Zan Nedir?
İnşirah
Hüsnü zan: Bir iyiliğin üzerine (olumlu) inanç beslemeye, güzel düşünmeye denir. Suizan: Her şeyde bir art niyet aramaya, yanlış düşünüp yanlış yorumlamaya denir. Hasan Burkay Hazretlerinin belirttiği gibi: Ahlâk-ı zemimenin en büyüklerinden biri de sû-i zan’dır. (Zemime: beğenilmeyen kötü hal ve hareket.) Sû-i zan’da tehlike vardır; hüsnü-ü zan’da tehlike yoktur.
Zannın bazısı günah sayılmıştır: Ey mü’minler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bazısı günahtır. (Hucûrât, 49/12) âyeti, bunun delilidir. Bu anlamda zan, iyice bilmeden tahmine göre konuşmak, fikir yürütmek ve bilgi vermektir ki "Ahirete iman etmeyenler meleklere dişi isimler veriyorlar. Onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece zanna uyuyorlar, zan ise hakikat namına hiçbir şey ifade etmez. (Necm,53/27-28) âyeti bu gerçeği ifade etmektedir.
Ey mü’minler! Size fâsık biri bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz." (Hucûrât, 49/6) âyeti ve "Zandan sakının çünkü zan, sözlerin en yalanıdır…" Kişiye, her duyduğu şeyi (aslını araştırmadan, doğru olup olmadığını kesin olarak bilmeden) konuşması / başkalarına anlatması günah olarak yeter" hadisleri zanla hareket etmenin günah olduğunu, zandan kaçınılması gerektiğini ifade etmektedir.
Ancak fert ve toplumların zararına olmayan, hayra ve iyiliğe yönelik iyi zan (hüsnü zan) bu hükümlere dahil değildir. Mesela müslüman olduğu zannıyla ölen bir insanın cenaze namazının kılınması, onun müslüman mezarlığına defnedilmesi; kıbleyi bilmeyen kimsenin araştırma sonucu tahmin ettiği cihete yönelerek namaz kılması, besmele çekilerek kesildiğini görmediği bir hayvanın etini Müslüman, Allah’ın adını anarak kesmiştir diyerek yemesi, bir insanda görülen olumsuz bir davranışı iyiye yorması bu tür zandır.
Peygamberimiz (asv), Hüsnü zan güzel ibadetlerden biridir , Başkası hakkında bana kötü bilgi getirmeyin; ben yanınıza hakkınızda iyi düşünerek selim bir kalple gelmek isterim buyurarak, hüsn-ü zannın esas olduğunu belirtmiştir.
Hakkında hüsnü zan beslenmeye en layık şüphesiz Yüce Yaratıcıdır. Hadis-i Kudsi’de buyurur: Ben kulumun zannı üzereyim. Bana karşı hayırlı zan’da bulunsun. Sonra sırasıyla peygamberler ve veli kullar hakkında iyi düşünmek kişi için menfaatlidir.
Cevap: Zan Nedir?
İnşirah
Hüsnü Zanna Memuruz
Bir Hocamızın ifade buyurdukları gibi: "Üzerinde nifaktan bir iki alamet bulunan insana, bütünüyle münafık nazarıyla bakmak ve onun hakkında nifak hükmü vermek doğru bir davranış değildir. Evet eğer o şahıs, şeaire (İslamiyet alametlerine mesela namaz gibi) ait bir meseleyi doğrudan doğruya tezyif etmiyorsa (alaya almıyorsa) bu böyledir. Bir insanın üzerinde on tane nifak belirtisi , bir tanede iman göstergesi olsa, biz o insan hakkında elimizden geldiğince hüsnü zan etmek mecburiyetindeyiz. Evet o şahıs o sıfatlarıyla kendi adına korkmalı ve akıbetinden endişe etmelidir; ancak biz de, kat’iyen onu nifak hükmüyle mahkum etmemeliyiz. Bu da bizim için hem bir temkin, hem mü’minlik şiarıdır (işaretidir). Böyle kişiler "hüsnü zan, ademi itimat” prensibi gereği, hizmetlerde bir vazife ve sorumluluk verilebilirse de, mahremiyet gerektiren yerlerden uzak bulundurulmaları şarttır.”
Aliyyu’l Kari der ki: "Bid’at ehlinin kötü taraflarından biri, birbirlerini tekfir etmeleridir. (Bid’at; dinin aslında olmadığı hâlde, din namına sonradan çıkmış olan adetler) (Tekfir; birisine "kâfir" deme, kâfirliğine hükmetme)
Ehl-i Sünnetin güzel yönlerinden biri ise tekfir etmeyip hatalı saymalarıdır. (Şehru’l Fıkhı’l Ekber, 243) Onun için Ehl-i Sünnet olarak bizler, itikaden bozuk mezhepleri bile kafir değil, batıl mezhepler olarak vasıflandırırız. Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır: "Bir mü’mini küfür ile itham eden onu öldürmüş gibi olur. (Buhari İman, 7) "Her hangi bir Müslüman diğer bir müslümanı tekfir ettiğinde, o kafirse kafirdir, değilse kendisi kafir olur. (Ebu Davut, Sünnet, 15)
İnsanlar hakkında "Hiç kimse sorumluluğu ölçüsünde Allah’ı anmıyor" diye bir mülahazaya girilecek olursa, sûi zan edilmiş olunur. "Bunlar ne zikir, ne fikir, ne de şükür vazifelerini hakkıyla eda edemiyorlar" düşüncesi, sûi zanna saplanmış olmanın ifadesidir. O da tehlikelidir ve kaybettirir.
Bütün bu anlattıklarımızın bir karşılığı olarak da; insanları sui zanna düşürmekten kaçınmak, mümkünse oluşabilecek yanlış zanları işin başında engellemek lazımdır.
Yanıt: Zan Nedir?
ravzanur
Allah razı olsun kardeşim
Rabbim bizleri de,sizler için düşündüğümüz hüsn’ü zan üzere yaşatsın
aminn
Soru: Zan Nedir?
İnşirah
< Allah razı olsun kardeşim
Rabbim bizleri de,sizler için düşündüğümüz hüsn’ü zan üzere yaşatsın
aminn >
ecmain inş
Bakara-78
İçlerinde bir takım ümmiler vardır ki, Kitab’ı bilmezler. Bütün bildikleri kulaktan dolma şeylerdir. Onlar sadece zan ve tahminde bulunuyorlar.
وَمِنْهُمْ أُمِّيُّونَ لَا يَعْلَمُونَ الْكِتَابَ إِلَّا أَمَانِيَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ
Rabbim muhafaza etsin bizleri inş
ravzanur
< ecmain inş
Bakara-78
İçlerinde bir takım ümmiler vardır ki, Kitab’ı bilmezler. Bütün bildikleri kulaktan dolma şeylerdir. Onlar sadece zan ve tahminde bulunuyorlar.
وَمِنْهُمْ أُمِّيُّونَ لَا يَعْلَمُونَ الْكِتَابَ إِلَّا أَمَانِيَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ
Rabbim muhafaza etsin bizleri inş >
aminn inşaAllah 🙁 ve yine inşaAllah,Kitabı bilen,bildikleriyle amel edebilenlerden olmamız duasıyla
zan nedir, zan ne demek, zan ne demektir