Ahzab Süresi 51. Ayetin meali ve tefsiri hakkında bilgi?
chapman26
ahzab 51 inci ayet te peygamber sıra gözetmesi ortadan kalkmıştır yani eşitlik ortadan kalktı neden böyle bir ayet geldi.Hatta ataist forumlarda hep bu yazıyor ayetler Muhammed in keyfine göre mi geliyor ?
Cevap: ahzab 51
fecr
sorunuzu daha detaili/acik ve net sorarmisiniz anlamadim ve keyfine göre demeniz agir olmus onun yerine istedigi zaman mi demeniz daha uygun olur.
Allah’ın son mukaddes kitabı, bütün insanlığa İlâhi fermanı olan Kur’an, 23 senede âyet âyet, sûre sûre nazil olmuştur.
Peygamber Efendimiz kendisine nazil olan âyet ve sûreleri yanında bulunan sahabelerine okur, sahabeler de onu ezber ederler, bir kısmı da yazardı. Bundan ayrı olarak, Peygamber Efendimizin vahiy kâtipleri vardı. Bunlar nazil olan âyetleri ve sûreleri özel olarak yazmakla vazifeli idiler.
Gelen âyet ve sûrenin nerede yer alacağı, Kur’an’ın neresine gireceği de bizzat Peygamberimize Cebrail (A.S.) vasıtasıyla bildiriliyor, o da vahiy kâtiplerine tarif ederek, gerekeni yaptırıyordu. Böylece Hz. Peygamberin sağlığında Kur’an’ın tamamı yazılmış, nereye neyin gireceği belli olmuştur. Aynca Cebrail (A.S.) her Ramazanda gelir, o güne kadar nazil olmuş âyet ve sûreleri Peygamberimize yeni baştan okurdu.
Efendimizin vefatından evvelki son Ramazanda Hz. Cibril yine gelmiş, ancak bu sefer Kur’an’ı Peygamberimizle iki sefer okumuşlardı. Birinci sefer Hz. Cibril okumuş, Peygamberimiz dinlemiş; ikinci seferde ise Peygamberimiz okumuş, Hz. Cibril dinlemişti. Böylece Kur’an son şeklini almıştı.
Yanıt: Ahzab Süresi 51. Ayetin meali ve tefsiri hakkında bilgi?
Hoca
< ahzab 51 inci ayet te peygamber sıra gözetmesi ortadan kalkmıştır yani eşitlik ortadan kalktı neden böyle bir ayet geldi.Hatta ataist forumlarda hep bu yazıyor ayetler Muhammed in keyfine göre mi geliyor ? >
Allaha yapılacak en büyük iftiralardan biridir!
Allah (cc) Peygamber dahi olsa bir insanın keyfine göre muamele etmez.
Kusura bakma ama ne sen nede o iftira atanlar eminim ne Hz. Muhammed (sav)in hayatını okudunuz nede bir tefsir. bu müfteriler sadece Kuranın küfürlerini arttırdığı nasipsiz insanlardır.
_________________
Allah vardır, birdir ve Hz.Muhammed onun Rasuludur. Kur’anı kerim içinde hiçbir şüphe bulunmayan ve değiştirilemeyen Allah (cc) sözdür.
dün gece tefsiri verildi eminim okumadın şayet okumuş olsaydın kafanda bir soru işareti kalmazdı:
forumduasi.com/sizden-gelen-sorular/93654-allah-kendi-yaptigi-kitabin-bozulmasini-niye-onlemedi.html
Soru: Ahzab Süresi 51. Ayetin meali ve tefsiri hakkında bilgi?
islamdostu
< ataist forumlarda hep bu yazıyor >
dinini iyice öğren sonra dinsiz sitelere bak. daha dinini tanımadan dinsizlerin arasında gezersen sadece zararları dokunur sana ve bilgin olmadığı için kafan karışır.
en az bilmen gereken okuman geren kitaplar
iman konusunda bir eser
fıkıh ilmihal konusunda bir eser
hadis kitabıı riyazüssalihin
Peygamberimizin hayatı
sahabe hayatı
ondan sonra bildiğin merak ettiğin sürelerin tefsiri
Kayıtsız Üye
Karşınızdakini iyi bir Mümin farz edip, kızıp aşağılayacağınıza soruyu cevaplayın arkadaşım. Fırçayı herkes atıyor. Bu konu suiistimal ediliyor ve nerede bir kitapsız var, bu konu ile üstümüze geliyor. Tamam bana "Kur’an’da öyle yazıyorsa öyledir" de. EyvAllah. Kitapsıza nasıl izah edeceğim. Madem Alim’sin, göster.
Göbeğim düştü, bakmadığım site kalmadı. Adamakıllı teferruatlı bir açıklama yok. Sabah akşam siyasi konular için, yardım toplamak için ahkam kesmesini biliyorsunuz.
