Havası her derde çare Datça

Havası her derde çare Datça

ßaran
1928 yılında ilçe olan Datça’nın tarihi çok eskilere dayanıyor.

Datça Tarihi

1928 yılında ilçe olan Datça’nın tarihi çok eskilere dayanıyor. Antik Çağ’da Knidos adıyla anılırken, 6. yüzyılda Lidyalıların daha sonra da sırasıyla Dorların, Perslerin, Büyük İskender’in, Roma İmparatorluğu’nun ve Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. 12. yüzyılda Selçukluların bu muhteşem topraklara hükmetmesinin ardından Osmanlı egemenliğiyle tarih sayfalarında yer almıştır.
Tarihi Knidos şehri, döneminin en önemli kültür, sanat ve bilim merkezlerinden biri sayılıyordu.

Havası her derde çare oluyor
Nem oranı sıfır bir yer hayal edin. Doğası ve yeşillikleriyle tertemiz, senenin 300 günü güneşle parıldayan masmavi bir gökyüzü düşünün. Sıcak yaz günlerinde bol oksijeniyle yüzünüze vuran serin rüzgarı hissedin. Ve şimdi de Türkiye’nin en güneybatı ucuna gidin. İşte ordasınız…
Ünlü coğrafyacı ve tarihçi Strabon’un dediği gibi; Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını istiyorsa Datça Yarımadası’na bırakır. Tarihin en eski tıp okullarının kurulduğu, insanların şifa bulmak için geldikleri Datça; hala doğallığını koruyor.

GENEL ÖZELLİKLERİ
Datça’yı çoğumuz henüz tanıyor, ya da hiç tanımıyoruz ama, tarihi çok eskilere uzanıyor. Bizlerin, yolu virajlı diye gitmeye üşendiğimiz Datça’ya Mısırlılar, Hititliler, İskitler, Asurlular, Dorlar, Persler, Spartalılar üstelik yol yok, iz yokken gitmeye üşenmemişler. Büyük İskender bile işi gücü bırakmış, havasını teneffüs etmeye, denizinde serinlemeye buralara gelmiş. Datça’da hangi taşı kaldırırsanız altından tarih çıkıyor. Dorlar, burada 50 kadar yerleşim yeri kurmuş. Yarımadanın nüfusu 100 binin üzerine çıkmış. Aradan 2 bin 700 yıl geçmiş, bugün nüfusu taş çatlasa 40 bin ila 50 bin arasındadır. Eskinin insanları gerçekten yaşanacak yerleri bizden iyi biliyorlarmış. Datça’nın havası her derde deva. Çünkü nem oranı sıfır, oksijen oranı çok fazla. Yarımada kalp ve romatizmal hastalıkları olanlar, dolaşım bozukluğu ve tansiyondan şikayeti bulunanlar için adeta doğal hastane…
Datça’nın çevresinde karadan veya denizden gidebileceğiniz birbirinden güzel pek çok yerleşim yeri ve koylar var. Palamutbükü, Mesudiye, Adatepe Koyu, Mağara Koyu, Kargı Koyu, Çiftlik Limanı, Kuruca Bükü, Akvaryum Koyu bunlardan sadece birkaçı…
Bu arada Knidos’a da uğramayı sakın unutmayın. Datça’da tarih ve deniz iç içe. Günlük tekne turlarıyla giderseniz, hem diğer koylarda da denize girer, hem de zevkli bir yolculuk yapmış olursunuz. Datça’yı tertemiz bir hava soluyarak, sessiz sakin bir tatil yapmak isteyenlere şiddetle öneririm.

Datça’nın yolu, çevresindeki dağları kaplayan çam ormanlarının içinden geçiyor. Sağ tarafınızda deniz, sol tarafınızda manzara… Herhalde böyle bir yerde sizden mutlusu olamaz.
Datça’nın en canlı noktası, yat limanının çevresi. Hergün çok değişik tipte tekne gördüm bu limanda. Teknelere de servis veren her türlü alışveriş yeri dağılmıştır liman çevresine.

