Abdest: Mesh etmek mi, yıkamak mı?

Abdest: Mesh etmek mi, yıkamak mı?

I Need Mana
Bildiğimiz gibi abdest Kuranda Nisa 43 ve Maide 6 surelerinde açık olarak ifade edilmektedir. Özellikle Maide 6 ayetinde abdestin genel 4 farzı olarak kabul ettiğimiz şartları anlatılmaktdır. Ayeti hatırlamak açısından geniş bir şekilde paylaşmak istiyorum:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مَّنكُم مِّنَ الْغَائِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ اللّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَكِن يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ kumtum iles salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilel merâfikı vemsehû bir ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bir vucûhikum ve eydîkum minh(minhu) mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirekum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne).
1.yâ eyyuhâ: ey!
2.ellezîne âmenû: yaşarken Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
3.izâ kumtum: kalktığınız zaman
4.ilâ es salâti: namaza
5.fe igsilû: o zaman , o taktirde yıkayın!
6.vucûhe-kum: yüzleriniz
7.ve eydiye-kum: ve elleriniz
8.ilâ el merâfikı: dirseklere kadar
9.ve imsehû: ve mesh edin!
10.bi ruûsi-kum: başlarınızı
11.ve ercule-kum: ve ayaklarınızı
12.ilâ el ka’beyni: topuk kemiklerine kadar (iki topuk kemiğine kadar)
13.ve in kuntum: ve eğer siz … iseniz
14.cunuben: cunup
15.fe ittahherû: o zaman, o taktirde iyice temizlenin! (gusul abdesti alın!)16.ve in kuntum: ve eğer siz … iseniz
17.mardâ: hasta
18.ev alâ seferin: veya yolculuk üzere, yolculukta
19.ev câe ehadun: veya birisi geldi
20.min-kum: sizden
21.min el gâitı: tuvaletten
22.ev lâmestum: veya yaklaştınız, dokundunuz
23.en nisâe: kadınlar
24.fe lem tecidû: artık bulamazsanız
25.mâen: su
26.fe teyemmemû: o halde, o zaman teyemmum edin!
27.saîden: toprak
28.tayyiben: temiz olan
29.fe imsehû: böylece, meshedin(sürün)!
30.bi vucûhi-kum: yüzlerinize
31.ve eydî-kum: ve elleriniz
32.min-hu: ondan
33.mâ yurîdu Allâhu: Allah (c.c.) dilemez
34.li yec’ale aleykum: size yapmak, çıkartmak, kılmak
35.min haracin: bir güçlük
36.ve lâkin: ve lâkin, fakat
37.yurîdu: diler
38.li yutahhire-kum: sizi temizlemeyi
39.ve li yutimme: ve tamamlamayı
40.ni’mete-hu: nimetini
41.aleykum: sizin üzerinize, size
42.lealle-kum: umulur ki böylece siz
43.teşkurûne: şükredersiniz

Kırmızı ile belirttiğim ifadeler, ayakların ve başın mesh edilmesini söylemiyor mu?

Bazı ayet mealcilerinini yahut tefsircilerinin bu ayeti şu şekilde de meal ettiklerini görüyoruz:

"Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin! Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredebilesiniz."

"Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yıkayın: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerizi; meshedin: başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin. Hasta, yahut yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz toprağa teyemmüm edin; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allâh size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve size olan ni’metini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz."

Tüm bu arzettiğim bilgiler ışığında, abdest konusu ile ilgili ayakların yıkanmayabileceği, mesh edilmesinin yeterli olabileceği söylenemz mi?
Bu konu hakkında görüşlerinizi bekliyorum.
Şimdiden teşekkürler.


Cevap: Abdest: Mesh etmek mi, yıkamak mı?

Baksan
Söylenir.
Teyemmüm anlatılırken abdestte yıkanan yerlerin mesh edilmesi emredilirken abdestte mesh edilen yerler teyemmumde mesh edilmesi emredilmemektedir.Bu da bu görüşü destekleyen bir delildir.
Bu görüş yeni değil haklı olduğuna inanmakla beraber alışkanlıktan olsa gerek ayakları yıkamaz isek içimize sinmiyor. 🙂
Ancak şu tercümenize katılmıyorum.
< ellezîne âmenû: yaşarken Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler >
ellezîne âmenû:Ey iman edenler olarak tercüme etmeniz gerekir.
Ayette ne yaşarken deniyır ne teslimden ne de ulaşmaktan bahsedilmiyor.
Öyle keyfe kader ilaveler yapma hakkını nerden buluyorsunuz?


Yanıt: Abdest: Mesh etmek mi, yıkamak mı?

I Need Mana
Evvela o tercüme bana ait değildir.
İkinci olarak ise, sizi iman hakikatiyle ilgili daha fazla araştırmaya davet etmem gerekir, ancak bu sayede, o tercümeyi anlayabilirsiniz.
Haklı olduğunuz nokta ise, kelime tercümesi yerine anlam tercümesi yapılmış olması hasebiyle, keyfi bir tercüme olabileceği düşüncenizdir.
Konuya ilginiz için teşekkürlerimi arzederim.


Soru: Abdest: Mesh etmek mi, yıkamak mı?

mumsema
Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.

Namaz ibadet duygusu ile Allah huzuruna çıkmak, belli şekillerle O’na tapınmak ve O’nunla konuşmaktır. Namaz Allah’ın, kulunu, huzuruna kabul etmesidir. İşte bu kabul ve bu ubudiyet arzı, bir hazırlığı gerekli kılmaktadır. Huzur-ı ilahide duran kulun uyanık, şuurlu, içi ve dışı ile tertemiz olması gerekir; abdest ve gusül bunları temin için en güzel vasıtadır. Suyun bulunmaması veya bulunduğu halde kullanmayı engelleyen bir mani yahut mazeretin bulunması halinde teyemmüm edilir. Teyemmüm her ne kadar maddi temizliği sağlamazsa da temizlik şuuru vermekte ve ibadete hazırlamaktadır.
Maide Süresi 6-Türkiye Diyanet Vakfı Meali
_______________________

Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.

Abdest alması veya gusletmesi gereken bir müslüman su bulamadığı takdirde toprak ve yeryüzü cinsinden bir şeyle teyemmüm eder. Teyemmüm hem abdest, hem de gusül yerine geçer. Ayrıca suyu kullanmaya engel olan hastalık, korku, suyun uzakta olması gibi bazı özür ve durumlar da teyemmümü caiz kılar.
(Nisa Süresi 43)
________________________________

Safvetüttefasir (tefsirlerin özünden) alıntı.zaten tüm tefsirlere baktığınızda aynı bilgi ile karşılaşacaksınız.