Bu ayetlerin aslında Peygamberimizin nikahlayabileceği kadınlara kısıtlama getirdiğini, nikahlanmak istese bile şu şu özelliklere sahip olmayanlarla nikahlanamazsın mealinde olduğunu kendim araştırıp buldum. Ne zaman inmiş, hangi olay üzerine inmiş bir zahmet alimlerinize sorup yazıverseniz geberir misiniz…
Şem’a
Allah’ın Hz. Peygamber (S.A.)’le Evlenmelerini Helâl Kıldığı Hanımlar
50- Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını, sana helâl kıldık. Eğer mümin bir kadın, kendisini Peygamber’e bağışlar ve Peygamber de onu nikahlamak isterse, bunu da sana helâl kıldık. Bu (hüküm) müminlerden ayrı olarak sadece, sana mahsustur. Sen sıkıntıya düşmeyesin diye, Biz, müminlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı bilmekteyiz. Allah, Gafûr’dur, Rahim’dir (çok affeden ve çok bağışlayandır).
51- Hanımlarından dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alabilirsin. Kendilerinden uzaklaştıklarından birini istemende, sana bir günah yoktur. Bu sevinmeleri, üzül-memeleri ve hepsinin verdiğin şeylere razı olmaları için en elverişli yoldur. Allah kalplerinizde olanı bilir. Allah Alim’dir, Halim’dir.
52- Artık bundan sonra senin için başka kadınlar helâl değildir. Güzellikleri hoşuna gitse de, onları başkalarıyla değiştirmen caiz değildir. Ancak sahip olduğun cariyeler hariç. Allah her şeyi murakabe etmektedir.
Nüzul Sebebi
"Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını…" ayetinin (50. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak Tirmizî "hasen", Hâkim "sahih" diyerek İbni Ab-bas tarikiyle Ümmü Hanî bt. Ebî Talib’den naklediyor: Rasulullah (s.a.) bana evlilik talebinde bulundu. Ben mazeret beyan ettim. O da beni mazur gördü. Bunun üzerine Cenab-ı Hak "İnnâ ahlelnâ leke…" diye başlayan 50. ayeti indirdi. Buna göre ben ona helâl olmuyordum. Çünkü ben hicret etmedim.
İbni Ebî Hatim, Ümmü Hanî’den naklediyor: "Seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık" ayeti benim hakkımda nazil oldu. Peygamberimiz (s.a.) benimle evlenmek istemişti. Bundan nehyolundu. Zira ben hicret etmedim.
Ayette geçen "mümin kadın" kimdir? İbni Sa’d ayetteki "mümin kadın" ifadesi hakkında İkrime’nin "Bu Ümmü Şerik ed-Devsiyye hakkında nazil oldu" dediğini nakletmektedir.
Yine İbni Sa’d, Münîr b. Abdillah ed-Düelî’den naklediyor: Ümmü Şe-rîk Gaziyye bt. Cabir b. Hakim ed-Devsiyye Peygamberimiz (s.a.)’e kendisini arzetti. Ümmü Şerîk güzel bir kadındı. Peygamberimiz (s.a.) de bunu kabul etti. Hz. Âişe ona şöyle dedi:
– Bir kadın kendisini bir adama hibe ettiği zaman onda hayır yoktur.
Ümmü Şerik:
– Ben o kadınım, dedi. Cenab-ı Hak da bu kadını "mümin" olarak adlandırarak şöyle buyurdu: "Mümin bir kadın kendisini Peygambere bağışlarsa, bunu da sana helâl kıldık." Bunun üzerine Hz. Âişe:
– Allah senin arzunu derhal gerçekleştiriyor, dedi.
"Hanımlarından dilediğini geri bırakır…" ayetinin (51. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak Buhari ve Müslim rivayet ediyor. Hz. Âişe:
– Bir kadın kendisini bağışlamaktan utanmıyor mu? diyordu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: "Hanımlarından dilediğini geri bırakır, dilediğini yanına alabilirsin." ayetini indirdi. Hz. Âişe:
– Görüyorum ki Rabbin senin arzunu derhal gerçekleştiriyor, dedi.
İbni Sa’d, Razîn el-Ukaylî’den rivayet ediyor: Rasulullah (s.a.) hanımlarını boşamak istedi. Hanımları bunu görünce kendileri hakkında dilediğini dilediğine karşı tercih etmek üzere onu serbest bıraktılar. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: "İnna ahlelnâ leke…" ayetiyle "Türcî men teşâü…" ayetini indirdi.
