Toplu zikir ile ilgili böyle bir hadis var mıdır

Toplu zikir ile ilgili böyle bir hadis var mıdır

Hükümdar
Bu yazıyı bir dini bir siteden buldum içinde Ahmet b.hanbel’in müsned’ini kaynak göstererek bu hadis geçiyor ama ben müsned’te bu hadisi bulamadım elinde müsned kitabı olanlar bakabilir mi

Kalabalık bir sahâbe topluluğuna zikir telkini yapıldığı sâbit ve vâkîdir. Zira Hz. Peygamber sallâllahü aleyhi ve sellem; bir gurup sahâbe ile evinde otururlarken,Efendimiz: «İçinizde yabancı bir kimse varsa
onu dışarı çıkarıp, kapıyı kapatınız» buyurduğunda biz: «İçimizde yabancı birisinin olmadığını» söyledik. Hücre-i sa’âdetin kapısını kapatıp oturduktan sonra, bir sûre «Lâ ilâhe illâllah, Lâ ilâhe illAllah» diyerek, topluca ve yüksek sesle zikrettik» şeklinde bir rivâyeti Ahmed b. Hanbel, Şeddâd b. Evs radıyAllahü anh’den sahih kaydıyla şöyle nakletmektedir:

«Biz Rasûlüllah sallâllahü aleyhi ve sellem’in huzûrunda idik. O: «Aranızda hristiyan, yahûdi, ya da şerî’atın esrârına, vâkıf olmayan yabancı bir kimse var mı?» deyince biz de: «Hayır yok yâ Rasûlâllah!» dedik. Efendimiz kapının kapatılmasını emretti. «Ellerinizi kaldırın ve «Lâ ilâhe illâllah» deyin» buyurdu. Ellerimizi kaldırdık ve öylece bir süre kelime-i tevhid zikrini icrâ ettik. Rasûlüllah sallâllahü aleyhi ve sellem ellerini indirince biz de indirdik. Hz. Peygamber aleyhissalâtü vesselâm; zikrin sonunda :

«Allah’ım sana hamdolsun. Muhakkak sen beni bu kelime-i tevhidin tebliği ile peygamber olarak gönderdin. Onunla zikretmeyi bana emrettin ve bunun karşılığında da bana cenneti va’dettin. Asla sen verdiğin sözden caymazsın» diye duâ etti.» Sonra da: «Size müjdeler olsun ki Cenâb-ı Hakk, hepinizi afvetti» buyurdu. (Munziri bu hadisin Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inden naklen hasen olduğunu söylemiştir.)


Cevap: Toplu zikir ile ilgli böyle bir hadis var mıdır ???

BiLaL HaTTaB
Müsned-i İmam Ahmed’de böyle bir hadis mevcut değil kardeşim. Ama şu hadisler mevcut. İbret alabilmeyi nasib eylesin Rabbim cümlemize:

Muğîre b. Şu’be’den (ra):
Hz. Peygamber (sas) buyurdu ki: "Kim yalan/uydurma olduğundan şüphelendiği bir hadisi benden naklederse o kişi yalancılardan biri olur."

İbn Abbas’tan (R. anhümâ):
Rasûlullah (sas) şöyle buyurdu: "Bildikleriniz dışındaki hadis rivayetinde dikkatli olun! Kim benim adıma bilerek yalan uydurursa cehennemdeki yerine (Şimdiden) hazırlansın."

Ebû Katâde’den (ra):
Rasûlullah’ın(sas) bu minberde şöyle konuştuğunu duydum:
"Ey İnsanlar! Benden çokça hadis rivayetinde dikkatli olun! Benim adıma konuşan ancak doğruyu nakletsin! Kim de benim söylemediğim sözleri (hadis olarak) uydurursa cehennemdeki yerine (şimdiden) hazırlansın."

vesselam…


Yanıt: Toplu zikir ile ilgli böyle bir hadis var mıdır ???

