Delâilü’l-Hayrât
İnşirah
Cezûlî bu eserini ilim tahsil etmek maksadıyla gittiği Mekke ve Medine’de kırk yıl kadar kaldıktan sonra tekrar Fas’a döndüğünde kaleme almıştır. Cezûlî, bugün Kazablanka şehrinin yakınlarında küçük bir kasaba olan Aynu’l-fıtr (Azemmûr)’da bulunan Benî Amğâr zâviyesi şeyhi Ebû Abdillah Muhammed eş-Şerîf vasıtasıyla Şâziliyye tarikatına intisâb etmiştir.8
Cezûlî’nin alem şumul eseri Delâilü’l-hayrât ı kaleme alması, bu döneme rastlar. Bu hak dostunun, eserini Kâdirî tarîkatına mensup bir dostunun yardımıyla kaleme aldığı söylenir.
İslâm dünyasında hâlâ yaygın bir şekilde okunan bu kitap, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e salât ü selâm ihtiva eden eserler arasında önemli bir yere sahiptir.
Eser, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e salavât-ı şerife getirme konusunda, doğuda ve batıda özellikle Anadolu diyarında devamlı olarak okunmaktadır .9
Daha çok Delâil-i şerif, Delâil-i hayrât ve Delâil diye anılan risâlenin tam adı, Delâilü’l-hayrât ve şevâriku’l-envâr fi zikri’s-salâti ale’n-nebiyyi’l-muhtâr dır.10 Şâziliyye tarikatının Cezûliyye kolunun kurucusu olan Şeyh Cezûlî’nin bu risalesi Merrâkeş’teki İslâmî hayatı derinden etkileyen bir kitap olmuştur. Daha kendisi hayatta iken sayıları on binlerle ifade edilen müridleri arasında bir tarîkat evrâdı olarak çok okunmuş ve dolayısıyla çok istinsah edilmiştir.11
Eserin en büyük özelliği bir evrâd kitabı olmasıdır. Kitapta İnsanlığın İftihar Tablosu (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e ve onun ehl-i beytine haftanın belli günlerinde getirilecek olan, belli hiziplerden müteşekkil salavât ve dualar bulunmaktadır.
Esere istiğfâr ile başlanır, İhlâs, Muavvizateyn ve Fâtiha surelerinin okunmasından sonra esmâ-i hüsnâ okunarak giriş bölümü tamamlanır.
Daha sonra gelen mukaddimede özetle, salâvatı belli zamanlarda düzenli bir şekilde okuyanların çok sevap kazanıp rızay-ı ilahîye ve Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in şefaatine nâil olacakları, günahlarının mağfiret edileceği, kötü huyları terk edip iyi huylar edinecekleri, maddi ihtiyaçlarının karşılanacağı ve dünya işlerinin düzeleceği belirtilmiştir.
İmam Cezûlî, sahabe-i kiram efendilerimizin ve geçmişteki büyük şeyhlerin vird edindikleri etkileyici duaları bir kitapta toplamak maksadıyla bu eseri meydana getirdiğini belirtir. Asıl maksadının ise, Nebîler Serveri (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e salavât getirmek ve bunun fazîletini ortaya koyarak Müslümanları buna teşvik etmek olduğunu söylemektedir.
Bu eser, günümüze kadar pek çok insan tarafından büyük alâka görmüştür. Benzer muhtevâda daha başka eserler olmasına rağmen insanların Delâil’e yönelmeleri, İmam Cezûlî’nin Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e olan sadâkat, samimiyet ve ihlasının bir mükafatı olsa gerektir.