Ey iman edenler! Namaz kılmak istediğinizde abdestiniz yoksa yüzlerinizi ve dirseklerinizle birlikte ellerinizi yıkayın. Başlarınızı mesh edin, ayaklarınızı da topuklarla birlikte yıkayın. Ze-mahşeri şöyle der: topuklara kadar" kaydıyla ayaklarda yapılan işlemin nereye kadar olduğunu bildirmek, ayakların mesh edileceğini sananların zarınım ortadan kaldırmak içindir. Çünkü şeriatte, meshin nereye kadar yapılacağı yani son sınır belirtilmemiştir. Hadiste şöyle buyurulmuştur:"Şu ökçelerin ateşten vay haline Bu hadis,[1] "Ayaklan yıkamak değil mesh etmek farzdır" diyen jmamiyye mezhebi mensuplarının görüşleri-ni reddeder. Âyet açıktır ve terkibinde "ayaklar" kelimesi mansub (fethalı) olarak gelmiştir. Burada "Ayaklarınız" kelimesi yıkanan yüzler ve eller üzerine matuftur. Abdestte tertip ifade etmek için başı mesh etme emri, diğer azaları yıkama emirleri arasında getirilmiştir, Eğer cünüp iseniz bütün bedeninizi yıkayarak temizleniniz.
Eğer hasta olursanız, su kullanmakta size zarar verirse veyr yolcu olur da su bulamazsanız veya biriniz tuvaletten gelirse yahut kadın-larla cinsî münasebette bulunup ta aradığınız halde su bul anladıysanız te-miz toprakla teyemmüm ediniz, Sünneti seniy yenin açıkladığı gibi ellerinizi iki defa toprağa vurarak yüzünüzü ve kol larmızı mesnediniz, Allah, abdesti, gusulü ve teyemmümü farz kılmakla size güçlük çıkarmak istemiyor. Fakat Allah abdest ve teyemmümü farz kılmakla sizi günahlardan ve hata kirlerinden temizlemek, İslam’ın hükümlerim açıklamakla size nimetini tamamlamak İstemekte ve sayısız ni-njetlerinden dolayı kendisine şükretmenizi dilemektedir.[2]
__________________
[1] Keşşaf, İ/474 Buhârî, ilim 3,30; Vudu 27,29 Müslim Taharet 25-28 Rasulullah (s.a.v.) b hadis-i şerifi ayaklarını güzelce yıkamamış ve Ökçelerinde biraz kuruluk kalmış olanla hakkında buyurmuştur. (Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili 3, 1585. Mütercimler)
[2] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar neşriyat: 2/73-74.


< Kırmızı ile belirttiğim ifadeler, ayakların ve başın mesh edilmesini söylemiyor mu? >
< Tüm bu arzettiğim bilgiler ışığında, abdest konusu ile ilgili ayakların yıkanmayabileceği, mesh edilmesinin yeterli olabileceği söylenemz mi?
Bu konu hakkında görüşlerinizi bekliyorum.
Şimdiden teşekkürler.
>

ayetten kasıt yıkamadır, mesh değildir. arapçamız iyi değilse meal okuyup yanlış anlam vermeyelim


I Need Mana
"Mumsema" kardeşim, konuya iştirakiniz için size de teşekkür etmek isterim.
Detaylı bir biçimde vermiş olduğum tercüme, bana ait değildir. Bununla birlikte, bilhassa kırmızı ile belirtme gereği duyduğum kelimenin anlamını, benden daha iyi arapçayı bilenler olabilir diye arz ettim. Arapça konusunda eksiği olmayan kardeşlerimin o ifadeyi çevirmesi çok daha yerinde olur elbette. Kaldı ki, mesh etmek şeklinde çevirenlerin meallerinide aktarmayı uygun buldum. Gayem, konunun sadece benim iddiam dan ibaret olmadığı hususunun anlaşılmasıdır.
Ayetten kasıt, yıkamak, mesh etmek değildir görüşünü, yazmış olduğunuz sünneti seniyye görüşlerine istinaden olduğunu anlıyorum. Ve fakat, sizlerden ayette geçen mesh ifadesinin neden ayaklar içinde olmadığını kesin bir dille belirtmenizi arz ediyorum.
Teşekkürlerimi sunarım.


Hoca
< sizlerden ayette geçen mesh ifadesinin neden ayaklar içinde olmadığını kesin bir dille belirtmenizi arz ediyorum >
Yukarda mumsemanın verdiği yazıda cevabın var ama hala tatmin olmayışına şaştım doğrusu.

Ayaklar hakkında farz olan şeyin mesh değil de yıkamaktır.
Cumhurun ve ilim adamlarının büyük çoğunluğunun görüşü budur
Peygamber (sav)’ın uygulamasından sabit olan da budur. Birden çok hadis-i şerifte, onun söylediğinden de anlaşılması gereken budur. Nitekim Hz. Peygamber, topuklarını yıkamadıkları belli olan abdest almış bir topluluğu görünce, sesini çıkarabildiği kadar: "Ateşten çekeceklerinden dolayı topukların vay haline! Abdestinizi iyice alınız" diye yüksek sesle bağırmıştır.
(Bu hadisin kaynaklardaki yerlerinin hazıkın: Buharı, Ilın 3, Vudû 27; Müslim, Tahâre 25-30; Ebû Dâvûd, Tahâre 46; Tirmİzî, Tah3re 31; Nesaî, Tahâre 89; İbn Mâce, Tahâre 55; Muvatta’, Tahdre 5; Müsned II, 193…, IH, 316..)

İbnü’l-Arabî der ki: İlim adamları ayakların yıkanmasının vücubunu ittifakla kabul etmişlerdir. Ben, Rafızilerden başka bunu reddeden kimse bilmiyorum.

(Ahkamul Kuran – kurtubi)


I Need Mana
Ayetle sünnet/hadis çelişirmi sevgili kardeşlerim?
Ayet değişmediğine göre, hadislerde rivayet ve rivayetlerin toplanması ise, hadisler birşekilde tartışmaya açık hale geliyor, sahih olup olmadıkları konusunda.
Kaldı ki, efendimizin tatbik ettiği pek çok farz yahut vacib olmamakla birlikte sünnete dahil olmaktadır. Tatminsizliğim bundandır. Ayakları yıkamak hakikatte sünnettmidir yoksa farzmı? Farz ise ayette neden geçmemektedir. Yoksa o mealler ve tercümelerdemi hata vardır?

Konua ilginiz için, öğrenme isteğimi karşılamaya yardımcı olduğunuz için sizlere teşekkürlerimi tekrar sunmak isterim. Sağolunuz.


hafiz_e
aslında arkadaşımızın kaynağını sormak gerekiyor? kimden beslendiğinizi öğrenebilir miyiz?


Hoca
< Ayetle sünnet/hadis çelişirmi sevgili kardeşlerim?
Ayet değişmediğine göre, hadislerde rivayet ve rivayetlerin toplanması ise, hadisler birşekilde tartışmaya açık hale geliyor, sahih olup olmadıkları konusunda.
Kaldı ki, efendimizin tatbik ettiği pek çok farz yahut vacib olmamakla birlikte sünnete dahil olmaktadır. Tatminsizliğim bundandır. Ayakları yıkamak hakikatte sünnettmidir yoksa farzmı? Farz ise ayette neden geçmemektedir. Yoksa o mealler ve tercümelerdemi hata vardır?

