Sözünde durmak ve vadini yerine getirme hakkında hikayeler / öyküler / hazır cevaplar
Hoca
sözde durma hakkında hikayeler / öyküler hazır cevaplar lazım:)
yarın işleyeceğim konu budur: forumduasi.com/hadisler-bolumu/77414-sozunde-durmak-ve-vadini-yerine-getirmek.htmlSözünde Durmak Ve Va’dini Yerine Getirmek
o konuda akılda kalması için kıssa hikaye hazır cevap vb.. lazım.:)
Yardım edecek kardeşlerden Alah (cc) razı olsun
Cevap: sözünde durmak ve vadini yerine getirme hakkında hikayeler / öyküler / hazır ce
imamhatipli42
Selamun aleyküm kardeşim şu linke bakarsan belki faydalı olur..
Milli sairimiz Akif’in ahde vefayla ilgili bir hatırasıni paylasmak istiyorum…
”’ M.Akif bir gün arkadaşlarından Eşref EDİP’LE öğle yemeğinde buluşmak için sözleşmişlerdi. Eşref EDİP Vaniköy’de oturuyordu; kendisi Beylerbeyinde. Öğleden bir saat evvel oraya gidecekti.o gün öyle bir yağmur vardı ki, her taraf sel oldu.Eşref EDİP, Mehmet AKİF’İN böyle bir yağmurda gelmeyeceğini düşünmüştü.Bu sebeple hizmetçiye döneceğini söyleyerek, evden çıkup yakın bir komşuya gitti.Yağmur devam ediyordu.O evden çıktıktan bir süre sonra Mehmet Akif, o yağmura rağmen Eşref EDİP’in evine gelmişti.
Eşref EDİP, evine döndüğünde onun geldiğini hizmetçiden öğrenmişti. Akif sırılsıklam bir halde olmasına rağmen içeriye girmemiş, ”selam söyle” diyerek yağmura aldırmadan gerisin geriye gitmişti.
Eşref EDİP ertesi gün kendisini bulmuş durumu anlatarak özür dilemek istemişti. Ama Mehmet Akif bu olaydan dolayı kırılmıştı.Ve Eşref EDİP’e şu unutulmayacak cevabı veriyordu.
Bir söz ya ölüm veya ona yakın bir felaketle yerine getirilmezse mazur görülebilir….
Yanıt: sözünde durmak ve vadini yerine getirme hakkında hikayeler / öyküler / hazır ce
Ateş-i Bahar
"Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” ( İsra 34)
—
Hz. Ömer’in Sa’d b. Ebi Vakkas’a gönderdiği mektup çok ilginçtir.
Mektubunda şöyle diyordu: "Ahde vefada titizlik gösterin. Sözde durmak hususunda yapılan hata helake götürmez. Fakat vefasızlık hesabına yapılan hata mahveder. Zira vefasızlıkta sizin alçalmanız, düşmanlarınızın ise yükselmesi vardır. Böylece siz zaafa uğrarsınız, düşmanlarınız ise güç kazanır. Bilesiniz ki, sizi müslümanlar için utanç ve hakaret sebebi için şiddetle men ederim.”
Hadis-i Şerifte de belirtildiği gibi "müslümanlar sözlerine bağlıdırlar.” Ahde vefa göstermeyenlere "dönek” derler. Müslüman onurlu insandır. Geçici dünya menfaati için ahdinden asla dönmez. Kazanma veya kaybetme durumunda en ufak bir zaaf göstermez. Sözünün eri olmayan kimse hem şahsi itibarını kaybeder, hem de mensup olduğu din veya kuruma leke sürmüş olur. Hz. Ömer’in yukarıdaki sözünde belirttiği gibi müslümanım diyen bir kimse İslamiyet ve müslümanlar için ar ve hakaret sebebi olmamalıdır.
——–
"Kendisine güvenilmeyen kişinin imanı, vefasız kişinin dini yoktur.” (Beyhaki 9/231)
——-
Hazir Cevaplar
Sır saklamak
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış.
Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
– Sen sır saklamayı bilir misin, diye sormuş. Vezir:
– Evet hünkârım, bilirim, dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
– İyi, ben de bilirim.
—
Atasöz
Sözünde durmak önemli bir haslettir. Bu hususta birçok atasözü vardır. Birkaçı şöyledir:
Hayvan yularından, insan sözünden tutulur.
Er olan sözünde durur.
Allah bir, söz bir.
Söz namustur.
Söz verme, verdinse dönme!
Söz ağızdan çıkar.
Sözünün eri ol!
Tükürdüğünü yalamak [verdiği sözden dönmek] yiğide yakışmaz.
Kur’an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmekte, sözünün eri denilmektedir.
