Alimlerin Tütün (sigara) hakkında ki Görüşleri

Alimlerin Tütün (sigara) hakkında ki Görüşleri

Hükümdar
Dürr-ül-muhtar kitabının beşinci cildinde buyuruluyor ki:
Hanefi âlim İbni Nüceymi Mısri, Eşbah kitabında diyor ki:
Âyet-i kerimede ve hadis-i şeriflerde haram olduğu bildirilmeyen şeyler, aslı üzere helal olur. Veya helal ve haram diye hüküm verilemez. Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğu, böyle şeyler helal olur dedi. İbni Hümam, Tahrir kitabında da böyle söylüyor. Bunun için, Besmele ile kesildiği bilinmeyen hayvana ve zararı görülmeyen ota helal denir. Tütün de böyledir. Âlimlerin çoğuna göre, helaldir. Birkaçına göre ise, hüküm verilemez. [Uyun-ül-besair’de, Hamevi Eşbahı şerh ederken, (Buradan tütün içmenin helal olduğu anlaşılıyor) buyuruyor.]

Hanefi âlimlerinden, Şam müftüsü, Abdürrahman İmadi, Hediye adındaki kitabında, (Tütün; soğan, sarmısak gibi mekruhtur) buyurdu. İbni Abidin, bu satırları açıklarken buyuruyor ki:
Vehbaniyye şerhinde, (Tütün içmek ve satmak yasak edilmelidir) diyor. [Tütünü yasak eden dördüncü Murad han zamanında bulunan Şernblali de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) diyerek, tütün yasak edilmeli demiş, fakat yine de haram veya mekruh dememiştir.]

Mısır’da, Maliki âlimlerinin büyüklerinden Ali Echüri hazretleri tütünün helal olduğunu bildiren kitap yazıp, dört mezhep âlimlerinin, tütünün helal olduğunu bildiren fetvalarını nakletmiştir.

Abdülgani Nablüsi
hazretleri de tütünün mubah olduğunu bildiren, Essulhu beynelihvan kitabında diyor ki:
Tütün bazılarına zarar verirse, yalnız bunlara haram olur, başkalarına haram olmaz. Bal, safra hastasına zarar verir. Fakat, başkalarına haram değildir. Her şey aslında helaldir. Haram veya mekruh diyebilmek için, delil lazımdır. Şarap habislerin en kötüsü iken ve Resulullah İslamiyetin bildiricisi olduğu halde, şaraba haram demedi. Âyet-i kerime ile yasak edilmesini bekledi. O halde, tütün içmek mubahtır, helaldir. Kokusu ise tab’an mekruhtur. Şer’an mekruh değildir.

İbni Abidin
hazretleri devam ederek buyuruyor ki:
Tütün içmek Şafii’de haram değil, tenzihen mekruhtur. Hatta, zevce tütünü bırakınca, zarar görmezse, meyve gibi olur. Kocasının tütün parası vermesi lazım olur. Tütünü bırakınca, kadın zarar görürse, ilaç gibi olur.

Tütünü haram sananların vesika olarak ileri sürdükleri, Berika kitabının sahibi Muhammed Hadimi hazretleri diyor ki:Bazıları, (Tütün ve kahve kullanmak da, âdette bid’attir. İkisi de haram değildir ve mekruh da değildir. Doğrusu da budur. Bunlara haram diyen, âdette bid’ati haram etmiş olur) dedi. Bize göre, kahve belki böyledir. Fakat, bunu da, kullanmamak daha iyidir. Çünkü, hakkında söz birliği yoktur. Tütüne gelince, haram olmadığı doğru ise de, mekruh olduğunda şüphe yoktur. Çünkü, helal olmasında söz birliği yoktur. Hadis-i şerifte, (Soğan, sarmısak yiyen, mescidimize gelmesin) buyuruldu. Çünkü, melekler pis kokudan incinir. Cüzzam, baras hastaları, yarası kokanlar, üzeri balık kokanlar da böyledir. tütünü içmek de bunun için mekruh olur dedi. Salih olan kimse, bu hadis-i şeriften korkarak tütün içmez. (Berika)

Abdülgani Nablusi hazretleri diyor ki:
Tütün ve kahve için çeşitli şeyler söyleniyor ise de, sözün doğrusu, ikisine de haram ve mekruh dedirtecek bir sebep yoktur. Her ikisi de, (Âdette bid’at)dir. Herhangi bir sebep göstererek bunlara haram diyen kimse, âdette bid’at olan şeye haram demiş olur. Âdette bid’ate haram denilemeyeceğini, cumhuri ulema bildirmiştir. (Hadika s.143)

İsmail Hakkı hazretleri, ilk zamanlarında tütünün haram olduğunu yazmıştı. Çünkü, sultan Murad, tütün içmeyi yasak etmişti. İçen öldürülüyordu. Bu âlim, tütünü değil, tütün içmeyi, idama sebep olduğu için haram demişti. Hükümet, tütün yasağını kaldırdıktan sonra, yazdığı kitabında, tütünün haram olmadığını bildirmiştir. [Bursa’da Orhan kütüphanesinde bu kitap vardır.]