Konua ilginiz için, öğrenme isteğimi karşılamaya yardımcı olduğunuz için sizlere teşekkürlerimi tekrar sunmak isterim. Sağolunuz. >
bilgin nedir bilmiyorum ama ya anlamıyor yada anlamak istemiyorsun.
Zayıf yada uydurma bir kaç hadis var diye tüm hadislere şüphe ile bakmak ve red etmek akıllı insan işi değil.
son bir defa yazayım konuyu kapatalım.

En meşhur 4 Fıkhi mezhep imamları olan,
İmam Azam, İmam Maliki, İmam Şafii ve İmam Ahmed, ayette konusu olan ayakların yıkanacağına dairdir. bunun dışında taberi hariç (ayeti erculekum diye okuduğu içindir) bütün müfessirler ayakların yıknacığını yazmışlar.


I Need Mana
Hafiz_e adlı kardeşimin ön yargılarından arınmasını temenni ederim. Bir Allah a secde eden, teslim olan, Efendimize tabi olup iman eden kimseler ile ayrışmayınız, kutuplaşmayınız. Biliniz ki, bu dinimize pek çok zararlar verecektir.
Amacım herhangi bir kimseyi, hadisi, sünneti yahut bize kadar intikal etmiş içtihadi kuralları yalanlamak, yargılamak, yanlışlamak değildir. Hakikatte ayakların yıkanması mesh etmekten elbette çok daha iyidir. Ve fakat gayem ayet ile uygulamadaki farklılığın nedenini tam olarak idrak etmeye çalışmamdır. Bu çabama, geniş bir ufka sahip kimselerin cevabı beni çokça memnun edecektir. Cevaplarıyla açmış olduğum konuda beni aydınlatan kardeşlerime şükranlarımı sunarım. Bu kardeşleriminde benden daha fazla fıkhi ve dini bilgiye sahip olduklarını beyan ederim.
İştirakiniz için de teşekkürlerimi arz ederim.

Not: Talebim; soruma cevap verecek başka kimselerinde çıkma ihtimaline karşı, konuyu kilitlememenizdir.


Hoca
< Hakikatte ayakların yıkanması mesh etmekten elbette çok daha iyidir >
daha iyidir değil, ayakları yıkamak farzdır. ayaklarını yıkamayanın abdestide yoktur.

Maide Süresi 6.

arapçası:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ

okunuşu:
"feğsilü vücühekum ve eydiyeküm ilel merafiki vemsehu bir ruusikum ve ercülekum ilel ke’beyn."
meali:

Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. (tdv meali)
____________________

Ayette abdest sırası ile anlatılıyor, saçı meshetmekten sözden sonra "ve ayaklarınızı"… yazıyor. burdaki "ve ayaklarınızı" sözü saçı mesh sözüne bağlı değil, daha önceki yüzünüzü ve ellerinizi dirseklerle birlikte yıkayınız sözüne atfedilmiştir.
bütün müfessirler böyle açıklamışlardır.

sonuç olarak, bazı ayetler anlamları apaçıktır, bazılarıda kapalıdır sadece ilim sahipleri anlarlar..

Sana Kitab’ı indiren O’dur. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar. (Ali İmran 7)


hafiz_e
önyargı?
bunda art niyet yok…soruyoruz hangi kaynaktan alıntı yapıyorsunuz? bunu sormak da normal değil mi?


Hoca
< önyargı?
bunda art niyet yok…soruyoruz hangi kaynaktan alıntı yapıyorsunuz? bunu sormak da normal değil mi?
>

gayet normal..
arkadaş arapça bilmiyor ve baktığım meallerde ayağı yıkma konusu geçiyor. meshi nerden çıkardı bende bilmiyorum.
ne arapçan var nede sağlam meallerde mesh geçiyor. nerden bu bakıyorsun?


I Need Mana
Hafiz_e kardeşim size önyargılarınızdan arınıınız dememin sebebi, "kimden besleniyorsunuz" ifadenizi, beni bir tarafa maletme anlayışındasınız zannımdandır. Değilse bu ifademeden ötürü özür dilerim.

Konumu açarken, ayetin orjinal halini, kelime kelime tercümesini ve, 2 adet te sorumla ilgili olduğunu düşündüğüm, ayet meallerini verdim. Ne kendi tercümemdir, nede kendi mealim değildir. Cevaplarınızıda bahsettiklerinizi anladığım içinde teşekkürlerimi zaten arzettim.

Buunla beraber mum kardeşiminde gibi pek fazla arapça bilgisine sahip olmadığınından olacak ki, ayet orjinalini verip birde, meal vermişsizniz. Bunların hepsini zaten bende okudum ve biliyorum. Hiçbirisine itraz etmedim. Hakikatte ise, ayette geçen mesh mevzusunu bilmemeniz gayet doğaldır. Beni yanlış anlayabili yada anlamayabilirsiniz, bunada diyecek birşeyim yok ben sadece, kafama takılan bir konu hakkında sizleri rahatsız ettim. Cevaplarınızdan dolayı yine teşekkür ediyorum ve başka cevaplarıda sabırsızlıkla bekliyorum. Başka cevapları bekleme arzum sizin verdiğiniz cevapları kabul etmedğim anlamına gelmesin lütfen.
Tekrar teşekkürlerimi sunarım.

Ayet meali konusunda bir yanlışlık olmasın diyede şimdi bir çok kimseye ait ayet mealini paylaşmak istiyorum. Teşekkürler.

Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Ali Bulaç : Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Ali Fikri Yavuz : Ey mü’minler! Namaza kalkacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi (dirseklerinizle beraber) yıkayın, başınızı (ıslak elle silin) mesh edin ve ayaklarınızı da (topuklarınızla beraber) yıkayın. Eğer cünub iseniz boy abdesti alın. Eğer hasta veya yolculukta bulunuyorsanız veya içinizden biri ayak yolundan gelmişse veya kadınlara dokunmuş (cima etmiş) iseniz ve bu hallerde su bulamamışsanız, o vakit pâk bir toprakla teyemmüm edin, niyetle ondan (o topraktan) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah size bir güçlük dilemez, fakat sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister, tâ ki şükredesiniz.

Bekir Sadak : Ey Inananlar! Namaza kalktiginizda yuzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -baslarinizi meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarinizi yikayin. Eger cunupseniz yikanip temizlenin; sayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmisseniz yahut kadinlara yaklasmissaniz ve su bulamamissaniz temiz bir topraga teyemmum edin, yuzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi aritip uzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki sukredesiniz.

