Müstehcen konuşmak
Sükut-u Leyl
Müstehcen konuşmak
Hayâ imandandır
Sual: Bazı kimseler, müstehcen konuşuyor. Ayıp şeyler söylüyor. İnsanların ayıplıyacağı çirkin işler yapıyor. Müslüman olan kimse, böyle şeyler yapar mı?
Cevap: Hadika’da buyuruluyor ki: Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan herşeye fâhiş denir. Buradaki anlami, çirkin olan işleri, açik kelimelerle anlatmak, müstehcen, yani edebe, ahlaka aykiri, açik saçik konuşmak demektir. Abdest bozmak ve cima için kullanilan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur. Çünkü bunlari söylemek, mürüvvete ve dindarliga uygun degildir, hayâyi giderir. Bunlari anlatmak gerekince, açik olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Kinaye, birşeyi, açik anlamlari başka olan kelimelerle anlatmaktir. Mesela, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, cima için lems [dokunmak] kelimesini söylemiştir. (Nisa 43)
Hadis-i şerifte, (Fuhuş söyliyene cennet haramdır.) [Ebu Nuaym] buyuruldu.
Dinimizde hayânın yeri çok mühimdir. Hayâsı olan, Allahü teâlâdan utandığı için günah işlemekten çekinir. İnsanlardan utanmıyan Allahtan da utanmaz. Açıktan günah işliyen, hem insanlardan, hem de Allahtan çekinmediğini gösterir. (Allahın bildiğini kuldan ne saklıyayım) demek yanlıştır. Gizli işlediği bir günahı başkalarına açıklamak doğru değildir, hayâsızlıktır. Hadis-i şerifte, (Hayâ imandan, hayâsızlık nifaktandır.) buyuruldu.
Kabahat de gizlidir
İnsanlardan utanarak, günahı gizlemek de hayâdandır. Günah gizlenmezse, fâsıklar bundan cesaret alır. (Falanca günah işliyor. Ben de işlesem ne çıkar) diyebilir. Riya olmaması için nafile ibadeti gizlemek caizdir. Onun için, (Kabahat de gizli, ibadet de gizli) denmiştir. (Hayâ elbisesine bürünenin aybı görülmez. Duyulunca hoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyulunca hoşlanılmayan şeylerden kaç) buyurulmuştur. Hz.Ebu Bekir, (Hayâsız kişi, halk içinde çıplak dolaşana benzer) buyurmuştur. Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayâsızlık da, imanın zayıf olduğuna alamettir. Hayâ, imanın esasındandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hayâ ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır.) [Tirmizî]
(Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar.) [Müslim]
(Bir günaha düşen, Allahın örtüsünü, onun üzerinde bulundurmalıdır!) [Müslim]
(Hayâ imandandır.) [Buharî]
(Hayâ tamamıyla hayırdır.) [Buharî]
(Hayâ, imanın nizamıdır. Nizamı bozulan şeyin, parçaları darmadağın olur.) [İbni Mace]
(Hayâ, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır. Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayâsızlıktan ve münafıklıktandır.) [Beyhekî]
(İman çıplaktır, süsü hayâ, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir.) [Deylemî]
(Hayâ insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu.) [Taberânî]
(Hayâsı olmıyanın dini yoktur. Hayâsız kimse Cennete giremez.) [Deylemî]
(Hayâ ile iman bir aradadır. Biri giderse, öteki de durmaz.) [Hakim]
(Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) [Nesâî]
(Mümin, ayıplamaz, lânet etmez, fahiş söz söylemez) [Tirmizî]
(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır.) [İbni Ebiddünya]
(Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez.) [İbni Ebiddünya]
Hayânın iman ile, hayâsızlığın da imansızlık ile ilgisi büyüktür. Hayâsızın küfre düşmesi kolay olur. Hadis-i şerifte, (Hayânın azlığı küfürdür) (Hakim) buyuruldu. Hayâsız olan mürüvvetsiz olur. İnsanları, hayâsızların zararından sakındırmak için onların gıybetini yapmak caizdir. Hadis-i şerifte, (Hayâ örtüsünü üzerinden atanları gıybet etmek günah olmaz) (Haraiti) buyurulmaktadır.