Maliki âlimlerinden Ali Echüri hazretleri buyuruyor ki:
Tütün, aklı gidermiyor. Necis de değildir. Böyle olunca, tütün içmek haram değildir. Başka türlü zararlara sebep olursa haram olur. Zarar vermeyen kimseye haram değildir. Afyonu, aklı gidermeyecek az miktarda yemek caiz olduğu gibi, tütünü de aklı gidermeyecek miktarda içmek caiz olur. Bu ise, insanlara göre ve içilen miktara göre değişir. Bir kimsenin aklını gideren miktar, başkasının aklını gidermez. Tütün haramdır, diye kesin söylenemez. Bunu ancak din cahili olan söyler. Aklı gidermeyince, helal olduğu anlaşılmaktadır. Tütün, israf olduğu için haramdır da denilemez. Çünkü, mubah olan şeyi almak için verilen mal israf olmaz. Zararlı olduğundan haramdır demek de ilmi bir söz değildir. Çünkü, zarar verene haram olur. Zarar vermeyene haram olmaz. Hanefi âlimlerinden şeyh Muhammed Nihriri, uzman doktorun sözü ile veya tecrübe ile zarar verdiğini anlayan kimseye tütün içmek haram olur. Böyle kesin anlaşılmadıkça, helal olduğuna fetva vermiştir. Tütün hakkında bir hadis yoktur. Hanbeli âlimlerinden Meri bin Yusüf Mukaddisi, Tahkikul-burhan fi-şanid-duhan kitabında, başka zarar vermedikçe tütünün haram olmadığını, ateş dumanını ağza çekmek gibi olduğunu, bunun haram olacağını ise kimsenin bildirmemiş olduğunu yazmaktadır. Yeni meydana çıkan bir şey, mubaha benzerse mubah olur. Harama benzerse haram olur. Aklı olan bir din adamı, tütünü elbet mubahlara benzetir. Zarara sebep olmadıkça haram diyemez. Aklı gidermeyecek kadar tütün içmenin haram olmadığını dört mezhep âlimleri sözbirliği ile bildirmişlerdir. (Gayet-ül-beyan)


Cevap: Alimlerin Tütün (sigara) hakkında ki Görüşleri

Hükümdar
Tütün, aklı giderir veya zarar verirse yahut nafakası vacip olanın nafakasını terke veya namazın vaktini kaçırmaya sebep olursa, haram olur. Başkalarının içmesi haram olmaz. Uyuşturucu maddenin aklı gidermeyen kadar az miktarını satmak da caizdir. (Celal-ül-hak fi keşfi ahvali şiraril-halk)

Tütün içmek, alkollü içkiler ve afyon, morfin, esrar ve benzerleri uyuşturucu maddeler gibi, haram edilmemiştir. İbni Abidin, (Zebaih) kısmında, (Allahü teâlânın, helal ve haram diye açıklamadığı şey, Allahü teâlânın af ettiği şeylerdendir) hadis-i şerifini yazarak, haram olduğu bildirilmeyen ve haram edilmiş olanlara benzemeyen her şeyin mubah olduğunu göstermektedir.

Kötü alışkanlık, haram işlemeye alışmak demektir. Haram olmayan şeyi kullanmaya kötü alışkanlık denmez. Boğazına düşkün olanlar, yiyeceğe benzetilemez diyerek de tütünü kötülüyorlar. Tütün bitkisini yakıp, dumanını çekmek, ihtiyaç değil, caiz olmaz diyorlar. Günnük, ud ağacı, tütsü otunu yakıp koklamak mubahtır. Bunlar, yenmez, içilmez, caiz olmaz denemez. Ölülerde ve dirilerde kullanılması sünnet olan şeyi de, yakılıp dumanı savruluyor diye, kötülenemez. Bunlar ve pis kokulu otlar, Araf suresindeki, (Yerden çıkardığı ziynet) kelimesine dahil olunmuştur. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
(Çok yiyince sarhoş eden katı madde ve otların aslı temizdir, mubahtır.) (Redd-ül-muhtar 5/ 295)

Bir kimseye zarar veren mubah şey, ona haram olur. Zarar vermediği kimselere haram olmaz. Aşırı içen bazı kimselere zarar verirse, bunların çok içmesi haram olur. Fakat, bunların az içmelerine ve zarar görmeyenlere de haram olur denilemez. Çoğu zarar veren şeyin azı da haram olur demek pek yanlıştır. Her şeyin çoğu zarar verir. Ekmeğin, suyun da çoğu, zarar verir. Bunun içindir ki, doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, çoğu zarar veriyor diye, az yemek, içmek, haram olur mu?