Celal Yıldırım : Ey imân edenler! Namaza kalkmayı dilediğinizde yüzlerinizi, dirseklere kadar (dirsekler dahil) ellerinizi yıkayın. Başlarınıza meshedip topuklarına kadar (topuklar dahil) ayaklarınızı yıkayın. Cünüb iseniz iyice yıkanıp temizlenin (boy abdesti alın). Hasta iseniz veya yolculukta bulunuyorsanız veya sizden biri tabiî ihtiyacını gidermekten gelmişse veya kadınlara dokunmuşsanız, bu durumda su da bulamamışsanız, tertemiz bir toprakla teyemmüm edin ; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah size sıkıntı vermek istemez. ama sizi tertemiz yapmak ve şükredesiniz diye üzerinize nîmetini tamamlamak ister.

Diyanet İşleri (eski) : Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz yıkanıp temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta, yahut yolculuk halinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut da kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.

Edip Yüksel : İnananlar! Namaza kalktığınız zaman: Yüzünüzü yıkayın, ellerinizi dirseklere kadar yıkayın, başınızı sıvazlayın, ve ayaklarınızı da topuklara kadar (sıvazlayın/yıkayın). Cinsel ilişkide bulunmuşsanız yıkanınız. Hasta veya yolcu iseniz, yahut tuvaletten gelmiş, yahut kadınlarla cinsel ilişkide bulunmuş ve su bulamamışsanız, temiz bir toprağa yönelip yüzünüzü ve kollarınızı onunla sıvazlayın. ALLAH size güçlük çıkarmak istemez. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. Olur ki şükredersiniz.

Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iyman edenler! Namaza kalkacağınız vakit yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza mesh edib her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın, cünübseniz tas tamam yıkanın, eğer hasta veya seferde olursunuz veya biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunursunuz da suya gücünüz yetmezse o vakit de temiz bir toprağa teyemmüm edin: niyyetle ondan yüzlerinize ve ellerinize mesh eyleyin, Allahın muradı sizi sıkıntıya koşmak değil ve lâkin o sizi pam pâk etmek ve üzerinizdeki ni’metini tamamlamak istiyor ki şükredesiniz

Fizilal-il Kuran : Ey iman edenler, namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip– topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz ya da ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Gültekin Onan : Ey inananlar, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin). Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Tanrı size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza meshedib, her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüb olduysanız boy abdesti alın. Eğer hasta olmuşsanız, yahud bir sefer üzerindeyseniz veya içinizden biri ayak yolundan gelmişse, yahud da kadınlara dokunmuşsanız ve bu halde su da bulamamışsanız o vakit tertemiz bir toprakla teyemmüm edin, binâenaleyh (niyyetle) ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah, sizin üzerinize bir güdük yapmayı dilemez, fakat iyice temizlenmenizi ve üstünüzdeki ni’metinin tamamlanmasını diler. Tâki şükredersiniz.

İbni Kesir : Ey iman edenler; namaza kalktığınız zaman; yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın, başınıza meshedin ve topuklarınıza kadar ayaklarınızı da (yıkayın) . Eğer cünüb iseniz; hemen temizlenin. Eğer hasta olmuşsanız veya seferde iseniz; yahut heladan gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmış da su bulamamışsanız; temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah, size zorluk vermek istemez. Lakin sizi temizlemek, üzerinizde olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Muhammed Esed : Siz ey imana ermiş olanlar! Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü, ellerinizi ve dirseklere kadar kollarınızı yıkayın ve (ıslak) ellerinizi başınızın üzerine hafifçe sürün ve bileklere kadar ayaklarınızı (yıkayın). Eğer boy abdestini gerektiren bir halde iseniz kendinizi temizleyin. Ama eğer hasta iseniz yahut seyahatteyseniz yahut tabii ihtiyacınızı gidermişseniz yahut bir kadınla birlikte olmuşsanız ve su bulamıyorsanız, o zaman, temiz toprağa ellerinizi sürün ve onunla yüzünüzü ve kollarınızı hafifçe ovun. Allah sizi zora koşmak istemez; ama sizi tertemiz kılmak ve nimetlerinin tamamını size bahşetmek ister ki şükredenlerden olasınız.

Ömer Nasuhi Bilmen : Ey mü’minler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayınız ve başlarınıza meshediniz ve ayaklarınızı iki topuğa kadar yıkayınız ve eğer cünüb iseniz gusül ediniz (tamamen yıkanınız). Ve eğer hastalar iseniz veya sefer halinde iseniz veya sizden biri helâdan gelmiş ise veya kadınlarınıza dokunmuşsanız da su bulamazsanız o halde temiz bir toprak ile teyemmüm ediniz, ondan yüzlerinize ve ellerinize meshediniz. Allah Teâlâ sizin üzerinize bir sıkıntı vermek istemez. Fakat o sizi tertemiz kılmak ve üzerinize nîmetini itmam etmek ister ki şükredesiniz.

Şaban Piriş : -Ey İman edenler! Namaza kalktığınız zaman, yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başınızı mesh edip topuklara kadar ayaklarınızı yıkayınız. Eğer, cünüp iseniz, temizlenin, hasta veya yolculukta iseniz, veya biriniz tuvaletten gelmişseniz, yahut kadınlarınızla münasebette bulunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin, yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah, size zorluk çıkarmak istemez. Allah sizi arındırmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Namaza kalkmak istediğinizde yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedip topuklarınızla birlikte ayaklarınızı da yıkayın. Cünüp iseniz tastamam yıkanın (boy abdesti alın). Eğer hasta veya yolcu iseniz veya tuvaletten gelmişseniz, yahut kadınlarla münasebette bulunmuş olup da su bulamazsanız temiz toprağa teyemmüm edin, (mânen arınma niyeti ile) ondan yüzlerinize ve ellerinize meshedin. Allah size güçlük çıkarmak istemez, fakat şükredesiniz diye sizi temizleyip arındırmak ve size olan nimetlerini tamama erdirmek ister.

Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin) ; eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.

Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Namaz için kalktığınızda, yüzünüzü, dirseklere kadar ellerinizi, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın ve başınızı meshedin. Cünüp iseniz tamamen yıkanın. Hasta olduğunuz zaman, seferde iken veya tuvaletten gelip yahut kadınlarla temasta bulunup da su bulamadığınız zaman, temiz bir toprakla teyemmüm ederek onunla yüzünüzü ve ellerinizi meshedin. Allah size güçlük çıkarmak istemiyor; lâkin şükredesiniz diye üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor.


hafiz_e
arkadaşımızın söylediği konuyla ilgili bir yazı okumuştum geçenlerde.rıhle dergisinin 5 sayısı mustafa islamoğlu’nun mesh mi yıkama mı ile ilgili düşüncesi ele alınmıştı bir yazar tarafından..şöyle ki islamoğlu tefsirinin notunda şöyle der;"kıraat imamlarından nafi,ibn amir,hafs,kisai,ve yakub’un okuyuşuna göre yıkanması gerektiği geri kalanlarının okuyuşlarına göre de yıkanması gerekir…ehli sünnet okuluna mensup birçok alim birincisini,ehli beyt okulu mensupları ve taberani gibi bazı sunni alimlerde ikincisini tercih eder" demiştir..
ancak rıhle dergisi yazarı talha hakan alp bu düşüncenin yanlış olduğunu ve çoğunluk demesinin bile şüphe uyandıracağını belirtir..
ve yazar şöyle devam eder; islamoğlu’nun mütevatir kıraati terk edip sahih olmayan bir kıraat üzerinden ayet tercüme etmesinin ilmi bir izahı varsa bunu açıklamak kendine düşer"..demiştir


mumsema
kardeş verdiğin tüm meallerde zaten aykların yıknacağı geçiyor.

