Kadının Cihadı Evde Durmaktır!

Kadının Cihadı Evde Durmaktır!

BiLaL HaTTaB
Bu konuda varid olan hadisler şu şekildedir;

İbni Ömer, Ümmü Seleme ve Aişe(r.anha)’dan rivayet edilen hadiste buyrulur ki;

"Kadınların cihadı evde oturmaktır" [hasendir. İbni Ömer’den: Ebu Ya’la; İbni Hacer, Metalibu Aliye(1591); Ümmü Seleme’den: Taberani, Evsat(6/198); Ebu Ya’la; İbni Hacer, Metalibu Aliye(1590); Aişe’den: Ahmed(6/68); İbni Kesir(4/1953); İbni Kayyım, İ’lamul Muvakkiin(4/221); Ebu Vakıd el-Leysi’den: Ahmed(5/218); İbnül Cevzi, el-Hadaik(2/336)]

Enes(ra)’den; Rasulullah sallAllahu aleyhi ve selem, kadınlara buyurdu ki;

"Sizin evlerinizdeki mihnetiniz Mücahidlerin Allah yolundaki ameline ulaştırır." [hasendir.İbni Hacer,Metalib(1595); Ebu Ya’la(6/140); Bezzar; İbni Ebi Şeybe, Mecma(4/304); Maksadu Ali(770); Dürrü Mensur(2/153); Busayri,İthaf(3919); Kenz(45146); İlelül Mütenahiye(2/631); Taberani,Evsat(3/163); Mizanul İtidal(3/91); İbni Adiy(3/143); Mecruhin(1/299);Beyhaki, Şuab(8742-3); Lisanul Mizan(2/468);Camiüs Sağir(9162); isnadındaki Ruh Bin el-Müseyyeb hakkında İbni Main ve Bezzar güvenilir dediler. İbni Hibban ise zayıf dedi. Mecruhin(1/299); ancak hadisin şahitleri vardır. Esma Binti Yezid r.a.’dan benzer bir rivayet için bakınız; İbni Abdilberr,el-İstiab(4/1788);İbni Hacer,el-İsabe(4/229); İbni Sa’d(8/319); İbnül Esir,Üsdül Gabe(7/19);Halebi, İnsanul Uyun(1/149); Heytemi,ez-Zevacir(2/121);Tergib(3/53); sahih kaydıyla: Hakim, Taberani, Bezzar, İbnül Cevzi,Ahkamun Nisa(65); İbnül Cevzi,Telkihu Fuhum(s.158)]

İbni Ömer(ra)’den;

"Kadınların zaruret dışında sokağa çıkmaktan nasibleri yoktur. Onların kenarlar hariç yollardan da nasibleri yoktur." [Taberani, Kenz(45062); Camius Sagir(7657); Mecmauz Zevaid(2/200); İbni Adiy(3/454)] Bu hadisin isnadı zayıf olup, aşağıdaki hadis bunun şahididir;

Ebu Amr Bin Hamas ve Ebu Hureyre(ra)’dan merfuan;

"Yolun ortası kadınlar için değildir." [Hasendir. İbni Hibban(1969); Deylemi(5255); Dolabi Kuna(1/45); Muhlis, Fevaid(9/5); İbni Adiy(1/192); Beyhaki, Şuab(7821-23); İbni Ebi Hatim, Cerh veTa’dil(1/2/73); Heysem Bin Küleyb, Müsned(1/190); Elbani, Sahiha(856); Sahihul Cami(5425); Feyzul Kadir(7658); Busiri, İthaf(2670); Metalibu Aliye(2685); Taberani(3/158); Semerkandi, Bustan(854); Nevafihul Atire(1630)]

"Allah’a ve Ahiret gününe iman eden bir kadının, bir gün bir gecelik yolu yanında mahremi bir erkek olmadan gitmesi helal olmaz." [Buhari(Mescidu Mekke, 6); Müslim(hac, 423); Darimi(2681); Ebu Davud(1724); Tirmizi(1170); İbni Mace(menasık, 7); Ahmed(3/7); Malik(1884); İbni Hibban(2714); Beyhaki(3/138); İbni Huzeyme(2523); Tahavi, Müşkil(2/113); Tayalisi(2317); Kayravani, Cami(256); İbni Hacer, Rahmetül Gaysiyye(s.142); Leys Bin Sa’d, Erbaun(36)]

Buraya kadar kadınların ancak zaruret halinde kocalarının izniyle dışarı çıkabilecekleri, çıktıklarında yolun kenarından gitmeleri, sefer mesafesini ise yalnız gitmemeleri gerektiği anlaşıldı.