"Artık bundan sonra senin için…" ayetinin (52. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Abbas, Mücahid, Dahhak, Katade, İbni Zeyd ve İbni Cerir gibi pekçok âlime göre ayetin kısa açıklamasında geçtiği gibi Rasulullah (s.a.) kendilerini muhayyer kıldığında Allah’ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu tercih etmeleri şeklindeki güzel davranışlardan razı olunduğunu bildirmek üzere ve Hz. Peygamber (s.a.)’in hanımlarına mükâfat olarak bu âyet indi.
Kayıtsız Üye
Tavrınız ne kadar çirkin. dinimiz hoş görü dini. islam körü körüne inanma dini değil sonucta tabiki araştırcak tabiki farklı olan görüşleri merak edecek eğer din yolunda bir şey yapmak istiyorsanız size düşen bildiklerinizi anlatmaktir insanları yargılamak degil!! nasıl olurda böyle bir tepki verirsiniz o insan sizin yüzünüzden İslam’a karşı tavır alsa bunun vebalini nasıl vereceksiniz acaba. Gerçekten içiniz de o kişiye karşı üstünlük var gibi nasıl konuşuyorşunuz bilmiyorum belki o aradığı soruları bulup sizden üstün bir mertebeye cikaçak Allah katında ama içinde kibir olanin sonu ne olur bilemem..
Tevbe
Kardeşim hoşgörü bekleyen öncelikle adam olacak ! Sen kalkıp peygamber efendimiz s.a.v. e saçma sapan imalarda bulunursan hoşgörü falan kalmaz ! İnsanların değerleri hakkında eğer ki bilmiyor öğrenmek istiyorsan doğru sözler ile saygılı bir şekilde ima yapmadan, aşağılamadan konuşacaksın, soracaksın, öğreneceksin. İslam hoşgörü dini de Müslüman olmayan bir insanda hoşgörü diye bir şey yok mu ? Siz neden hoşgörü’den mahrumsunuz ? Madem hoşgörü sadece İslam’da var, buyur gel bari hoşgörü’den nasibini al ne diyim.
Çaylak2017
İşe bak ki ben de dün "Ahzab Sûresi 50.Âyet" diye (muhtemelen Ateist/Ataist) bir kullanıcının forum adı imzasında gördüm ve araştırma gereği hissettim. Şu açıklamayı buldum: (İnşAllah başka siteden link verdiğim için kaldırmazsınız. Tabii bilgiler doğru olduğu sürece. Yanlışsa zaten kontrol edip kaldırırsınız İnşAllah. Kimseye yanlış dini bilgi vermenin vebalini almak istemem.)
< 50. Ey Peygamber! Biz sana özellikle şunları helal kıldık. Bu âyette, peygambere, layık ve faziletli olan hanımlar zikredilmiş ve beyan buyurulmuştur. Çünkü; 1. "Ecir"lerini yani, mehirlerini verdiğin hanımların. Şüphesiz mehıri verilmiş olan hanımın gönlü verilmeyenden daha hoştur.
2. Bir kimsenin bizzat kendisinin katıldığı savaşta ganimet olarak sahip olduğu cariye, elbette satın aldığı cariyeden daha temiz ve daha şüphesizdir.
3. Kendisi ile birlikte hicret eden akrabaları da hicret etmeyenlerinden daha şereflidir. Bununla birlikte bazılarının dediği gibi, mehrin önce verilmesi peygamberin özelliklerinden olması da ihtimal dahilindedir. Nitekim amca ve hala, dayı ve teyze kızlarının helal olmasında "seninle birlikte hicret edenler,.." diye kayıtlanmasında Peygamber (asm)’in özelliğinin olması ağır basmaktadır.
Bunu şu rivayet de destekler: Ebu Talib’in kızı Ümmühanî şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.) önceleri, benimle evlenmek istemişti, ben özür diledim; o da özürümü kabul etti. Sonra da Allah Teâlâ bu âyeti indirdi; ben ona helal olmadım. Çünkü ben onunla hicret etmemiştim. Ben Tuleka’dan, yani serbest bırakılanlardandım." Bunun gibi "Ve kendisini Peygambere hibe eden mümin bir kadın,.." yani kendisinin mehirsiz olarak Peygambere nikahlanmasına razı olan kadın, fakat bu mutlak değil, "Peygamber O’nu nikah etmek istediği takdirde," böyle mehirsiz olarak nikah da Peygamberin özelliklerindendir. Bazıları Meymune binti Haris, Zeyneb binti Huzeymetel-Ensariye, Ümmü Şerike binti Câbir ve Havle binti Hakîm, bu şekilde kendilerini bağışlamışlardı demiş ise de, İbnü Abbas bunun gerçekten meydana gelmediğini, yani Peygamberin bu şekilde hiçbir kadın ile evlenmediğini söylemiştir. "Bütün bunlar sırf sana mahsus olmak üzere helal kılındı, müminlere değil.", çünkü zikrolunan kayıtlarla hepsinin helal olması diğer müminler hakkında gerçekleşmiş değildir. Sayıca da, şekilce de fark vardır.
