Hz ibrahim as ‘ın Duası

Hz ibrahim as ‘ın Duası

İnşirah
رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلاَةِ وَمِن ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاء

رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.

Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.

İBRAHİM -40-41


Cevap: Hz ibrahim as ‘ın Duası

mumsema
< رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلاَةِ وَمِن ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاء

رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

"Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.”

"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.”

İBRAHİM -40-41 >
Hz.İbrahim as ın duaları kadar kısa, öz ve etkili dua görmedim

Allah cc razı olsun


Yanıt: Hz ibrahim as ‘ın Duası

esesim
< رَبِّ اجْعَلْنِي مُقِيمَ الصَّلاَةِ وَمِن ذُرِّيَّتِي رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاء

رَبَّنَا اغْفِرْ لِي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ

Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.

Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.

İBRAHİM -40-41

>
amin RABBİM razı olsun kardeşin sağol emeğine sağlık


Soru: Hz ibrahim as ‘ın Duası

ebuturab
DÜŞÜNÜN Kİ, ÇOK YAŞLISINIZ.
Ölüm kapınızı ha bugün ha yarın çalacak. Ve düşünün ki, çocuğunuz yok. Hayırlı bir evlâttan, en güzel yardımcıdan, en güzel haleften, ideallerinizi devam ettirecek bir vesileden mahrumsunuz. Ve mahzunsunuz. Çaresizsiniz. Çünkü acizsiniz. Hasret duyduğunuz şeye kavuşmak için elinizden hiçbir şey gelmiyor. Siz de, Hz. İbrahim gibi, elinizi Rabbinizin rahmetine doğru açıyor ve O’ndan istiyorsunuz.
Ve düşünün ki, dualarınızı işiten ve kudretine hiçbir şey ağır gelmeyen Rabbiniz, size İsmail gibi bir erkek evlât ihsan ediyor. Seviniyorsunuz. Şükrediyorsunuz. Oğlunuzu bağrınıza basıyorsunuz. Onunla seviniyor, onunla yaşıyorsunuz. Ve evlâdınız büyüyor. Akıllı bir delikanlı oluyor. Tam sizin istediğiniz gibi, maddeten ve manen size yardımcı oluyor. Ona olan sevginiz kat kat artıyor…
Ne yapardınız? Ne yapardık? İsterseniz, bizim halimizi sonra düşünmek üzere, şimdi Hz. İbrahim’in ne yaptığına bakalım.

Hz. İbrahim (as), eşi Hacer’le birlikte "ekin bitmez bir vadi”ye bıraktığı oğlu İsmail ile ilgili bir rüya görür. Rüyasında oğlunu kurban etmesi gerektiği kendisine ifade edilmektedir. Kendi açımızdan olayı değerlendirecek olursak ortada aşılması çok zor bir imtihan bulunmaktadır: Emri yerine getirmek veya oğul sevgisiyle ihmale yönelmek. İkinci şık Hz. İbrahim için muhaldi.


Hazret-i İsmail ve kurban

İbrahim aleyhisselam, oğlu Hazret-i İsmail’in endamındaki cemal ve kemalini görünce, babalık sevgisi ile oğluna karşı muhabbet uyanır. Bu huzur ve rahatlık içinde uyur. Rüyada, oğlu Hazret-i İsmail’i kurban ederken görür. Hanımı Hazret-i Hacer’in yanına gider.
– Ey Hacer, gözümün nuru oğlum İsmail’e en iyi elbisesini giydir, saçını tara, onu bir dostun ziyaretine götüreceğim, bir bıçak ve ip de getir.
– Bıçak ve iple bu nasıl misafirliğe gidiş?
– Belki Allahü teâlâ bize bir koyun verir.

İblis, bunu duyunca, bana iş düştü diyerek Hazret-i Hacer’in yanına gelir.
– Ey Hacer, İbrahim, İsmail’i nereye götürdü?
– Ziyarete.
– Hayır, kurban etmeye…
– Nasıl olur? Bir baba, oğlunu kurban eder mi?
– Ama (Rabbim emretti) diyor.
– Eğer Allahü teâlâ emretmişse, Ona bin can feda olsun.

