. Halbuki İslâm hukuku, cemiyetin bekâsını her şeyin üstünde tutar ve buna son derece önem verir.


Binâenaleyh İslâm hukuku zinâyı, korkulu neticelerinden sakındırmak ve cemiyeti korumak için en ağır şekilde cezalandırmış ve zinânın her nev’ini yasaklamıştır. Hatta evli kişilerin zinâsı halinde onun yaşamasını hiç de uygun bulmamış, onu en kötü bir örnek saymıştır.


Fakihler, zinâ eden bekâr-hür kimseye, ister erkek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. Zira Allah Teâlâ “Zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. Allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda o ikisine acımayınız. Onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun” (Nûr, 24/2) buyurmuştur.


Çeşitli deliller getirerek ister erkek, ister kadın olsun, evli olanın da zinâ ettiği zaman recm edileceğine dair fakihler ittifak etmişlerdir.


Recmin de dahil olduğu had cezası ise iki şeyle sabit olur: İkrar (zinâ edenin söyleyip kabul etmesi) ve şahitler (4 erkek). Ceza verilmesinin şartları da: 1- Akıllı olmak, 2- Bülûğa ermiş olmak, 3- İhtiyar (seçme), 4- Haram olduğunu bilmektir.


Görülüyor ki, İslâm, bu kötü yolun her bir merhalesinde insanın karşısına çıkıyor, bu çirkin fiilden onları uzaklaştırmaya çalışarak, meşrû bir atmosferde ve iffet sınırları içinde yaşamalarını tavsiye ediyor.


Yine de, sistem ne kadar güçlü, getirdiği kanunlar ne derece muhkem olursa olsun, fert o sistem ve kanunları kabul edecek vicdan duruluğuna ulaştırılmamışsa, çok fazla bir şey halledilmiş sayılmaz. Onun için düsturların çok sağlam ve muhkem olması yanında, fertler de bu düsturları yerine getirecek seviyede yetiştirilmeli ve vicdanları da dupduru hale getirilmelidir ki, teklif ve tavsiyeler havada kalmasın. Kur’ân birçok ayetiyle insanı, “Nerede, ne zaman ve ne yaparsan yap, mutlaka Cenâb-ı Hakk’ın murâkabesi altındasın” noktasına çekerek bütün davranışlarını böyle bir atmosfer altında plânlamaya ve yaşamaya şartlandırır.


Enes Kocabaş, Yeni Ümit


Cevap: Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

imamhatipli42
< Kur’ân birçok ayetiyle insanı, “Nerede, ne zaman ve ne yaparsan yap, mutlaka Cenâb-ı Hakk’ın murâkabesi altındasın” noktasına çekerek bütün davranışlarını böyle bir atmosfer altında plânlamaya ve yaşamaya şartlandırır. >

Allah (cc) razı olsun mum bu açıklamayı bir de recm cezasını reddedenler okusa:):)


Yanıt: Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

farukyazici
< Fakihler, zinâ eden bekâr-hür kimseye, ister erkek olsun, ister kadın olsun, yüz sopa vurulacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. Zira Allah Teâlâ “Zinâ eden kadın ve erkeğin herbirine yüzer değnek vurun. Allah ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda o ikisine acımayınız. Onların ceza görmesine, inananlardan da bir topluluk şâhid olsun” (Nûr, 24/2) buyurmuştur.

Çeşitli deliller getirerek ister erkek, ister kadın olsun, evli olanın da zinâ ettiği zaman recm edileceğine dair fakihler ittifak etmişlerdir. >
Recm cezası olduğunu iddia edenler acaba şu ayeti bana açıklayabilir mi?
“…Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınların cezasının yarısı (uygulanır). Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir….” (Nisa/25)

Evlendikten sonra zina yapan bir cariyeye bu ayete göre hür kadına uygulanan cezanın yarısı uygulanır. Söylediğinize göre evli olan hür kadın zina yaparsa cezası taşlanarak öldürülmesidir. Acaba bu cezanın yarısı nasıl uygulanır?

Kur’an’ın tek bir ayetinde dahi geçmeyen bir ceza olabilir mi? Üstelik zinanın cezasıyla ilgili apaçık bir ayet dururken neden Tevrat ve İncil’e göre hüküm veriliyor?

Nur suresinin 2.ayeti zina yapan erkek ve kadın diyor. Bekar olmasıyla alakalı bir işaret göremedim. Gösterirseniz sevinirim.


Yanıt: Recm cezasının hikmeti nedir? Sevgi dini olan İslamiyet neden buna yer vermiştir?

yeşil sancak
faruk yazıcı sen verdiğin linkten besleniyorsan yazık olur haline…

Şeriatın Delili (Edilei Şer iyye) dörttür… Kur an sünnet Kıyas ve İcma dır….