İmam Serahsi, İmam Muhammed’in Kitabul Kesb’ini şerh ederken der ki;

"Erkeklerin kadınlara su taşımaları için bazı kaplar temin etmeleri gerekir. Çünkü kadın abdest almak ve su içmek için suya muhtaçtır. Abdest yerine teyemmüm etse bile su içmeden edemez. Nehirlerden, kuyulardan ve havuzlardan su almak için çıkması mümkün olmaz. Ahzab suresi 33. ayeti ile kadınlar evde oturmakla emrolunmuşlardır. Bunları getirmek erkeğin vazifesidir. Şeriat nafaka teminini erkeğe yüklemiştir." [Serahsi, Şerhu Kitabul Kesb(s.89)]

İfadeye dikkat edilirse; içme suyu bulunan kadının abdest için çıkamayacağı belirtiliyor. Artık kadınlar, şehir şebekesinin de bulunduğu günümüzde ne gibi zaruretlerin çıkmalarını gerektireceğini hesap etsinler…

devam edecek inşAllah…


Cevap: Kadının Cihadı Evde Durmaktır!

_karaca_
Allah razı olsun.emeğine sağlık


Yanıt: Kadının Cihadı Evde Durmaktır!

BiLaL HaTTaB
amin, inşAllah.. Rabbim sizlerden de razı olsun…

vesselam…


Soru: Kadının Cihadı Evde Durmaktır!

ismail-16
Amenna Allah Razı olsun.Allahu Teala cahiliyye kadınları gibi sokaka dökülmekten bahsediyor!!!..Ama birde evlerinden zorla çıkarılıp guantanomalarda bir mücahidin çektiklerine eş değer çile çeken kardeşlerimiz var!Bu da sınavın isabetiyle alakalı…Allah dilediğinde sizin cihad meydanında olmanız-olmamanız diye bir şey yok..Rabbim yardım etsin bu kurban bayramı dirilişin bayramı olsun ve artık hileyle kurban edilen müslümanların kanı dursun..yeter Rabbimiz yetişsin imdadın!


BiLaL HaTTaB
KADININ DIŞARI ÇIKABİLECEĞİ DURUMLAR

Ulema şu yedi yere kadınların çıkması hususunda cevaz vermişler, kendilerine gitmeleri haram olan (çalgılı, kadın-erkek karışık düğünler gibi) yerlere gitmelerine kocaları izin verdiği takdirde her ikisinin de günahkar olacağını beyan etmişlerdir;

1-Kadının hasta ebeveynlerini ziyareti,
2-Onlardan birini taziye etmek için çıkması,
3-Mahrem olan akrabalarını taziye ve ziyaretleri,
4-Kadının doktor, ebe veya ölü yıkayıcısı olması halinde,
5-Başkasında hakkı olup çıkmadan alamaması halinde,
6-Erkek bir mahremiyle farz olan hacca gitmesinde,
7-Kendisine dini bir mesele lazım olup, en güvenilir bir alime sormak için çıkabilir. [Muhammed Rebhami, Rıyadun Nasıhin(s.146); Kadızade Ahmed, Cevheretül Behiyye(s.221); Hadımi, Berika(5/72)]

Kadının evinin balkonundan bir şey almak için dahi dış elbise (çarşaf veya pardösü) giymeden çıkması haramdır. [Faruk Beşer Hanımlara Özel Fetvalar(1/82)]

Zamanın ucubelerindendir; belden daraltmalı, rengarenk, hatta yarım pardösüler, süslü, çiçekli, yaldızlı eşarplar dış elbisesi olarak giyilmekte, pantolon giyen, makyaj yapan, elini yüzünü açtığı yetmezmiş gibi dış elbise de giymeyen, yırtmaçlı etek giyen, peruk takarak çalışan ve kendilerinin bütün bunlarla tesettürlü olduğunu zanneden bayanlar var. VAllahi bunların hepsi Kur’an’daki ve hadislerdeki tesettür emrine muhalif şeylerdir. Ne olur ey Müslümanlar! Siz bari Allah’tan korkun! Namazlarınız bile kabul olmaz, lanete müstahak olursunuz! Kendi tercihiniz ile şeytanın tuzağı haline gelmeyiniz!

Ebu Şakra(ra)’den merfuan;

"Başlarını deve hörgücü gibi yapan kadınları gördüğünüzde onlara hiçbir namazlarının kabul olmayacağını bildiriniz."[Ahmed(2/223); Taberani(22/370); İbni Hacer, el-İsabe(7/206); Camius Sagir(644); Mecmauz Zevaid(5/137); Berika (5/346); Dümeyri, Hayatül Hayevan(s.133); isnadında bulunan Mahled Bin Ukbe hakkında bkz: Buhari,Tarih(7/437); Cerh ve Ta’dil(8/348); İbni Hibban, Sükat(9/185); İbni Hacer, Lisan(6/9)]

Zeyd Bin Halid el Cüheni, Ukbe ve İbni Mesud(ra)’dan, merfuan;

"Gençlik delilikten bir şube ve kadınlar da şeytanın tuzaklarıdır."[sahihtir. İbni Ebi Şeybe(8/162); Ebu Nuaym, Hilye(1/138); Heytemi, Zevacir(2/450); Zübeydi, İthaf(7/280); Dürrü Mensur(2/225); Keşful Hafa(1528); Münavi, Camiül Ezher(2/334); Mekasıdu Hasene(586); Temyiz(92); Deylemi(3665); Camiül Kebir(10985); Feyzül Kadir ve Camius Sağir(4928); Darekutni(4/247); Fethul Vehhab(38); Lalkai, Sünne(1058); Beyhaki, Medhal(786); Kudai(56); Tergib(4/298); el-Amiri; sahih dedi, Suyuti ve İbnül Gırs hasen dediler] buyrulmuştur.