Abdülgani Nablusi
hazretleri buyuruyor ki:
Yemesi, içmesi zararlı olanlar üçe ayrılır:
1- Öldürücü olanlar. Her zehir, cam tozu ve benzerleri böyledir. Bunları yemek, içmek haramdır.
2- Öldürücü olmayanlar. Toprak, çamur, kil ve benzerleri böyledir. Bunları çok yemek, içmek mekruh olup, zararsız miktarları mubahtır.
3- Organlarında zafiyet olanlara zarar verenler. Sağlam olanlara zarar vermezler. Bazı kimselere balık eti, süt, yumurta, biber gibi şeyler zarar verir. Bunlar, yalnız zarar verenlere haram, mekruh olur. Zarar vermeyenlere ise mubahtır. (Hadika)

Tütüne zararlıdır diyenler üçüncü maddeye dahil ediyorlar. Her içeni öldürücü bir zehir olduğunu bildiren bir ilim adamı yoktur. Tütündeki nikotinden dolayı, günde bir iki sigara içen zehirlenir diyen de yoktur. Çünkü bu söz, havada, boğucu olan karbondioksit gazı bulunduğu için, nefes alan zehirlenir demeye benzer. Nikotinden çok daha zehirli olan siyanür asidi, acı bademde de vardır. Bu zehirden dolayı acı badem yemek haramdır, mekruhtur diyen yoktur. Her şeyi fazla yemek, içmek zararlı olur. Aşırı tütün içmek elbette zararlıdır. Bunun için sigara herkese zararlıdır, kansere sebep olur diyerek, günde 1-2 sigaranın da zararlı olacağını sanmak, bu yüzden haram veya mekruh demek ilme aykırıdır.
Hanefi âlimi seyyid Ahmed Tahtavi diyor ki: Şafii âlimlerinin çoğu, tütüne tenzihen mekruh dedi. Hanefi mezhebinde, soğan, sarmısak gibi tenzihen mekruhtur.(Dürr-ül-muhtar haşiyesi)

İbni Abidin
, abdestin sünnetlerini anlatırken diyor ki:
Pezdevi üsulünde denildiği gibi, haram olduğu açıkça bildirilmeyen her şey, sözbirliği ile mubahtır. Çünkü, Allahü teâlâ Bekara suresinde, (Yerlerde olan her şeyi sizin için yarattım) mealindeki âyet-i kerimede, hepsinin mubah olduğunu bildirmektedir. Tahrir kitabında bildirildiği gibi, Hanefi ve Şafii âlimlerinin çoğunluğuna göre, her şey yaratılışında helaldir. Ekmel-üd-din, (Pezdevi) şerhinde de böyle bildiriyor ve bir şeyin haram olduğunu işitmeyen kimselerin, o şeyi yemesi mubahtır diyor.
İmam-ı Muhammed, (Leş ve şarap, yasak edildikten sonra haram oldu) diyerek, her şeyin aslında mubah olduğunu, yasak edilince haram olduklarını bildiriyor.

Milyonlarla salih Müslümanın ve halife-i müsliminin, şeyh-ül İslamların kullandığı şeye, kendi aklı ile kötü alışkanlık demek, bunu haramlara benzetmeye kalkışmak, ancak cahillerin yapacağı iştir. İkinci Abdülhamid han tütün içerdi. Kendisine Şemdinan ve İskeçe şehrinden tütün gelirdi. İskeçe, Şemdinan ve Samsun tütünleri, kıyılmış halinde, latif kokmaktadır. Çubuğa koyup içerlerken, etrafa hoş kokusu yayılmaktadır. Bozuk, karışık tütün içerken iyi kokmazsa, halis ve hoş kokulusu kötülenemez. Acı biberi sevmeyen kimse, tatlı biberi, hatta acısını da kötüleyemez. Bunlara mekruh diyemez. Eğer derse, sözünün kıymeti olmaz. Herkes, sevmediği şeye haram, mekruh derse, din-i İslam, Hıristiyanlığa döner. Onun gibi karmakarışık olur.

Tütünü bırakmak nefs ile mücadele sevabı kazandırmaz. Bedene ihtiyacını vermemek, zulüm olur.
Günah olur. Nefs, ihtiyaca kavuşmakla doymaz. İhtiyaçtan fazlasını ve haramları ister. O halde, nefsle mücadele, haramlardan ve mubahların fazlasından sakınmaktır. Günde bir kere tütün içmemek, nefsle mücadele değildir. Tütünü, sıhhate ve keseye zararlı olacak miktarda fazla içmemek mücadeledir. Yalnız tütün ile değil, bütün mubahlarla da nefs mücadelesinin böyle olması gerekir.