Delâil’i kırk günde kırk defa okuyan insanın Allah’ın izniyle murâdına nâil olacağını ve sıkıntısının giderileceğini eserin şarihlerinden el-Fâsî, zikretmektedir.12
İmam Cezûlî, Allah’ın rızâsını ve Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in muhabbet ve şefaatini kazanmak ve başkalarına da kazandırmak maksadıyla yazdığı bu esere, bir açılış faslı ile başlar. Burada kısa duâlarla esmâ-i hüsnâ zikri vardır. Daha sonra mukaddime bölümü gelmektedir. Mukaddimede salâvat-ı şerife getirmenin faziletinden bahsetmektedir. Bu fasılda önce Ahzâb suresinin 59. ayetini, ardından da salâvât okumanın faziletine dair vârid olmuş otuz beş tane hadîs-i şerif ile salâvât okumanın ehemmiyetine dair tasavvuf büyüklerinin görüşlerini nakleder.
Hadislerin delil olarak getirilmesinden sonra Esmâü’n-nebî zikredilmektedir. Burada Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in zât ismi salavâtla birlikte okunmaktadır. Bu kısım bir ilk olması açısından dikkat çekicidir. Delâilü’l-hayrât ta Efendiler Efendisi (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in 201 adet ismi bulunmaktadır. Bu isimler Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hakk’ın Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e hitaplarından, hadîs-i şerîflerde Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in kendisini târif ederken kullandığı sıfatlardan, sahâbî efendilerimizin kendisine iltifat ederken kullandıkları sıfatlardan, gerek nesebinden gerekse evlâtlarına nisbet edilmesinden kaynaklanan künye ve lâkablarından ve şaîrlerin, edîplerin ve tasavvuf büyüklerinin onu medh ü senâ ederken kullandıkları sıfatlardan derlenmiştir. Bu kısım duâ ile son bulmaktadır.
Esmâü’n-nebî’nin okunmasından sonra, Delâilü’l-hayrât’ı okumaya niyet duası gelmektedir. Bu kısımda Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e getirilen salavâtın dâimîliği, O’na ve O’nun sünnetine bağlılık, yakınlık ve O’nun muhabbetini kazanmak için Allah’a dua edilmektedir.
Daha sonra salâvât okumanın keyfiyeti üzerine bir fasıl açılır. Burada haftanın her günü için okunacak salâvât ve duâlar ayrı ayrı bölümlere yazılmıştır. Pazartesi evrâdında kırk sekiz ayrı salât ü selâm ve bağışlama duâsı bulunur. Bugünün evrâdında bulunan salâvâtlardan bir tânesi meâlen şöyledir: Allahım! Efendimiz Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem), O’na salât ü selâm okuyanlar adedince salât u selâm olsun. Yine Efendimiz Hz. Muhammed’e, O’na salât ü selâm getirmeyenlerin adedince salât ü selâm olsun. Ve Efendimiz Hz. Muhammed’e senin emrettiğin şekilde salât ü selâm olsun. Ve Efendimiz Hz. Muhammed kendisine nasıl salâvat getirilmesinden hoşlanıyorsa ona öyle salât ü selâm olsun. Âmîn.
Salı günü virdinde ise 135 farklı salâvât-ı şerîfe ile giriş ve bitirme duâları bulunmaktadır. Bu kısımdaki salât ü selâmlardan bir tanesi meâlen şöyledir: Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) senin ilminin ihâtâsı ve kaleminin yazısı ve meleklerinin ona getirdiği salâvâtların sayısı kadar salât ü selâm olsun. Allâh’ım! O’na gönderdiğim salât ü selâm, senin devâmınla dâim, senin meşîetinle kâim, senin fazl ve ihsânınla ebedî olsun. Âmîn.
Çarşamba virdinde kırk üç salâvât bulunmaktadır. Kırk üçüncü salâvat, diğer kırk ikisinin mazmûnunu ihtivâ eden oldukça uzun bir salâvâttır. Bu günün evrâdında bulunan salâvât-ı şerîfelerden bir tanesi meâlen şöyledir: Allah’ım! Kalbini celâlinle, gözlerini cemâlinle doldurduğun, kendisinden nusretini ve te’yîdini hiçbir zaman esirgemediğin Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve onun ehl-i beyti ve ashâbına ağaçların yaprakları ve meyveleri adedince salât ü selâm olsun. Âmîn.