Ebu Mu’az Seyfullah es-Selefî – "Zâdu’l Gurabâil Mübeşşirin"


BiLaL HaTTaB
Rabbim sizlerden de razı olsun kardeşlerim…

ismail kardeşim, o kanlar sulayıp büyütüyor bu davayı. O kanlara, bizim kanımız da karışsın inşAllah…

vesselam…


ismail-16
Amin Kardeşim Bu gün daha fgüzel bir dua işitmedim.Allah razı olsun konularınızın devamlı takipçisiyim kardeşim sırrı çok okumak mı..yahut bu etki bu ilimlerle amel mi???Çözemedim wessalam…:)


BiLaL HaTTaB
Güzel bakan, güzel görürmüş kardeşim. Bahsettiğiniz sırrın çözümü budur kanımca…

Rabbim sizlerden de razı olsun.

vesselam, veddua…


çamkozalağı_
Allah sizden razı olsun kardeşim.Günümüzde en büyük hastalıklardan biri de cihad ediyorum bahanesiyle kadınların Allah rızasına uymayan kıyafetlerle kendi evlerini de ihmal ederek çokca sokağa çıkmalarıdır.Rabbim ümmetin hanımlarına uyanış nasib eylesin.


BiLaL HaTTaB
Amin kardeşim… Teşekkür ediyorum yorum ve dualarınız için…

vesselam…


biyce
< Ulema şu yedi yere kadınların çıkması hususunda cevaz vermişler… >
< 4-Kadının doktor, ebe veya ölü yıkayıcısı olması halinde… >

peki evinden dışarı çıkmayan bir kadının doktor veya ebe olması halini açıklarmısınız?


betafix
paylaım ıcın tskler


nurşin
Allahu teala razı oslun kardeşim emğine sağlık


BiLaL HaTTaB
< peki evinden dışarı çıkmayan bir kadının doktor veya ebe olması halini açıklarmısınız? >
Bu ortamda doktor olma ihtimalini açıklayabileceğimi sanmıyorum. Zira doktor olabilmek için okumak gerek ve bu sistemde okumak ne kadar İslamî, evvela bunun açıklamasını yapmak gerek. Ebe olma ihtimali okumadan da mümkündür bir nebze. Bu durumda da cevaz var zaten. Tam olarak açıklanmasını istediğiniz şeyi anlayabilirsek daha yardımcı olabiliriz inşAllah…

Zahmet edip yorum yazan diğer kardeşlerim; Rabbim sizlerden de razı olsun.

vesselam…


Çile_yolu
Allah razı olsun sizlerden bu güzel konu için.


BiLaL HaTTaB
Rabbim sizlerden de razı olsun bu güzel dua için…

vesselam…


mazi
Allah razı olsun
arap ülkelerinde bu kanunlaşmış veya gelenekselleşmiş ancak bizim ülkemizde hiç hatırlanmayan uygulanmayan bir konu
rabbim gerçek uyanıklığı cümlemize nasp etsin


BiLaL HaTTaB
Amin kardeşim, inşAllah…

Ama bu iş kanun çıkarıp zorbalıkla ve zorla da olacak değildir. Eğitim… eğitim… eğitim… Tabi ki doğru eğitim…

Gönüller fethedilmeden, ülkeler fethedilemez… Bu bakımdan, gönüller İslam olmadan, kanunlarla da İslam olunmaz… Nasıl bugün zorba kanunların dayatmasıyla laik olmadığımız gibi…

vesselam…


Hesna
eşim olsaydı,filistine gitmek vardı


BiLaL HaTTaB
Bayan olup da evde mücahid yetiştirmek vardı… 🙂


Hesna
< Bayan olup da evde mücahid yetiştirmek vardı… 🙂
>

tabi o da var (:


BiLaL HaTTaB
< tabi o da var (: >
Mustafa İslamoğlu’nun hoş bir sözü vardı:

"Üzerine düşmeyen işleri yapanlar, üzerine düşen görevleri aksatırlar…"

Bak bir çevrene… Bak bir gençliğe… Üzerine düşen görevi aksatan annelerin armağanı bu gençlik, emin ol…

vesselam…


Hesna
tamam bağırmayın (: mesaj alındı
oradaki müslümanları görünce vicdanı olan herkesin aklına gelen bir düşünce


BiLaL HaTTaB
< tamam bağırmayın (: mesaj alındı
oradaki müslümanları görünce vicdanı olan herkesin aklına gelen bir düşünce >