İblis, bu sefer Hazret-i İbrahim’e gidip der ki:
– Oğlunu nereye götürüyorsun?
– Ziyarete.
– Hayır kurban edeceksin, o rüya şeytanidir.
– Hayır, gördüğüm rüya Rahmani idi.
– Oğlunu kesmene gönlün razı mı?
– Ey melun, şunu yakînen bil ki, dünyadaki herkes benim evladım olsa ve Rabbim hepsini kurban etmemi emretse, hepsini kurban ederim.

Şeytan, Hazret-i İbrahim’den ümidini kesip, Hazret-i İsmail’in yanına gelir:
– Ey İsmail, nereye böyle?
– Ziyarete.
– Hayır baban, seni kesecek.
– Beni niçin kesecek?
– (Rabbim emretti) diyor.
– Eğer Allahü teâlâ emretmişse, bin canım dosta feda olsun.

İblisin vesvesesi bitmeyince Hazret-i İsmail, babasına der ki:
– Bu beni rahatsız ediyor.
– Ona taş at, uzaklaşsın.

Taş atıp Mina’ya geldiklerinde, Hazret-i İbrahim oğluna der ki:
– Canım yavrum, başımızda bela var. Bilemiyorum niçin had cezasına müstehak oldun?
– Babacığım, bu sözden kan kokusu geliyor.
– Oğlum, rüyada, seni boğazladığımı görüyorum. Ne dersin? (Saffat 102)
– İnsan, sitem kamçısını yemedikçe kımıldamaz. Babacığım, sana ne emrediliyorsa yap, inşaAllah beni sabredicilerden bulacaksın. Başımı vermek benim için bir an sürer. Ama kendi elinle oğlunu kurban etmek, gönlüne zor ve ağır gelebilir. Üç arzum var:

Birincisi: Ellerimi ve ayaklarımı sıkı bağla!
– Yavrucuğum, dosta giderken ağlayıp, feryat edilmez.
– Belki hançerem [gırtlağım] hançerine dayanamaz, elimi, ayağımı oynatır da seni üzerim.

İkincisi: Beni yüzü koyun yatır, yüzümü görme, ben de yüzünü görmeyeyim ki, belki coşarım da, senin babalık sevgin harekete gelir, ikimiz de, emri yerine getirmekte kusur ederiz.

Üçüncüsü: Annem beni göremeyince dayanamaz, onu teselli et ve iyilikte bulun.
Melekler de ağlamıştı
Hazret-i İsmail ağlarken melekler de ağlar. Babası, bıçağı boğazı üzerine koyunca, oğlu güler.
– Yavrucuğum, bu halde iken niçin gülüyorsun?
– Gördüm ki bıçakta Besmele yazılı, dostun ismi yazılı olan bıçak, nasıl keser?

Hazret-i İbrahim, olanca kuvveti ile bıçağı çakar, bıçağın ağzı döner ve kesmez. Kızıp, bıçağı yere çalar. Bıçak Allahü teâlânın emriyle dile gelip der ki:
– Bana niçin kızıyorsun? Sana kes diye emreden, bana da kesme diye emrediyor.
O zaman şu lütuf nidası erişti:
(Ey İbrahim, gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Güzel amel işleyeni işte böyle mükafatlandırırız. Bu açık bir imtihandı. Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik)

Hazret-i İbrahim, gökten inen koçu yakalayınca, oğlunun bağlarının çözüldüğünü görür.
– Yavrucuğum, bağlarını kim çözdü?
– Beni ölümden kurtaran dost, bağlarımı çözdü.
– Ey oğlum, şimdi dua et, ne istersen Allahü teâlâ kabul eder.