Tütünü, afyona benzetmek de, onun herkese haram olacağını göstermez. Tersine olarak, zarar yapmayacak kadar az içenlere mekruh bile olmadığını, gösterir. Çünkü müctehidler, afyon gibi uyuşturucu maddeleri, haram olan içkilerden ayırmaktadır.


Yanıt: Alimlerin Tütün (sigara) hakkında ki Görüşleri

Hükümdar
Dürr-ül-muhtar 3. cilt, 166.sayfada, (Benc veya Ban otu denilen uyuşturucu otu yemek mubahtır. Çünkü ottur. Bununla sarhoş olmak haramdır) diyor. İbni Abidin hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:
(İmam-ı Muhammede göre, çoğu sarhoş edenin azı da haram olması, sıvı olan içkiler içindir. Böyle olmasaydı, safran, anber gibi, fazlası sarhoş eden birçok katı maddelerin az miktarını yemek de haram olurdu. Bunlara haram diyen hiçbir âlim yoktur. Ban otu ve benzeri zehirli otların necis olduğunu hiçbir âlim bildirmedi. Ban otunun ilaç olarak kullanılması caizdir. Aklı giderip keyif verici olarak kullanılması caiz değildir. İmam-ı Muhammedin sözü sıvı haldeki içkiler içindir. Ban otu ve benzerleri, katı oldukları için, ancak sarhoş olmak için kullanılmaları haram olur. Bu da, çok miktarda kullanılmaları haram olur demektir. Az miktarda kullanılmaları haram olmaz. Mesela, Amber ve benzerlerini koku için ve Skamonya denilen zehirli mahmude otunu müshil olarak kullanmak ve diğer katı zehirli ilaçları az miktarda kullanmak haram olmaz. Caiz olur. Zarar veren çok miktarlarını kullanmak haramdır.) [Redd-ül muhtar]

Tütün abes de değildir. Abes, faydasız iş yapmaya, boş yere vakit geçirmeye denir. Çalgı ile, oyun ile vakit geçirmek böyledir. Tütün, vakit öldüren bir iş değildir ki, abes denilsin. Tütün içmek, faydalı iş yapmaya mani olmuyor. Tütün içerken kitap okunur. Misafir ile sohbet edilir.

Büyüklerin yanında, camilerde, vaazlarda, muhterem yerlerde içilmemesi de, haram veya mekruh olacağını göstermez. Büyüklerin yanında yatılmaz. Bunlara ve Kâbe’ye karşı ayak uzatılmaz. Vaazda, derste ekmek bile yenmez. Böyle, birçok yerlerde ve sıkıntı duyanların yanında yapılmayan çok şey vardır ki, başka yerlerde ve yalnız iken hiçbiri haram veya mekruh değildir. Camide alış veriş etmek, yüksek sesle konuşmak, kan aldırmak mekruhtur. Fakat bunlar, cami dışında mekruh değildir.
İhtiyaç deyince yalnız yiyip içecekleri anlamak, pek basit bir görüştür. Bedenin, ruhun çeşitli ihtiyaçları olduğu, din kitaplarında yer almaktadır. Bütün duyu organlarımızın farklı ihtiyaçları olduğu gibi, sinir sisteminin, hatta her organın ayrı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların, ekmek, su gibi önemli olduğu, herkesçe bilinmektedir. Fıkıh kitaplarında, akla gelmeyen, çeşitli ihtiyaçlar görüyoruz. Mesela, Dürr-ül-muhtar’da, (Burnu ve teri silmek için mendil satın almak, ihtiyaç için olursa caizdir. Gösteriş için olursa, tahrimen mekruhtur) diyor.

Görülüyor ki, bir şeyi kullanmak bile, niyete göre ihtiyaç olmaktadır. Doyduktan sonra yemek haramdır. Fakat, oruç tutmak veya misafiri utandırmamak için olunca, helal, hatta sevap oluyor. Misafire ikram için, haram, helal oluyor da, haram olmayan tütünü ikram etmek neden suç olsun? Tütünü kötüleyenler, bu hücumlarını, keşke, İslamiyet’in haram ettiği şeylere karşı yapsalardı, çok sevap kazanırlardı. İslam’a büyük hizmet etmiş olurlardı. Fakat, şeytan herkesi bir taraftan yakalıyor. Hem İslamiyet’e saldırtıyor, hem de, ibadet yaptığını sanarak, kibre, ucba sürüklüyor. Bunları anlamadan konuşmak, dine de, söz sahibine de kusur getirir. Hissi, yani kendi görüşlerini, dinin emirleri ve yasakları durumunda göstermeye kalkışmak ve yapılan işlerin, helal mi, haram mı olacağını ayırırken taassuba kapılıp, nasslara dayanmamak felakettir.