Kâfirler, müslümanların imanlarını yok etmek için, hayâlarını yok etmeye çalışıyorlar. Plajlarda, futbol oyunlarında, sporlarda avret yerlerinin açılmasına önderlik yapıyorlar. Fuhuş sözlere seks bilgisi diyorlar. Bu açıklıklara ve seks bilgilerine ilericilik ve faydalı bilgi diyerek gençleri hayâsız yapmak istiyorlar. Onların oyununa gelmemelidir!
İnsanların şerefi, ilim ve edepledir.
Sanmayınız ki şeref, mal, mülk ve nesepledir!
Banyoda kimse yokken de, peştamalsiz yıkanmak mekruh olur. Caiz veya küçük yerde caiz olur diyen âlimler de olmuştur. Bu bakımdan peştamal ile veya dizlere kadar uzun çamaşır veya don ile yıkanmalı, omuzlarımızda bulunan meleklerden utanmalıdır. Hadis-i şerifte, (Çıplak durmaktan sakının! Hep sizinle beraber bulunan ve, yalnız cimada ve helâda ayrılan hafaza meleklerinden utanın ve onlara saygılı olun!) buyuruldu.
Yıkanırken olduğu gibi, otururken, yatarken de Allahtan utanmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Yıkanırken örtünün! Allah, hayâ sahibidir. Utanıp örtüneni sever.)
(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan hayâ edin!) Peygamber efendimiz, yüzükoyun yatan birine, (Kalk, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır) buyurdu. Yüzükoyun ve örtüsüz yatan birine de, (Bu, Allahın hiç sevmediği bir yatış şekli) buyurdu.
Cevap: Müstehcen konuşmak
sofi ezel
ALINTI:
Cevap: Hadika‘da buyuruluyor ki: Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan herşeye fâhiş denir. Buradaki anlami, çirkin olan işleri, açik kelimelerle anlatmak, müstehcen, yani edebe, ahlaka aykiri, açik saçik konuşmak demektir. Abdest bozmak ve cima için kullanilan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur. Çünkü bunlari söylemek, mürüvvete ve dindarliga uygun degildir, hayâyi giderir. Bunlari anlatmak gerekince, açik olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Kinaye, birşeyi, açik anlamlari başka olan kelimelerle anlatmaktir. Mesela, Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, cima için lems [dokunmak] kelimesini söylemiştir. (Nisa 43)
ALLAH böyle çirkin konuşan müslüman kardeşlere hidayet nasip eylesin.AMİN
Yanıt: Müstehcen konuşmak
Ecrinim
< yüzükoyun yatan birine, (Kalk, bu yatış, cehennem ehlinin yatışıdır) buyurdu. Yüzükoyun ve örtüsüz yatan birine de, (Bu, Allahın hiç sevmediği bir yatış şekli) buyurdu. >
:S:S
kardeş ben bunu duymuştum fakat hakikat olduğu konusunda tereddütüm vardı.
Bir şey sormak istiyorum;yıllardır ayaklarımda romatizma rahatsızlığı var,her yattığımda şiddetli sızı oluyor,ne tarafa yatsam kar etmiyor uyuyamıyorum,sadece yüzüstü yattığım zaman ayaklarımı sallayarak uyuya kalıyorum,bu durumda ben yalnış mı yapmış oluyorum,lütfen beni aydınlatın?