Perşembe günü kırk ayrı salâvâtın yanı sıra ehl-i beyte geniş bir duâ da vardır. O gün okunan salâvât-ı şerîfelerden bir tanesi meâlen şöyledir: Allah’ım! Nurların nûru, sırların sırrı, ebrârın efendisi, peygamberlerin tacı ve üzerlerine gecelerin kararıp günlerin doğduğu tüm insanların en faziletlisi Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) dünyanın yaratıldığı ilk günden şu ana kadar yağan yağmurların damlaları ve yine o günden bugüne kadar yeşeren bitkilerin yaprakları adedince salât u selâm olsun. Âmîn.
Cuma virdine ise Allah’ım! Hz. Âdem’in sana dua ederken zikrettiği isimlerin hürmetine diliyor ve dileniyorum ki.. cümlesiyle başlayıp Kur’ân’da adı geçen bütün peygamberlerin duaya başlarken zikrettikleri isimler hürmetine diye devam eden bir girişle başlanıyor ve altmış iki ayrı salâvât-ı şerîfe ile Allah Resûlü’ne (sallallâhu aleyhi ve sellem) senâ ediliyor. O güne ait salâvâtlardan bir tanesi meâlen şöyledir: Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) Senin hilmin, ilmin, kelimelerin, nimetlerin adedince; göklerin ve yerin vüs’ati ve arşının azameti ölçüsünde salât ü selâm olsun. Âmîn.
Cumartesi günü yirmi salâvât ve uzun bir dua okunmaktadır. O salâvâtlardan bir tanesi meâlen şöyledir: Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) ve onun ehl-i beytine, ilminin ihâtası, kitabının muhtevâsı ve melâikenin şehâdeti ölçüsünde salât u selâm olsun. Âmîn.
Pazar virdi elli dört ayrı salâvât ve uzun bir duadan oluşmaktadır. Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) güneş her doğduğunda, her namaz kılındığında, şimşek çaktığında ve yıldırım düştüğünde salât ü selâm olsun. Âmîn.
Bu virdlerin ardından bir bitirme duası vardır. Bu duânın ardından eser, imam Cezûlî’ye ait bir nazımla son bulmaktadır.
Araştırmada göz önünde bulundurduğumuz nüshada [SIZE= 1px ](1325/1909) [/size], salavât-ı şerîfelere başlamadan önceki sayfalarda Mekke-i Mükerreme ve Ka’be-i Muazzama’nın minyatürleriyle, Medîne-i Münevvere ve Mescid-i Nebevî’nin minyatürleri de yer almaktadır. Bunlarla sanki eseri okuyanın ruh haletinin salâvata yoğunlaşması amaçlanmıştır. Eserin ilk sayfaları güzel tezhip örnekleriyle süslenmiş olup her sayfası yaldızla çerçevelenmiştir. Günümüzde yapılan baskılarda da bu minyatürlere yer verilmektedir.
