Cenin kırk günlük olunca Allah (c.c) bir meleği dört kelimeyle gönderir
Sedanur
Soru
Bir hadiste Resulullah (asv) buyurdular ki:"Sizden birinin yaratılışı, annesinin karnında kırk günde cem olur. Sonra bu kadar müddette "alaka" olur. Sonra bu kadar müddette "mudga" olur. Sonra Allah bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) rızkını, ecelini, amelini, şaki veya said olacağını yazar, sonra ona ruh üflenir. Kendinden başka ilah olmayan Zat´a yemin olsun, sizden biri, (hayatı boyunca) cennet ehlinin amameliyle amel eder. Ama son anda cehennemlik olur, Bu hadisi yorumlarmısınız
Değerli Kardeşimiz;
Abdullah (îbn-i Mes ‘ûd) radiya’llâhu anh’den rivayete göre, demiştir ki : Resûlullâh sallallâhu aleyhi vesellem bana (insanın hilkati atvârından) haber verdi ki o, kendi doğru söyler, kendisine de doğru bildirilir buyurdu ki : < sizin biriniz (in hilkati mebdeinde) ana ve baba maddeleri kırk gün ananın karnında toplanır, (halka müstaid bir halde tahammür eder). Sonra o maddeler o kadar zaman (kırk gün) içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman (kırk gün) içinde mudga = bir çiğnem ete tahavvül eder. (Dördüncü tekâmül tavrında) Allah bir Melek gönderir. Ve tekâmül eden mudgaya (şu) dört kelime (yi yazması) emrolunur ki : onun işini, rızkını, ecelini, şakî veya saîd olduğunu yaz! denilir. >
(Ibn-i Mes’ûd demiştir ki :
< Abdullah’ın hayâtı yed-i kudretinde olan Allah’a yemîn ederim ki: Melek bunları yazdıktan) sonra ona ruh üflenir. (Cenin canlanır), imdi sizden bir kişi (bu fıtratı îcâbı dünyâda) iyi iş işler de hattâ kendisiyle Cennet arasında yalnız bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada (Meleğin ana kanunda yazdığı) yazı gelir; o kişiyi önler. Bu defa o, Cehennemliklerin işini işlemeğe başlar (da Cehennem’e girer) sizden bir kişi de (fena) iş işler. Hattâ kendisiyle Cehennem arasında ancak bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada (Meleğin yazdığı) kitabı gelir onu önler. Bu defa o kişi ehl-i Cennetin işini (hayır iş) işler, (Cennet’e girer) (Buhari) >
Açıklama:
Bu hadîsi, Buhârî Meleklerin me’mûr oldukları hilkat vazifelerine dâir açtığı bir babında rivayet etmiştir. Hadîsin unvana mutabakat noktası da bir kısım Meleklerin beşerin mukadderatım, saadet ve şakâvetini yazmağa me’mûr olduklarının bildirilmesidir.
Hadîsin metninde Resûlullâh’ın kelâmı (şaki ve saîd) kelimeleriyle nihayet buluyor. Ondan alt tarafı râvî Abdullah Ibn-i Mes’ûd’a aittir. Buhârî metninde ikisi arası fasledilmediğinden hepsi Peygamber Efendimiz’in kelâmıdır, sanılıyor. Bu zannı, hadîsin diğer bir rivayet tarikında vârid olması izâle etmiş, bu da tercememizde gösterilmiştir.