Soru: Müstehcen konuşmak
sofi ezel
"Peygamber Efendimiz uyumak için yataklarına girdiklerinde şu duayı okurlar idi: ‘Allahümme bi’smike emûtü ve ahyâ’ (Yâ Rabbi senin isminle uyur ve uyanırım) uyandıkları zaman da: ‘Elhamdülillâhi’llezî ahyanâ ba’de emâtenâ ve ileyhi’n-nüşûr’ (Bizi uyuduktan sonra uyandıran ve kendisine döneceğimiz Allah Teâlâ’yâ hamd olsun) diye dua ederdi." (Şemâl-i Şerif/281)
Uyuduktan bir müddet sonra teheccüd namazına kalkmak sünnettir. Bu sâlih kişilerin âdetidir. Bu namaz kabirde nur olacaktır. Uykudan uyanınca eli üç kere yıkamadan elleri bir kabın içerisine sokmamalıdır. (Ramûz, c. 1/30-2)
Yatarken yüzü koyun yatılmamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu yatış şeklini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz, mescidde bu şekilde yatan birisini uyandırmış ve "Bu şekilde yatmak Allah’ın sevmediği bir yatış şeklidir" buyurmuştur. (Ebû Dâvud, Edeb:95)
Rüya görülünce ne yapmalı?
Rüya uykunun bir parçasıdır. Hemen her insan pek çok rüya görür. Peki rüya görülünce ne yapmak lazımdır. Bu hususta Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"İçinizden herhangi biriniz sevdiği bir rüya gördüğü zaman sevdiğinden başkasına anlatmasın! Sevmediği bir rüya gördüğünde ise, sol tararına üç defa tükürsün; kovulmuş şeytandan ve onun şerrinden Allah’a sığınsın! O rüyayı kimseye açıklamasın. Çünkü o durumda, söz konusu rüya kendisine zarar veremez." (Günlük Hayat, c.2/245)
Uyku âdabında temel kaideler
Cenâb-ı Hak uykuyu, vücudun dinlenmesi için ihsan etmiştir. Uyku büyük bir nimettir. Uykunun kıymetinin ne olduğunu uykusuzluk hastalığına yakalananlara sormak lazımdır.
Uyumak için en uygun vakit olan geceyi iyi değerlendirmek lazımdır. Mümkün mertebe erken yatıp erken kalkmalıdır.
Yatmadan önce abdest alıp dua etmeli, uyanınca da Allah’a hamd etmeli ve dua etmelidir.
Yatarken sağ tarafa dönüp yatmalı, sağ eli sağ yanak üzerine koymalıdır. (Daha sonra dönülse de bu sünnet yerine gelmiş olur.)
Yüzü koyun yatmamalıdır.
Kötü rüya görüldüğünde sol tarafa üç defa tükürdükten sonra şeytanın şerrinden Allah’a sığınmak ye bu rüyayı kimseye söylememelidir.
Teheccüd namazına kalkmaya çalışmalı ve bunu alışkanlık haline getirmelidir. Sabah namazını kazaya bırakmamak için akşamleyin erken yatılmalıdır.
Sabah namazından sonra mümkün mertebe bir daha yatmamalı, işe koyulmalıdır.
"Uyku üç nevidir (çeşittir):
"BİRİNCİSİ: Gayrûledir ki, fecirden sonra, tâ vakt-i kerahet bitinceye kadardır. (Yâni güneşin doğuşundan, yaklaşık 45 dakika geçinceye kadarki zamandır). Bu uyku, rızkın noksaniyetine ve bereketsizliğine hadisçe sebebiyet verdiği için, hilaf-ı sünnettir. [Sünnete aykırıdır.> Çünkü rızık için sa’y etmenin [çalışmanın> mukaddematını ihzar etmenin [başlangıcını, hazırlığını yapmanını en münasip zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehavet arız olur. O günkü sa’ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sabit olmuştur.
"İKİNCİSİ: Feylûledir ki, ikindi namazından sonra, mağribe (akşama) kadardır. Bu uyku ömrün noksaniyetine, yâni, uykudan gelen sersemlik cihetiyle, o günkü ömrü nevmâlûd, yarı uyku, kısacık bir şekil aldığından, maddi bir noksaniyet gösterdiği gibi, manevî cihetiyle de, o gün hayatinin maddî ve manevî neticesi ekseriya ikindiden sonra tezahür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.