Ege ile Akdeniz’in buluşma noktasıdır Datça. Marmaris’ten batıya uzanan 70 Km. uzunluğundaki Datça Yarımadası’nın bir yüzü Akdeniz’e, bir yüzü Ege’ye bakar. Knidos antik kentinin bulunduğu yarımadanın uç noktasına gidenler, iç limanın Akdeniz, dış limanın Ege suları olduğunu bilip, heyecanını duyabilirler bu keyifli yerin.

NELER YAPILIR
Gezilecek yer olarak Datça’nın pazar yerini öneririm herkese. Datça insanı el sanatı konusunda epey başarılı. En değerli sanatı iğne oyasıdır. Motifli büyük eşya örtüleri meşhurdur. Herkese hitap edebilecek çeşitlilikte hediyelik eşya mevcuttur. Datça’nın pazar yeri her çeşit misafirin uğrak mekanıdır.
Yelken,sörf gibi su sporlarına meraklılar için merkezin biraz dışındaki ‘PERİLİ KÖŞK’ biçilmiş bir kaftan. Kurbağaadam brövesi almaya hak kazanmış DHO öğrencileri ve dalış sporuyla ilgilenenlere sesleniyorum. Datça’da dalış kulüplerinden biri şehir merkezinde, diğeri Datça Aktur’dadır. Dalış yapmak isteyenler bu iki merkezden birini tercih edebilirler. Bunların yanı sıra Özbel mevkiindeki Villa Datça’nın su sporları etkinliklerinden de yararlanabilirsiniz.

Datça ve çevresini daha iyi tanımamıza yardımcı olan en güzel organizasyon çevre turlarıdır. Koylara karadan ve denizden teknelerle günübirlik turlar yapılıyor. Gezi benim için önemli değil, benim önceliğim güneşlenmek, kızgın kumlara uzanmak diyorsanız, isteklerinize karşılık verebilecek çok güzel plajları var Datça’nın.
Datça’nın bademi ile meşhur olduğunu Datça’da öğrendim. Tadına baktım, gerçekten çok lezzetli. Yöre halkı kuru incirin içine bir ya da iki adet badem koyup fırınlayıp, balla karıştırarak kavanozlarda ballı badem adıyla sürüyorlar pazara. Yemek konusundaki diğer bir ilginç husus ise; salyangoz yemeğinin çok popüler olması.

Eğer yaz aylarında ziyaret edecekseniz deniz yolunu kullanmanızı öneriyoruz çünkü karayolu – özellikle son kısımları – hiç iyi durumda değil.

Hızırşah Köyü: Selçuklu zamanından kalma cami görülebilecek en önemli eserdir.

Reşadiye (İskele Mahallesi): 200 yıllık bir tarihe sahip Mehmet Ali Bey Konağı görülmeye değer yapılar arasında yer alıyor. Ayrıca büyük cami de Reşadiye’de görebilecekleriniz arasındadır.

Koylarında geçireceğiniz zamana doyamayacaksınız
Yüzerken başınızı aşağıya çevirdiğinizde yüzen balıkları görebileceğiniz temizlikte, masmavi sulara sahip bu koylar; unutulmaz bir eğlenceyi ve dinlenceyi bir arada sunuyor. Bir diğer şansınız da hem Akdeniz’e hem de Ege’ye girebilecek kumsallarda bulunmanız olacaktır.

Mesudiye Köyü: Knidos yolu üzerindeki bu bölge, Kızılbük Koyu’nun da aralarında bulunduğu 3 koyu bünyesinde barındırıyor. Enfes bir limana sahip Hayıtbükü ve Ovabükü de Mesudiye Köyü’nün diğer koylarıdır.

Palamutbükü: Tertemiz deniziyle sizi adeta büyülecektir. Datça’ya 30 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Açıklığında küçük bir ada bulunan bu koyun kumsalı kum ve çalıldan oluşmaktadır.