Beşerin hilkat-i atvârı Kur’ân-ı Mübîn’de Mü’minûn Sûresi’nin 12, 13, 14 üncü âyetlerinde beyân buyurulmuştur ki, mealleri şöyledir: < "And olsun ki, biz insanı çamurdan (tasfiye edilmiş) bir Sülâleden (gıda olarak insan uzviyetine temessül eden bir maddeden) yarattık. Sonra o Sülâleyi, (o insan nesline temessül eden maddeyi) metanetli bir karargâhta, (aldığım muhafaza eden kuvvetli ana rahminde) Nutfe, (menî içinde bir tohum) kıldık. Sonra Nutfeyi, (o insan tohumunu) Alâka, (yapışkan ve pıhtı bir kan hâlinde) yarattık. Müteakiben o Alâkayı mudga (bir çiğnem et) hâline koyduk. Arkasından mudga kemik, (İnsan iskeleti) hâlinde yarattık. Ardı sıra bu kemik (den iskelet) e bir et giydirdik. Sonra bu (hilkat atvârının son şekli) ni bir başka yaradış (olan iradesiyle, ruhiyle, bedenî cihaz ve kuvâsi) le (ahsen-i takvimde) bir hilkat neşeti verdik. Bu cihetle Allah, hâlık (farz olunan) ların fevkinde güzel yaratmakla yüceldi" 1. >
İnsan denilen bu hilkat garibesini Allah, bir anda yaratmak kudretini hâiz iken Allah’ın onu tabiî şeklini alıncaya kadar bir takım tavırlara, kanunî tahavvüllere tâbi tutmasında hiç şüphesiz husûsî ve umûmî birtakım menfaatler, hikmetler vardır. Husûsî menfaatlerden bir mühimi anaya âit olanıdır ki : Allahi, o nevzadı ana karnında defaten yaratmış olsaydı, ana mu’tadı olmayan bir yükü karnında taşımak zorunda kalacak ve belki de helakine sebep olacaktı. Hilkat etvâriyle te’mîn edilen mümârese sayesinde bu mahzur önlenmiş oluyor. Umûmî olan hikmet ve menfaat de Allah’ın kudretini ve insanlara mebâdî-i hilkatte başlayan ni’metini izhâr etmesidir.
Bu rivayetine göre, insanoğlu ana karnında aleka, mudğa gibi hilkat atvârını tamamlayıp yüz yirmi günlük tekâmül tahavvülü geçirdikten sonra Allâhu Teâlâ bir melek göndererek onun işini, rızkım, ecelini, şakî veya saîd olduğunu yazdırıb sonra cenîne ruh nefholunur. Bu rivayete göre, Resûl-i Ekrem buyurur ki: < Sîzden bir kişi bu fıtratı îcâbı dünyâda iyi iş işler de hattâ kendisiyle Cennet arasında yalnız bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada meleğin ana karnında yazdığı yazı gelir, o kişiyi önler. Bu defa o kişi Cehennemliklerin işini işlemeğe başlar. Bu suretle Cehennem’e girer. Sizden diğer bir kişi de fena iş işler, hattâ kendisiyle Cehennem arasında bir kulaç mesafe kalır. Bu sırada meleğin yazdığı kitabı gelir de onu önler. Bu defa da o kişi ehl-i Cennetin hayır işini işler, Cennet’e girer. >
İbn-i Mes’ûd’un bu hadîsinin bir mefhûmu halk dilinde: Saîd anasının karnında saîddir. Şakî de anasının karnındaki şakîdir. Suretinde bir düstur hâlinde meşhurdur.
Bu konuda Buharide geçen İmran bin Husay’nın Peygamberimize sorduğu soru şöyledir: İ < nsanların cennetlik veya cehennemlik olmaları mademki Allah’ın kaza ve kaderi eseridir. Şu halde insanların ibâdetlerinin ve birtakım hayır işlerinin ne te’sîri olabilir? >
Hazret-i Peygamber’in cevâbı da:
< Kula düşen vazîfe, niçin yaradıldıysa onun muktezâsını îfâ etmek ve yaradan’a karşı me’mûr olduğu kulluk vazîfesini hayâtının sonuna kadar idâme eylemektir. Binâenaleyh saîd olan cennetlik kişinin saadet alâmeti, hiç delâlete düşmeden ömrünün sonuna kadar doğru yolda yürümek ve Cennet’e ermektir, suretinde îzâh olunur. Şakî olan Cehennemlik kişinin şakâvet alâmeti de hayâtının sonuna kadar delâlete düşmüş olmasıdır ki, bu kul da sapkınlığı ile Cehennem’e ermiş bulunur. >
Cevap: Cenin kırk günlük olunca Allah (c.c) bir meleği dört kelimeyle gönderir: (Bu melek) r
HADİE
yüce Allahın yaratma sıfatı mucizelerle doludur yuce Allah daha anne karnına düşen küçük bir parçayı başından sonuna kadar gözetip korumakta ve melekleri ile sahip çıkılmaktadır Allah çok yüce ve rahimdir
bebeğe ruh ne zaman üflenir, bebeğin ruhu ne zaman üflenir, cenine ruh ne zaman üflenir