< Hakikatte ise, ayette geçen mesh mevzusunu bilmemeniz gayet doğaldır. >
buyur tıkla:
forumduasi.com/showthread.php?p=379339#post379339Mesh – İslamda mesh kavramı

sorunu tam yazamıyorsun kardeş yada biz yanlış anlıyoruz. ayette mesh geçiyor evet ama bu mesh sadece baş içindir.


I Need Mana
Sizler söyleyebileceklerinizi söylemiş bulunuyorsunuz. Sizin söylediklerinizi kabul etmiyorum, yanlışsınız, bu cevaplar olmamış gibi ifadeler söylemedim. Cevaplarınız için teşekkürlerimi zaten arzettim. Konumun başında verdiğim bilgiler gayet açıktır. Konuyla ilgili başka cevapların gelmesi beni elbette memnun edecektir.

Sorumu açık anlatmış olabilirim ancak, arzu ettiğim cevap şeklini belki anlatamamışımdır, buda doğaldır. Bu durumdan elbette sizler sorumlu değilsiniz.

Bu söylediklerimden, sizlerin cevap vermeye ehil olmadığınızı düşündüğüm anlamı çıkmasın lütfen. Burası bir açıkoturum (forum) sitesi ise, başka zamanlarda, başka kimselerinde konuya iştirak edebileceklerini gözönünde bulundurup, konuyu kapatmamanızı ve illa da biz bu adamı ikna etmeliyiz düşüncesiyle ceçeşitl cevaplar vermeye dilerseniz çalışmamanızı isterim. Ortada ne ikna olunacak durum söz konusudur, ne de herhangi bir konuyu inkar söz konusudur. Sadece kendime göre çok teknik bir detayı en ince ayrıntısına kadar öğrenebilme isteiğimi tatmin etme çabam mevcuttur. Durum bundan ibarettir.

Tekrar teşekkürler.


Şema
en ince detay nedir bilmiyorum ama bütün tefsirelerde ve meallerden kaynak verilmiş. mezhep görüşleride aynı doğrultuda…
ve mesh kelimesinin, baş meshine değil, yıkamaya-gusle atıftır denilmiş.. daha ne olsun bende merak ettim.


I Need Mana
Konuyla ilgili araştırma yaparken istediğim gibi bir cevap buldum paylaşmayıda uygun görüyorum. Aslında ben daha çok arapça yahut Kuran ın yazılmış olduğu lehçe/dil bilgisine dayalı cevapları arzuediyordum. Yoksa fıkhi ve içtihadi durumları pekâlâ hepimiz biliyoruz.
Yinede konu ile ilgili çok detaylı bir açıklamayı bulduğumu düşündüğüm bu yazıyı paylaşmak isterim.

Verdiğiniz cevaplardan dolayı ve konuya iştirakinizden ötürü ALlah sizden razı olsun.

Allah a emanet olunuz.

<
KUR’AN’DA ABDEST VE AYAKLARI MESHETMEK

5Maide suresi/6-Siz ey inananlar! Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın. Başınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin. Eğer boy abdestini gerektiren bir halde iseniz kendinizi temizleyin. Ama eğer hasta iseniz yahut seyahatteyseniz yahut tuvaletten geldiyseniz yahut kadınla birlikte olmuşsanız ve su bulamıyorsanız, o zaman, temiz toprakle teyemmüm edin ve onunla yüzünüzü ve ellerinizi meshedin. Allah sizi zora koşmak istemez; ama sizi tertemiz kılmak ve nimetlerinin tamamını size bahşetmek ister ki şükredenlerden olasınız.
4Nisa suresi/43-Siz ey inananlar! Sarhoş iken namaz kılmaya kalkışmayın, ne dediğinizi bilinceye kadar (bekleyin); ve boy abdestini gerektiren bir durumda (iken de) yıkanıncaya kadar seyahatte olmanız (ve yıkanma imkanından yoksun bulunmanız) hali dışında- (namaza kalkışmayın). Ama eğer hasta iseniz veya seyahatteyseniz yahut tuvaletten geldiyseniz veya kadın ile birlikte olmuşsanız ve hiç su bulamıyorsanız, o zaman temiz toprakla teyemmüm edin, (onunla) yüzünüzü ve ellerinizi meshedin. Bilin ki Allah, gerçekten günahları temizleyendir, çok affedicidir.

TEFSİRLERDE AYAKLARI MESHETMEK-

DİYANET TEFSİRİ

Abdest, -âyette de belirtildiği üzere- ibadet niyetiyle yüzü ve dirseklere kadar kolları yıkamak, başı meshetmek, ayaklan topuklara kadar yıkamaktan ibarettir. Abdest, hadesten taharet yani görünmeyen fakat hükmen var olduğu kabul edilen bir kirlilikten temizlenmek anlamına geldiği için farz olan temizlik yukarıda bildirilen azalan bir defa yıkamakla sağlanmış olur. İki veya üç defa yıkamak ve abdest organlarını ovmak sünnettir.
1. Ayaklar anlamına gelen ercül kelimesindeki lâm harfini üstünlü okuyup yüzler anlamına gelen vücûh üzerine atfedenlere göre ayakları yıkamak farzdır. Meşhur dört mezhep mensuplarının anlayış ve uygulamaları böyledir. Mealde bu kıraat esas alınmıştır.
2. Ercül kelimesinin lâm ını esreli okuyup kelimeyi Başlannızı mesnedin cümlesindeki başlar anlamına gelen ruûs üzerine atfedenlere göre ayakları -yıkamak değil- meshetmek farzdır. İmâmî-şiîler bu kıraati benimsedikleri için ayaklan meshetmekle yetinirler. Bu takdirde âyetin meali şöyle olur: Yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlannızı ve topuklara kadar ayaklarınızı mesnedin.
İbn Abbas, Enes b. Mâlik gibi sahâbîlerin ve tabiîlerden bazılarının çıplak ayakları üzerine meshettiklerine dair rivayetler bu görüşü destekler mahiyettedir.Taberî’nin kanaati de bu doğrultudadır. Ona göre yüce Allah, teyemmümde yüzün tamamını toprakla meshedilmesini emrettiği gibi abdestte de ayakların tamamının su ile meshedilmesini emretmiştir. (Diyanet Tefsiri-5/6 açıklaması.)

