Namaz farz kılındığından beri aynı rekat sayısı ile mi kılındı?
Şema
Namaz farz kılındığından beri aynı rekat sayısı ile mi kılındı?
Hz. Aişe (r.anha)’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Namaz ikişer rekat olarak farz kılındı, sonra hazarda ziyade olundu, seferde ise olduğu gibi bırakıldı (Buhari, Salat,1; Müslim, Misafirin,1; Ebû Davud, II, 3).
ibn Abbas (r.a)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Teâla namazı, Peygamberimizin dili ile hazarda dört rekat, seferde iki rekat olarak farz kılmıştır" (Müslim, Müsâfirîn, 5, 6; Ebû Davud Sefer, 18; Nesâî, Havf 4; İbn Mace İkame, 75).
Cevap: Namaz farz kılındığından beri aynı rekat sayısı ile mi kılındı?
Berât1
KUR’AN’DA NAMAZ REKÂTLARI:
4Nisa suresi/102- İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun(KIYAM) ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde(SECDE), arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ‘korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azab hazırlamıştır.
HADİSLERDE REKÂT SAYISI: Namazlarda rekat sayısı ve namazı kısaltma
Cuma namazı, iki rekattır; cemaatla kılındığı için aslını korumuştur. Cuma namazı, Cuma günü kılınan öğle namazıdır.
2332-”Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde(memlekette) dört, seferde iki, korku halinde de dört rek’at olarak farz kılmıştır.” Müslim, Salât 5; Ebu Dâvud, Salât 287, (1247); Nesâî, Taksir 1, (3,118,119).
2333-”Allah namazı (ilk defa farz ettiği zaman) iki rek’at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu.” Buhârî, Salât 1, Taksîru’s-Salât 5; Müslim, Salâtu’-Müsâfarî.n 2; Muvatta, Kasru’s-Salât 8; Ebü Dâvud, Salât 270.
2905-İbnu Ömer anlatıyor: "Resûlullah Mina’da bize iki rek’at kıldırdı, arkasından Ebû Bekr de öyle kıldırdı. Ebû Bekr’den sonra Hz. Ömer ve hilafetinin başında Hz. Osman da iki kıldırdılar. Sonra Hz. Osman dört rek’atli olarak kıldırdı. İbnu Ömer imamla kılarsa dört kılardı, yalnız kılınca da iki kılardı.” [Buhârî, Taksîru’s-Salât 2, Hacc 84; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn 17, (694); Nesâî, Taksîru’s-Salât 3, (3, 121).]
2896- Hz. Enes anlatıyor: "Medine’de öğle namazını Resûlullah ile dört rek’at kıldık. Mekke’ye gitmek üzere yola çıkıp Zülhuleyfe’ye gelince ikindiyi iki rek’at kıldı.” [Buhârî, Taksîrû’s-Salât 5; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn 11; Ebû Dâvud, Salât 271; Tirmizî, Salât 391; Nesâî, Salât 17]
2902-İmrân İbnu Husayn anlatıyor: "Fetih günü, Resûlullah’la birlikte Mekke’de hazır bulundum. Mekke’de onsekiz gece kaldı, bu esnada namazları hep iki kıldı. Şöyle hitabediyordu:”Ey bölge halkı! Siz bize bakmayın, dört kılın. Biz hep yolcuyuz (bu sebeple kasrederek iki kılıyoruz).” [Ebû Dâvud, Salât 270, (1229).]
2904- Hârise İbnu Vehb anlatıyor: "Resûlullah Mina’da bize, sayıca en çok olduğumuz ve en ziyade güven içinde olduğumuz bir zamanda namazı iki rek’at kıldırdı.” [Buhârî, Taksîr 2; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirîn 21; Ebû Dâvud, Hacc 77,; Tirmizî, Hacc 52; Nesâî, Taksîru’s-Salât 3]
2906- Hz. Osman’dan anlatıldığına göre, Tâif’ de emvâl edinip orada ikâmet etmeyi arzu ettiği zaman Mina’da dört rek’at kıldı. Sonra imamlar bununla amel ettiler.” [Ebû Dâvud, Menâsik 76, (1961-1964).]
