Dua’nın faydaları
mumsema
1- Duâ, Allah’tan hidayet ve başarı talebidir. Duâ insanı başarıya ulaştırır.
2- Rızkın genişlemesine, sağlığın artmasına, ömrün bereketlenmesine vesile olur. 3- Duâ, hazinesi sonsuz, kerem ve ihsanı bol olan Allah’tan istemektir. O, bir şeye ol deyince olur. Bir isteği yerine getirmekle hazinesi eksilmez.
4- Duâ edeni Allah’ın rahmeti kuşatır. Allah’ın ihsanı ve yardımı ona yönelir.
5- Duâ eden, Allah’a itaat etmiş olur. Duâyı terk etmek günahtır, Allah’a karşı kibirlenmektir.
6- Genişlik ve sağlık zamanlarında duâ etmek, darlık ve hastalık zamanlarında fayda verir.
7- Allah, kulunun çok ve ısrar ile duâ etmesini sever.
8- Duâ hayrı çeker, zararı savar.
9- Duâ eden, duâsının yararını ya hayatında, ya da öldükten sonra muhakkak görür.
10- Her duâ, Allah’ın indinde muhafaza edilir, karşılığı ya dünyada ya da âhirette verilir.
11- Duâ, öyle kerim bir zattan istemektir ki, O kendisine açılan elleri boş döndürmekten utanır.
12- Duâ insanı belâdan korur, inmiş ve inecek musibetlere karşı bir kalkandır. Belâların etkisini azaltır, Allah’ın kaderini hafifletir.
13- Kazâ ile duâ arasında bir çarpışma olur, duâ kazânın acı etkilerini önler, gücünü azaltır.
14- Duâ, Kadir-i Mutlak’a karşı son derece küçülme, hudu’ ve huşu’dur. Bu küçülme ve huşu’, Kerem ve rahmeti sonsuz olan Allah’ın rahmetini celbeder. Bunun için duâ, ibadetin özü kabul edilmiştir.
15- Duâ, düşmanların düzenlerini bozar, üzüntü ve sıkıntıları defeder. İnsanı ruhunu tasalardan arıtıp temizler.
Cevap: Dua’nın faydalari
Mumtehine
Allahu Teala cümlemize,bizlerden razı ve hosnut olacagi dualar yapmayi nasip etsin, duadan ve duacidan mahrum etmesin cümlemizi insaAllah!
SAV Efendimizin buyurdugu gibi;
"Eger hakki ile Allah’a cc kulluk yapsaydiniz,hic suphesiz duanizla daglari eritirdiniz.."
Allah cc razı olsun..!
Yanıt: Dua’nın faydalari
fevziay
Soru: Dua’nın faydalari
Hoca
Duanın Faydası
Eğer ‘Allah Teâlâ’nın kazâ ve kader-i ilâhîsinin mecrasından zerre kadar sapmadığı ve dönmediği bilinmektedir. O halde duanın faydası nedir?’ diyecek olursan, bilmiş ol ki dua ile belânın kalkması da kader-i ilâhîdendir. Bu bakımdan dua, belânın kalkmasının sebebidir. Rahmetin de celbedicisidir. Nitekim kalkan, gelen okların geri çevrilmesinin sebebi; suyun, yerden biten otların bitmesinin sebebi olduğu gibi…
Nasıl ki kalkan, atılan oku geri gönderdiğinden okla çarpışırsa, aynen dua da belâ ile boğuşup çarpışır.
Silâh taşınması, Allah’ın kazâ ve kaderini itiraf etmenin şartı değildir. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
Ey iman edenler! Düşmana karşı hazırlığınızı görün ve silâhlarınızı yanınıza alarak savaşa hazır olun…
(Nisa/17)
Yine kazaya inanan bir kimseye, tohumu tarlaya serptikten sonra onu sulamamak şart koşulmaz ki, şöyle denilebilsin: Allah’ın kazâsı ezelden bitkilere taallûk ettiği için tohum biter, yeşerir. Eğer kaza daha önce böyle olmasaydı tohum bitmezdi. Sebepleri müsebbiblere bağlamak göz açıp kapatmak veya ondan daha yakın olan kazânın birinci basamağıdır.