Hazret-i İsmail şöyle dua etti:
‘Ya Rabbi, Kıyamette, mümin olan herkesi mağfiret eyle!’
”Bütün müminleri mağfiret ettim ve bağışladım” müjdesi geldi. (R. Nasıhin)Hazret-i İbrahim, Nemrud tarafından ateşe atıldığında canı ile,

Hazret-i İsmaili kurban etmesi emredildiğinde evladı ile,

ovaları kaplayan bütün sürülerini bağışlamakla da malı ile imtihan edildi…

Ve Hz İbrahim, Rabbindan gayri herşeyi O’na kurban edebilmesi sayesinde Allah’a yaklaştı. O’nun dostluğunu kazandı ve böylece, ‘halilullah’ olarak nam saldı bütün zamanlara

H.Z İBRAHİM Üç imtihanı da kazandı. Kur’an-ı kerimde, ”Sözünün eri İbrahim” diye övüldü. (Necm 37)

Böyle sözünde durmak büyük fazilettir. Kur’an-ı kerimde, sözünde duranlar övülmektedir:
”Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var.” [Ahzab 23]
”Elbette İbrahim, sadık bir Peygamberdi.”[Meryem 41]
”İsmail, sözünde sadık resul bir Peygamberdi.” [Meryem 54]
Hadis-i şerifte ise buyuruldu ki:
”Doğruluk iyiliğe, iyilik Cennete götürür. İnsan doğruluk ile Allah indinde, sıddıklardan yazılır.”[Müslim]
Nitekim, bizler de, günde en az otuz-kırk defa selâm ve dua gönderiyoruz İbrahim’e ve ailesine. Yani, onu kendimize önder ve örnek aldığımızı dile getiriyoruz. Peki, bu, dillerimizden hallerimize de yansıyor mu?
Meselâ, sevdiklerimizden Rabbimiz adına vazgeçebiliyor muyuz? Onları O’nun adına sevebiliyor muyuz? Onları asıl Sevgili’nin gönderdiği hediyeler olarak görüp, O’nun sevgisine yaklaşmaknın aracı kılabiliyor muyuz? Hz. İbrahim gibi, tevhîd kılıcını onların fani ve geçici yüzlerine çalabiliyor muyuz? Yoksa onları kendi nefsimiz adına sevip, âyet ve işaret olmaktan çıkarıp, bizatihî isim ve amaç kılarak putlaştırıyor muyuz?
Kurban bayramlarında kurbanımızı ne derece Hz. İbrahim’e iktida ederek, sevdiğimiz herşeyi Rabbimizin bize gönderdiği birer hediye ve bir nimet bilerek, O’na yakınlaşmak için birer araç ve binek yapma niyetimizin ifadesi olarak kesiyoruz?
Evlâdımızı, anne-babamızı, kavmimizi, yaşadığımız beldeyi… kendi adımıza sevip onları Rabbimize perde mi yapıyoruz; yoksa onları yaratan Rabbimizin adıyla sevip, Rabbimizin muhabbetine birer binek, birer burak mı yapıyoruz?
Kısacası;
âhiretin dünyaya, Hz. İbrahim’in kudsî milliyetinin dünyevî ve kavmî milliyetçiliklere, ibadetlerin âdetlere, isimlerin harflere, amaçların araçlara kurban edildiği böylesi bir ortamda, İbrahim’in kurbanı, bize unuttuğumuz pek çok hakikati hatırlatıyor.

daim dua


infak
[quote=İnşirah;15425]
Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.

Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.

AMİN ALLAH RAZI OLSUN.

MURAD HÜDAVENDİGÂR’IN DUASI

"Rabbim, Resulün hakkıçün mü’minlere yardım et. İlâ-yı kelimetullah uğruna cenk eden Müslümanları muhafaza buyur. Bilmeyerek günah işledimse lütfüna sığındım; günahlarımı Müslümanlara ödetme.

İslamın ve Müslümanların üzerene gelecek ne kadar kaza ve bela varsa bana gelsin. İslâmın buradaki zaferi şehid olmama bağlıysa, beni şehid eyle."


gulistan-ank
Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle Soyumdan da böyle kimseler yarat Rabbimiz! Duamı kabul eyle”

"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla”

ENNNNNN cokkkkkkk sevdigim dua Mevlam razı olsun Aminnnnnnnnnn


hz ibrahimin duası arapça, ibrahim as duası, ibrahim peygamberin duası

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();