Hükümdar
< Müsned-i İmam Ahmed’de böyle bir hadis mevcut değil kardeşim >
Allah cc razı olsun

Toplu ve sesli zikir hakkında biraz daha araştırma yapmalıyım yoksa içim rahat etmez özellikle ehli sünnet alimlerinin görüşleri önemli

sesli zikir hakkında Hace Mahmud-i Encirfagnevi şu sözü önemli :"Sesli zikri ancak, dili yalandan ve gıybetten, midesi haram ve şüpheliden temiz, kalbi riyadan ve gösterişten uzak, sırrı Rabbinden başka her şeye teveccühten münezzeh olan yapabilir."

Günümüzde bu sayılan özellikler insanlarda çoğu mevcut değil o yüzden sesli zikir ancak buğün ki insanların kalbini riya ve gösterişle doldurur bu da kişiyi felakete sürükler

uydurma hadis rivayet edenler konusunda bir kaç hadis şerif bende vereyim

(Benden sonra gelecek kavim, size hadislerimi soracaklar. Kim kasten bana yalan isnat ederse, Cehennemdeki yerine hazırlansın!) [Ebu Nuaym]

(Benden duyduğunuz âyet ve hadisi tebliğ edin! Beni İsrail’den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalnız bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazırlansın!)
[Buhari]

(Benden bir şey nakleden hakkı, doğruyu söylesin! Söylemediğim şeyi, bana isnat eden gireceği ateşe hazırlansın!)
[İbni Mace, Hakim]

(İftiracıların en büyüğü, söylemediğim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.)
[Beyheki]

(Yalan bir sözü, hadis diye rivayet eden de yalancıdır.)
[Müslim]

(Uydurma olduğunu bilerek, hadis diye rivayet eden, onu uyduran gibi Cehennemdeki yerine hazırlansın!)
[Bezzar]

(Söylemediğimi hadis diye bildiren Cehennemdeki yerine hazırlansın!)
[Ukayli]

(Söylemediğim sözü, hadis olarak bildiren veya Kur’anı kendi reyi
[görüşü] ile tefsir eden, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizi]


Soru: Toplu zikir ile ilgli böyle bir hadis var mıdır ???

BiLaL HaTTaB
İmam Buhari Kitabus Siyer’de "Tekbirde sesin yükseltilmesinde kerih olanı” diye bir bab açmış, Ebu Musa(ra)’den şu rivayeti nakletmiştir; "Rasulullah sallAllahu aleyhi ve selem ile beraberdik. Bir vadiden inerken tekbir getiriyor, çıkarken de tehlil ediyorduk. Sesimizi biraz yükselttik. Bunun üzerine buyurdu ki; "ey insanlar, kendinize acıyın. Zira siz ne sağır birisine, ne de burada olmayan birisine sesleniyorsunuz. Şüphesiz O sizinle birliktedir, çok iyi işitir, çok yakındır. O’nun ismi mübarek, şanı da yücedir” [Buhari﴾Cihad ve siyer,131, megazi,38, deavat 50,67, kader 7, tevhid,9﴿; Müslim﴾zikir 44,2704﴿; Tirmizi﴾5/457﴿; Ebu Davud﴾2/182﴿; Nesai, Amelül Yevme vel Leyle﴾s.364﴿, Tuhfetul Eşraf﴾6/426﴿]

Bu hadisin şerhinde Kastalani der ki;"Taberi dedi ki; "Zikir ve duada sesi yükseltmenin mekruhluğunu sahabe ve tabiinden selefin çoğu söylemişlerdir.” Bu hadis de, Rasulullah sallAllahu aleyhi ve sellem’in zikirde sesin yükseltilmesini çirkin gördüğünü gösteriyor.” [Kastalani İrşadus Sari﴾5/135﴿]

Rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim..

vesselam…


CizReLi
Burada Olmak Çok Güzel Herkes Herkese Yardımcı Olmak İstiyor Burda Zerre Kadar Bilgisi Olan O Zerreyi PaylaşıyorAçaba Başka site Varmı BilmiyorumALLAH Razı Olsun Bu Siteyi Kuranlardan Ve Bu Siteye Emek Verenlerden


okur yazar
Ashabtan Şeddad b. Evs ile Ubâde b. Sâmit der ki:
Peygamber aleyhissalatü vesselamın yanında bulunuyorduk. Peygamber aleyhissalatü vesselam: ‘İçinizde garîb (Ehl-i Kitab) var mı’ diye sordu. ‘Hayır, yâ Rasûlallâh’ dedik. Bunun üzerine kapıların kapatılmasını emretti. ‘Ellerinizi kaldırınız ve Lâ ilâhe illallâh deyiniz.’ buyurdu.

