Yusufcuk. Yaşam döngüsü
halil akyaz
Yaşam döngüsü
Bir yusufçuk böceğinin yumurtadan ölümüne yaşam süresi 6 ay ile 7 yıl arasında değişebilir. Dişi yusufçuklar yumurtalarını su kenarlarına ya da su içindeli bitkilerin üzerlerine yumurtlarlar ya da uçarken suya serpiştirir. Yumurtadan çıkan ve "nemf" adı verilen yavru yusufçuklar yaşamlarının büyük bir bölümünü su altında geçirirler ve solungaç bezneri organları ile soluk alırlar. Genelde omurgasız hayvanları ve zaman zaman da iribaşlar ile balık yavrularını yakalayarak beslenirler. Çok hızlı hareket yeteneğine sahiptirler. Avlarını yakalayabilmek için diğer canlılarda rastlanmayan organlara sahiptirler. [2]
Yusufçuklar suda gelişimlerini bir yıl içinde tamamlar ve sudan çıkarak uygun bir yere tırmanırlar. Derilerinin sırtları boyunca yarılmasını beklerler ve bu işlemden sonra yarılan derinin içinden yetişkin yusufçuk çıkar. İlk anlarda küçük olan kanatları ve gövdeleri kısa sürede gelişir ve olması gereken boyutlarına ulaşır. Fakat renklerinin olması gereken parlaklık düzeyine ulaşması için saatler ya da günler geçmesi gerekebilir. Yetişkin yusufçuklar sadece uçarak avlanırlar, havadayken birçok uçan zararlıyı yerler. Yarım saat içinde kendi ağırlıklarına eşit oranda besin tüketebilmeleri mümkündür. [3]
Özellikleri
Bir yusufçuğun yakın çekimden başı ve gözleri (fotoğraf sırt kısmından ters olarak çekilmiş)
Yusufçuklar genelde güneşli havalarda uçmayı tercih ederler. Görme duyuları çok gelişmişdir. Birbirlerine birleşmiş olan petekgözleri yaklaşık 1000 ayrı "göz"den oluşur. Kanatları gövdelerinin üst kısımlarında bulunur ve genelde saydam iki çift kanatları olur. Bilinen 500 dolayında alt türü bulunur ve en çok tropik iklimde yaşarlar. Kimilerinin uçuş hızı saate 95 kilometreyi bulabilir. Ayrıca Yusufçuk böceklerinin dişileri çiftleştikten sonra erkek yusufçuk böceğinin kafası ile beslenirler. Bu yüzden tüm erkek yusufçuk böcekleri sadece 1 defa çiftleşebilirler.Yusufçuk böceklerine Türkçede kız böceği, helikopter böceği de denildiği gibi gövdeleri ince olan türlere iğnecik de denir. yusufçuk böceğinin beyni inanımaz bir hızda işler. Fakat gördükleri herşeyi ağır çekimde algılılarlar. Renkleri de ayırt edebilirler ama diğer hayvanlar kadar güçlü değildir. Görme algıları harekete çok duyarlıdır. Bu nedenle öldürme konusunda çok atik ve serttirler.
şu an ki kobra savaş helikopterleri yusufcuk böceğinden esinlenerek imal edilmiştir uçuş kabiliyeti çok detaylı ve çok etkilidir.havada sabit durma.saatte 95 kilo metre hız yaparken ani geri uçuş yapabilen bir böcek türü…bide şu kocayı yemese
Cevap: Yusufcuk.
gül_zeynep
Allah(c.c.) razı olsun. Paylasim için.
Yanıt: Yusufcuk.
sıla_emir
< Ayrıca Yusufçuk böceklerinin dişileri çiftleştikten sonra erkek yusufçuk böceğinin kafası ile beslenirler >
çok enteresan ilk kez duyuyorum..ama yaratan böyle emretmişse vardır bir hayrı..Allah c.c razı olsun paylaşım ve bilgiler için
Soru: Yusufcuk.
halil akyaz
kocaya hiç saygısı yokmuş ya kim evlenir onunla diyecem ama demiyorum
çünkü doğru olanı sizler söylemişsiniz zaten …yaratan öyle yaratmış
ne diyebiliriz ve ne yapabiliriz ki…cevap veriyorum…..hiç bir şey-
Allah’a emanet olun
gonlumungulu
Doğadaki ve Canlılardaki "Bilinçli Tasarım" Allah’ın varlığına en büyük delillerindendir .