Estğ.. 🙂

Haklısınız… Ama şu da var; maddi olmasa da, manevî bir savaş ve yıkım ülkemizde var. Burayı halletmeden oraya gitmek, menzili terk etmek değil midir bir nevî? Gidenlerin ellerinden öperim; Allah razı olsun hepsinden ve amellerini kabul eylesin, bu başka; ancak halifesiz/imamsız olmaz bu iş… Halife olacak ki; yat diyecek yatacan, savaş diyecek savaşan… 🙂

Rabbim nasip eylesin inşAllah…

vesselam…


mfcanbaz
Allahu teala razı oslun kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş…

EyvAllah


sima araz
esselamu aleykum
niyetlerinizin iyi olduğundan şüphe etmemekle birlikte gördüğüm yanlışları belirtmek durumundayım
lütfen hassasiyet gösterelim ve uydurma hadislerin bir araya getirildiği kitapları ( ör. keşfu’l-hafa) kaynak gösterip bir de hadislere sahih demeyelim Allah korusun peygamber efendimize yalan bir söz isnad etmek istemeyiz


bureyde07
Paylaşanlardan Allah razı olsun…


TEKE TEK
İslâm’da erkekle kadın bir bütünün parçalarıdır. Biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşıdır. İbadet ve muamelelerde cinsiyet ayrılığından doğan önemsiz bazı farklar dışında, dinî görev ve sorumluluklarda kadın-erkek eşitliği esastır. İslâm’ın gelişinden önce toplumda hak ettiği yeri alamayan kadın, İslamiyet’le insana yakışır haklara sahip olmuştur. Kadının durumundaki bu önemli değişikliği bizzat Kur’ân-ı Kerîm getirmiş ve Hz. Peygamber bunu tamamlamıştır.

Hz. Peygamber’e ilk inanan, başka bir deyimle ilk müslüman olan Hz. Hatice’dir. İlk İslâm kadınları Mekke ve Medine’de ağır ve büyük hizmetleri yüklenmekten kaçınmamışlar, askerî ve siyasî işlerde erkeklere yardımcı olmuşlar, hemşirelik mesleğini ilk defa kurarak, yaralı mücahidleri tedavi etmek, su taşıyıp içirmek, yaralarını sarmak ve hatta yaralıları Medine’ye kadar taşımak gibi fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Mücahidlerin yanında onlara destek ve cesaret veren bu hanımların kahramanlıkları hadis mecmualarında kaydedilmektedir.

Kadınlara karşı iyi davranmak, tatlı ve yumuşak dille konuşmak, kaba ve sert hareket etmemek Allah Rasûlünün ahlâkındandır. O şöyle buyurmuştur:
"Dikkat ediniz, sizin kadınlarınız üzerinde, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Kadınların, üzerinizde olan hakkı günün şartlarına göre onların yiyecek ve giyeceklerini sağlamanızdır" (1)
"Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım" (2)
"Kadınlarınız hakkında Allah’tan korkunuz. Şüphesiz, onlar sizin yanınızda yardımcılarınızdır. Onları Allah’ın emâneti olarak aldınız ve cinsiyet uzuvlarınız Allah’ın kelimesi ile helâl edindiniz" (3)

Hz. Peygamber evlenilecek bir kadında aranacak vasıfları şöyle belirlemiştir:
"Bir kadınla dört özelliği için evlenilir; Malı, asaleti, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı tercih et" (4)

Ana-babaya itaat etmek, iyilik yapmak, şefkat ve merhamet göstermek, tatlı ve yumuşak davranmak gibi hususlar âyet ve hadislerle emir buyurulmuştur. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur: "Rabbin, yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana ve babaya iyilik etmeyi emir buyurmuştur. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlarsa, onlara öf bile deme, onları azarlama, onlara güzel ve tatlı söz söyle. Onlara merhametle tevazu kanatlarını indir. Onlar için,
"Rabbim onlar beni küçüklüğümde yetiştirirken nasıl merhametli davrandılarsa, sen de onlara öylece merhamet eyle" diye dua et" (İsrâ, 17/23, 24).

Hz. Peygamber en çok kime saygı, şefkat ve bağlılık göstermek gerektiğini soran bir sahabiye "anana" diye cevap vermiştir. Bu soru üç defa tekrar edilmiş, üçünde de aynı cevabı vermiş, ondan sonra kime sorusuna ise, "babana" demişlerdir. (5) Anne müslüman olmasa bile, çocukları üzerindeki saygınlığını korumaktadır.

