Ehli sünnet itikatında ALLAH nerededir sorusunun cevabı
ezdli cündep
Allah Nerede?
Hamd, ancak Allah’a mahsustur. Salat ve selam Resulullah SallAllahu Aleyhi Ve Sellem’in, O’nun ehli ve Ashabinin ve Kiyamet’e kadar onlarin yoluna uyanlara olsun.
‘Allah nerede?’ Bu soru karsisinda bakin ne tur cevaplarla karsilasacagiz;
Bircoklari Tovbe estagfirullah, bu ne bicim soru! Allah’a hasa, summe hasa mekan mi tayin ediyorsun?Allah mekandan munezzehdir! diyecekler. Bazilari da tam aksine Allah her yerde , Allah mu’minin kalbinde , Allah nerede anarsan orada , Allah arsda, ama arsin yeri belli değil , Allah gokte ama bizim bildigimiz gokte değil vs…gibi yanitlar verecekler. Hakikat, bu cesitli goruslerin arasinda mi gizli veya gercekten bu soruyu sormak hatami?
Yaratilmislarin en mukemmeli Hz. Muhammed SallAllahu Aleyhi Vessellem Allah hakkinda ‘nerede?’ diye sordugu sahih kaynaklarca sabittir. Muslimde gecen hadiste O, SallAllahu Aleyhi Ve Sellem cariyeye: Allah nerededir? diye sormustur. Bu hadisin tamamini birazdan zikredecegim.
Ayni sekilde: Rabbimiz semavati ve arzi yaratmadan önce nerede idi? diye soran kimseye de O, SallAllahu Aleyhi Vessellem: Tek basina vardi, O’ndan baska bir varlik yoktu… ,diye cevap vermistir.[B u hadis el-Akidetu’l-Vasitiyye ve Sehrinde zikredilmistir.]
Peygamber SallAllahu Aleyhi Vessellem’den boyle soru sorani azarladigi yahut ta ona: Sen yanlis bir sekilde soru sordun, dedigine dair bir rivayet gelmemistir. Anlasilacagi gibi bu soruyu sormanin hata oldugunu soylemek asil hatanin ta kendisidir.
Allah Nerede? Allah gokleri ve onlarin aralarinda olani alti gunde yaratan, sonra arsa istiva edendir. [Secde, 4]
O, gokleri ve yeri alti gunde yaratan, sonra da arsa istiva edendir. [Hadid, 4]
Rahman ars uzerine istiva etmistir… buyrugu sani yuce Allah’in arsin uzerine istiva ettigini haber verdigi, Kur’anin yedi yerinde gecmektedir. Bu buyruklar aciktir ve herhangi bir te’vil ihtimali yoktur.
Istiva Arab dilinde ‘yuksek olus’ ve ‘yuksege cikmak’ demektir. Burada ise istiva lafzindan ancak istikrar etti (yerlesti), ustune cikti, uzerine yukseldi ve uzerine cikti anlasilir.[Bu aciklamayi Ibnu’l Kayyim ‘en-Nuniyye’ diye bilinen siirinde dile getirmektedir.]
Ars ve Kursi Ehl-i sünnet ve’l cemaat kursi ile arsin hak olduguna inanirlar. Arsin buyuklugunu Yuce Allah’tan baska kimse bilemez. Kursi’nin ars’a nisbeti ise buyuk bir duzlukte birakilmis bir halka gibidir. Gokleri ve yeri kusatmistir. Allah’in ars’a da, kursi’ye de ihtiyaci yoktur. Ona ihtiyaci oldugundan dolayi arsa istiva etmis degildir. Aksine bu kendisinin tesbit ettigi sonsuz bir hikmetin geregidir. O arsa’da, arsin disindaki diğer varliklara da muhtac olmaktan munezzehtir. Sani yuce Allah bundan çok daha buyuktur. Aksine ars da, kursi de, O’nun kudret ve egemenligi ile tasinan iki varliktir.
Ehl-i sünnet ve’l cemaate gore yuce Allah’in kendi zati hakkinda haber verdigi sekilde arsi uzerinde yuce zatinin bildigi bir keyfiyet ile yarattiklarindan ayri olmak uzere istiva etmistir. Nitekim Imam Malik ve baskalari da: Istiva nin ne demek oldugu bilinmektedir, ancak keyfiyeti mechuldur (nasilligi bilinemez).