Soru: sözünde durmak ve vadini yerine getirme hakkında hikayeler / öyküler / hazır ce
Hükümdar
İbrahim aleyhisselam, Allahü teâlâ bir oğul verirse, onu Allah için kurban edeceğini söyledi. Dileği hasıl olunca, sözünü yerine getirmesi rüyada bildirildi.
Hazret-i İbrahim, sözünde durup oğlunu kurban etmek istedi. Cenab-ı Hak, (İbrahim, gerçekten rüyasına sadakat gösterdi. Elbette bu açık bir imtihandı. Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik. İhsan sahiplerini böyle mükafatlandırırız) buyurdu.
Hazret-i İbrahim, Nemrud tarafından ateşe atıldığında canı ile,
Hazret-i İsmaili kurban etmesi emredildiğinde evladı ile,
ovaları kaplayan bütün sürülerini bağışlamakla da malı ile imtihan edildi. Üç imtihanı da kazandı. Kur’an-ı kerimde, (Sözünün eri İbrahim) diye övüldü. (Necm 37)
Böyle sözünde durmak büyük fazilettir. Kur’an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmektedir:
(Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var.) [Ahzab 23]
(Elbette İbrahim, sadık bir Peygamberdi.) [Meryem 41]
(İsmail, sözünde sadık resul bir Peygamberdi.) [Meryem 54]
Hadis-i şerifte ise buyuruldu ki:
(Doğruluk iyiliğe, iyilik Cennete götürür. İnsan doğruluk ile Allah indinde, sıddıklardan yazılır.) [Müslim]
Hoca
Allah (cc) razı olsun sağolun varolun. Hükümdar kardeş sadece kıssa:)
Ateş-i Bahar
sözünde durmak hakkinda hikaye bulmak çok zor nedense 🙂
EŞEK EVDE YOK!
Komşusu bir gün Nasreddin Hoca’ya gelip eşeğini ödünç ister. Aynı adam birkaç defa eşeğini almış sakatlayıp, dövülmüş olarak geri getirmiştir. Hoca’nın canı yandığı için komşusuna:
– Kusura bakma komşu, eşek burada yok! der.
Komşusu geri döneceğinde, ahırdaki eşek yeri göğü inleterek anırmaya başlar.
Komşusu Hoca’ya:
– Hocam,hani eşek burada yoktu? Hoca:
– Aşkolsun komşu, bu yaşımda ak sakalımla benim sözüme inanmıyorsun da, eşeğin sözüne mi inanıyorsun!…
ÖĞÜTLER
Nasreddin Hoca, Bu hikâyede sözünde durmayan, emâneti hor kullanan insanlara gereken dersi vermiştir.
Aldığımız emanetleri yıpratmadan, vaktinde geri vermesini bilmeliyiz. Aksi halde lazım olunca, istediğimiz verilmeyebilir.
Aldığını vermeyen, aradığında bulamaz. Aldığını veren ise, aradığını bulur. İnsan aldığı borcu ödemezse, tekrar ihtiyaç duyduğunda kimse ona bir şey vermez.
samiyusuf
Peygamberimize henüz peygamberlik gelmemişti. Mekke’de Muhammed-ül Emin olarak bilinirdi. Bir gün bir arkadaşıyla buluşmak üzere bir mahal tesbit etmişlerdi. Tayin edilen yere Muhammed-ül Emin tayin edilen saatte vardı. Fakat arkadaşı verdiği sözü unutmuştu. İki gün sonra arkadaşı sadece verdiği sözü yerine getirmek için tayin edilen yere geldiğinde, Muhammed-ül Emin’i orada bekler vaziyette bulup hayretler içinde kaldı. Adam Hazreti Muhammed (s.a.s.) den özür dilemek istediğinde, O:
— Ben sadece vazifemi yaptım. Seni burada bekleyeceğimi söylemiştim ve bekledim. Ben senin başına bir hal gelmiştir diye üzülmüştüm, diyerek onun gönlünü aldı ve ismine lâyık olduğunu bir kere daha ispat etti.
mumsema
sözünde durmak ve vadini yerine getirme hakkında hikayeler / öyküler / hazır cevaplar
Kayıtsız Üye
SOZUNDAN CAYMAMAK = Bır seye soz verdığımızde tutmalıyız sozumuzden cıkmamak
Kayıtsız Üye
Gösterim için lazim bu hikaye sözünde durmanın onemi
Kayıtsız Üye
Efendim olay aynen anlattığınız gibi. Lâkin o kişi Eşref Edip değil
sözünde durmak ile ilgili hikayeler, sözünde durmak ile ilgili kısa hikayeler, sözünde durmak hikaye