Cevap: Delâilü’l-Hayrât
İnşirah
Eserin Yazılış Sebebi
Eserin yazılış sebebiyle ilgili olarak hârikulâde iki olay zikredilmektedir. Bunlardan ilki şudur:
İmam Cezûlî, bir gün kuyu başına abdest almak için gittiğinde, kuyuda suyu çıkarmak için kova olmadığını görür. Ne yapacağını bilemez bir durumdayken, orada bulunan küçük bir kız, şeyhe sıkıntısının sebebini sorar. Şeyh de kova bulamadığını dolayısıyla da istediği suyu çekemediğini anlatır. Bunun üzerine küçük kız: Efendim, herkes sizin kerâmetlerinizden ve nâil olduğunuz hayırlardan bahsediyor, siz ise bir kuyudan su bile çıkaramıyorsunuz! diyerek kuyunun başına gelip kuvvetli bir şekilde içine doğru üfler. Bunun üzerine Allah’ın izniyle kuyunun suyu taşar ve İmam Cezûlî bu sudan abdest alır. Abdestten sonra İmam’ın: Kızım, bu kerâmete nasıl nâil oldun? diye sorması üzerine o bahtiyar kız, bu şerefe, Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e bağlanıp O’na çok salavât getirmekle nâil olduğunu söyler.13
İkinci hâdise de birincisiyle bağlantılı gibidir:
Nakledilir ki bu olaydan çok etkilenen İmam Cezûlî, Acaba benim salavât-ı şerîfeye bağlılığım az mıdır? diye endişe edip, o gece uykusu kaçmış bir vaziyette düşünüp yatarken, ayın bedir olduğu bir gecede, gece yarısından sonra karısının, yatağından kalkıp, güzel elbiselerini giyip başını örttükten sonra evden çıktığını görür. Bu vakitte nereye gider diye öfkelenerek dışarı çıktığında, hanımının önünde ve arkasında birer arslan olduğu halde deniz kenarına gittiğini görür. Merakla onu takip eder. Hanımı sahile geldiğinde aslanlar burada kalır. Kadın denizin üzerinde yürüyerek denizin ortasındaki ıssız adaya gelir. Burada abdest alıp teheccüd namazını kıldıktan sonra dua ve niyazda bulunur. Denizin üzerinden, geldiği yoldan tekrar sahile döner ve önceki gibi aslanlarla beraber yürüyerek evine gelir. Onları uzaktan izleyen İmam Cezûlî, onlardan önce eve gelip yatar.
Aynı hadisenin üç gün tekrar ettiğini gören İmam, üçüncü günün sabahında, bu sırrı hanımına sorar. Hanımı bu durumun yıllardır devam ettiğini söyleyince, böyle bir fazilete nasıl nâil olduğunu merak eder. Hanımı: Resûlullah’a (sallallâhu aleyhi ve sellem) çok salavât-ı şerîfe okuyarak şeklinde cevap verir. İmam: En çok hangi salavâtı okuyorsun? diye sorduğunda eşi, bunu söylemesine izin verilmediğini ancak muhtelif salavâtları topladığı takdirde içlerinde o salavâtın olup olmadığını söyleyebileceğini belirtir.
Bunun üzerine İmam Cezûlî, muteber kitaplardan ve asrında yaşayan büyük şeyhlerden aldığı salavât ile Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in bizzat kendisinin öğrettiği salavâtı, ashâb-ı kirâm ve ulemâ-i izâmın vird edindikleri salavât-ı şerîfeleri seçip bir kitap telif eder ve eşine gösterir. Hanımı da söz konusu salâvatın bu kitapta birkaç defa geçtiğini ve bu kitabı okuyanın Allah’ın izniyle Allah’ın rahmetine ve Resûl’ün (sallallâhu aleyhi ve sellem) şefaatine nâil olacağını söyler.
Bundan dolayı şeyh bu kitaba Delâilü’l-hayrât ve şevâriku’l-envâr adını verir.14
Okunuş Şekilleri
Delâilü’l-hayrât, her gün, gün aşırı, dört günde bir ve haftada bir olmak üzere tamamı veya kısım kısım olarak belli bir tertib dahilinde okunmaktadır. Haftanın hangi günü hangi hiziplerin okunacağı sayfa kenarına yazılmıştır. Delâil’i okumaya başlamadan önce niyet edip istiğfarda bulunmak, esmâ-i hüsnâ okumak, başlama ve bitirme duası yapmak adaptandır. Usûlüne uygun ve doğru olarak okunması için ehlinden icâzet alınması gerektiğini söyleyenler de vardır.15
Nüshaları
Eserin nüshaları arasında bazı farklar görüldüğünden İmam Cezûlî’nin müridi ve tarîkatın ileri gelenlerinden halife Ebû Abdillah es-Sehlî farklılık gösteren nüshaları düzenleyerek vefatından sekiz sene önce şeyhine takdim etmiş, şeyh de bu fazlalıkların bir bölümünü Delâil metnine dahil etmiştir.16
Delâil’in bu tür nüshalarına nüsha-i dâhiliyye-i sehliyye, satırların dışına kaydettiği fark ve fazlalıkları ihtiva eden nüshalarına ise, nüsha-i hâriciyye-i sehliyye adı verilmiştir.