Bazilarinin (ta’tilcilerin) korukledikleri, istivanin kabul edilmesi halinde doğru olmayan birtakim seylerin de kabul edilmesi gerekir, seklinde ifadeler baglayici degildir. Cunku ehl-i sünnet ve’l cemaat, O’nun arsin uzerinde olusu herhangi bir mahlukun, bir baska mahlukun uzerinde olusu gibidir, demiyor. Burada ve Allah’in diğer sifatlarinda da uyduklari kaide de yuce Allah’in: O’nun benzeri hicbir sey yoktur ve o herseyi isitendir, gorendir, buyrugudur.[Sura, 11]
Acaba bu bazilari: Semada kendisine yonelinecek bir Rab, arsin uzerinde kendisine ibadet olunan bir Ilah yoktur mu demek istiyorlar? Acaba bu bazilari bu inaclariyla Allah’in ve Rasulunun getirdiklerine karsi geldiklerinin ve boylece de delalete dustuklerinin farkindamidirlar?
Ehl-i sünnet ve’l cemaat Allah Azze ve Celle’nin arsin uzerinde olduguna ve arsin da gokte olduguna iman ederler. Allah’in, gokte ki arsin uzerine istiva ettigini belirten bircok ayetler ve sahih hadisler vardir:
Allah Azze ve Celle’nin gokte olduguna delalet eden ‘Kur’an Ayetleri’
Allah semadan bütün dunya islerini idare eder. Sonra ameller bir gunde O’na yukselir… [Secde, 5]
Goktekinin sizi yere gecirmesinden emin mi oldunuz? [Mulk, 16]
Yoksa semada olanin uzerinize tas yagdiran bir ruzgar gondermesinden emin mi oldunuz?..[Mulk, 17]
Ustlerindeki Rablerinden korkarlar… [Nahl, 50]
Firavun, veziri olan Haman’a soyle dedi: Ey Haman! Bana yuksek bir kule yap, belki bazi yollara muttali olurum. Goklerin yoluna muttali olurum da, Musa’nin Ilahini gorurum. Cunku ben Musa’nin soylediginin, yani davet ettigi semada ki Ilah iddiasinin yalan oldugunu zannediyorum. [Mu’min, 36/37]
Allah Azze ve Celle’nin gokte olduguna delalet eden ‘Hadisler’ Peygamber SallAllahu Aleyhi Ve Sellem cariye’ye: Allah nerede diye sormus, o: Semadadir, diye cevap vermis. Bu sefer: Ben kimim? diye sormus, yine cariye: Sen Allah’in Rasulusun, deyince, Peygamber SallAllahu Aleyhi Ve Sellem: Sen bunu azad et, cunku o mu’min birisidir, demistir.[Muslim, Ebu Davud, Nesai, Malik, Ebu Hanife ve baskalari rivayet etmislerdir.]
(Allah’in semada oldugunu soyleyen cariyenin Allah Rasulu SallAllahu Aleyhi Vessellem tarafindan mu’min ilan edilmesi, kisinin mu’min olabilmesi için Allah’in semada oldugunu bilmesinin gerektigini teskil eder.)
Rasulullah SallAllahu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki: Merhametli olanlara, Rahman olan Allah’u Azze ve Celle’de merhamet eder. Dunya ehline merhamet edin ki: semada ki Rahman olan Allah’da size merhamet etsin. [Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed, Humeyd Hakim ve Hatib sahih bir senedle rivayet etmislerdir]
Yine Peygamber SallAllahu Aleyhi Ve Sellem soyle buyurmaktadir: Semada bulunan Allah’in emini oldugum halde bana guvenmez misiniz? [Buhari ve Muslim]
Bundan sonra ki yazilanlar yorumsuz ve eklemeler yapilmadan Allah Rasulu SallAllahu Aleyhi Ve Sellem’in faziletlerinden bahsettigi ve suphesiz Islam dinini herkesten daha iyi bilen ilk uc neslin akideleridir (inanclaridir). Rasulullah SallAllahu Aleyhi Ve Sellem soyle buyuruyorlar: Insanlarin en hayirlisi benim cagdaslarimdir. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra onlardan sonra gelenler. [Buhari ve Muslim Bu nesiller Allah’i Kur’an ve sünnette gelmis sifatlarla bilip, tanidilar. Allah’i, Allah’in kendi zatini ve Rasulunun O’nu nitelendirdigi sifatlarla nitelendirdiler. Lafizlari kullandiklari gercek anlamlarindan saptirma yoluna gitmediler. O’nu isim ve ayetlerinde ilhada sapmadilar. Yuce Allah’in yedi semavat’in ustunde ve yarattiklarindan ayri olarak Arsin uzerinde istiva ettigine, ilmiyle herseyi kusattigina ve keyfiyet nisbeti olmaksizin inandilar. Kur’an’da gecen ‘istiva ya ‘istila etti’ yahut ‘malik oldu’ yahut ‘galib geldi ve kahretti’ anlamlari kesinlikle vermediler.