"Onlara hanımları ve "mülk-i yeminleri" olan cariyeleri hakkında farz kıldığımız, takdir buyurup karara bağladığımız hükümleri gerçekten bilmişizdir." Yani onlara layık olanı menfaat ve yararlarını bilerek takdir etmişiz ve bildirmişizdir ki, Nisa Sûresi’nde geçtiği üzere dörde kadardır, onun için bu beyan olunanları diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. "Şunun için ki sana hiçbir zorluk, bir darlık olmasın." Olmasın da kalbin huzur içinde ilahî vahyin ortaya çıktığı yer olsun.(…)
51. Onlardan dilediğini geriye bırakırsın. Dilediğini de yanına alırsın. Birden çok hanımı olanlara sıra ile bir nöbet izlemek vaciptir. Buna "Kasm" denilir. Fakat Peygamberin özelliklerinden olmak üzere ona "Kasm" vacip kılınmayıp kendi dilemesine bırakılıyor. "Azlettiğin, yani bıraktığın yahut boşadığından arzu ettiğine dönmen durumunda da üstüne bir günah yoktur. Bu hüküm," yani tertib üzere nöbetle "Kasm" sana vacip kılınmayıp böyle senin arzu ve dilemene bırakılması, "onların gözlerinin aydın olmasına ve gözleri aydın olup da üzülmemelerine ve senin kendilerine verdiğin ile yaptığın davranış ve ihsan ile hepsinin hoşnud olmalarına daha elverişlidir." Çünkü o, bir kere hepsinin eşit oldukları bir hükümdür, sonra sen aralarını eşit tutar "Kasm" yaparsan, onu senin bir ihsanın bilerek sevineceklerdir. Ve eğer bazısını tercih edecek olursan, onu da Allah’ın bir hükmüyle yaptığını bilecekler, yine gönülleri hoş olacaktır. bundan anlaşılır ki hanımları sevindirmek, gönüllerini hoş etmek de şeriatın gözettiği maksatlardandır.
"Kalblerinizdekini Allah bilir." Hatırınızdan neler geçiyor, gönüller neler istiyor, ne duyguda, ne niyette bulunuyor hepsini bilir. Onun için kalplerinizi de güzel tutmaya çalışın. "Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır." ALÎM, mübalağa ile alîm, çok, pek çok bilir; onun için gizli açık neyiniz varsa bilir. Fakat halimdir, ceza vermekte acele edivermez, mühlet verir, ihmal etmez; o halde cezanın geri bırakılmasından dolayı aldanmamalı ve çok titizlik etmemelidir.
52. "Sana bundan öte kadınlar helal olmaz." Muhayyer kılınıp da seni tercih eden dokuz hanımından başka kadınla evlenmek caiz olmaz. Bu hanımlar, Aişe binti Ebi Bekr, Hafsa binti Ömer, Ümmü Habibe binti Ebî Süfyan, Sevde binti Zem’a, Ümmü Seleme binti Ebi Ümeyye, Safiyye binti Huyeyyi’l-Hayberiye, Meymune binti’l-Harisi’l-Lilâliye, Zeyneb binti Cahşi’l-Esediye, Cüveyriye binti’l-Hârisi’l-Mustalikıyyedir. Allah hepsinden razı olsun. "Onları başka hanımlara değiştirmen de olmaz." Yani bunları boşayıp yerlerine başka kadınlarla evlenmen de caiz olmaz. Onlar Allah ve Resulü’nü seçtikleri için Allah Teâlâ da onlara böyle ikram ve lutufda bulunmuş, Resulullah (s.a.v.) de vefatına kadar sadece bu hanımlarla evli kalmış vefatında da onlar müminlerin anaları olarak kalmışlardı. "Güzellikleri hoşuna gitse bile." Alacağın kadınların güzellikleri, senin takdirine layık olmaları varsayılsa bile helal olmaz. İbni Atiyye tefsirinde der ki: Bu ifade, bir adamın evlenmek istediği kadına bakmasının caiz olduğuna delildir. Nitekim Mugire b. Şu’be ve Muhammed b. Mesleme hadisleriyle Sünen’de de varid olmuştur. "Ancak elinin altında bulunan cariyeler hariç." Çünkü onlar helal, "Bununla birlikte Allah her şeyi gözetliyor." Onun için O’ndan korkmalı, koyduğu sınırları aşmamalı, helalden harama geçmemeli. Yukardaki ayetin eki mahiyetinde olan bu son cümle, yukarsını tamama erdirirken aşağısına bir ön giriş oluyor.
(bk. Elmalılı M. Hamdi YAZIR, Hak Dini Kur’an Dili) >
ahzap suresi 51. ayet, ahzap suresi meali, ahzab 51 tefsir