Kargı Koyu:
Datça’ya 4 km. uzaklıkta yer alıyor. İri taneli kumu ve sakin sahiliyle huzur veren bir koydur.
Şehirden uzak olmayan Kumluk Plajı, Hastane Altı Plajı, Taşlık Plajı ve Şifalı Göl de diğer seçeneklerdendir.
Ayrıca dalış ve sörf meraklıları da Datça’da yer bulmakta zorlanmayacaklardır. Muhteşem denizi ve sürekli esen meltem rüzgarlarıyla aktif tatil arayanlar için Datça daha da çekici hale gelebilir.
Tatilinizi sadece deniz ve sessizlik olarak düşünmeyin. Size sunulan ve keyfine varabileceğiniz birçok seçenek var.

Ne Yenir?

Datça’da deniz kenarında balık keyfi yemenin dışında, değişik tatlara hazır olun. Bu tatların ilk başında Datça bademi gelir. Datça bademi, Türkiye’de oldukça meşhur olan lezzetlerden bir tanesidir. Datça’da bademlerin bir çok çeşidi vardır.
Nurlu’su, ak’ı, dedebeğ’ı kababağ’ı gibi değişik çeşitleri vardır.

İncirli Badem: İncirin içine badem koyup fırında pişirilen tatlıya deniliyor. Ve İncirli Badem’e bal karıştırarak yapılan lezzete ise Ballı Badem adı verilmektedir. Bu tatları halk pazarlarında ve yol kenarlarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca bu tatlı lezzetlerin doğal birer enerji kaynağı olduğunu da unutmayın.

Tatlılardan bahsettik ancak, Datça’da gün boyunca tatlı yemeniz gibi bir şey söz konusu değil tabii ki de! Biraz da Datça yemelerini anlatmak gerekirse, ilk olarak "keşkek" ten bahsetmek gerekir. Keşkek Datça’da özellikle düğünlerde yapılan, pilav tarzında bir yemektir. Keşkek oldukça zahmetli bir yemektir, çünkü buğdayı malzemeleri oldukça itinayla seçilmeli ve pişirilmesine de bir o kadar özen gösterilmelidir. Datça’da yemekler genellikle değişik otlardan ve bitkilerden yapılır, ve özellikle bu değişik bitkilerden yapılan çaylar Datça’da oldukça revaçta olan içeceklerdir.
Sizde gittiğiniz yerlerde yöreye özgü yemekler yiyerek o yeri daha iyi tanıyacağınızı düşünüyorsanız Datça’da Karavile( Salyangoz), Kışıyak, Otlu, Dallampa gibi adı gibi kendi de oldukça ilgi çekici olan yemeklerin tadına bakmalısınız.

DATÇA’YA NASIL GİDİLİR?

İstanbul’dan 963 km., Ankara’dan 840 km. ve Muğla’dan 134 km. uzaklıkta bulunan Datça’ya karayoluyla ulaşabilme imkanlarınız çeşitlidir. İstanbul, Ankara ve İzmir’den direk otobüs seferleri mevcuttur. Ortalama otobüs seferleri 14 saat sürmektedir.
Eğer otomobille gitmek tercihinizse, ünü iyice yayılmış virajlı yollardan geçmek zorundasınız. Tehlikeli olmasının yanında muhteşem manzaralara sahip bu yolda özellikle gece yolculuk edecekseniz yavaş gitmenizi öneriyoruz. Ortalama yolculuk 11 saat sürmektedir.
Mayıs-Ekim ayları arasında, Bodrum’dan kalkan feribotlar da bir diğer seçeneğinizdir. Yaklaşık 4 km. süren bu yolu deniz üzerinde almak değişik bir yolculuk olabilir.
Havayoluyla büyük şehirlerimizden Bodrum’a uçup, oradan karayoluyla ya da denizyoluyla Datça’ya ulaşmanız da mümkündür.

milta


Cevap: Havası her derde çare Datça

esin-ti
Çok güzell..Gideriz inşaAllah birgün:)


Yanıt: Havası her derde çare Datça

eylül_05
Datça… Tam 3 yıl yaşadım orada… Unutamadığım bir yer… Bir gün yeniden gezi amaçlı gitmeyi çok istediğim bir yer. Paylaşım için Allah razı olsun. Ömrümün en güzel günlerini geçirdiğim yer diyebileceğim Datça’yı okumak keyifliydi…


datçada nem oranı nedir, datca nem orani, mugla datca hava nem orani nedir

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();