Buna şu hadiseyi örnek gösterebiliriz. Hz. Ebû Bekr’in kızı Esma’nın, babasından boşanmış ve müşrik olarak kalmış annesi, bir gün kızını görmeye gelmişti. Esma, Hz. Peygamber’e, ‘Müşrik olan annem’ bana geldi. Onunla görüşeyim mi?" dedi. Hz. Peygamber, "annenle görüş" buyurdu. (6)
Başka bir hadiste;
"Cennet annelerin ayakları altındadır" buyurulur. (7)

Bu duruma göre, İslâm’da anneliğin yeri, değeri ve şerefi çok yüksektir. Ebeveyne itaatsizlik şirkten sonra en büyük günah sayılmış, bunun kapsamı sadece "Allah’a isyanda kula itaat yoktur" prensibi ile sınırlandırılmıştır (8). Annelerin çocuklarına karşı olan, şefkatinin ne derece büyük olduğunu göstermek üzere, Hz. Peygamber, Hz. Süleyman devrinde cereyan eden bir olayı şöyle anlatmıştır:
İki kadının birer oğlu vardı. Birisini kurt alıp götürdü. Bunun üzerine her iki kadın birbirine "seninkini götürdü" dedi; sonuçta, her ikisi meselenin çözümü için Hz. Dâvud’a başvurdular. Hz. Dâvud, büyük kadının lehine hüküm verince, küçük kadın memnun olmadı ve ihtilaflı meseleyi bir kere de Hz. Dâvud’un oğlu Hz. Süleyman’a arz etmek için huzura çıktılar. Hz. Süleyman: "Bana bir bıçak getirin ki çocuğu ikiye bölüp aralarında taksim edeyim", deyince, küçük kadın dehşete kapılıp, "aman yapma, Allah sana merhamet etsin, çocuk onundur" dedi. Bunun üzerine Hz. Süleyman sağ kalan çocuğu küçük kadına verdi. (9)

Hz. Peygamber devrinde kadın sahabîler ilme büyük katkıda bulunmuşlardır. Allah Rasûlü’nün kızı Hz. Fatıma duygulu bir şâir olduğu gibi Hz. Peygamber’in bazı hadislerini de rivâyet etmiştir (10). Hadis rivâyet eden kadın sahabilerin sayısı çoktur.

Bazıları şunlardır: Ümmü Habibe binti Ebu Süfyan, Ümmü Abd, Esmâ binti Ebu Bekr, Zeyneb binti Cahş, Meymûne binti Hâris, Fâtıma binti Kays, Dürre binti Ebı Leheb, Ümmü Haram binti Milhan vd. Bu son sahabi hanım Kıbrıs’ta vefat etmiş olup. Larnaka civarında medfundur. Kıbrıs müslümanlarınca türbesi bir ziyaret yeridir.(11)

Hz. Peygamber kadınların eğitimine büyük önem vermiştir. Kadınlar mescide geliyor, hadisleri dinliyorlardı. Umumî toplantılara katılır ve bayram namazlarında da hazır bulunurlardı. Hz. Peygamber bayram hutbesini erkeklerin saflarına irad ettikten sonra, kadınların saflarına geçer, onlara da talim ederdi. Ancak hanımlar her zaman mescidde hazır bulunmadıkları için bir sahabî kadın Hz. Peygamber’e gelerek; "Ya Rasûlüllah, erkekler geliyor, senin sözünü dinliyorlar. Bizim için de bir gün tahsis et. O günde gelelim, Allah’ın sana öğrettiklerini bize öğret" dedi. Hz. Peygamber de onlara haftada bir gün ve yer tahsis ederek orada toplanmalarını söyledi, belirlenen günde onların eğitim ve öğretimleri ile meşgul oldu (12). İslâm özellikle Hz. Peygamber’in ailelerine mahrem meseleleri tebliğ etme görevini yüklemişti. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:
"Evlerinizde okunup duran Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlatın ve nakledin" (el-Ahzâb, 33/34).

Sahabe hanımlarının haya ve utanması dini konuları sorup öğrenmelerine bir engel değildi. Özellikle bir fikıh ve hadis âlimi olan Hz. Aişe’nin (ö. 58/677) bu konuda sayısız hizmetleri olmuştur. O, yalnız kadınların değil, sahâbe büyüklerinin bile bir çok meselede başvurdukları kimse idi (13). Hz. Aişe, verdiği hüküm ve fetvalar bir cilde ulaşan yedi sahabe müctehidinden (Fukaha-i seb’a) birisidir (14).
Urve b. Zübeyr (ö. 94/712)
"Fıkıh ilmini Hz. Aişe’den daha iyi bilen kimse görmedim" der.(15)
Ebû Mûsa el-Eş’ârî’de (ö. 44/664) şöyle demiştir:
"Muhammed’in ashabının bize sorduğu herhangi bir hadisin içinden çıkamadığımızda onu Hz. Aişe’ye sorardık ve onun yanında sorulan hadise ait muhakkak bir şeyler bulurduk".
İbn Hazm (ö. 456/1064) sahabe devrinde yetişen hanım fakih ve hukukçular olarak şu isimleri zikretmektedir: Ümmü Seleme, Ümmü Habîbe, Hafsa binti Ömer, Hz. Fâtıma, Fâtıma binti Kays, Esma binti Ebî Bekr, Havlâ binti Tüveyt, Ümmü Şerîk, Sehle binti Süheyl, Ümmü Eymen, Âtike binti Zeyd, Ümmü’d-Derdâ, Zeyneb binti Ümmü Seleme ve Ümmü Yûsuf (16). İslâm tarihinde çeşitli alanlarda büyük hizmet ve yararlılıklar göstermiş müslüman kadınların sayısı az değildir. Tefsîr, Hadîş Fıkıh, Tasavvuf, Şiir, Hüsnühat, güzel sanatlar, çeşitli hayır işleri vb. İslâm kadınının ilgi alanları olmuştur.