Allah Azze ve Celle’nin gokte olduguna delalet eden ‘Sahabe’ kavilleri Abdullah ibni Mes’ud radiyAllahu anh’dan, soyle dedi:
Dunya semasi ile ondan sonra ki gelen semanin arasi besyuz senedir.Her iki semanin arasi boylece besyuz senedir. Yedinci sema ile Kursinin arasi da besyuz senedir. Kursi ile suyun arasi da besyuz senedir. Ars ise suyun ustundedir. Arsin ustunde de Allah’u Tebareke ve Teala vardir. Sizin mesgul oldugunuz amelleri oradan bilir. [Bu eseri Ebu Said ed- Darimi er Reddu alel Cehmiyye nam kitabinda Inbi Huzeyme Tevhid’de ve beyhaki Esma’da sahih bir senedle rivayet etmislerdir.]
Abdullah ibni Omer radiyAllahu anh’den, soyle dedi:
…Ebu Bekir radiyAllahu anh Muslumanlara hitaben bir hutbe irad ederek soyle dedi: Ey insanlar! Eger ibadet ettiginiz ilah Muhammed idiyse, o oldu. Eger ibadet ettiginiz ilah semada ki Allah idiyse, O olmemistir… [Bu eseri Ebu Said ed-Darimi er-Reddu ale’l Cehmiye nam kitabinda hasen bir senedle rivayet etmistir.]
Abdullah ibnu Selam radiyAllahu anh’ dan, soyle dedi:
Allah Azze ve Celle yer yuzunu yaratmaya baslayip, pazar ve pazartesi gunu yedi kat yeri yaratti. Sali ve carsamba gunude onun maisetini takdir etti. Sonra da semaya istiva etti ve iki gunde de semalari yaratti." [Bu eseri Ibnu Mendeh Tevhid’de sahih bir senedle rivayet etmistir. Zehebi de Uluv’da zikretmistir.]
Allah Azze ve Celle’nin gokte olduguna delalet eden ‘Dort Mezheb Imamlarinin’ kavilleri Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
Her kim: ‘Rabbim gokte mi yoksa yerde midir? bilmiyorum’ derse kafir olmustur. Ayni sekilde: ‘O, arsinin uzerindedir. Fakat ars gokte midir, yerde midir bilmiyorum’ diyen kimse de kafir olmustur. [El-Fikhu’l Ebsat]
Arsin semada oldugunu inkar ettimi subhesiz ki o kafir olur. [20] Bu eseri Zehebi Uluv’da zikretmistir. Allahu Teala goktedir, yerde değil [el-Esma ve’s-Sifat]
Kendisi kulluk ettigin ilah’in nerededir? diye soran kadina: Allah’u Subhanehu ve Teala semada’dir, yerde degildir , cevabini verdi.[el-Esma ve’s-Sifat]
Imam Safii Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
Imam’i Malik, Sufyan ve daha onlardan baska Ehli Sunnet onderlerinden gördüğüm ve benim de uzerinde oldugum hak olan kavil sudur; Allah’dan baska ilah olmadigina ve Muhammed -sallAllahu aleyhi vessellem-‘in Allah’in Rasulu olduguna sehadet edip, ve Allah’u Azze ve Celle’nin de semasinda arsinin uzerinde oldugunu, istedigi gibi kullarina yaklasip ve istedigi gibi de dunya semasina indigini ikrar etmektir. [Bu eseri Zehebi Uluv’da tahric etmistir.]