Delâil’in sehlî tertibi olmayan nüshaları da mûtemed olan ve olmayan diye ikiye ayrılır. Mûtemed olanların satır içinde yazılanlara mu’temed-i dâhiliyye, satır dışına yazılanlara mu’temed-i hâriciyye denir. Mu’temed olmayanlar ise dâima satır dışına yazılır. Bu farklar sırasıyla sîn, ğayn ve mîm harfleriyle gösterilir. Bu durum eserin metnine gösterilen ihtimamı açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
İslâm Dünyasının her tarafında çok yaygın olarak okunan Delâil’i, sadece Cezûliyye ve Şâzeliyye mensupları değil, diğer tarikat mensupları, hatta herhangi bir tarikata intisab etmemiş Müslümanlar da faziletine inanarak düzenli bir şekilde okumaktadırlar.17
Eserin Baskıları, Şerhleri ve Üzerinde Yapılan Çalışmalar
Delâilü’l-hayrât adlı eserin pek çok yazma nüshası vardır. Bu yazmaların, dünyanın pek çok kütüphanesinde olduğu bilinmektedir.18
Kuzey Afrika ve Anadolu’da büyük rağbet gören Delâil’in, Mısır ve İstanbul’da 1260-1320 (1844-1902) yılları arasında on dört defa basıldığını merhum Fehmi Ethem Karatay tesbit etmiştir. Risâlenin Petersburg’da yapılmış bir baskısı da bulunmaktadır [SIZE= 1px ](1258/1842) [/size].19 Ayrıca tesbit edilememiş hayli taşbasması nüshalarının bulunduğu zikredilmektedir.20
Şeyh Hasan el-Adevî’nin Bülûğu’l-meserrât alâ delâili’l-hayrât; ayrıca Muhammed Mehdî el-Fâsî’nin [SIZE= 1px ](ö. 1052/1642) [/size]güzel bir kompozisyon olan Metâliu’l-meserrât bir celâi delâili’l-hayrât adlı Arapça şerhleri basılmıştır. Pek çok şerhi yapılan Delâil’in en meşhur şerhi el-Fâsî’ninkidir. Bu şerhleri asıl metin ile birlikte çok güzel telif etmiştir.21
Aynı şekilde Delâil’in adı geçe 1 şerhleri de İstanbul ve Mısır’da birkaç defa basılmıştır.22
Delâilü’l-hayrât adlı eserin pek çok Türkçe şerhi de yazılmıştır. Fazıl İzmirî, Muhammed Hilmi Efendi, Sâlih Kudsî-i Tokâdî, Eğin Müftüsü Hacı Osman Efendi [SIZE= 1px ](ö.1210/1795) [/size], Kıbrıslı İbrahim Efendi [SIZE= 1px ](ö. 1173/1759) [/size], Vâiz Şeyh Muhammed Efendi ve Kara Dâvut İzmitî’nin telif etmiş olduğu Türkçe şerhler mevcuttur.23 Bunların en meşhuru, Karadâvutzâde Mehmet Efendi’nin [SIZE= 1px ](ö. 1170/1756) [/size]yaptığı şerh olup Tevfîku muvaffiki’l-hayrât fî îzâhi meânî delâili’l-hayrât adını taşıyan bu eser birçok defa basılmıştır. Karadâvutzâde, diğer kaynaklardan aktardığı tasavvufî menkıbe ve bilgilerle eserin hacmini oldukça genişletmiştir. Memleketimizde bu şerh köylere kadar yayılmıştır. Çok okunduğundan defalarca basılmıştır.