Sonuç olarak, İslâm kadınla erkek arasında genel anlamda bir görev bölümü yapmış, kadına evin iç işlerini, çocukların yetiştirilmesini, ihtiyaç ve zaruret bulunduğunda da dışarıda çalışma işini yükleyerek, onu kocasının en yakın yardımcısı kılmıştır. Koca, evin dışında ağır işleri, eşinin ve çocuklarının yeme içme, barınma ve giyim ihtiyaçlarını karşılama görevini yüklenmiştir. Erkeğe, bu malî ve ekonomik yükümlülüklerinin bir sonucu olarak mirasta, kıza göre fazla hak vermiştir.

Kaynak:
Şamil İslam Ansiklopedisi, Hamdi DÖNDÜREN

1) Tirmizî, Sünen, V, 111; İbn Mâce, Sünen, l, 594, No: 1851
2) Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 472
3) Ebû Dâvud, Menâsik, 56; İbn Mâce, menâsik, 84; Dârimî, menâsik, 34
4) Buhârî, Nikâh, 15; Ebû Dâvud Nikâh, 2; Nesâî, Nikâh, 13; Ahmed b. Hanbel, II, 428
5) Buhârî, VII, 69
6) Buhârî, III, 142
7) El-Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, Kahire, 1351/1932, I, 335, No: 1078
8) Buhârî, Ahkâm, 4; Müslim, İmâre, 39
9) Buhârî, Sahih, IV, 136, 137
10) İbn Sa’d, Tabakât, VIII, 19, 30
11) İbn Hayyât, et-Tabakât, Dimaşk 1968, II, 859, 884; M. Tayyib Okiç, İslâmiyet’te Kadın Öğretimi, Ankara 1979, s. 22, 23
12) Muhammed Ebû Zehv, el-Hadîs ve’l Muhaddisûn, Mısır 1958, s. 55; Buhârî, Sahih, I, 36
13) Nevzat Aşık, Sahabeye Hadis Rivayeti, İzmir 1981, s. 78, 79
14) İbn Kayyim, İ’lâm, I, 14 vd.
15) El-Mekkî, Fethu’l Mübîn, s. 157
16) İbn Hazm, Cevâmiu’s-Sıre, s. 319, 323


TEKE TEK
Toplumda iyiliği tavsiye, kötülüklerden uzaklastırma hususunda neler yapılabilir ?

İslam kültüründe emri bil maruf nehyi anil münker; toplumda iyiliğin hâkim kılınması ve yaygınlaştırılması, kötülüğün önlenmesi ve böylece erdemli bir toplum oluşturulup bu toplumun yaşatılması için gösterilen faaliyetlerin hepsini ifade eden bir terimdir.
Bu hususla ilgili âyet-i kerimede Allahu teâla şöyle buyuruyor: Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükten vazgeçirmeye çalışsınlar. İşte onlar muradına erenlerin tâ kendisidir. Âli İmran 104
Bu ayet-i celileye göre kişileri kötülüklerden, haramlardan sıkındırmak farzı kifayedir. Yani bazıları vazifeyi yerine getirirse diğerlerinden vebal sakıt olur. Aksi halde Allah’ın nehyettiği haramlar rahat işlenirse, bu konuda önlem alınmazsa hatta haramlar teşvik edilirse o zaman emri bil maruf nehyi anil münker farzı kifayedir. Bazları vazifeyi yerine getirirse diğerlerinden vebal sakıt olur. Aksi halde Allah’ın nehyettiği haramlar rahat işlenirse, bu konuda önlem alınmazsa hatta haramlar teşvik edilirse o zaman emri bil maruf nehyi anil münker farz-ı ayn olur ve herkes sorumluluk altında kalır, nesiller helak olur.