halil akyaz
< Doğadaki ve Canlılardaki "Bilinçli Tasarım" Allah’ın varlığına en büyük delillerindendir . >
doğru bir tesbit Allah razı olsun kardeş
< Allah c.c. razı olsun >
< Allah c.c. razı olsun >
Allah(cc) bütün ümmeti Muhammed,den razı olsun kardeşler
halil akyaz
Allah sizlerdende razı olur inşaAllah
KÖR MİMARLAR: TERMİTLER
Kör işçilerin Empire State büyüklüğünde bir bina inşa etmeleri mümkün müdür? Elbette ki değildir. Ancak böyle bir şeyi hiçbir canlının yapamayacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü kör termitler hayatları boyunca kendi boyutlarına göre Empire State yüksekliğinde yuvalar inşa ederler. Termitlerin yaptıkları devasa yuvaları insanların yaptıkları binalar ile kıyaslamadan önce termitleri genel olarak tanıtmakta fayda vardır. Termitlerin bilinen en önemli özelliklerinden biri, insanların bile kolaylıkla yıkamayacakları sağlamlıkta yuvalar yapmalarıdır. Her tür, kendi ihtiyacı olan özelliklere göre farklı tiplerde yuvalar inşa eder. Kimi yakıcı sıcaklardan korunmasını sağlayacak yuvalar yaparken başka bir tür ise yağmurlardan korunacağı yuvalar inşa eder. Bu yuvalar ağaç içlerinde bulundukları gibi çoğunlukla da toprağın üstünde ve altında da yer alırlar.
Bir termit yuvası açıldığında süngerimsi bir görüntüyle karşılaşılır. Yuva yaklaşık 2,5 cm genişliğinde ya da daha dar sayısız hücrelerden oluşur. Bu hücreleri birbirlerine ancak termitlerin geçebileceği büyüklükte dar delikler bağlar. Termitlerin bu harika binaları yaparken kullandıkları hammaddeyse sadece toprak, kendi salgıları ve atıklarından ibarettir. Böylesine basit bir malzemeyle, bazıları ancak dinamitle yıkılabilecek kadar sağlam olan, üstelik içinde labirentler, havalandırma sistemleri ve kanallar gibi detaylı sistemler bulunan yuvalar yaparlar.
Görünüş olarak kuleye benzeyen ihtişamlı yuvaları yapan termitlerin asıl mucizevi özellikleri ise daha önce de bahsettiğimiz gibi kör olmalarıdır. Bu son derece şaşırtıcı bir durumdur. Termitler ne yaptıkları tünelleri, ne kullandıkları malzemeyi, ne bu malzemeyle yaptıkları topakları, ne de yükselttikleri odacıkları görebilirler.
Termitlerle insanların yaptıkları yapılar karşılaştırıldığında yaptıkları işin olağanüstülüğü daha net şekilde ortaya çıkmaktadır. Termitlerin yapmış olduğu gökdelenleri daha iyi değerlendirebilmek için başta belirttiğimiz Amerika’da bulunan Empire State binası iyi bir kıyas imkanı oluşturmaktadır. Bu binanın uzunluğu 443 metredir. Termitlerse 1-2 cm ebatlarında olan böceklerdir. Bu küçük cüsselerine rağmen 7 metre yüksekliğinde devasa yuvalar yaparlar. Eğer termitler insanlarla aynı boyda olsalardı, yaptıkları yuvalar da Empire State binasının şu anki uzunluğundan 4 kat daha yüksek olurdu. İnsanların yapamadığı bu muazzam işlemi kör termitler milyonlarca senedir, var oldukları andan itibaren yapmaktadırlar. (Harikalar Dünyası, National Geographic, İstanbul, 1999, s.190)
Termitleri bütün özellikleri ile birlikte yaratan Allah’tır. Kör termitlere yaptırdığı ihtişamlı yapılarla alemlerin Rabbi olan Allah bize sonsuz kudretini ve ilmini tanıtmaktadır.