"ÜÇÜNCÜSÜ: Kaylûledir ki, bu uyku Sünnet-i Seniyyedir. Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyamına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Ceziretü’l Arabda, vaktü’z-zuhr denilen şiddet-i hararet zamanında bir tatil-i eşgal, âdet-i kavmiye ve muhitiye olduğundan, o Sünnet-i Seniyyeyi daha ziyade kuvvetlendirmiştir. Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyide medardır. Çünkü yarım saat kaylüle, iki saat gece uykusuna muâdil gelir. Demek, ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine bir buçuk saat ölümün kardeşi olan uykunun elinden kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor." (Lem’alar /269)
Demek ki; güneşin doğuşundan, yaklaşık 45 dakika geçinceye kadar geçen zamanda uyumak iyi değildir. Aslolan erken yatıp erken kalkmaktır. Sabah namazını kıldıktan sonra uyumamak, Kur’ân, hadis tefsir, ilmihal okuduktan sonra işbaşı yapmak lazımdır.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Sabahın erken saatlerinde bereket ve basan vardır."
Son zamanlarda gittikçe artan bereketsizliğin ve başarısızlığın hikmeti bu hadis-i şerifin ışığında aranıp bulunmalıdır. Maalesef televizyon, "erken uyumanın düşmanı" olarak insanın karşısına dikilmiştir. Bu şedit düşmanı alt edip, mümkün mertebe erken yatıp, teheccüd namazına kalkmak, daha sonra güneş doğmadan önce sabah namazına dinç olarak uyanmak ve ondan sonra yatmayıp çalışmaya başlamak lazımdır. Zinde, dinç, çalışkan oluşlarına hepimizin şahit olduğu dedelerimiz ve ninelerimiz böyle yaparlardı. Bu güzel âdet yok olunca, sağlık ta, bereket de, huzur da yok oldu.
İkindi ile akşam arasında yatmamak lazımdır. Herkes bu vakitte yatmanın zararını bizzat tecrübe ederek görmüştür. O vakit yatıp da kalkan kimse sersem gibi olur, bir türlü kendisini toparlayamaz.
Öğle namazını kıldıktan sonra bir müddet yatmak ise çok faydalıdır.
Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet Editör.
kardeş ALLAH sana bütün müslümanlara şifa versin.kardeş bende de bir zamanlar alışkanlık olmuştu hadisi duyunca artık yüzüstü uyumuyorum.senin rahatsızlığın var ama yine de böyle yatmaman lazım şifayı ara derim kardeş
Ecrinim
< kardeş ALLAH sana bütün müslümanlara şifa versin.kardeş bende de bir zamanlar alışkanlık olmuştu hadisi duyunca artık yüzüstü uyumuyorum.senin rahatsızlığın var ama yine de böyle yatmaman lazım şifayı ara derim kardeş >
amin kadeş,Allah razı olsun,bundan sonra bu şekilde uyumamaya gayret göstereceğim inşAllah zorlanmam.
sofi ezel
bu şekilde uyumamaya gayret göstereceğim inşAllah zorlanmam.
bize nefsimize zor gelsede ALLAH’IN emrine karşı gelmekten sakınrsak ALLAH bize yardım eder İNŞALLAH kardeş.kendime de hatırlatmaya genelde çalışıyorum bu dünya da rahatlık yoktur sağlık açısından maddi manevi açıdan rahatlık yok.bir ALLAH dostu bu dünyada rahatlık arayan ahmaktır demiş.bir ALLAH dostu da cemaatine sormuş ALLAH bu dünya da ne yaratmamıştır?cemaat cevap verememiş.bu dünya da rahatlık yaratmamıştır demiş.RAHATLIK CENNETTE ALLAH BİZİ VE BÜTÜN MÜSLÜMANLARI FAZLI, KEREMİYLE VE LUTFUYLA CENNETLİKLERDEN EYLESİN İNŞALLAH. AMİN.
rüyada acik sacik konusmak