Sizce neden dindar eş?
mehmetlevent
selamun aleyküm… sizce neden dindar eş seçmek gerekiyor düşünceleriniz nelerdir
Cevap: sizce neden dindar eş?
Hoca
< selamun aleyküm…
evlenmek için ön şart dindar olabilmek. eğer bu şartı taşımıyorsa, kişinin güzel/yakışıklı olması, zengin olması veya okumuş kültürlü biri olması pek önemli değil..
belki dindar bir ailesi olan birinin, mesela, şu anda dini hassasiyetleri olmasa bile ileride dinini yaşayacağı düşünülebilir. hepimiz müslüman memleketinde yaşıyoruz. çok uç noktadaki kişiler hariç birde ailesi dindarsa o kişide öyle olabilir diye umulabilir… olmayabilir de. tam tersi dindar biride Allah korusun… söylemesi bile hoş değil.
siz, yani dindar eş tercih edenlere veya böyle birini isteyenlere soruyorum. bayan veya erkek…
dindar istiyorsunuz…
ama neden? neden dindar kız/erkek.
dindarlık diyince aklınıza ne geliyor..
dindar bir kızın veya erkeğin hangi özelliği size cazip geliyor…
cevap verir misiniz?
selamlar… >
ve aleykumusselam ve rahmetullah
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Kadın dört şey için nikahlanır. Malı, güzelliği, soyu ve dini için. Sen dindarı tercih et." (Buhari)
Yanıt: sizce neden dindar eş?
şaf_ak
Dindar eşleri tavsiye ediyorum
Soru: sizce neden dindar eş?
mehmetlevent
Allah razı olsun.. cevaplarınız için teşekkür ederim.
anladığım kadarıyla efendimize uyarız demişsiniz. O öyle demiş bizde Ona uyarız. doğru söylemişsiniz. bu hadisin anlamını düşünelim olmaz mı? ben de Ona uyarım 🙂
asıl bu hadisteki dindar olan kişi nedir ki "onu tercih ediniz" diyor efendimiz. bu konudaki düşüncelerinizi sormuştum.
Ona uyarız. Onun sözlerindeki anlamı kavrayarak uymaya çalışırız değil mi?
tabi ki dindarlık ne sadece namaz kılmak, ne sadece oruç tutmak değildir.
hem namaz hem oruç hemde insan ilişkilerinde elimizden geldiği kadar, Kurani ölçülerde yaşamaktır.
Kuran okuup onu hayatına taşımayanlar,
namaz kılıp, namazla istikametini düzeltmeye çalışmaynlar,
oruç tutup, orucu sadece aç kalmak olarak algılayanlar
veya namazlı, niyazlı olmakla beraber insan ilişkileri kötü, bozuk olan kişilere, "dindar kişidir" denilemez… olsa olsa fasık, Allah korusu münafık olabilir. doğrusunu Allah bilir…
öyle dğil mi?
Hoca
< anladığım kadarıyla efendimize uyarız demişsiniz. O öyle demiş bizde Ona uyarız. ben de Ona uyarım 🙂
asıl bu hadisteki dindar olan kişi nedir ki "onu tercih ediniz" diyor efendimiz. bu konudaki düşüncelerinizi sormuştum.
Ona uyarız. Onun sözlerindeki anlamı kavrayarak uymaya çalışırız değil mi?
>
o zaman hadisi yazıp burdaki dindardan kasıt nedir?kimdir? olmalıydı.:)
< tabi ki dindarlık ne sadece namaz kılmak, ne sadece oruç tutmak değildir.
hem namaz hem oruç hemde insan ilişkilerinde elimizden geldiği kadar, Kurani ölçülerde yaşamaktır.