Allah herşeyin yaratıcısıdır. O herşey üzerinde vekildir. (Zümer Suresi, 62)
Termitlerin Disiplinli Yapıları
Termit yuvalarının yapısını incelediğimizde, büyüklüğünün yanı sıra son derece kompleks bir sistemle karşılaşırız. Termit kolonilerinde savunma görevini üstlenmiş özel askeri birimler bulunur. Asker termitler mükemmel bir askeri donanımla yaratılmıştır. Bazıları savaşçı, bazıları nöbetçi, bazıları da "intihar komandosu"dur. Kraliçenin yumurtlayabilmesi, işçilerin duvar örüp tüneller açması veya yuvada yetiştirilen mantarların hasat edilmesi, ancak askerlerin görevlerini tam olarak yerine getirmeleri durumunda gerçekleşebilir.
Termit kolonisinin tüm üyeleri, örgütlü topluluklar halinde yaşamaktadır. Bu topluluğun bireyleri arasındaki iletişim, koklama ya da tat alma yoluyla gerçekleştirilir. Bu sırada kimyasal sinyaller alınıp verilir. Bu kör, sağır ve dilsiz yaratıklar arasındaki inşaat, yiyecek arama, yuva arkadaşını tanıma, iz sürme, alarm hali ve savunma manevraları gibi karmaşık işler, kimyasal sinyaller aracılığıyla sağlanır. Termit kolonisinin başlıca düşmanları karıncalar ve karınca yiyenlerdir. Koloni, bu düşmanların saldırısına uğradığında bir intihar ordusu harekete geçer. Ustura keskinliğinde dişlere sahip olan Afrika termitleri usta birer silahşördür. Uzun keskin dişleriyle saldırganların gövdelerini parçalar.
Termitlerin Fedakarlığı
Termitlerin zaman zaman uyguladıkları bir savunma metodu da, gerektiğinde kolonilerini korumak uğruna kendilerini feda ederek, düşmanlarına zarar vermektir. Birçok değişik termit türü, bu intihar saldırısını çeşitli şekillerde gerçekleştirir. Bunların arasından, Malezya’nın yağmur ormanlarında yaşayan bir tür özellikle ilgi çekicidir. Bu termitler, anatomileri ve davranışları açısından birer "yürüyen bomba" gibidir.
Vücutlarındaki özel bir kese düşmanlarını etkisiz kılacak bir kimyasalla doludur. Mücadele sırasında termit, bir karınca ya da saldırgan bir hayvan tarafından sert bir şekilde sıkıştırılırsa, karın kaslarını şiddetli bir şekilde kasarak salgı bezlerini yırtar ve saldırganı sarı renkli koyu bir sıvıyla boğar. Bu tam bir intihar saldırısıdır, çünkü saldırı sırasında termitin iç organları parçalanır ve canlı ölür.
Termitlerdeki bu toplumsal dayanışma ve fedakarlık örnekleri, Darwinizm’in temel kabulü olan "her canlı kendi çıkarı için yaşar" varsayımını yıkmaktadır. Dahası bu örnekler, bu canlıların çok bilinçli bir biçimde organize edildiklerini göstermektedir. Düşünelim: Bir termit niye nöbetçi olmak istesin? Üstelik bir seçim hakkı olsa, neden en zahmetli ve en özveri gerektiren işi tercih etsin? Böyle bir imkanı olsa, şüphesiz kendisine en rahat ortamı ve en iyi hizmeti sağlayacak görevi tercih ederdi.
Kaldı ki bir zamanlar kendini feda edip böyle bir savunma yapmaya karar veren bir termit olduğunu varsaysak bile, bu termitin bu uygulamasını genlerine yükleyip yeni nesillere aktarması, elbette imkansızdır. Üstelik, tüm işçi termitler kısır canlılardır ve dolayısıyla zaten yeni bir nesil meydana getiremezler. Ancak termitleri yaratan Allah, böylesine mükemmel bir koloni yaşamını tasarlamış ve bu sistemi oluşturan termit topluluğuna da belirli görevler vermiş olabilir. Nöbetçi termit de, Allah’ın kendisine ilham ettiği görevini büyük bir itaatle yerine getirmektedir. Nitekim Kuran’da şöyle buyrulur:
… O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur… (Hud Suresi, 56)
(alıntı)