Büyük Günahlarla Alakalı Şeytanî Bir Vesvese

Büyük Günahlarla Alakalı Şeytanî Bir Vesvese

muvaffak
Büyük Günahlarla Alakalı Şeytanî Bir Vesvese

Şeytan, büyük günahları işlettiği kimselere şöyle bir vesvese verir:
Artık senin hayra bir kabiliyetin kalmadı, bundan sonra dine dönemezsin. Madem öyle, keyfine göre yaşa, battı balık yan gider!
İnsan aslında günahlardan rahatsızlık duyar. Sözgelimi bir insan devamlı doğru konuşsa vicdanı rahattır. Fakat yalan söylediğinde vicdan tepki verir, hoşnut olmaz. İlk defa yalan söyleyen biri vicdanen rahatsız olur, yüzü kızarır, kan basıncı artar.
İşte, bilerek veya bilmeyerek büyük günahlara giren bir kimse, aslında bu halinden memnun değildir. Fıtratı bütün bütün bozulmamışsa tövbe etmek ve bu halinden kurtulmak ister. Ancak, üstte geçtiği tarzda şeytanî bir vesveseye maruz kaldığında ümitsizliğe düşebilir. Bundan kurtulmak için şu ayeti hatırlamak lazımdır:
De ki: ‘Ey nefislerine zulmeden kullarım. Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Çünkü Allah bütün günahları affeder. Gerçekten O, Gafurdur- Rahimdir.’ (Zümer Suresi, 53)
Peygamber Efendimizin bahsettiği şu olay, ayetin manasına güzel bir örnektir:
Sizden önceki devirlerde yaşayan bir adam, doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Derken bir gün, ‘Buranın en büyük âlimi kimdir?’ diye soruşturdu, kendisine bir rahip tavsiye edildi. Bunun üzerine o da rahibin yanına giderek, ‘Doksan dokuz adam öldürdüm, tövbe etsem kabul olur mu?’ diye sordu. Rahip, ‘Tövben kabul olmaz’ deyince onu da öldürdü. Daha sonra oranın en büyük başka âlimini soruşturup ona gitti ve ‘Ben yüz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu?’ dedi. Âlim zat ona: ‘Evet, tövbe etmene kim engel olabilir ki?’ dedi. ‘Ancak filân yere git, orada Allah’a ibadetle meşgul olan insanlar var; onlarla beraber sen de Allah’a ibâdet et ve onlarla beraber ol.’
Bunun üzerine bu adam yola çıktı, yolu yarıladığında da öldü. Rahmet melekleri ve azâp melekleri bir araya geldi ve onun durumunu görüştüler. Rahmet melekleri ‘Bu adam samimi tövbe ederek buraya geldi. Onu biz götüreceğiz’ dediler.
Azâp melekleri ise, ‘Bu adam henüz hiçbir iyilik yapmamıştı. Onu biz götüreceğiz’ dediler.
Derken arkadan insan kıyafetinde bir başka melek bunların yanına gelerek onlara şöyle dedi:
‘İki belde arasındaki mesafeyi ölçünüz. Hangi tarafa daha yakın ise, adam o tarafa aittir.’
Bunun üzerine mesafe ölçüldü. Adamı varacağı yere daha yakın buldular. Ve adam rahmet meleklerine teslim edildi. (Müslim, Tevbe, 46)
Büyük günah işlemek insanı kâfir yapar mı?

İslam coğrafyasında ortaya çıkan fırkalardan biri olan Hariciler, bir takım katı kurallar kabul ederler. Onlara göre büyük günahlar insanı kâfir yapar, böyle günahları işleyenler ebedi cehennemliktirler. Ayrıca, küfür-iman ortası olmadığını, amelin imandan bir cüz olduğunu söylerler.
Günümüzde Haricilerden olduğunu söyleyen az kişi bulunmakla beraber, farkına varmadan onların fikirlerini savunanlar çıkabilmektedir. Bu konuda şu esaslara dikkat çekmekte fayda görüyoruz:
-İnsan günahlara meyilli bir varlıktır. Nefsine mağlup olup şeytanın peşinden gitmeye müsaittir. Ama tövbe kapısı can boğazdan gidinceye kadar açıktır. Dolayısıyla, günaha girenin kâfir olduğunu kabul etmek ağır bir hükümdür. Günahkâr mümine kâfir değil fasık adı verilir.
-Ebedi cehennem kâfirler içindir. Günahları sevaplarından fazla olan bir mümin, cehennemde ebedi kalmaz, cezasını çektikten sonra çıkar.
– Alimlerin çoğunun değerlendirmesine göre iman ve amel ayrı ayrı şeylerdir. İman amelden bir cüz değil, onun kemalinden bir cüzdür. Yani bir insan iman ettiğinde salih amelle bunu destekliyorsa, bu onun imanının kalitesini gösterir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde iman ve salih amel yanyana zikredilir. Bu ikisini cem edenlerin cennete girecekleri anlatılır.
İman bir ağacın köklerine, amel de onun meyvelerine benzetilebilir. Kökler zayıfsa meyveler az ve cılız olur. Onun gibi, amelde noksanlık imanın zayıf olmasına delalet eder.
Mesela nice içki içen kimse vardır ki bu halden kurtulmak ister, kalben pişmanlık duyar, Allah’ım beni bu halden kurtar diye yalvarır. Böylelerine kâfir deme hakkımız yoktur. Ama eğer bir insan hiç pişman olmadan gönül rahatlığıyla büyük günahları işliyorsa, bunun imandan nasibi olmadığı ortadadır.
-Nefis ve şeytana mağlup olup günaha girmek insanı kafir yapmaz ama o günahın günah olduğunu inkar etmek insanı küfre sokar. Şöyle ki: Sözgelimi içki içen bir insan, içki içmesinden dolayı kâfir olmaz. Ama içki içmeyen birisi içki haram değildir dese küfre düşer. Çünkü içkinin haram oluşu ayetle sabittir. Kur’an’ın her hangi bir hükmünü kabul etmemek ise, insanı dinden çıkarır.


vesvese günah mı, ey nefislerine zulmeden kullarım, günah vesvesesi

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();