Ellerimizi kaldırdık ve bir saat boyunca birlikte ‘Lâ ilâhe illallâh’ dedik. Rasûlullâh aleyhissalatü vesselam, elini indirdi. Sonra da:

‘Allah’a hamdolsun. Allah’ım! Sen, beni bu kelime ile gönderdin ve beni bununla memur kıldın. Cenneti de, bana bu söz üzerine vaat ettin. Şüphe yok ki sen, asla vaadinden dönmezsin’ diyerek dua etti. Sonra da: ‘Sevininiz! Hiç şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah, sizi bağışladı.’ buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 124; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 19; Hâkim, Müstedrek, I, 501)

Bu hadis rivayeti ve verilen kaynaklar doğrudur: (bk.Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 124; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 19; Hâkim, Mustedrak, I, 501)

Hakim bu hadis rivayetinde yer alan İsmail b. Ayyaş’ın hıfz /hafıza yönünden iyi olmadığını, fakat yine de kendi şartlarına uygun olduğunu belirtmiştir. (Hakim, a.g.y)

Zesehbi ise, bu hadis rivayetinde yer alan Raşid b. Davud’un Darekutni tarafından zayıf görüldüğünü, fakat, Dahim tarafından ise sika kabul edildiğini belirtmiştir. (bk. Zhebi Talhis-Hakim/Müstedrek ile birlikte- a.g.y)

Öyle anlaşılıyor ki, bu hadis rivayeti senet bakımından sahih kabul edilebilir bir konuma sahiptir.

Nitekim Hafız Heysemi de, bu hadis rivayetinin Ahmed b. Hanbel, Taberani ve Bezzar tarafından nakledildiğini ve rivayetin senedinde bulunan ravilerin sika olduğunu bildirerek hadisin sahih olduğuna hükmetmiştir. (bk. Heysemi, Mecmau’z-Zervaid, 1/19-h. no: 23)


Kayıtsız Üye
Ashabtan Şeddad b. Evs ile Ubâde b. Sâmit der ki:

Peygamber aleyhissalatü vesselamın yanında bulunuyorduk. Peygamber aleyhissalatü vesselam: ‘İçinizde garîb (Ehl-i Kitab) var mı’ diye sordu. ‘Hayır, yâ Rasûlallâh’ dedik. Bunun üzerine kapıların kapatılmasını emretti. ‘Ellerinizi kaldırınız ve Lâ ilâhe illallâh deyiniz.’ buyurdu.

Ellerimizi kaldırdık ve bir saat boyunca birlikte ‘Lâ ilâhe illallâh’ dedik. Rasûlullâh aleyhissalatü vesselam, elini indirdi. Sonra da:

‘Allah’a hamdolsun. Allah’ım! Sen, beni bu kelime ile gönderdin ve beni bununla memur kıldın. Cenneti de, bana bu söz üzerine vaat ettin. Şüphe yok ki sen, asla vaadinden dönmezsin’ diyerek dua etti. Sonra da: ‘Sevininiz! Hiç şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah, sizi bağışladı.’ buyurdu. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 124; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, I, 19; Hâkim, Müstedrek, I, 501)


Kayıtsız Üye
Hayırlı günler ben bilgi sahibi abilerimden bir ricam olacak herkes çok farklı şeyler anlatiyor sesli zikir hakkında tam net bilgisi olan abilerimden beni aydinlatmalarını rica ediyorum Allahın selameti üzerinizde olsun