İnşaAllah anlamışındır….


farukyazici
Ben bunları kafamdan uydurmuyorum. Bu fikirlerin arkasında işin ehli insanlar çalışıyor. Böyle saçma şeyler söylemeyin diye kaynağını da veriyorum.

Girip şu yazıyı okuyun ve itirazınızı yazın. Klasik bahanelerle bana gelmeyin.
Hele şu Kuran-Sünnet-İcam-Kıyas diyen arkadaşı kınıyorum. Linke tıklama zahmeti bile göstermemişsin. İçerisinde söylediklerinin hepsini bulacaksın.

Konuya mantıklı itirazlarınız varsa lütfen yazınız. Aksi halde susunuz.


aziz83
< Ben bunları kafamdan uydurmuyorum. Bu fikirlerin arkasında işin ehli insanlar çalışıyor. Böyle saçma şeyler söylemeyin diye kaynağını da veriyorum. >
Bende diyorum site birkaç gündür ne güzel huzurluydu, yine bazıları saçma sapan konuşmaya devam ediyor…

Hz. Peygamber (asv)’in recm cezasına uygulama örnekleri:

1. İşvereninin eşiyle zina eden bekâr işçiye yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası, kadına ise recm uygulanmıştır.

Ebû Hureyre ile Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhumâ)’dan nakledildiğine göre, zina eden kadının kocası ile zina eden işçinin babası Resulullah (s.a.s)’e başvurarak bu konuda “Allah’ın kitabı” ile hüküm vermesini istemişlerdir. İşçinin babası şöyle dedi:

“Benim oğlum bu adamın yanında işçi idi. Onun hanımı ile zina etti. Bana, oğlum için recm gerektiği haber verildi. Ancak ben onun adına yüz koyunla bir cariye fidye verdim. Bu arada bilenlere danıştım, (oğlum bekâr olduğu için) ona yüz değnekle bir yıl sürgün cezası, bunun karısına ise recm cezası gerektiğini haber verdiler.” Bunun üzerine, Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurdu:

“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, aranızda Allah’ın kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ve koyunlar geri verilecek. Oğluna yüz değnekle bir yıl sürgün gerek. Ey Üneys, sen de bu adamın karısına git. Eğer zinasını itiraf ederse, onu recmet.”

Üneys kadına gitmiş ve kadın suçunu itiraf etmiş, Hz. Peygamber (asv)’in emri üzerine de recmedilmiştir. (Müslim, Hudûd, 25; Buhârî, Hudûd III, 38, 46, Vekâlet,13).

Ebû Hanife’ye göre, yüz değnek yanında bir yıl sürgün, ayete ilâve niteliğinde olup, ayet inince bu ilâve kısım neshedilmiştir. Ancak İslâm devlet başkanı böyle bir cezayı ta’zir cezası olarak verebilir.

2. Zinasını dört defa ikrar eden Mâiz b. Mâlik (r.a)’in recmedilmesi.

Mâiz b. Mâlik, Hz. Peygamber (asv)’e gelerek, “Beni temizle” dedi. Hz. peygamber (asv) “Yazık sana, çık git, Allah’a tövbe ve istiğfar et” buyurdu. Mâiz, pek uzaklaşmadan geri döndü ve “Ey Allah’ın Resulu! Beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (asv) aynı sözlerle üç defa daha geri gönderdi. Dördüncü ikrarında “Seni hangi konuda temizleyeyim?” diye sordu. Mâiz; “Zinadan” dedi. Hz. Peygamber (asv) “Bunda akıl hastalığı var mıdır?” diye sordu. Böyle bir rahatsızlığı olmadığını söylediler. “Şarap içmiş olabilir mi?” diye sordu. Bir adam kalkıp içki kontrolü yaptı. Onda şarap kokusu tesbit edemedi. Hz. Peygamber (asv) tekrar “Sen zina ettin mi?” diye sordu. Mâiz “Evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Mâiz recmedildi.

Recimden sonra onun hakkında sahabiler iki kısma ayrıldılar. Bir bölümü Mâiz’in helâk olduğunu, başka bir grup ise onun en faziletli tövbeyi yaptığını söylediler. Bu farklı yaklaşım üç gün sürdü. Daha sonra yanlarına gelen Resulullah (s.a.s) “Mâiz b. Mâlik için dua edin” buyurdu. “Allah Mâiz’e mağfiret eylesin” dediler. Ve devamla şöye buyurdular: “Mâiz öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında paylaştırılırsa onlara yeterdi.” (Müslim, Hudûd, 22; eş-Şevkânî, Neylül-Evtâr, VII, 95,109; ez-Zeylaî, Nasbu’r-Râye, III, 314 vd.).