SÜLEYMAN ATEŞ TEFSİRİ

İmam Taberî bu kıraati ve dolayısıyla bu anlamı tercih ettiği gibi Peygamberimizin dördüncü göbekten torunu olan İmam-ı Cafer-i Sadık mezhebinin mensupları da ayeti böyle anlamışlardır. Ayetin siyakından (bağlamından) da bu mana anlaşılıyor.
Yüce Allah, abdestte vücudun iki temel uzvunun yıkanmasını emretmiştir ki, bunlar yüz ve kollardır. İki uç uzvun da meshedilmesini emretmiştir ki bunlar da baş ve ayaklardır. Âyette; ..yıkayınız.. fiilinden sonra iki tümleç getirmiştir. Bunlar, yüz ve ellerdir. Demek ki yüz ve eller (dirseklerle birlikte) yıkanacaktır. …meshediniz… fiilinden sonra da iki tümleç getirmiştir. Bunlar da baş ile ayaklardır. Demek ki bunlar da meshedilecek uzuvlardır. Ayette bu manayı son derece güçlendiren ince bir nokta vardır. Kur’ân-ı Kerîm’de her kelime birbiriyle son derece uyumlu ve mütenâsibtir. Şimdi ..yıkayınız.. fiilinden sonra gelen iki tümleçten ilki nasıl bir tek uzvu, ikincisi ise iki uzvu (yani iki eli-kolu) gösteriyorsa, meshediniz.. fiilinden sonra gelen iki tümleçten de birincisi bir tek uzvu (yani başı), ikincisi ise iki uzvu (yani ayakları) göstermektedir. Eğer, ercül (ayaklarınız) tümleci vücûh (yüzleriniz)’a atfedilmiş (bağlanmış) olsa, bu ahenk ve tenâsüb (uygunluk) bozulur ki bu, Kur’ân’ın bilinen mucizevî ahenk ve üslubuna aykırı olur… Yani abdestte yıkanması gereken uzuvların teyemmümde mesh edilmesi emredilmiş fakat abdestte mesh edilecek uzuvlar, meshten düşürülmüştür. Bu da ayakların, yıkama uzvu değil, mesih organı olduğunu kanıtlar. (Süleyman Ateş Tefsiri, 5/6 açıklaması.)

TABERİ TEFSİRİ

Hicaz ve Irak kurralarından diğer bir kısmı ise erculikum ifadesindeki harfini esre okumuşlardır Bunlara göre Allah teala bu ayet-i kerime ile abdest alırken, başın ve ayakların meshedilmesini emretmiştir. Abdest alırken ayaklar yıkanmaz meshedilir.
Taberi diyor ki: Bize göre ise asıl maksat, ayaklann tümünün su ile meshedilmesidir. Bu itibarla ayaklanın elleriyle veya ellerinin yerini tutacak herhangi bir şeyle meshetmeksizin sadece onlara su dökmek veya onları suya sokup çıkarmak yeterli değildir. Nitekim Tavus’tan, abdest alan kimsenin ayaklarını sadece suya sokup çıkarması sorulunca Ben bunun, maksada ulaşan bir amel olduğunu kabul etmem. dediği rivayet edilmiştir. Buna mukabil ayakların yıkanmasını farz sayan Hasan-ı Basri’den, gemide abdest alan kimsenin, ayaklana nasıl yıkayacağı sorulduğunda onun: Ayaklarını suya daldırıp çıkannasın-da bir mahzur yoktur. dediği rivayet edilmiştir.
Taberi sözlerine devamle diyor ki: Madem ki meshetmenin, organın tümünü veya bir bölümünü meshetme olarak iki mânâsı vardır ve daha sonra zikredeceğimiz deliller, Allah tealanın buradaki meshetmeden ayakların tümünün meshedilmesini kasdettiğini göstermektedir…

RAZİ TEFSİRİ

Ayakların Yıkanması Ve Meshedilmesi: Şirke uzanabilecek bir olayda şakaya da izin yok diye düşünüyorum Alimler, ayakların meshedileceği veya yıkanacağı hususunda ihtilâf etmişlerdir: Kaffâl, bu âyetin tefsiri hususunda İbn Abbas, Enes İbn Mâlik, İkrime, Şa’bî ve Ebû Cafer Muhammed İbn Ali el-Bakır’dan ayakları meshetmenin farz olduğu hükmünü nakletmiştir ki bu, Şia’nın İmâmiyye kolunun mezhebidir. Fukahâ ve müfessirlerin cumhuru ayakların yıkanmasının farz olduğunu söylemişlerdir. Dâvûd el-İsfehani, hem yıkamanın hem de meshetmenin farz olduğunu söylemiştir ki bu görüş, Zeydiyye imamlarından en-Nasır Lilhakk in görüşüdür.
Hasan el-Basrî ve Muhammed İbn Cerîr et-Taberî ise, mükellefin (kulun), yıkama ile meshetme arasında muhayyer bırakıldığını söylemişlerdir…
Bu sabit olduğu zaman biz deriz ki, Hak Teâlâ’nın ayaklarınızı ifâdesinde, nasbin âmilinin meshediniz emri olabileceği gibi, bu âmilin yıkayınız emri de olabileceği ortaya çıkmıştır. Ancak ne var ki, bir mamul üzerinde iki âmil amel etmeye kalkışınca, o mamule daha yakın olanı amel ettirmek evlâ olur. Binâenaleyh Cenâb-ı Hakk’ın, sözündeki nasbin âmilinin, meshediniz emri olması gerekir. Binâenaleyh, lamın nasbıyla le şeklinde okumanın da ayaklar üzerine meshetmeyi gerektirdiği sabit olmuş olur. İşte bu, ayakları meshetmenin farz olduğu hususunda âyetle yapılan istidlalin izah şeklidir. Sonra, bu görüşte olanlar sözlerine devamla şöyle demişlerdir: Hadislere dayanarak, bu hususu savuşturmak da caiz değildir. Çünkü bu haberlerin tamamı, âhad haberlerdir. Halbuki âhad haberlerle Kur’ân’ın neshi caiz değildir. (Razi Tefsiri, 5/6 açıklaması)