halisiyye
Değerli Kardeşlerim!
Burada , arkadaşlarımız, ilmi kaynaklardan bulabildikleri kadarı ile konuyu aydınlatmaya çalışmışlar…. Allahu Sübhanehu ve Teala ebedi rızasını ihsan buyursun. Bu konuda rivayet edilen bazı hadis-i şerifler için , zayıftır diyenler olmuş, zayıf değildir diyenler olmuş…Bu konuda deliller serdetmişlerdir. Güncel ve Klasik Arapça kaynaklardan yaptığım araştırmalarda bu konudaki bazı hadis-i şeriflerin zayıf olduğunu belirtenlerin, umumiyyetle , zühd ve takva yolu olan gerçek tasavvuf ekollerine karşı olan ve bu tasavvuf ekollerinin ekserisinin belki de yüzde doksanının terbiye ve eğitim tarzı olarak benimsediği cehri zikir ve toplu zikir metodunun ,sünnet-i seniyye’den bir aslı olmadığını ispat ederek , zühd ve takva yollarının da asılsız, gereksiz hatta şirk olduğunu , topluma benimsetme gayesi güttüklerini hayret ve teessürle müşahede ettim. Bu ilk bakışta çok net anlaşılamıyor. Ancak , bu konuyu negatif yönü ile ele alan Arap müelliflerin itikadi durumunu incelediğiniz zaman ,onların tasavvufa şirk gözü ile baktığını göreceksiniz. Bazı Tasavvuf ehli arkadaşlarımızın , sırf kendi meşrebleri olan hafi zikir meşrebini yüceltmek ve cehri zikri bidat gösterip cehri meşrebleri , bidat olarak topluma kabul ettirmek amacıyla , tasavvufu bid’at veya şirk kabul eden bu nevzuhur mezahib ile aynı paralele düşmesi cidden çok üzüntü vericidir. Hakikaten tasavvuf ehli kardeşlerimizin, hangi meşrebden olursa olsun, bu konuda çok daha titiz ve duyarlı davranması gerektiği kanaatindeyim. Cehr-i zikrin bidat olduğu konusunda yarışırcasına fikirler ortaya koymak Ehl-i Hakka , Ehl-i Zühde, Ehl-i Takvaya yaraşır bir davranış değildir.


halisiyye
Ben , cehri zikir meselesine değişik açılardan yaklaşmak istiyorum.

1- Usul-i Hadis ilmine aşina olan kardeşlerimiz çok iyi bilirler ki ,zayıf hadis, uydurma hadis (=mevdu hadis) demek değildir.
Uydurma olanlar , ravileri veya ravisi yalancı olan , doğru olmayan, bir garaza mebni , Rasulullah’ın (as) söylemediği sözü, söyledi diyenlenlerin ürettiği sözlerdir. Bu yalancı raviler de hadis ulemasınca bilinmektedir. Onların rivayetleri kabul edilmemiştir.
Burada , cehri zikir konusunda, hadis rivayet eden ravilerin hiçbirisi yalancılıkla itham edilmemiştir. Sadece bazı ravilerin ezberleme yeteneklerinin zayıf olduğu bununla beraber bu ravilerin sika yani güvenilir olduğu, Rasulullah (as) adına yalan uydurmalarının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Fakat Hadis uleması , bu işi o kadar sıkı tutmuş ki, hafızası zayıf olan ravilerden gelen hadis-i şerifleri , Sahih İsmini verdikleri kitaplarına almamışlar, bunları ayrı bir kitap halinde te’lif etmişlerdir.
Mesela, en güvenilir Hadis-i Şerifleri ihtiva eden Sahih-i Buhari adlı muazzam eserin müellifi İmam Buhari Hazretleri , bu türden olan hadisler için Edebül Müfred adlı ikinci bir Hadis-i Şerif Kitabı te’lif etmiştir. Onları ,Sahih-i Buhari adlı eserine dahil etmemiştir.
EdebülMüfred’deki pek çok hadis zayıftır amma uydurma değildir. O Hadis-i Şeriflerle , mübarek dinimizin temel konularında fetva verilmez amma zühd , takva , nevafil konularında bunlardan yararlanılır. Ve Ulema Hazeratı , zaman zaman , zühd ve takva konusunda yazdıkları eserlerde, zayıf hadisleri delil olarak kullanmışlardır. Uydurma olan bir sözü , takdir edersiniz ki , bu büyük alimlerin, hadis-i şerif diye eserlerine almaları , akl ile iman ile bağdaşmaz.