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
Allah semadadir. Ilmi ise her yerde’, derdi. [Ebu Davud, Mesaili’l Imam Ahmed, Sunne, Ibn-i Abdilber Temhid]
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu halde yedi kat semanin uzerindemidir?’ Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben soyle dedi:’Evet, Allah’u Azze ve Celle arsinin uzerindedir, hiç bir seyde ilminden gizli degildir. [Bu eseri Hallal es-Sunen’de rivayet etmistir.]
Supheciye Cevap
Ehl-i sünnet ve’l cemaat’in Allah’in gokte ki arsinin uzerine istiva ettigine iman ettiklerini delilleriyle ispatladik.
Fakat bazilari bunca delillere ragmen suphelerini bizlere su ayetlerle sunabilirler:
Nerede olursaniz, O sizinle beraberdir. [Hadid,4] Tasalanma, şüphe yok ki O bizimle beraberdir. [Tevbe, 40] Bir de sabredin. Suphesiz Allah sabredenlerle beraberdir. [Enfal, 46]
Bu ayetleri onlar, Allah’in heryerde oldugunu ispatlamak için delil olarak getirirler. Bu ayetlerde asil kastedilen beraberlik ve yakinlik, Allah’in ilmi ve kusaticiligi ile yakinligidir. Nitekim Allah’u Teala soyle buyurmaktadir:
Andolsun ki Biz insani yarattik. Nefsinin ona ne vesveseler vermekte oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan aha yakiniz. [Kaf, 16]
Boylelikle Kur’an ve hadislerde sozkonusu edilmis yuce Allah’in yakinligi, beraberligi ile yine bunlarda sozkonusu edilen Allah’in yukarida yani gokte olusunu belirten buyruklar arasinda herhangi bir aykiriligin bulunmadigi acikca ortaya cikmis olmaktadir.
Butun bunlar sani yuce Allah’a yakisan sekilde Allah’in sifatlaridir. Hic birisinde O’nun benzeri hicbir sey yoktur. Allah’u Azze ve Celle soyle buyurmaktadir: : O’nun benzeri hicbir sey yoktur ve o herseyi isitendir, gorendir,
Cevap: Ehli sünnet itikatında ALLAH nerededir sorusunun cevabı
ezdli cündep
Ehl-i sünnet ve’l cemaat buyuklerinin ‘Allah’in beraberligi’ hakkinda ki inanclari:
Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
"Allah Teala goktedir, yerde degil.” Ona "O bizimle beraberdir” (Hadid, 4) ayetini hatirlatan adama; "Bu, senin bir adama mektup yazip onunla beraber oldugunu soylemen gibidir. Halbuki sen onun yaninda degilsin.” dedi.[el-Esma ve’s-Sifat]
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
"Allah semadadir. Ilmi ise her yerdedir, ilminden de hiç bir sey gizli kalamaz.” [ Bu eseri Ebu Davud Mesaili’l’de, Abdullah er-Reddu Ale’l –Cehmiyye’de ve Aciri Seria da rivayet etmislerdir.]
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh soyle buyurmustur:
"Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu halde yedi kat semanin uzerindemidir?’
Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben soyle dedi: ‘Evet, Allah’u Azze ve Celle arsinin uzerindedir, hiç bir seyde ilminden gizli degildir. ”[Bu eseri Hallal es-Sunen’de rivayet etmistir.]
Yine Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh’den:
…Ve sonra (Kaf) suresinden okudu; "Nefsinin ona ne vesveseler vermekte oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan daha yakiniz” (Kaf, 16). Ve sonra soyle dedi: "Ilmi onlarla beraberdir.”[Bu eseri Hallal es- Sunnen’de rivayet etmistir.]
Mukatil ibnu Hayyan’dan, su ayet’i kerime hakkinda soruldu: "Herhangi bir uc sirdasin, bir fisiltisi olmuyormu, mutlak Allah dordunculeridir.” Cevaben de: "O, arsinin uzerindedir. Ilmiyle de onlarla beraberdir,” dedi.[Bu eseri Ebu Davud Mesailin’de, Ahmed Sunne’de ve Beyhaki Esma’da rivayet etmislerdir.]