Birkaç âlim ise, nafakadan kesilmesi, dumanı ile başkasını rahatsız etmesi, çok içerek bedene zarar vermesi… gibi şartlarda tütüne haram veya mekruh demişlerdir. Yoksa, mücerret [soyut olarak] tütünün içilmesini kötüleyen hiçbir âlim yoktur. El-Ukud-üd-dürriyye‘nin ve Hadika ikinci cildinin sonunda, tütünün haram olmadığı vesikalarla ispat edilmiş ve Tahtavi’nin Merakıl-felah haşiyesi, orucu bozanlarda da uzun yazılıdır.

Şam âlimlerinden Mustafa Rüştünün Tuhfet-ülihvan ma kile fiddühan kitabında, insanın sıhhatini bozan, zarar veren şeyleri ve israfı uzun anlattıktan sonra, tütünün böyle olmadığını bildiriyor. Tütüne haram demek, vera ve takva da olmaz. Vera sahipleri, Allahü teâlânın haram etmediği şeye, haram diyemez diyor. Hanefi âlimlerinden allame Abdüllah bin Muhammed Nihriri ve Şafii âlimlerinden Ali bin Yahya Nevreddin Ziyadi ve Abdürraufi Münavi ve şeyh Ali Şevberi ve şeyh İsmaili Sencidi ve Maliki âlimlerinden allame Külli ve Hanbeli âlimlerinden şeyh Meri, tütünün haram olmadığına fetva vermişlerdir diyor. Zararı ve lüzumu olmayan şey için mubah, zihin durgunluğunu giderip, hafızasını kuvvetlendirene mendub, terk edince zarar verene vacib, kullanınca zarar verene haram, içmek istemeyene, tütün içmesi mekruh olur, diyor. Şarap böyle değildir. Şaraba alışan, tevbe etse, şarabı terk ettiği için hasta olup, ölse, sevap olur.

Âlimlerin çoğu tütüne mubah demiştir. Mesela Şeyh-ul İslam Ebülbeka, Ahmed bin Ali Hariri, İsmail Meraşi, kadi Abdürrahim, Ganim bin Muhammed Bağdadi, Şeyhul İslam Behai, Muhammed Tarsusi, Muhammed Kehvaki, Mısır âlimlerinden Yusüf Decvi ve Muhammed bin Abdülbaki Zerkani, allame Abdülgani Nablusi, Abdürrahman bin Muhammed İmadi, allame Ali Echüri, Mahmud-i Samini, Osman Bedreddin, seyyid Abdülhakim efendi, büyük âlim, veliyyi kâmil mevlana Halid-i Bağdadi hazretleri buyuruyorlar ki:
(Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fasık, günahkâr bilmemelidir.)


Soru: Alimlerin Tütün (sigara) hakkında ki Görüşleri

imamhatipli42
< Zarar ve alışkanlık yapmayacak kadar az içilen tütüne haram ve mekruh demekten sakınmalı, kesesine ve sıhhatine zarar vermeyecek kadar az içenleri fasık, günahkâr bilmemelidir >

Kardeşim bu görüşe maalesef katılmıyorum. Tütünde insan sağlığına yararlı olan tek madde nikotindir. Onu da patlıcan gibi bir nimetten alabiliriz. nikotin dışında ismini bilmediğimiz yüzlerce zehir var iken nasıl olur da zarar vermeyebillir açıklar mısınız. Acizane görüşümdür. Selam ve dua ile..


Hükümdar
< Kardeşim bu görüşe maalesef katılmıyorum. Tütünde insan sağlığına yararlı olan tek madde nikotindir. Onu da patlıcan gibi bir nimetten alabiliriz. nikotin dışında ismini bilmediğimiz yüzlerce zehir var iken nasıl olur da zarar vermeyebillir açıklar mısınız. Acizane görüşümdür >
Tanıdığımız salih Müslüman ve branşında uzman bir doktor diyor ki:
"Bazı astım hastalarına bir tek sigara bile zararlıdır. Hastalıksız insanlara, birkaç tane sigaranın zararı olmaz. Bazı kimselere 5-10 tanesi, hatta 20 tanesi bile zararlı değildir. Çilek, patlıcan gibi bazı besinler alerji yapar, yani zararlıdır. Kendisine zararı dokunan şeyleri elbette yememek gerekir.”