halisiyye
2-Cehri zikir ile ilgili , pek çok eser te’lif edilmiştir. hem bunları te’lif edenler ekabir-i ulemadandır. Bu alimlerden birisi, Meşhur Celaleyn Tefsiri’nin , Müfessirlerinden biri olan İmam Celaleddin Suyuti Hazretleridir. İmam Celaleddin Suyuti’nin ne kadar mütebahhir ve ne kadar zühd ve takva sahibi bir alim olduğunu duymayan bilmeyen yoktur. Onun, İslami İlimlerin her konusunda te’lif ettiği eserler , medreselerde yüzyıllar boyu en üst seviyede ders kitabı olarak okutulmuştur. Sizden istirhamım , bu zat hakkında teferruatlı bir malumat edinip ne denli bir ilmi hüviyyete sahip olduğunu bizzat kendiniz müşahede etmenizdir. Ve de şu hacmi küçük amma faidesi çok büyük olan Arapça eserini okumanız veya arapça bilen bir zattan dinlemenizdir.

Eserin Adı: Neticetül Fikr_FilCehri bizzikr

3-Ben, medrese tahsili ile şereflenmiş bir kardeşiniz olarak , şöyle düşünüyorum.
" Bu hadis-i Şerifleri cerh ve ta’dil etme konusunda veya onların zayıf mı sahih mi olduğu hususunda ve de onları bir kitap haline getirip ta haşre dek , Rasulullah ‘ın (as) sözü olarak Ümmet-i Muhammed Aleyhisselam’a öğretmek konusunda , İmam Celaleddin Suyuti’den daha mütebahhir, daha zühd ve takva sahibi, Mübarek Dinimizin inceliklerini daha çok koruyup gözeten , bid’at olanla , bid’at olmayanı daha çok ayıran , Allahu Teala’nın ve Rasulü’nün (as) rızasını ondan daha fazla talep eden bir kul değilim ki, O büyük alimin söylediklerini tekrar tartışma mevzusu yapayım ve bu sahada yeni bir fikir üreteyim.

4-Ve de diyorum ki, Zühd ve Takva Ekollerine karşı olan kardeşlerimizin tutumu bir tarafa…Zühd ve Takva Ekollerinden birisine dahil olmuş,
Rasulullah’a (as) ulaşmak için gayret sarfeden bu yolun saliklerinin , gafletle, cehri zikir, hafi zikir ayrımını yapması, cehri zikre bid’at demesi
anlaşılabilir bir şey değildir. Bu tasavvufu yeteri kadar tanımamaktan kaynaklanmaktadır. Mürşid-i Kamiller bu ayrımı yapmazlar. Her iki zikir metodunun da kendilerine has yeri ve zamanı olduğunu gayet iyi bilirler ve öğrencilerini , onların kabiliyyetlerinin gerektirdiği zikir metodu ile terbiye etmekten geri durmazlar. Hafi zikir de Cehri Zikir de , Onların elinde , Allahu Teala’nın İhsan ettiği bir terbiye ve Hakka yakınlık metodudur. Yeri gelir, Hafi zikrin yapılması efdal olur, yeri gelir cehri zikrin yapılması efdal olur. Ancak hiçbirisi bid’at olmaz.
Hepsi de Rasulullah’ın (as) , Sünnet-i Seniyyesine muvafık olur.


halisiyye
Ben burada, eğer site yetkililerimiz müsaade ederse , kolaylıkla ulaşılabilsin diye , İmam Celaleddin Suyuti’nin, Cehri Zikir hakında te’lif ettiği
"neticetül fikr fil cehri bizzikr " adlı eserin adresini vermek istiyorum.

http://www.halisiyye.com/kitaplar/suyuti_zikr.pdf

saygı ve selamlarımla…


Kayıtsız Üye
Kardeşim Allah senden mahlukat adedince razı olsun aylar geçti bu kitabı arıyordum kaç aydan beri Buradan senin sayende buldum çok teşekkür ederim


Kayıtsız Üye
Allahu Teâlâ hepimizden de razı olsun kardeşim…


islamda zikir var mıdır, toplu zikir ile ilgili hadisler, sesli zikir hadis

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();