Kuran okuup onu hayatına taşımayanlar,
namaz kılıp, namazla istikametini düzeltmeye çalışmaynlar,
oruç tutup, orucu sadece aç kalmak olarak algılayanlar
veya namazlı, niyazlı olmakla beraber insan ilişkileri kötü, bozuk olan kişilere, "dindar kişidir" denilemez… olsa olsa fasık, Allah korusu münafık olabilir. doğrusunu Allah bilir…
öyle dğil mi? >
kısa ve öz ifade edeyim;
İslam dininde, bütün ibadetlerin en önemli hikmeti, insanın ahlakını güzelleştirmektir.
gecesini ibadetle, gündüzünü oruçla geçiren, fakat halkın zararından emin olmadığı bir kadının durumu Peygamberimize (sav) sorulunca;
o cehennemliktir" buyurdu.
hadiste, ahlakı çirkin birinin dini(ibadeti) ona fayda etmediğini açık bir şekilde görüyoruz.
sonuç olarak; dindar olandan kasıt, ibadetine düşkün ve güzel ahlaklı olan kastedilir.
mehmetlevent
< kısa ve öz ifade edeyim;
İslam dininde, bütün ibadetlerin en önemli hikmeti, insanın ahlakını güzelleştirmektir.
gecesini ibadetle, gündüzünü oruçla geçiren, fakat halkın zararından emin olmadığı bir kadının durumu Peygamberimize (sav) sorulunca;
o cehennemliktir" buyurdu.
hadiste, ahlakı çirkin birinin dini(ibadeti) ona fayda etmediğini açık bir şekilde görüyoruz.
sonuç olarak; dindar olandan kasıt, ibadetine düşkün ve güzel ahlaklı olan kastedilir. >
Allah razı olsun. çok güzel bir cevap.
Hoca
< Allah razı olsun. çok güzel bir cevap. >
amin cümlemizden.. ilmimde katkısı geçen bütün hocalarımdan da Allah (cc) razı olsun:)
mehmetlevent
mutlaka ve mutlaka.. evleneceğiniz insanın dinini bilinçli bir şekilde sahiplenmesi, bildikleriyle amel edebilmesi ön şart olmalı.
dini hassasiyetleri olması çok önemli. en azından yapamadıkları için bir kaygı, endişe taşımalı yüreğinde.
dini kavramlara yabancı biri asla evlilikle ilgili olması gerekenleri de yapamaz. olaylara modern insanın baktığı çerçeveden bakar. eksik görür.
selametle.
imamhatipli42
Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor : "Kadınları sırf güzellikleri için nikâhlamayınız. Çünkü güzellikleri onları aldatabilir. Onları sadece malları içinde nikâhlamayınız. Çünkü malları onları azdırabilir. Siz dindar olanını nikâhlayınız” (İbni Mace, Nikah :6)
Rayyan Emir
gercek mumin insan sizin deyisinizle dindar insan, inancin ozunde iyi huy,guzel ahlak,iyi insan oldugunu bilir.. onu kotu emeller isleyen insandan ayiran da bu güzel ahlaktir. güzel ahlak gecim verir ..gecim mutluluk verir evliligi kadim kilar..guzel ahlakin ozu de sabirdir..sabir zorluklari asar ‘biz’ olmaya saglar esler arasinda..biz olmak ,birlik olmak muslumanin doğru yoldan sasmamasini cemaat kavramini ortaya cikarir. cemaat de iyi huyluysa eğer kotu yola sapmayi onler. kotu yola sapmayi onleyen de iyi huydur güzel ahlaktir. tum bunlari yapabilen Allah (c.c) rizasi kazanir gunahlardan men olur…
farkindaysaniz dinden cikip dine tekrar donuyor bütün yollar. evlendiginiz de de cift bedende tek kisi oldugunuz için mumin bir es gereklidir ki uyum duzen devam etsin.
Amenna
‘Dindar olanı tercih edin!’
Kur’an; insanlara takva olanın tercih edilmesini tavsiye ediyor ve bu özelliğe çok önem veriyor.
Kâinatın en akıllısı olan Hz. Resulullah Efendimize sordular: "Ey Allah’ın Resûlü! Kızlarımız kölelerimizle evlenebilecekler midir?”
Bunun üzerine şu ayeti kerime nazil oldu: "Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah katında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir ve her şeyden haberdardır.” (Hucûrat, 13)
Ayeti kerimede belirtildiği gibi evlenilecek kimsede aranacak en önemli özelliğin renk, kavim kabile olmadığı, bu konuda bilhassa takva ve imanın tercih edilmesi gerektiği, işaret edilmiştir.