Günümüzde insanlar siğarayı esrar,kokin,uyuştucu gibi görüyor ama böyle değildir kişi günde 3 paket sigara içse bile bunların verdiği etkinin 1000/1 görülmez siğara içipde sarhoş olanı hiç gördün mü hayır çünkü tütüün etkisi azdır insanı etkilemez ama bu sigara karşıtlığı bilerek yapılmakta zararından çok insanları başka yönlere çekmekteler kimse çıkıp alkolun zararlarını açıklamaz ve söylemez ama alkol daha zararlıdır içkiyi masum gösterip sigarayı kötülerler ikiside insan vucuduna zararlı alkol daha zararlıdır

Sigarayı bu kadar kötü gösternekteki amaç insnaları içkeye yönlendirmektir
sigarayı o kadar kötü yapıp televizyonlarda bile sansürlüyorlar ama içikiye geldimi normalmiş onun hiç zararı yokmuş gibi masum gösteriyorlar

Bu cevaplar insan vucudu içindi ama bizi ilgilendiren dini kısmıdır din haram demişse haramdır bu sorgulayamayız onun için sigaranın dini açıdan ne olduğunu konuda islam alimleri açıklamışlar

Kendi kafamızdan bir şeye haraam ya da helal diyemeyiz

Dinde bildirilen bir harama, az miktarının zararı yok diye haram değil demek çok yanlıştır. Tersi de böyledir. Mubah olan bir şeyin çoğu zarar veriyorsa, azına da haram demek çok yanlış olur. Mesela yemek yemek mubahtır, çok yenince haram olur. Azına da haram demek çok yanlıştır. Aynı mantıkla, faydası tam tespit edilemeyen farzların da terki mümkündür demek doğru mu?

Harama mubah demek nasıl küfrü gerektiriyorsa, mubaha da haram demek aynı hükme girer. Din hakkında hüküm verirken, Allah’tan korkmalıdır.


imamhatipli42
< Harama mubah demek nasıl küfrü gerektiriyorsa, mubaha da haram demek aynı hükme girer. Din hakkında hüküm verirken, Allah’tan korkmalıdır. >
Çok şükür bu güne kadar hiçbir hükmü inkar etmedim. Ne haddime ki harama helel demek yada helale haram demek. Ama bak şunu anlatamadım galiba sigarada sadece nikotin yok onun yanında yüzlerce zehir de var.

Sigaranın haram olduğuna dair deliller şunlardır:

1) Vücuda zarar veren herşey haramdır. Velevki azı mübah olsa da çoğu haramdır yemek yemek gibi.

2) Emanete hıyanetlik etmek münafıklık alametidir. Allahü Tealanın vermiş olduğu bu bedene sahip çıkmamak gibi bir hakkımız yok. Mahşerde bize bu bedeni nerelerde ne işlerde kullandığımız sorulacak.

3) İsraf haramdır. Faydası olmayan veya zararı faydasından fazla olan bir nesne için harcama yapmak israftır. Sigaraya verilen para sence israf edilmiş olmaz mı.

Son söz hani derler ya;

Dumanını YEL, parasını EL, zehirini de SEN alırsın…

Dua ile veselam..


Hükümdar
< Çok şükür bu güne kadar hiçbir hükmü inkar etmedim. Ne haddime ki harama helel demek yada helale haram demek. >
selam nedir?nasıl verilir? konusunda verdiğin cevapda sana sorcaktım ama o konu selamla ilgili olduğu için sormadım orda verdiğin cevapta ise haram diyorsun

< Haram işleyen bir kişiye selam verilmez. O arkadaş sigara içilen anda selam verilmez anlamında yazmış olsa gerek yoksa kimseyi tekfir ettiği yok. Sigaranın da haram olduğu artık kanıtlandığına göre olay çözülmüştür. >
sigaranın haram oduğu nerde kanıtlandı sadece sigaranın zararları kanıtlanmıştır
Sigaraya bu kadar alim haram demiyor ama siz ısrarla haram demeye çalışıyorsunuz

< 1) Vücuda zarar veren herşey haramdır. Velevki azı mübah olsa da çoğu haramdır yemek yemek gibi.

2) Emanete hıyanetlik etmek münafıklık alametidir. Allahü Tealanın vermiş olduğu bu bedene sahip çıkmamak gibi bir hakkımız yok. Mahşerde bize bu bedeni nerelerde ne işlerde kullandığımız sorulacak.

3) İsraf haramdır. Faydası olmayan veya zararı faydasından fazla olan bir nesne için harcama yapmak israftır. Sigaraya verilen para sence israf edilmiş olmaz mı.