3. Gâmidiyeli evli kadının zinadan dolayı recmedilmesi.

“Mâiz’in recmedilmesinden kısa bir süre sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “Ey Allah’ın elçisi! Beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (asv) “Yazıklar olsun sana. Çık git, Allah’a tövbe ve istiğfar et.” buyurdu. Kadın dedi: “Beni, Mâiz’i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun.” Hz. Peygamber (asv), “Sana ne oldu?” diye sordu. Kadın, kendisinin zinadan gebe olduğunu söyledi. Bunun üzerine “Sen mi?” buyurdu. Kadın “Evet” dedi. Hz. Peygamber (asv) “Doğuruncaya kadar git.” buyurdu. Kadının bu arada geçimini Ensar’dan bir adam üstlendi. Daha sonra Hz. Peygamber (asv)’e gelerek; “Gâmidli kadın doğurdu.” dedi. Çocuğun bakımını da Ensar’dan birisi üzerine aldı ve kadın recmedildi.” (Müslim, Hudûd, 22, 23, 24; İbn Mâc’e, Diyât, 36; Mâlik, Muvatta’, Hudûd, II).

Başka bir rivâyette, çocuk sütten kesilinceye kadar emzirmesine izin verildiği, recm sırasında Hâlid b. Velîd (r.a)’ın üzerine kan sıçraması üzerine, kadın hakkında kötü sözler söylediğini işiten Hz. Peygamber (asv)’in şöyle buyurduğu nakledilir:

“Ey Halid, yavaş ol!.. Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim; bu kadın öyle bir tövbe etti ki, onu bir baççı (vergi memuru) yapsaydı, şüphesiz mağfiret olunurdu.” Sonra kadının hazırlanmasını emrederek cenazesini kılmış ve kadın defnedilmiştir. (Müslim, Hudûd, 23).


aziz83
4. Evli bulunan Yahudi erkeği ile Yahudi kadınının zina sebebiyle recmedilmesi.

Abdullah b. Ömer (r.a)’tan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (asv)’e, zina etmiş bir Yahudi erkeği ile bir Yahudi kadını getirmişler. Allah elçisi, Yahudilere, Tevrat’taki zina hükmünü sormuştur. Yahudiler; “Yüzleri karaya boyanır, sırt sırta hayvan üzerine bindirilip sokaklarda dolaştırılır.” demişler. Tevrat getirilmiş, ancak okuyan Yahudi genci recm ayetine gelince ceza kısmını parmağı ile kapatıp atlayınca durumu farkeden ve Yahudi iken İslâm’a giren Abdullah b. Selâm, Hz. Peygamber (asv)’e Yahudi gencinin Tevrat’ın üzerinden elini kaldırmasını emir buyurmasını istemiştir. Yahudi elini kaldırınca recm ayeti görülmüş ve her iki Yahudi hakkında da evli olarak zina ettikleri için recm uygulanmıştır. (Müslim, Hudûd, 26).

Bera b. Azib (r.a)’ten nakledilen, iki Yahudinin recmedilmesi olayı ise şöyledir:

“Hz. Peygamber (asv)’e, yüzü kömürle karartılmış ve dayak vurulmuş bir Yahudi getirildi. Allah elçisi Yahudilere, evlilerin zinasının Tevrat’taki hükmünü sordu. Onlar, bu şekilde olduğunu söyleyince, bir Yahudi bilginine “Sana, Tevrat’ı Musa ya indiren Allah aşkına soruyorum. Zina edenin Tevrat’taki hükmü nedir?” diye sordu. Yahudi bilgini; “Tevrat’ta recim var. Fakat zina eşraf arasında artınca, şerefli birini getirirlerse serbest bırakır, yoksul biri yakalanırsa onu recmeder olduk. Bu iki sınıfa eşit ceza için recmi terkettik, kömürle boyayıp, dayak vurmayı recmin yerine koyduk.” dedi. Bunun üzerine, Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurdu: “Allah’ım! Senin emrini onlar değiştirdikten sonra ilk uygulayan benim.” Bunun üzerine emir verdi ve Yahudi recmedildi.” (Müslim, Hudûd, 28).

Bazı İslâm müctehidlerine göre ehl-i küfür, Müslüman mahkemesine başvurursa, hâkimin mutlaka Allah’ın hükmü ile amel etmesi gerekir. Onlar bu konudaki muhayyerliğin neshedildiğini söylerler, Hanefiler ve İmam Şâfiî’den bir görüşe göre bu esas geçerlidir. Ancak Ebû Hanife şöyle demiştir: “İslâm mahkemesine inkârcı karı-koca birlikte gelirlerse aralarında adaletle hükmetmek gerekir. Yalnız kadın gelir, kocası razı olmazsa hakim hüküm veremez.” Ebû Yusuf ve İmam Muhammed’e göre ise hüküm verebilir. (Ahmed Davudoğlu, Sahihi Müslim Terceme ve Şerhi, İstanbul 1978, VIII, 376).

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();