Peygamberimiz bu konuda bir uyarıda bulunuyor ve eşlerde tercih edilmesinde yarar olan özelliğe şu hadisiyle dikkatimizi çekiyor; "Kadın genelde dört özelliği için nikâh edilir: ‘Malı için, soyu için, güzelliği için ve dini için. Sen dindar olanı seç ki hayır bulasın.” (Buhârî, Nikâh, 15; Müslim, Rida’, 1)
Hadisi şerifte Efendimiz, açıkça Müslümanlara, eş seçiminde "dindar olanı” tercih etmeleri tavsiyesinde bulunmuşlardır.
Hz. Peygamberin şu ikazı, pek mühim bir ikazdır: "Kim bir kadınla sadece soyu-sopu, şerefi, itibarı için evlenirse Allah, o kimseyi zelil eder. Kim bir kadınla sadece malından dolayı evlenirse Allah onu fakir kılar. Kim de gözünü haramdan korumak, ırz ve namusunu muhafaza etmek, akrabası ile ilişkilerini devam ettirmek için evlenirse Allah bu evliliği iki taraf için de hayırlı ve uğurlu kılar.” (Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, lV, 254)
İslam açısından insan, sahip olduğu maddi değerlerle değil, haiz olduğu manevi değerlerle kıymetlenir. Sahip olduğu manevi erdemlere göre kıymet kazanır.
Sehl (r.anh)‘ın şu rivayeti bu açıdan oldukça ilginçtir. Asrı Saadette, Hz.. Ve Peygamber aleyhisselam:
— Bu adam hakkında ne dersiniz (nasıl görürsünüz)? Diye sordu. Orada bulunanlar:
— Bu adam bir kadınla evlenmek isteğinde bulunsa evlenmeğe; birisi için şefaat etse şefaati kabul edilmeğe; ileriye bir fikir atsa dinlenmeye layık bir kimsedir, dediler.
Sonra Hz. Peygamber sustu. Bunun ardından, Müslümanların fakirlerinden biri geçince, Resulullah sallAllahu aleyhi vesellem yine:
— Bu adam hakkında ne düşünürsünüz? Diye sordu. Bu defa mecliste hazır bulunanlar:
— Bu adam bir kadınla evlenmek isterse pek kız verilmeyen; birine şefaat etmek istese şefaati kabul edilmeyen; bir şey söylese sözlerine itibar edilmeyen birisidir, dediler. Bunun üzerine Resulullah sallAllahu aleyhi vesellem:
— Hani şu gördüğünüz fakir var ya, öteki zengin gibi dünya dolusu insandan daha hayırlıdır, diye buyurdular.
Hasan ÇALIŞKAN Peygamberin yanından zengin birisi geçti
judge
dindar olanı tercih edersin çünkü
1) Allah korkusu vardır içinde, seni aldatmaz…
2) Helali Haramı bilir
3) doğacak çocukların İslama vatana millete hayırlı birer evlat olarak yetişmesini sağlar
vs . vs örnekler çoğaltılabilir….yeterki içinde Allah korkusu olsun……….
ferro
SeLamun ALeykum..
ALLah bizi aiLemizden de hesaba çekeceği için onLarın geLecekte Din adına negatif bir yanıLgıya düşmemeLeri için dindar bir eş seçerdim..
Dipnot:Bir hatırLatma daha yapmak isterim.YanıLmıyorsam Hz.İbrahim’in duâsı "ALLah’ın benim nesLimden sana ibadet eden senin kitabını okuyan nesiLLer ver" şekLindeki duâsını bu konuya da örnek teşkiL eder sanırım..
Muhsedam
Selamünaleyküm
Evlenmeden önce ve eş seçimi aşamasında, dikkat edilmesi gereken en büyük özellik, takva ve dindarlık özelliğidir.
Her gülün bir dikeni derler ya işte bu cümlenin en çok kullanıldığı yer evliliklerdir sanırım. Araştırmalarımda evliliklerin ihtiyaç duyduğu çok önemli bir konuyu fark ettim, o da din ve iman’ı benimsemektir. Bu konu, evlilik öncesi konulardan birisi gibi görünebilir ama bu, evlilik sonrasında önemini yitirdiğini göstermez.