>
Bunların hepsi alimler açıklamış konuyu iyi okursan anlarsın kendi kafama göre haram mı israf mı diyemem benim için alimlerin dedikleri önemlidir çünkü senin bu sorduklarını onlar bizlerden daha iyi bilir onlar kadar ilim sahibi olmadığımız için


imamhatipli42
< Bunların hepsi alimler açıklamış konuyu iyi okursan anlarsın kendi kafama göre haram mı israf mı diyemem benim için alimlerin dedikleri önemlidir çünkü senin bu sorduklarını onlar bizlerden daha iyi bilir onlar kadar ilim sahibi olmadığımız için >
Tabi ki de alimlere itimat edeceğiz onların bilgisi bizden fazladır. Ama bak sen hala tütünle sigarayı karıştırıyorsun. Sana tek bir şey söyleyeyim mi kardeşim piyasada satılan sigaraların %90’ının tütünleri şarapla yıkanır ve sigara öyle imal edilir. Başata Amarikan firması phillip morris, JTI ve diğerleri.
Bak saf tütün konusunda hiçbirşey diyemem ama sigara konusunda yanılıyorsun kardeşim.


barışuğur
ben sigara’nın beni sarhoş ettğini hatırlıyorum. bu konuda bizim asrımızın ya da bir önceki asrın müceddid’inin görüşü bence en gerçekçi yaklaşım olacaktır. bizim asrımızın müceddid’i mehdi oluyorsa daha zuhuruna var o yüzden de o şekilde söyledim. islam alimlerinin görüşlerini hiçe saydığım düşünülmesin.


ÜSTÜNBAŞ
Genclere mektup…

Daha ortaokul sıralarındayken arkadaşlarımdan bazıları delikanlı olduklarını ispat için sigara içmeye başladılar. Askerî okulu bitirdim, memleketime gittim. Arkadaşlarım, mezuniyetimi kutlamak için bir bağda sofra kurmuşlar, beni de davet ettiler. Gittim…

Çay bardaklarına rakı doldurmuşlar. Peynir ekmek gibi yiyecekler de var. "Ben içmem" dedim. Onlardan biri tepeme dikildi, "içmezsen eğer, bu şişeyi başından aşağıya boşaltacağım!" dedi. "Boşalt" dedim. Israrlar, tehditler birbirini takip etti. "Biz seni arkadaşımız biliyoruz. Mezuniyetini tebrik için böyle hazırlık yaptık. Sen şimdi hepimizi mahcup ettin, olmaz böyle şey!" dediler. Özür dileyerek yanlarından ayrıldım.

"Yarın ben iyi insan olacağım diyen, bugün kötü adamdır." Niye bugün değil de yarın? "Yarın iyi olacağım" diyoruz; bu emri veren benim! Hayatımızı Kur’an ölçüsünde yaşamaya bugünden başlayacağız.

Organlarımız bizi Kur’an caddesine çekiyor. Allah okuyan göz vermiş, okunacak kitabı da göndermiş. Allah kulak vermiş, dinlenecek alimleri de göndermiş. Eğer bu organlarımızın isteklerini yerine getirmezsek, can sıkıntısı başlar. O sıkıntıdan kurtulmanın çaresi, ya kitap okumak, ya bir alimi dinlemek, yani ibadet etmektir. Diyorlar ki, "İbadet ediyoruz amma can sıkıntısı devam ediyor. İbadetten lezzet alamıyoruz." Bunun sebebi, ibadet ederken hayallerde gezinmek, ibadetin şuurunda olmamaktır.

İsterseniz Asr-ı Saadet’e gidelim. Sahabenin az olduğu devirleri düşünelim. Her tarafı müşrikler doldurmuşken, bir avuç sahabenin durumunu hayal edelim. Bunlardan biri diyebilir ki: "Ben bir insanım. Benim cürmüm ne ki hükmüm ne olsun? Koskoca dünyada İslamiyet’i yayma davasını nasıl güdebilirim?" Ama böyle dememişler. Onlar, "mademki ben Müslüman’ım, öyleyse İslamiyet’i öğrenmeliyim ve yaşamalıyım" diyerek, tek başlarına da kalsalar, İslamiyet’i öğrenmek ve anlamak gayesiyle yaşamışlar. Allah’ın rızasını bunda aramışlar, bu gaye onların hayatını doldurmuş.

Her genç ben ne olacağım demelidir. Ve bir hedef tayin etmelidir. Futbol oyununda gol kelimesinin manası, hedeftir. Yani o oyunda hedef olduğu için oyuncular koşuyor. Hedef olmasa hiçbiri koşmaz. İşte insanın da hayatında hedefler olmalıdır. Mesela gençlik yıllarımda ‘ben sefil perişan olmayacağım’ diye kendi kendime konuşurdum. Bu sebeple gençler kahveye giderken ben derse gittim. Amacım oraya gidenlerden farklı olmaktı. Kendi kendime İngilizce, Osmanlıca öğrendim. Kitaplar okudum, kitapları anlamaya çalıştım. Çünkü benim bir hedefim vardı.