ABDESTTE AYAKLARI YIKAMAK VEYA MESHETMEK-Süleyman Ateş

Çorap, başörtüsü, sarık ve fes üzerine meshedilerek abdest alınabilir. Abdeste meshedilecek organın hâline (üstünde bulunan giysi ve sargıya) da meshedilir ama yıkama uzvunun hâiline meshedilemez, hâil çözülüp organın yıkanması gerekir. Bundan dolayı başa sarılan sarık, ayağa giyilen çorap veya mest üzerine meshedilebilir. (Süleyman Ateş, Kur’an Ansiklopedisi, SUÂLLER-CEVAPLAR maddesi)
Bu farzların ikisi yıkama, ikisi de mesihtir. Maide 6′ncı ayetin açık hükmüne göre yüz ve kollar yıkanır, baş ve ayaklar meshedilir. Peygamber ailesi böyle yapmış, Peygamber’e yıllarca hizmet etmiş olan Enes ibn Malik böyle olduğunu söylemiş. Ayakları yıkama uygulamasının Emeviler tarafından yerleştirildiğinde kuşku görmüyorum.
Baş ve ayaklar yıkama uzvu değil, mesih uzvudur. Mesih uzvunun üstünde bir giysi varsa onu çözmeden üstüne meshedilebilir. Bu giysinin kalınlığı, inceliği söz konusu değildir. O su geçirmeme, 5 kilometre yürüme gibi şartlar bazı fıkıhçıların uydurmalarından başka bir şey değildir. (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi -12/3/2004)
Maide Suresi’nin 6′ncı ayetinde abdest alırken başın ve ayakların yıkanması değil, meshedilmesi emredilmektedir. Maalesef Kur’ân-ı Kerim meallerinin büyük çoğunluğunda abdest ayetinin manası, geleneğe göre çarpıtılmıştır. Ayetin doğru manası şöyledir:
Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yıkayınız: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi; meshediniz: başlarınızı ve aşıklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüpseniz tam temizlenin. Hasta, yahut yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz toprağa teyemmüm ediniz; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürünüz. Allah size güçlük çıkarmak istemiyor fakat sizi temizlemek ve size olan nimetini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz. (Süleyman Ateş -Vatan Gazetesi -12/5/2003)
>
Sığmadı devamı…

< HADİSLERDE ABDEST ALIRKEN AYAKLARI MESHETMEK
Ayakları meshetmek: 3599- Resûlullah’ın nasıl abdest aldığını size göstermemi ister misiniz? İçinde su olan bir kab istedi, sağ eliyle bir avuç su aldı, mazmaza ve istinşak yaptı, sonra bir avuç daha aldı, bununla iki elini birleştirip (iki eliyle) yüzünü yıkadı. Sonra bir avuç daha aldı bununla sağ elini yıkadı. Sonra bir avuç da aldı, bununla sol elini yıkadı. Sonra bir avuç su daha aldı, sonra elini çırptı, sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra bir kabza su daha aldı sağ ayağının üzerine serpti, ayağında nalın olduğu halde, sonra onu iki eliyle meshetti, elin biri ayağın üstünde, diğeri de nalının altında. Sonra aynı şeyi sol ayağa yaptı. Buhari, Vudü 7; Ebu Dâvud, Tahâret 52, (137); Nesâi, Tahâret 84, 85, (1, 73, 74).
3697- Resûlullah ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O’na su taşırdım. (Kaza-yı hâcet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sarığı ve bot ları üzerine meshederdi. Müslim, Tahâret 84; Ebu Dâvud, Tahâret 59; Tirmizi, Tahâret 75.
3702- Resûlullah abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. Ebu Dâvud, Tahâret 61; Tirmizi, Tahâret.
3606-…Bir ara Resûlullah bizden geride kaldı sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımıza meshediyorduk. (Resûlullah ) yüksek sesle nida etti: Ökçelerin ateşte vay hâline! Bunu iki veya üç kere tekrarladı. Buhari, İlm 3, 30, Vudü 27, 29; Müslim, Taharet 25-28; Muvatta, Taharet 5; Ebu Dâvud, Tahâret 46.
3699-Cerir, abdest alıp mestleri üzerine meshedince, kendisine: Mest üzerine mesh mi yapıyorsun diye sormuşlardır. O da: Evet demiştir, ben Resûlullah’ı gördüm. Bevletti sonra abdest aldı. (Sıra ayaklarına gelince, yıkamayıp) mestlerinin üzerine meshetti” dedi. Buhari, Salât 25; Müslim, Tahâret 73, (272); Tirmizi, Tahâret 70, (93); Nesâi, Tahâret 96, (1, 81). >


Hoca
< Konuyla ilgili araştırma yaparken istediğim gibi bir cevap buldum >
şii misin?
şii değilsen ehli sünnetin hangi ameli mezhebini taklid ediyorsun?
mezhep taklid etmiyorsan, içtihad edecek kadar bilgin var mı?


I Need Mana
Yahu konuyu açtığımdan beri önyargısız bir cümlenizi görmedim, merak ettiğim bir konuda bilgi almak istedim olay budur.
Ne olduğumun, almak istediğim cevapla ne ilgisi var. İlminizi geliştirmek için her konuda her görüşte bilgiyi öğrenmemiz, öğrenmeniz gerekmezmi? İnsaf edin kardeşlerim.
Ben "Ayakların yıkanmasına gerek yok mesh etmek yeterlidir" başlığında bir konuda açmadım.

Her neyse, sonunda sitem dolu sözleri bana yazdırdınız. 🙂

Tekrar Allah hepinizden razı olsun. Teşekkürlerimi sunarım.


Hoca
< Yahu konuyu açtığımdan beri önyargısız bir cümlenizi görmedim, merak ettiğim bir konuda bilgi almak istedim olay budur.
Ne olduğumun, almak istediğim cevapla ne ilgisi var. İlminizi geliştirmek için her konuda her görüşte bilgiyi öğrenmemiz, öğrenmeniz gerekmezmi? İnsaf edin kardeşlerim.
Ben "Ayakların yıkanmasına gerek yok mesh etmek yeterlidir" başlığında bir konuda açmadım.

Her neyse, sonunda sitem dolu sözleri bana yazdırdınız. 🙂

Tekrar Allah hepinizden razı olsun. Teşekkürlerimi sunarım. >
kardeş, sorularım gayet normal neden cevap vermekten kaçıyorsun ki?
şiilik veya bir mukallid olmak ayıp ise yazma.

ayrıca biz önyargılı değiliz. biz sana en muteber eserlerden ve Alimlerden kaynak verdik sen gitmişsin süleyman ateşten kaynak veriyorsun.


I Need Mana
Maalesef sorularınızın, bilgiye ulaşmamdaki gayemle bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hakka yönelen, sünnete sarılan insanların, ayrışmasına lüzum yoktur. Hem bu bakımdan hemde Gruplaşma ve kutuplaşmaya karşı olmam sorularınıza cevap vermeye, beni alıkoymaktadır.

Aktardığım yazıda ve linkte yalnızca Süleyman Ateş in açıklamalarını görüyor iseniz ben ne yapayım?
Ateistlik konusunda bilgi arayan, bu konuda ilmini geliştirmek isteyen bir kimseyi ateist olmaya niyetli sanmak ile, sizin sorunuzun altında yatan zan aynıdır. Değilse sorduğunuz sorunun bir anlamı yoktur. Var ise daha açık sormalısınız. Yinede bu konuda gereksizdir.

Bilgi almak için üye olduğum bu sitede karşılaştığım manzara düşündürücüdür.

Sevgilerimi sunarım.


islamdostu
< Maalesef sorularınızın, bilgiye ulaşmamdaki gayemle bir ilgisi bulunmamaktadır.
Hakka yönelen, sünnete sarılan insanların, ayrışmasına lüzum yoktur. Hem bu bakımdan hemde Gruplaşma ve kutuplaşmaya karşı olmam sorularınıza cevap vermeye, beni alıkoymaktadır.