Evlenmeden önce ve eş seçimi aşamasında, dikkat edilmesi gereken en büyük özellik, takva ve dindarlık özelliğidir zira dindar bir insan, sürekli iyiliğe yönelir ve yanındaki insanları da bu yöne sürükler ama dindar olmayan bir insan, her yöne yönelebileceği gibi kötülüklere de yönelebilir ve ister istemez yanındaki insanlar da ondan etkilenirler.
Dindarlık ve takva o kadar önemlidir ki birçok kusur ve eksiklik, bu özelliğin yanında olsa bile göze gelmeyecek kadar küçük ve önemsiz sayılıyor. Örneğin güzel ahlaklı, dindar, imanlı ama fiziki güzellik yönünden bazı eksiklikleri olan bir genç, fiziki güzelliği mükemmel olan ama din konusunda kayıtsız davranan bir genç, yanı sıra kıyaslanamayacak kadar daha değerli ve evlilik için daha önceliklidir.
Bir gün bir Arap Hz İmam Hasan’ın yanına gelerek kızını nasıl bir kişiye vermesi gerektiğini sordu; Hz İmam Hasan (as) ise şöyle cevap verdi: Kızını takvalı bir kişiye ver zira kızını sevdiği takdirde ona saygı gösterecek ve onu rahat ettirecektir, onu sevmediği takdirde ise ona zulmetmeyecektir.
Bu rivayette, kızın rahatlığı ve mutluluğu kocasının takvalı olmasına bağlanmıştır, delil olarak da takvalı insanın zulmetmemesi zikredilmiştir.
Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: Kızını fasık (Günahtan çekinmeyen) birisine veren kişi (kızıyla) akrabalık bağını kesmiştir.
Diğer bir yerde ise şöyle buyuruyor: İçki içen birisi, evlenmek isterse, evliliği hak etmiyor.
Diğer bir yerde ise dindarlık ve güvenirliği yan yana zikrederek şöyle buyuruyor: Dindarlığını ve güvenirliğini beğendiğiniz birisi size (evlilik için) geldiğinde onunla evlenin; bunu yapmazsanız, büyük fitne ve fesat yeryüzünü kaplayacaktır.
Kısacası, dindarlık, evlilik için bir ön şart olduğu gibi evliliğin devamı için de kaçınılmaz bir şarttır.
Evlilik ve dindarlığın diğer bir bağlantısı ise evliliğin dindarlığı geliştirmesi ve dindarlığa katkıda bulunmasıyla kendisini gösteriyor.
Peygamber efendimiz yeni evlenen gençler hakkında şöyle buyuruyor: Gençliğinin başında evlenen gencin şeytanı şöyle feryat eder: "yazık, yazık, imanının üçte ikisini benden korudu”. Peygamber efendimiz şöyle devam ediyor: Diğer üçte biri için ise ilahi takvayı korumalıdır.
Sonuçta evlilik, insanların daha güzel bir "dindar hayat” sürmesine yardımcı oluyor. Dindarlığını korumak için evlenen insanın, evlilikten sonra da yaptıklarını İslam süzgecinden geçirerek analiz etmesi ve her zaman Allahın rızasını takip etmesi kaçınılmazdır.
Bazı hadisler ise evli insanların yaptığı güzel amellerin daha değerli olduğu gerçeğine değinilmiştir ve böylelikle gençleri evlenmeğe yönlendirmiştir.
Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: Uykudaki evli bir kişi, Allah nezdinde oruçlu ve namaz halindeki bir kişiden daha değerlidir.
İmam sadık (as) şöyle buyuruyor: Evli bir insanın kıldığı iki rekât namaz, bekâr kişinin kıldığı yetmiş rekât namazdan daha üstündür.
Bu tür rivayetlerde, evlilik ve amellerin değeri arasındaki bağlantı açıkça anlatılmıştır ve bu da bir anlamda din ve evlilik konusuyla bağlantılıdır.
Evlilik sonrası gelişen olaylar ve beraberinde gelen birçok sorumluluk ise kaçınılmaz olarak kişinin sorunlarının çoğalmasına sebep oluyor ama bunu unutmamak gerekiyor ki evli insanın uğraştığı sorunlar ve karşılaştığı ikilemler, aslında onun gelişmesi ve yücelmesi için olmazsa olmazlardandır yani aslında dinin diğer yarısı bu şekilde tamamlanıyor ve kişi sağlam bir basirete ulaşıyor.
dindar eş