Yuce Rabbimizden bu yazinin Muslumanlara yararli olmasini temenni ediyoruz. Mevzumuza da Allah Azze ve Celle’nin su kavli ile son veriyoruz;
"Her kim ki, kendisine doğru yol apacik belli olduktan sonra, Peygambere aykiri harakette bulunur ve mu’minlerin yolundan baskasina uyar giderse, onu dondugu sapiklikta birakiriz. Ahirette de kendisini Cehenneme koyariz ki, o, ne kotu bir donus yeridir.” [Nisa, 15]
Ve’l- hamdulillahi Rabbi’l- alemin.
Ilhad: Haktan meyletmek ve sapmak demektir. Ta’til, tahrif, tekyif (keyfiyetlendirme), temsil (orneklendirme), ve tesbih (benzetme) de bunun kapsamina girer.
Ta’til; Allah’in sifatlarini kabul etmemek, yahut bazilarini kabul edip geri kalanini kabul etmemek demektir.
Tahrif; nassi lafzen ya da mana itibariyle degisiklige ugratip onu zahir (kuvvetli) anlamindan uzaklastirip, ancak zayif bir ihtimal ile lafzin delalet ettigi bir manaya gore aciklamaktir. Buna gore her tahrif bir ta’til, fakat her ta’til bir tahrif degildir.
Tekyif; Allah’in sifatlarinin, yaratilmislar tarafindan bilinmeyen nasilligi hakkinda yorum yurutmektir.
Temsil; Birseyin digeri ile her yonden benzer olusunu soz konusu ederek ayniligini ortaya koymak demektir.
Tesbih; Bir seye bazi yonleriyle benzeyen baska seyin varligini kabul etmek demektir.
Yararlanilan Kitaplar :
-Uluv Risalesi Ebu Said el-Yarbuzi
-Seyhu’l-Islam Ibn-Teymiyye’nin el-Akidetu’l-Vasitiyye ve serhi Prof. Dr. Halil Herras
-Ehl-i Sunnet Ve’l Cemaat Selefi Salihin Akidesi Abdullah b. Abdulhamid el-Eseri
Yanıt: Ehli sünnet itikatında ALLAH nerededir sorusunun cevabı
@YŞE
ve aleykümüsselam ve rahmetulah
ibni teymiyye şeyhul islam olarakmı anılmış orda ? onu merak ettim
Soru: Ehli sünnet itikatında ALLAH nerededir sorusunun cevabı
Bİtakat
Sevgili vede pek muhterem kardeşim Uluv Risalesi Ebu Said el-Yarbuzi adındaki kişi kimdir? Dışarıdan bu kaynağı ve kişiyi tanımayanlar için bilgilendirme yapsanız.(Hani diğer kardeşlerim 1000 sene önce yaşayan bir alim veya müştehit sanacakta. İşin doğrusu geçen yazınızda tarafıma isnat ettiğiniz cahalet ve bilgiden yoksun ithamından sizi imtina ediyorım.Sadece beni aydınlatın.)
Ebu Turab55
Allah mekandan münezzehtir
Selefi genç diyor ki:
Mülk suresinin, (Göktekinin sizi yere geçirmesinden, taş yağmuruna tutmasından emin mi oldunuz?) mealindeki 16. ve 17. âyetleri, Allah’ın gökte olduğuna kesin delildir. Bunun için Allah mekandan münezzeh demek yanlıştır.
CEVAP
Bizi yere geçirecek, taş yağmuruna tutabilecek olan elbette Allahü teâlâdır. Ancak burada gökteki ifadesinden oradakinin Allah olduğunu söylemek yanlış olur. Mesela Boğaz köprüsü Demirel’in, Fatih köprüsü ise Özal’ın eseridir cümlesinden, bu köprüleri bizzat yapanların Demirel ve Özal olduğu anlaşılmaz. Başkaları yapmıştır, ama bunlar yaptırdığı için onlara nispet edilmiştir. Canları alan da Allahü teâlâdır. Fakat Azrail aleyhisselam vasıtası ile aldırır. Bize taş yağdıracak olan da Allah’tır. Fakat bunu bir melek vasıtası ile yapar. Bunun için gökteki denmiştir. Yani gökteki görevli melek demektir. İmam-ı Beydavi de, (Sizi yere batıracak veya sizi taş yağmuruna tutacak olan Allah’ın bu âlemin tedbirine vekil ettiği melekten emin misiniz?) diye açıklıyor.