Aktardığım yazıda ve linkte yalnızca Süleyman Ateş in açıklamalarını görüyor iseniz ben ne yapayım?
Ateistlik konusunda bilgi arayan, bu konuda ilmini geliştirmek isteyen bir kimseyi ateist olmaya niyetli sanmak ile, sizin sorunuzun altında yatan zan aynıdır. Değilse sorduğunuz sorunun bir anlamı yoktur. Var ise daha açık sormalısınız. Yinede bu konuda gereksizdir.

Bilgi almak için üye olduğum bu sitede karşılaştığım manzara düşündürücüdür.

Sevgilerimi sunarım >
kusura bakma ama sen art niyetlisin. bir sürü meşhur alimin verdiği ayet anlamını bırakıp süleman ateş gibi ne olduğu bellisiz bir adamın mealini alıyorsun.
ayaklarını meshedenlerin nerdeyse hepsi şiidir. sünni birisi asla ayaklarını yıkamadan abdest almaz. sadece mest üzerine mesheder.


I Need Mana
Vermiş olduğum yazının tamamını, vermiş olduğum linkinde tamamını okuyunuz.
Ben herhangi bir iddia ile konumu açmadım ve o yazılarıda herhangi bir iddia ile paylaşmadım.
Soru sordum, sorduğuma adeta pişman edildim.
Soruma cevap olan yazıları paylaştım, sanki o yazılar benim fikrim miş gibi algılandı.
Bu tür yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek olduğumu düşünseydim, ne bu foruma gelirdim, nede böyle bir konu açardım.
Gelin görün ki, birde art niyetlilikle suçlanıyorum.
İstemeden hakkıma girdiğinizi farketmesenizde hakkımı helal ediyorum.
Çünki kasten yaptığınızı düşünmüyorum.

Not: Yarardan çok zarar getirecek bir durum oluştuğunu düşünüyorsanız, konuyu toptan silebilirsiniz. Teşekkürlerimi tekrar arz ederim.

Allah a emanet olunuz.


Cüneyt64
Ya kardes, bence sen bizi provoke etmek istiyorsun. Senin sorunu o kadar güzel kaynakli cevaplar vermisler sen hala tatmin olmak istemiyorsun!
Anlasildiki sen sorana cevap aramiyorsan.
Kardes senin su avatar lan alakan ney?
Sen hristiyan misin ermenimisn?
Aksi takdirde seni kirdigsim bu yazimdan dolayi, o zama bagisla beni.

Allahin rahmeti ve hidayete üzerine olsun


I Need Mana
Aslında sizlerin vermiş olduğu tahrik dolu mesajlardan benim provoke olup, tozu dumana katmam beklenirdi. Provoke amacım olduğunu düşünüyorsanız -ki işte bu beni gerçekten üzdü- beni banlayıp tüm konularımı ve cevaplarımıda siliniz.

Hepiniz hakkınızı helal edin.
Bende yana hakkım varas helal olsun.
Nolursa olsun yorumlarınızda ve benimle ilgili cevaplarınızda kötü niyetli olmadığınızı biliyorum.

Allah a emanet olunuz.


imamhatipli42
< Aslında sizlerin vermiş olduğu tahrik dolu mesajlardan benim provoke olup, tozu dumana katmam beklenirdi. Provoke amacım olduğunu düşünüyorsanız -ki işte bu beni gerçekten üzdü- beni banlayıp tüm konularımı ve cevaplarımıda siliniz.

Hepiniz hakkınızı helal edin.
Bende yana hakkım varas helal olsun.
Nolursa olsun yorumlarınızda ve benimle ilgili cevaplarınızda kötü niyetli olmadığınızı biliyorum.

Allah a emanet olunuz. >

Bizim amacımız burada kimseyi kırmak, incitmek hakaret etmek değildir. Eğer ortada bir yanlış var ise onu düzeltmektir.
Kardeş sana bir soru sormak istiyorum senin sülalenle ilgili bir bilgi öğrenmek istesen ve dedenin yaşayıp babanın olmadığı bir dönemde olsa sen dedenin mi sözüne itimat edersin yoksa babanın mı açık ol ama.
Bir insan hayırlı doğru bir fiili yada sözü başkalarına öğretirse bundan sevab kazanır ama yok yanlış bir bilginin üstünde ısrar ederde bu bilgiden yola çıkarak başkaları amel ederse o zaman da günahlarına ortak olmuş olur. Rabbim ilmimizi artısın kardeş.


kevseri
Burda sorun ercelekum yani ayağınız kelmesi bir takım kimseler tarafından cer kıraatine göre kesre ile okunmaktadır. oysa bu şekilde okunmasının sebebi ona yakın düşüp dile yakın gelmesindendir. oysa alimler bunu hoş karşılamamışlardır. bunun doğrusu nasb kıraatine göre "kesre" ile okunmasıdır.


I Need Mana
< Burda sorun ercelekum yani ayağınız kelmesi bir takım kimseler tarafından cer kıraatine göre kesre ile okunmaktadır. oysa bu şekilde okunmasının sebebi ona yakın düşüp dile yakın gelmesindendir. oysa alimler bunu hoş karşılamamışlardır. bunun doğrusu nasb kıraatine göre "kesre" ile okunmasıdır. >
Hay Allah sizden razı olsun sevgili kardeşim, doğrudan konuya yönelik bir cevap verdiğiniz için teşekkürlerimi arzederim.

Bu şekilde cevap veren arkadaşlarımada teşekkürlerimi arz ederim.

İmamhatipli kardeşim, şahsıma yönelik soruların konuyu açmamdaki amaca yönelik olmadığını düşündüğüm için cevaplamıyorum. Aksi takdirde konu başka bir mecraya doğru kayacak.

Allah a emanet olunuz.


anlamak
‘I need mana’ adlı kardeşimi tebrik eder aradığı cevabı bende merak ettiğimi söylemek isterim.aynı şeyleri söleyipte anlamamakta ısrar ettiğini söyleyen ‘hoca’ kardeşimede bilgi bu şekilde paylaşılmaz hoca karşıdakini anlamalı öle yardımcı olmalıdır demek istiyorum bu tabikide benim fikrimdir teşekkür ederim.


Kayıtsız Üye
Ayet çok açık neden tartışma var anlamıyorum. Ayette iki eylem var. 1. Yıkama eylemi. 2. Mesh etme eylemi.

1. Yıkanacak yüz VE eller dirseğe kadar. (eylem bitti)
2. Mesholacak baş VE topuklara kadar ayaklar (eylem bitti)

Topuklara kadar denmesi genelde kolaya geleni ayakların ön kısmını silmek temizlemektir. Allah ta yarım yapmayın diyor. Bu kadar.


abdest mesh, abdestte mesh, abdest mesh etmek

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();