Rızık ve gelecek endişesi taşımak, tevekkül etmek?
ßaran
Rızık ve gelecek endişesi taşımak, tevekkül etmek
Helal dairesinde çalışmak ibadettir. Sebeplere uygun hareket etmek ise bir açıdan duadır. Ancak bu çalışma sonunda verilenleri de Allah’ın bir ihsanı ve ikramı olarak bilmek gerekir. Bu iki ölçüye uymayan düşünce ve çalışma ise yanlıştır. Bu nedenle aç kalırım endişesi doğru değildir. Çalışmak bizden, muvaffakiyet Allah’tandır, anlayışıyla hareket etmeliyiz.
Elbette geleceğimizi de düşünmeliyiz. Ama bu endişe boyutunda ve Allahın rahmetine güvenmemek anlamında olmamalıdır. Dünyadaki geleceğimize verdiğimiz değerden daha fazlasını, ahireteki geleceğimize de ayırmamız gerekir.
Dieğr taraftan Tevekkül çalışmamak değidlir. Tevekkül, sebeplere teşebbüs ettikten ve gerekli bütün tedbirleri aldıktan sonra, Cenab-ı Hakk’ın verdiği neticeye razı olmaktır. Böyle bir insan huzurlu yaşar, maişet noktasında endişeye kapılarak ruhuna elem çektirmez, Peygamberimizin şu hadis-i şerifi ona büyük bir ümit kaynağı olur: Eğer siz Allah’a hakkıyla tevekkül ederseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır.
Tevekkül hiçbir zaman çalışmayı, sebeplere teşebbüs etmeyi men etmez. Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de: Doğrusu, insan için kendi çalışmasından (gayretinin neticesinden) başka bir şey yoktur (Necm Sûresi, 39) buyurmuştur.
Bir adam Peygamberimize (a.s.m.) gelerek, Ben devemi salı vererek mi tevekkül edeyim, yoksa bağlayarak mı? demiştir. Efendimiz ise, Deveni bağla sonra tevekkül et (Tirmizi, Kıyamet, 60) buyurmuş, böylece tevekkülün ölçüsünü en güzel şekilde ortaya koymuştur.
SİE
Cevap: Rızık ve gelecek endişesi taşımak, tevekkül etmek?
Hoca
TEVEKKÜL
Bir amaca ulaşabilmek için gerekli olan bütün tedbirleri aldiktan sonra Allah’a güvenmeye ve sonrasını Ona bırakmaya "Tevekkül" denir. Meselâ: Bir çiftçi önce tarlasını zamanında sürer, tohumu eker ve gerekli bütün yapım işlerini yapar, sonra da Allah’a tevekkül eder. Yani "Takdir ne ise o olur, ben üzerime düşeni yaptim" diyebilir. Yoksa bunlarin hiç birini yapmadan "kader ne ise öyle olur, ben Allah’a güveniyorum" demek, tevekkül değil tembelliktir.
Başka bir örnek daha verelim: Meselâ, bir öğrenci derslerine hiç çalışmadan "kaderim ne ise o olur, Allah dilerse sınıfımı geçerim" diyerek işi Allah’a bırakamaz. Böyle bir davranış hem Allah’a karşi gelmek olur, hem de kader inanci ile uyuşmaz. Halbuki önce derslere en iyi şekilde çalişmak, bütün konulari ögrenmek, işi ondan sonra Allah’a bırakmak, Onun yardımını dilemek gerekir ki, işte bu tevekkül olur.
gelecek endişesi, rızık ve tevekkül, tevekkül ve rızık