Gençlere tavsiyem, gelecekteki hayatlarını daha iyi şartlarda yaşamak istiyorlarsa bugünden hazırlansınlar. Önce eğitim veya sanat üzerinde durmalı ki ekonomik bir sıkıntı yaşamasın. Ayrıca ilim ve irfan için eğitim almalı… Bugünün gençleri alimlerin dizinin dibinde oturacak, başka türlü olmaz… Yazan : HEKİMOĞLU İSMAİL (internetten alıntı. 08.09.2010)


ÜSTÜNBAŞ
.SİGARA’ NIN KİMLİĞİ !… İBRET İÇİN OKUYUN!!!!!

ADI.. . . . . . . . : TÜTÜN
SOYADI. . . . : SİGARA
BABA ADI . .: KÖK
ANNE ADI. . : YAPRAK
DOĞ. YERİ. . : TOPRAK
CİNSİYETİ. ..: NİKOTİN
GÖREVİ. . . . . .: K A N S E R
ADRESİ. . . . . .: İNSAN
DURAĞI . . . . : DUDAK
SOKAĞI. . . . ..: GIRTLAK
CADDESİ . .. .: BAĞIRSAK
Mahallesi .. .: A K C İ Ğ E R
SEMTİ . . . . . ..: TAHTALIKÖY
EŞİ . . .. . . . . . .: AZRAİL
SONU . . . . . . : M E Z A R

Not : Bu kimlik anonim bir yazıdır…Naklen Yazan : ÜSTÜNBAŞ Sigarayla Savaşanlar Vakfı Üyesi

Bu ne güzel kimlik öyle değil mi ?.. Siz bu kimliği okuduktan sonra
yine SİGARA içiyorsanız, size diyecek sözümüz yok.. Devam ediniz..ALINTI.


barışuğur
"Hanefi âlimlerinden şeyh Muhammed Nihriri, uzman doktorun sözü ile veya tecrübe ile zarar verdiğini anlayan kimseye tütün içmek haram olur. "
günümüzde bütün uzman doktorlar sigara’nın zarar verdiğini söylüyor. bu açıdan bakılabilir.


Zeineb
Ama tütün içmek vücudumuza zarar veriyor.
Organlarımız öbür dünyada dile gelmeyecekler mi?
Tütün içerek organlarımızın görevlerini kısıtlamış olmaz mıyız, onlara işkence etmiş olmaz mıyız?


arada_bul
efendim benim hakkaten kafam karıştı sıgaranın sağlığa zararlı olduğunu bir insanı yavaş yavaş sağlığının bozulmasına yol açtığını hatta kendi çevremdende bunlara bire bir şahit oldum. kimi insan kanser oluyor kimi insanlarında çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. bir insan bile bile kendini ölüme götürürmü, vede kendimize bile bile zarar vermek günah değilmidir teşekkür ederim.


mustafa545454
sigara bu zamanda tıbbın ilerlediği bu zamanlarda haram olduğu kanıtlanmıştır… sigaranın içinde binlerce hatta milyonlarca zehir olduğu bilinmektedir ve ciğere bir zararı olduğu kesindir çünkü akçigere gerekli olan oksijen elementidir ve biz bu elementi Allahın ağaçları görevlendirmesiyle elde ederiz ne büyüktür ki rabbim bize bu temiz havayı hiç bir üçret ödemeden vermiştir… bizler akciğerimize oksijen elementi yerine sigara dumanı içinden çıkan Karbonmonoksit ve katranı direk olarak ciğerlerimize göndermiş oluruz ve bronşlar olarak adlandırılan hava keselerinin zamanla zarar görmesini ve işlevini yerine getirmesini engeller ve ciğerin zamanla belirli hava keseleri çalışmaz hale gelir buda nefes almayı zorlaştırır vücuda az miktarda oksijen girmesini sağlar buda bütün vücuttaki oksijen miktarında azalma sağlar… peki böylesine zararı olan bir maddeye helal demek mümkünmüdür sizce vücudumuza eziyet çektirmek mi helal… Allahın bizlere emanet olarak verdiği bu bedene nasıl sahip çıkmayız peki şöyle düşünelim biri size bir emanet verse sizde ona zarar verseniz nasıl o kişinin karşısına çıkacaksınız yüzünüz kızarmayacak mı… tabiki kızaracak peki ya bizi yaratanın karşısına nasıl çıkacaz birde bu açıdan düşünelim… sigaraya hala helal diyen ve helal olduğu konusunda kendisini savunanlar bence kendisini avutuyorlar zararlı bir şeye kesinlikle helal denilmez denilemez…


mahmud efendi hazretleri sigara, Şarapla yıkanan tütün, sigara

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();