2907- Bir rivâyette de şöyle denmiştir: "Hz. Osman (sonradan) bedevîler sebebiyle dört kılmıştır. Çünkü o sene pek çok bedevî hacc’a gelmişti. Namazın dört rek’at olduğunu öğretmek için halka dört rek’at kıldırdı.” [Ebû Dâvud, Menâsik 76
2908- Yine Ebû Dâvud’un kaydına göre İbnu Mes’ud (Mina’da) namazı dört kılmıştı. Kendisine:"Sen, (daha önce dört kıldığı için) Osman’ı ayıplamıştın, şimdi ise dört kılıyorsun!" denilmişti. (Özür beyan ederek) şu cevabı verdi:"Muhalefet zararlıdır." [Ebû Dâvud, Menâsik 76, (1960).]
NAMAZLARIN SÜNNETLERİ VE SÜNNET OLMAK
Akşam ve sabahın sünnetlerini peygamber Kur’an’dan çıkarmıştır: 798-Hz. Peygamber: "Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra dahi tesbih et”(Tur, 49)ayetinde geçen "yıldızların batışından sonra” kılınacak namazın (idbâre’ssücud), sabahın farzından önce kılınan iki rekat; (Kâf suresinde geçen) edbâre’ssücud ile de akşamın farzından sonra kılınan iki rek’at olduğunu söylemiştir.” [Tirmizî, Tefsir, Tûr, (3271).]
SÜNNET NAMAZI DİYE BİR NAMAZ PEYGAMBER KAYNAKLI OLMADIĞI GİBİ, SÜNNET OLMAK DA BİR GELENEKTİR
"Aslında dikkat ederseniz o yazılarımda Peygamber’in herhangi bir namaz için, "Bu farzdır, bu da sünnettir” demediğini, bu farz – sünnet bölümlemelerinin zamanla gelişen fıkıhçıların ortaya çıkardıkları terimler olduğunu söylemiştim.
(SÜNNET OLMAK) Köklü bir gelenekti: Evet Ali de, Ebubekir de, Ömer de, Ebucehil de, Ebusüfyan da hep sünnetliydiler. Sünnet olmayı Hz. Muhammed getirmiş değildir. Sünnet olma, Araplara Hz. İbrahim dininden kalma bir uygulamadır. Araplar sünnet olurlardı. Hele Kureyş içinde sünnet olmayan biri yoktu. Peygamber’in kendisi de sünnet olmuştur, sahabileri de… İslam olduktan sonra değil, İslam olmadan önce, çocukluklarında sünnet olmuşlardı. Çünkü sünnet onların köklü dini geleneklerindendi.
Ama 40-50 yaşından sonra Müslüman olan bir kişiyi ille de sünnet ettirmek şartı yoktur. Kur’ân’ın hiçbir yerinde böyle bir emir mevcut değildir. Allah insanın kalıbına değil, gönlüne baktığını, dinin gönüldeki takva olduğunu vurgulamıştır. Artık sünnet asırlardan beri İslâm’ın bir simgesi haline gelmiştir. Bu konuda tüm İslam âleminde bir icma (konsensüs) oluşmuştur.
Sünnet olmadan Müslüman olunmaz diye bir hüküm yoktur. Yahudiler de sünnetlidir. Hz. İsa da sünnetliydi. Hıristiyanlığın başında sünnet, dini gereklerdenken Pavlos, sünnet operasyonunun, Anadolu’da ve Avrupa’da müşriklerin zorlandıklarını, bu operasyonun Hıristiyanlığın yayılması önünde büyük engel oluşturduğunu görünce sünnetin gerekliliğini kaldırmış, bu yüzden Barnaba ile arası açılmıştı. Sünnet zorunluluğunun kaldırılmasıyla Hıristiyanlık Avrupa’da yayılmaya başlamıştır.”(Süleyman Ateş-Vatan Gazetesi-1/8/2003)
Yanıt: Namaz farz kılındığından beri aynı rekat sayısı ile mi kılındı?
Ecrinim
bn Abbas (r.a)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Teâla namazı, Peygamberimizin dili ile hazarda dört rekat, seferde iki rekat olarak farz kılmıştır" (Müslim, Müsâfirîn, 5, 6; Ebû Davud Sefer, 18; Nesâî, Havf 4; İbn Mace İkame, 75).
bilgiler için Allah c.c. razı olsun
namaz kaç rekat farz kılındı, kuranda namaz kaç rekat, süleyman ateş namaz kaç rekat