Peygamberimizin (sallAllahu aleyhi vesellem) ifadesine göre geminin alındakiler gemiyi deler gemi su alır. Yukarıdakiler de mani olmazlar ise beraber suya batarlar hepsi yok olur gider.
Peygamberimiz aleyhisselam hadisi şeriflerinde şöyle buyuruyor: Ya mâruf emr ve münkerden nehyedersiniz, yahud Allah u Teala sizin kötülerinizi size musallat eder. Sonra iyileriniz dua etmeye kalkışır. Fakat duaları kabul olmaz.
Ebu Ümame el Bahili Rasülü Ekrem efendimizden (sallAllahu aleyhi vesellem) şöyle rivayet etmiştir. Kadınlarınız azdığı, gençleriniz isyana daldığı ve sizler de cihadı terk ettiğiniz zaman hâliniz nice olur. buyurdu. Ashabı kiram böyle şey olacak mı diye hayretini gizleyemedi.
Mescidlerdeki Nehyi Gerektiren Haller
Namazın sıhhatine mani bir hal görüldüğü zaman, kişiler münasip bir lisanla uyarılmalıdır. Namazda tadili erkana riayet edilmeme, Kur’anın ve ezan-ı Muhammedinin teganni ile okunması, camide kişilerin gereksiz konuşması gibi halleri görenlerin uyarması güzel olur.
Çarşı ve Pazarlarda İşlenen Münkerat
Alışverişte yalan söylemek, malın kusurunu gizlemek çokça yemin etmek, haram olan herhangi bir eşyayı satmak, bunlar münkerattandır. Bunların farkına varan kişiler, uyarı görevini yerine getirmelidir. Alış veriş yapan müessesenin sahipleri de helalinden alış veriş yapacak ve haramlardan sakınacak kadar ilim sahibi olmalıdır. Hatta alışveriş yapan herkesin, meşru zeminde alışverişin usulünü bilmeleri farzı ayındır. Çünkü herkesi birebir ilgilendirir.
Sokak ve Caddelerdeki Münkerat
Cadde ve sokaklarda yürüyenlere mani olacak herhangi bir eşya ile rahatsız etmemek, cadde ve sokakları kirletmemek insanların nefretini celbeden her türlü eşyayı sokaklara ve caddelere atmamak, insanlara saygılı olmak gerekir. Mesela ölü hayvan ve lağım suları ve benzeri nefreti celbeden hallerden azami derecede sakınmak gerekir. İnsan eşrefi mahluktur. Her yerde insana saygılı olmak, insanı üzmemek erdemli ve kâmil insanların şiarlarındandır.
Düğün Davet ve Benzeri Toplantılardaki münkeratlar
Toplanılan yer ve kişiler ne maksatla toplanırlarsa toplansınlar haramların teşhir edildiği, teşvik edildiği herhangi bir topluma katılmak uygun değildir. Ya kötülüğe mani olacaksınız, ya da mani olamaz iseniz orayı terk edeceksiniz. Zira Rasulü Ekrem sallalahu aleyhi ve selem Efendimiz şöyle buyuruyor: Sizden biriniz bir kötülüğü gördüğü zaman onu eli ile bozsun, gücü yetmezse dili ile bozsun (buna da) gücü yetmezse kalbi ile buğzetsin bu (son kısım) imanın en zayıfıdır (Müslim.)
Davetliler arasında giysisi müsait olmayan kadınlar varsa fitneye vesile olacağından orada oturmak doğru değildir. O mecliste içki kullanılıyorsa o davete icabet gerekmez. Öylesi meclislerde durmak caiz değildir. İmamı gazali İhyau ulumiddin kitabında şöyle yazıyor: İpek elbise giyen erkek ve altın yüzük kullanan erkeklerin yanında oturulmaz. Çünkü peygamberimiz aleyhisselam : İpek ile altın ümmetimin erkeklerine haramdır. Sözü umumidir. Hatta düğün ve benzeri meclislerde kadınların giysisi mesture değilse orada oturulmaz. Hatta hafız efendilerin Kuran okumaları da Kuran’a saygısızlık olur. Zira Kuran kemali edeble dinlenmeli dinleyicilerin konumları ve ortam da müsait olmalıdır. Hulasa haramın adı ne olursa olsun haram hiçbir müslümanın malı ve meşguliyeti olamaz. Müslüman, haramın işlendiği yerde oturamaz. Ya mani olur veya orayı terk eder. Davetlerde dikkat edilmesi gereken hallerden biri de ekmek ve yemek israflarından azami derecede sakınmaktır.
Salih ve Sadıklarla Beraber Olmak
Ey iman edenler! Allah’tan ittika edin ve sadıklarla beraber olun Tevbe 119
Kişilerin masivadan muhafaza olunması için daima hayır telkin eden çevre, güzel ortam ve gönül ehli salih ve sadıklarla beraber olması gerekir. Onlarla ünsiyet kurmak zaruridir. Allah rasülü sallalahu aleyhi ve selem şöyle buyuruyor. Ölülerinizi salih insanların arasına defnediniz.
Allahu teala ayeti celilede şöyle buyuruyor: Ayetlerimiz hakkında da ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra artık o zalim topluluğu ile oturma Enam 68
Diğer bir ayeti celilede ise Allah’ın ayetlerinin inkar edildiği yahut onlarla alay edildiği zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya kadar kafirlerle beraber oturmayın. Yoksa siz de onlar gibi olursunuz (Nisa 140)
Bu konu sadece birkaç kişi için değil, gerek milletlerarası münasebetlerde ve gerekse fertler ve topluluklar arası münasebetlerde müminler, müminlerin ve mazlumların yanında yer alır. Maddi, manevi güçlerini birleştirir. Haramlardan kötülüklerden uzak kalır. Kötülüğü görünce mani olur. İyi işlere ve güzelliklere vesile olur. Mümin bilir ki; izzet ve şeref İslam’dadır, Kuran’dadır. En yüce rütbe kulluktur. Kulun işi ise iman ve salih ameldir.Bir kadın erkek kadar islamdan sorumludur. Edeb ve erkanıyla çevresini güle çevirebilmedir ki bundan mes ul dur zaten…emri bil maruf nehyi anil münker bu fitne ortamda farzı kifayedir ! kadın usul ve islamın müfredatına göre ilm öğrenmeli öğretmeli, tebliğ ve mücadele içinde olmalıdır. islamın gür sedası islamı gereği gibi yaşayan mücahideler ve mücahitlerle çıkacaktır. NE EVDE OTURUP ZULME RAZI OLACAĞIZ!, NE DE BAZILARININ OYUNUNA GELİP İSLAMI ÇARPTIRACAĞIZ NE DE ALLAHIN AYETLERİNE GÖZ YUMUP MEVKİ UĞRUNA ALDANACAĞIZ!, BİZ SADECE İSLAMIN GEREĞİNİ İSLAMIN GEREKTİRDİĞİ GİBİ EVİMİZDEN BAŞLAYIP DÜNYAYA YAYACAĞIZ….KADININ CİHADI SAVAŞ MEYDANLARI DEĞİLSE DE EVDE OTURMAK DEĞİLDİR…..
Allahım ümmeti Muhammedi Kuran’a mahkum et. Amin.