Genç diyor ki:
Taha suresinin (Rahman, Arşa istiva etmiştir) mealindeki 5. âyeti de açıkça Allah’ın Arşta oturduğunu göstermektedir. Onda değişiklik olmaz. Hep orada oturur. Selef âlimleri bu âyeti tevil etmemiş, aynen kabul etmiştir. Tevil etmek Kur’ana aykırıdır.
CEVAP
Asıl tevil eden sensin. İstivaya, oturmak anlamı vermek tevildir. Selef âlimleri, (İstiva vardır, keyfiyetini bilemeyiz) buyurmuşlardır. Allah’a oturur demek, onu mahluka, insana benzetmek olur. O hiçbir şeye benzetilemez. Kur’an-ı kerimde, (Onun benzeri hiçbir şey yoktur) buyuruluyor. (Şura 11) [Görüldüğü gibi, onu bir şeye benzetmek bu âyete aykırı bir tevil olur.]
Yine Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah Arşa istiva edendir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir.) [Hadid 4]
(Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır.) [Bekara115]
(Allah her şeyi kuşatmıştır.) [Nisa 126]
(Allah göklerin ve yerin nurudur.) [Nur 35]
Eğer bu âyetler tevil edilmezse, Allah hem Arşta, hem de her yerde olduğu anlaşılır. Onun için halef âlimler, cahillerin yanlış anlamaması için tevil etmek zorunda kalmışlardır.
Genç diyor ki:
(Allah göktedir, Allah yer semasına inip kulların amelini seyreder) hadislerine ne diyeceksiniz? Bu hadisler açıkça Allah’ın gökte olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Yukarıdaki sözlerinle bu, tezat [çelişki] içindedir. Allah Arşta ise gökte olmaz. Sonra gök bir tane değildir. Kur’an-ı kerimde göklerin yedi kat olduğu bildirilir. Birinci kat, ikinci katın yanında nokta kadardır. İkinci kat, üçüncü katın yanında da böyledir. Her kat böyledir. En üstünde Arş vardır.
Ehl-i sünnet âlimleri, istivayı, Allah Arşa hükmeder diye açıklamışlardır. Peki Allah Arşın hakimi de göklerin ve yerin hakimi değil midir? Hepsine hükmetmez mi? Niye sadece Arşa istiva etti denmiştir de, göklere de istiva etti denmemiştir? Bunu bir örnekle açıklarsak kolay anlaşılır. Türkiye başbakandan sorulur demek, İstanbul, İzmir sorulmaz demek değildir. İstanbul, valinin elinde denince, ayrıca Beşiktaş ve Fatih’i de söylemek gerekmez. Arş da, yer ve göklerden büyük olduğu için sadece Arş denmiştir. Ancak yine cahiller yanlış anlamasın diye hepsi de bildirilerek şöyle buyurulmuştur:
(Göklerin, yerin ve Arşın Rabbi olan Allah onların vasıflandırdıklarından münezzehtir.) [Zuhruf 82]
Kayıtsız Üye
ibni teymiye güvenilir bir zat değildir. Muhyiddin ibn Arabi hazretlerine bütün alimler; şeyhül ekber (büyük şeyh) derken, ibni teymiye; şeyhül ekfer ( büyük kafir) demiştir. Bu yazınızda Muhyiddin ibn arabi, Hacı bayram veli, niyazi mısri, yunus emre, mevlana, abdulkadir geylani gibi Vahdeti vücud alimlerine neden yer vermediniz?
Kayıtsız Üye
Şeyhül ekber Muhyiddin ibn Arabi’nin vahdeti vücud gibi karşıt görüşlerine neden yer vermiyonuz? Allah’tan başka bir şey yokturki siz onu arayasınız.
Kayıtsız Üye
yukarıda ayet yazıyor hadisler yazıyor mezhep imamlarının cevapları yazıyor adama yetmiyor şeyh şu şeyh bu diyor . İbnu Abbas r.a sünnete karşı ebu Bekr ve Ömer ra’nun sözleri ile karşı çıkana şöyle demiştir : Bu gidişle semadan başınıza taş yağmasından korkarım. Ben size resulullah dedi diyorum, siz ise bana ebu Bekr dedi, Ömer dedi, diyorsunuz.
Abdurrezzak – Camiu’l beyani’l ilm : 2196 – El Fakih: 1145
Allah nerede, Allah nerededir, Allah nerde