İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider.
Sedanur
1816. Yine Enes radıyAllahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider.
Müslim, Fiten 124
Açıklamalar
Taylasan, bir sarık sarma şeklidir. Başa sarılan sarığın kimilerine göre yetmiş, kimilerine göre yirmi veya otuz santim uzunluğundaki bir ucunun baştan aşağı sarkıtılmasına taylasan denmektedir. Peygamber Efendimiz zamanında ve daha önceki dönemlerde sadece Araplar değil yahudiler de bu tip sarık sararlardı. Nitekim hadisimizin râvisi Enes İbni Mâlik Basra’da bulunduğu sırada cuma namazı için câmiye gitmişti. Orada birçok kimsenin başında taylasan tipi sarıklar gördü. Adamların Hayber yahudilerine benzediğini söyleyerek taylasan tipi sarıktan hoşlanmadığını anlattı.
Taylasanın en yaygın şeklinin yuvarlak taylasan olduğu söylenmekte, fakat İbni Teymiyye (ö. 728/1328) Hz. Peygamber’in ve sahâbenin böyle bir kıyafeti kullanmadıklarını, bunun yahudi kıyafeti olduğunu belirtmektedir. Nitekim hadisimiz de İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişinin deccâlin ardından gideceğini ifade etmektedir. Taylasanın sadece başı değil omuzları da örten bir örtü ve şal olduğu da söylenmektedir.
Süyûtî, yuvarlak taylasan yahudi kıyafeti olsa bile Resûl-i Ekrem’in daha farklı tipte taylasan giydiğini ileri sürmektedir. Görüşünü isbat etmek için de el-Ehâdîsü’l-hisân fî fazli’t-taylasan adlı bir risâle yazmıştır .
Hadisimiz deccâle inanan ve ona değer verenler arasında yahudilerin ön planda geldiğini göstermektedir.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Deccâl dünyanın her yerini dolaşacağı gibi İsfahan’a da gidecektir.
2. İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâle arka çıkacaktır.
1817. Ümmü Şerîk radıyAllahu anhâ Resûl-i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu dinledi:
İnsanlar deccâlden kaçıp dağlara sığınırlar.
Müslim, Fiten 125. Ayrıca bk. Tirmizî, Menâkıb 69; İbni Mâce, Fiten 33
Ümmü Şerîk
Ümmü Şerîk künyesiyle anılan birkaç hanım sahâbî vardır. İbni Hacer bu hadisin râvisi olan Ümmü Şerîk’in Kureyş kabilesinden olan Ümmü Şerîk el-Âmiriyye olduğunu söylemektedir. Onun Devs kabilesine mensup olduğunu söyleyenler de vardır. Adının Guzeyye, Guzeyle veya Uzeyle olduğu söylenmektedir.
Ümmü Şerîk Mekke’de müslüman oldu. Ev ev dolaşarak Kureyşli kadınlara İslâm’ın güzelliğini anlatırdı. İleri gelen müşrikler onun faaliyetlerini önlemeye karar verince, kendisini yakalayıp hapsettiler. Kızgın güneşin altında bir lokma ekmek bir yudum su vermeden üç gün boyunca eziyet ettiler. Kendisini büsbütün kaybedeceği bir gün Cenâb-ı Mevlâ’nın özel ikramına nâil oldu. Sunulan bir suyu kana kana içip üstüne başına dökerek serinledi.
Bu manzarayı gören müşrikler önce onun elinin ayağının bağını çözüp kendilerine ait suyu içtiğini sandılar. Durumun öyle olmadığını anlayıp mûcizeyi farkedenler İslâmiyet’in kendi dinlerinden daha hayırlı olduğunu söyleyerek müslüman oldular.
Ümmü Şerîk’in Resûl-i Ekrem Efendimiz ile evlenmeyi arzu ettiği, hatta ona nikâhlandığı, fakat evlenmenin gerçekleşmediği söylenmektedir. Rivayet ettiği birkaç hadis Kütüb-i Sitte’de yer almakta, onun ne zaman vefat ettiği bilinmemektedir.
Allah ondan razı olsun.
Açıklamalar
Bir gün Resûl-i Ekrem Efendimiz Ümmü Şerîk’in de bulunduğu bir mecliste deccâlden söz ederek İnsanlar deccâlden kaçıp dağlara sığınırlar buyurmuştu. O yiğit İslâm mücâhidlerinin deccâl karşısında tutunamayıp kaçmaları Ümmü Şerîk’i hem üzmüş hem de meraklandırmıştı. Bu sebeple:
– Yâ ResûlAllah! O gün Araplar nerede olacak? diye sordu. Allah’ın Resûlü ona:
– Onlar o gün pek azdır buyurmak suretiyle deccâlin karşısında duramayacaklarını, onun şerrinden ve fitnesinden kaçıp kurtulmaya çalışacaklarını ifade buyurdu.
Hadisimiz yukarıdaki kaynaklarda bu şekliyle rivayet edilmekle beraber, Nevevî’nin onu kısaca, can alıcı tarafıyla zikretmeyi yeterli gördüğü anlaşılmaktadır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Deccâl, aşağıdaki hadiste açıkça görüleceği üzere büyük bir belâ ve çetin bir imtihan vesilesidir.
2. Bu sebeple insanlar onu görünce veya ortaya çıktığını duyunca, şerrinden kurtulmak için kaçıp dağlara sığınacaklardır.
1818. İmrân İbni Husayn radıyAllahu anh Resûlullah sallAllahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim dedi:
Hz. Âdem’in yaratıldığı zamandan kıyametin kopacağı ana kadar deccâlden daha büyük bir fitne yoktur.
Müslim, Fiten 126. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV, 19-21
Açıklamalar
Peygamber Efendimiz muhtelif hadislerinde deccâl fitnesinin dünyada meydana gelecek fitnelerin en büyüğü olduğunu ifade buyurmuştur (İbni Mâce, Fiten 33). Bu sebeple dualarında cehennem azâbından, kabir azâbından, hayat ve ölüm fitnesinden Allah’a sığındığı gibi, Allahım! Kör deccâlin fitnesine uğramaktan sana sığınırım (Müslim, Mesâcid 128) diyerek deccâl fitnesinden Cenâb-ı Hakk’a sığınmıştır.
Zaten Resûl-i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem’in, deccâli, kıyamet kopmadan önce çıkacağını belirttiği on büyük alâmet arasında sayması (Müslim, Fiten 39, 40), onun ne büyük bir belâ olduğunu göstermeye yeterlidir.
Cenâb-ı Mevlâ’dan bizi deccâl fitnesinden korumasını niyaz etmeliyiz.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Deccâl insanoğlunun başına gelebilecek en büyük tehlikedir.
2. Deccâlin şerrinden Allah’a sığınmalıdır.
Riyazüs Salihin
Cevap: "İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider.”
Muhabbet
Allah bizi deccalin şerrinden korusun
Cevap: "İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider.”
Kayıtsız Üye
mucize peygamberlere hastır. buradaki keramet olabilir.
Yorum: İsfahan yahudilerinden taylasanlı yetmiş bin kişi deccâlin ardından gider.
Kayıtsız Üye
Aççık uyanık olundeccal Irak’la Şam arasından çıkacak Irak’la Şam arasında kim var bir bakın Barzani aşiretinin başına bağladığı ucunu sarkıttıgı sarığa benziyor ama sarık değil Allahu a lem ben ona benzettim Taylasanı pkk de takıyor aynı şeyi
isfahan yahudileri, taylasan, isfahan nerede