qwert
elhemdulilleh beynimde soru olan bu konuyu çok iyi aydinlatdiniz 🙂


Kayıtsız Üye
İçinde yaşadığınız toplumun realitesini görmezden gelerek ürettiğiniz fetva , toplum tarafından zorunluluk gereği reddedilecektir. Buna Faruk Beşer hoca da dahildir . Elimde Faruk Beşerin genç kızlara özel ilmihal kitabı var , kızım için aldım . Önce kendim inceleyeyim dedim . Anladım ki , ben kızıma islam senin için bunu demiş diyebileceğim kalitede bir kitap değil . Eskiyi kopyalayıp yapıştırmış . Kadının, on yaşındaki çocukla cima ederse gusül abdesti alması gerektiğinden bahseden bir madde var , bu inanılmaz bir sakat bakış . Çocuk istismarı değil mi bu anne dediğinde ne cevap vereceğim ben bu kıza . Rica ediyorum içinde yaşadığınız toplumun gerçeğini görün Ve ilminiz yetiyorsa ona göre fetva üretin .


misafirkullnc
Kusura bakmayın ama yazdığınız çoğu şey kadını küçük düşürür nitelikte. Kur’an’da da kadınlar için böyle şeyler yok. Sahih olup olmadığından emin olmadığınız rivayetlerle kadının evde oturmasını savunuyorsunuz. Ne demek kadın dışarı çıkmamalı. Bir de dışarı çıkabileceği durumları yazmışsınız. Kadın dışarı ne zaman çıkar ben size söyleyim; Canı ne zaman isterse! Kadın, kadından öte insandır. Dışarı çıkar, gezer, okuluna veya işine gider. Zaten dışarı çıkmayacak olsak tesettür olmazdı. Evin içinde çarşafla gezeniniz yoktur herhalde. Kadın dışarda da gayet cihat edebilir. Doktor olup, hemşire olup Suriye’de yaralılara yardım eden kadınlarımız var. Öğretmen olup bir nesli şekillendiren, bilinçlendiren kadınlarımız var. Avukat olup mazlumların hakkını savunan kadınlarımız var. Şimsi söyleyin bir kişinin hayatını, bir kişinin imanını mı kurtarmak daha büyük bir cihattır yoksa evde oturup akşama ne yemek yapsam diye düşünmek mi? Dışarı edebinizle çıkacaksanız eğer çıkabiirsiniz. Bunun için hangi durumlarda dışarı çıkabiliriz diye bir araştırma yapmanıza gerek yok. Bazen sizin de birer insan olduğunuzu ve bunun size getirdiği haklar olduğunu biz size hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Kendinizi o kadar küçültüp aşağılıyorsunuz ki. Kendinizi çocuğunuzun ve kocanızın hizmetçisi gibi görüyorsunuz. Bizden önce sizin kendi haklarınızı savunmanız gerek. Siz dışarı çıkmadığınız için bilmezsiniz belki ama dışarıda değiştirilmesi gereken çok şey var. Evde oturup duracağınıza biraz da çıkın da bunlarla ilgilenin. Okuyun, kültürlenin ve birer birey haline gelin. Okula gitmek günah diyip erken yaşta evlenmeyin. Vatanınıza milletinize, islam alemine faydalı bir şeyler yapın. Sizin yaptığınız ne biliyor musunuz? kendinizi düşünmek, bencillik. Ben birilerinin bana ihtiyacı olduğunu bilerek vicdanım rahat bir şekilde evimde oturamıyorum kusura bakmayın. Dünyanın her yerinde müslümanlar savaştan, açlıktan hayatını kaybediyor. Okuyup iyi yerlere gelin de o insanlara biraz yardım edin.


kadının cihadı, nisa 140, imam serahsi

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();