Bunların yanı sıra M. Ertuğrul Düzdağ’ın 1981 yılında neşre hazırladığı ve daha sonra pek çok baskısı yapılan Delâil-i Şerif Mecmuası adlı eseri ile Ali İbrahim Merzuk’un Delâilü’l-hayrat es-Sahihât el-Mevsûkât isimli küçük hacimli eseri de anılmaya değer çalışmalar olarak göze çarpmaktadır.
Yanıt: Delâilü’l-Hayrât
İnşirah
Netice
Gerek Delâilü’l-hayrat gerekse benzer çalışmalar, ümmetinin Efendimiz’e olan sadakat ve muhabbetinin en önemli delillerindendir. Bu sadakat ve muhabbet en güzel salavatlarda ifadesini bulmuştur. Her namazın ardından okunan tesbihatlarda getirilen salavâtlar, farzların ardından okunan "Salât-ı münciye”ler, ferec ve mahrec talebiyle dillerden dökülen binlerce "Tefrîciyye” hep O’na olan muhabbetin ve alakanın bir tezahürüdür. Aczine, fakrına, günahına ve kusurlarına rağmen her gün defalarca kendisine dua edip selam gönderen vefalı ve kadirşinas ümmetini vefalıların Efendisi (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in yalnız bırakması mümkün değildir. O da tıpkı Resûlü olduğu Rabbisi gibi bize şefaat etmek, yanına almak ve günahlarımızı bağışlatmak için adeta vesile aramaktadır.
Hadis âlimleri Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in hadislerini rivayet ederken, O’nun adı ne kadar çok anılırsa anılsın, her anılışında, "SallAllahu aleyhi ve sellem" diyerek hürmet ve vefalarını ifade etmişlerdir. Hatta bugün Erzurum gibi Anadolu’nun bazı yerlerinde, ezanda Efendimizin ism-i şerifi de anıldığı, "Eşhedu enne Muhammeden Resûlullah" dendiği için, ezandan sonra salât u selam okunmaktadır. Buralarda ezanı müteakip "es-Salâtu ve’s-selâmu aleyke ya ResûlAllah, es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya HabîbAllah, es-salâtu ve’s-selâmu aleyke ya hâteme’n-nebiyyîn" şeklinde salât okunmaktadır.
Soru: Delâilü’l-Hayrât
İnşirah
8. Fâsî, Muhammed Mümtiu’l-esmâ fî zikri’l-Cezûlî ve’t-Tebbâ’, Fas,1994, s.20
9. Hacı Halîfe, Keşfü’z-Zünûn, 1/759-760
10. Bağdâdî, İsmail Paşa, Hediyyetü’l-ârifîn, VI., 203-204
11. Harekât, İbrahim, a.g.e. II. 90.
12. Fâsî, a.g.e. s.24
13. Vassâf, Hüseyin, a.g.e. I. 250; Nebhânî, Yusuf b. İsmâil, a.g.e. I. 276.
14. Kara Dâvûd, Tevfîku muvaffiki’l-hayrât, s.1-5; Vassâf, Hüseyin a.g.e. I. 250.
15. Harîrizâde, Kemâleddin, Tibyânü’l-vesâil. vr. 219.220
16. Hacı Halîfe Keşfü’z-Zünûn, I. 759-760
17. DİA, Cezûlî md., VII. 515.
18. Brockelmann. C., Geschichte Der Arabishen Litteratur, II. 359-360
19. MEB İslam Ans. Cezuli md. III. 155-156; DİA, a.g.m.
20. Ülker, Muammer, Antik ve Dekor Sayı: 38, İstanbul 1997, s. 128-129
21. Hacı Halîfe, a.g.e. I. 759-760
22. Ülker, Muammer, a.g.y.
23. Bursalı Mehmet Tâhir Efendi, Osmanlı Müellifleri, I. 399.
İnşirah
arkadaşlar ben sürekli okuyorum Delâilü’l-Hayrât’ı
okumayan kardeşlerede tavsiye ediyorum okumalarını..
muamma
< Yani alıp okunmasında sakınca yok demektesiniz? >
Neden Delailü’l Hayrat okumakta bir sakınca var mı ki?
turkan
Şeyh Muhammed b. Süleyman el-Cezûlî’nin Delailul Hayrat kitabını okuyan var mı arkadaşlar?
her gun okunması gereken selavatlar var…
çok güzel bir kitap.ben aldım ama daha başlamadım..okuyan var mı aranızda?
Kayıtsız Üye
delalül hayratın pazar hizbini okuyup ertesi gün (yani pazartesi günüa) ikinci pazartesi hizbini okuyup ardından hatim duasını okuyup tekrar basa dönüp birinci pazartesi günü hizbinimi okucam 7 günlük okumalarda. inşaAllah anlatabilmişimdir tesekkür ederim
Özlem kurt
Mukaddime bölümlerini okumak şart mi direk pazartesi bölümünden başlanabilir mi
Kadınlariçin delailul hayrat özel günlerde okunabilirmi bilgi verirseniz sevinirim
Şema
< delailul hayrat özel günlerde okunabilirmi >
Adet olan kadın bu özel gününde dela-ilul hayrat OKUYABİLİR
Kayıtsız Üye
– Delalül hayrat dersi tam nasıl okunuyor anlamadim biri anlatabilir mi ?
– Hergün baştan başlamalı mi yoksa baş tarafini haftada bir kez mi okunmalı. Bilgi vermenizi rica ederim.
arifselim
– Bu kitap dua ve salavatlardan meydana gelir. Delailü’l Hayrat, Delail-i Şerif veya kısaca Delail olarak bilinen kitap, meşhur salavatı şerifeler mecmuasıdır. Dilediğin gibi okumakta serbestsin.
– Belli bir düzen içerisinde de okuyabilirsin veya dilediğin gibi de okumakta serbestsin.
Kayıtsız Üye
S.a delailul Hayrat okumada akşam namazı vaktinden sonra okunur demiş.Pazar aakşam namazından pazartesi akşam namazı vakti girene kadar okuyacağım pazartesi bölümümu oluyor.pazartesi bölümüne başlarken ikinci pazartesi önce okunup öylemi başlanıyor cevap verirseniz acil çok sevinirim
arifselim
Aleykum selam kardeşim. Güneşin batması ile birlikte gün biter ve diğer gün başlamış olur. Pazar günü akşam namazı ile birlikte pazartesi günü başlamış olur. Buna göre bir düzen takip edebilirsin.
Kayıtsız Üye
Açık olarak yazarsanız çok sevinirim tam olarak nasıl başlanıyor hangi günden ilk başlarken ne okunacak şimdiden ALLAH RAZI OLSUN
Kayıtsız Üye
delailül hayratın mukaddime bölümünü okumak mecburi mi dir.
Mukaddime bölümü bir kere mi okunur yoksa her hafta bir kere mi okunur
mum
Delailul hayrat adlı dua ve salavat küçük kitapçığını bir yaşlı amca istedi ama cuma günü başlayan çeşidinden istedi bulamadım maalesef
Kitapçıya sordum hepsi pazartesi günününden başlıyorlar
Kayıtsız Üye
başlarken unutup ihlas felak nas fatiha okumadım unuttum bitirmeye yakın aklıma geldi bende bitirdim tekrar okumama gerek varmı ? sıkıntı olurmu?
imam
Okunması gereken evrad unutulduğunda bir sıkıntı olmaz hatırladığınız zaman okuyun
Kayıtsız Üye
Delailül hayrat okuyunca huzur buluyorum
delailül hayrat nasıl okunur, delailül hayrat pdf, delailül hayrat okuma adabı