Sebeplerin varlığını tedricen takip eden müsebbiblerin tafsili ise, kaderdir. Madem ki, hayrı takdir eden Allah, onu bir sebeple takdir etmiştir. Elbette takdir ettiği şerrin defi için de bir sebep takdir etmiştir. Bu bakımdan basiret gözü açık bir kimsenin nezdinde bu emirler arasında herhangi bir tenâkuz yoktur. Bütün bu hakikatlerden sonra bilinmeli ki, Zikir bölümünde söylediğimiz fayda duada da vardır. Çünkü dua, kalbin Allah ile hazır bulunmasını ister. Kalbin bu şekilde huzura kavuşması ise ibadetlerin en yüce kısmıdır. İşte bunun için Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: ‘Dua ibâdetin iliğidir’.179
Halk için ekseri âdet şudur ki, kalpleri Allah’ın zikrine, ancak şiddetli ihtiyaçları olduğu ve felâketlere mâruz kaldıkları anda yönelir. Çünkü insanoğlu, herhangi bir şerre mâruz kaldığı zaman, geniş geniş dualar yapar durur. Bu nedenle şiddetli ihtiyaç insanoğlunu duaya muhtaç eder. Dua ise, kalbi yalvarma ve yakarma ile Allah’a döndürmektedir ve böylece dua ile ibadetlerin en şereflisi olan zikir meydana gelir. İşte bu sırra binaendir ki, belâ, önce peygamberlere (a.s), sonra Allah’ın velî kullarına, sonra mertebece daha düşük olanlara ve onlardan sonra gelenlere isabet etmektedir, Çünkü belâ, yalvarış ve yakarış ile kalbi Allah’a yöneltir. Ferdi Allah’ı unutmaktan alıkoyar. Zenginlik ise, birçok işlerde haddi aşmaya sebep olmaktadır. ‘Çünkü insanoğlu kendisini müstağni görmekle azgınlık eder!’
İşte zikir ve dualar hususunda anlatacaklarımız bu kadar…. Hayra iletici ve muvaffak kılıcı ancak Allah’tır!
Yemek, sefer, hastaları ziyaret etmek ve sair işler hakkındaki diğer dualar ise inşaAllah yeri geldikçe izah edilecektir.
Tevekkül ancak Allah’adır. Kitab’uz-Zikr ve Da’avât (Zikirler ve Dualar) bölümü burada sona erdi. Bunun ardından Allah’ın izniyle Evrad (Virdler) bahsi gelecektir.
Hamd, âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm Hz. Muhammed’in, âlinin ve ashâbının üzerine olsun!
nurhaniyet
Duanınfaydası olmasa idi ALLAH’u Teala bizi kendine muhatap seçmezdi . Bize Kuran’da "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var " demezdi.
Hem bütün peygamberler en zor anlarında dua ile ALLAH’a sığınıp ondan yardım istemişlerdir.
ALLAH razı olsun kardeşim…..
Hoca
Dua etmenin Faydaları hakkında
Allahü Teala, "Bana Dua ediniz ki, Duanizi kabul edeyim" buyuruyor.
Bu okudugumuz ayeti Kerime, Mümin suresinin 60. ayetidir. Allhü Teala biz kullarindan dua etmemizi emrediyor, bizden her zaman dua ederek kendisinden yardim istememizi bildiriyor.
Ama diyeceksin ki, benim günahim cok, duam kabul olur mu? Böyle endiselenmenize hiç gerek yok. Cünkü Allahü Teala, Bakara Suresinin 186. ayetinde: "Bana el acip yalvaran (kulumun) duasını kabul ederim." buyuruyor.
Bu ayeti kerimelerden ögreniyoruz ki, kendi saadetimiz için dua etmemiz gereklidir. Hata ve günahlarimiz coktur duamiz kabul olmaz diye bir tereddüde düsmemiz hiç de doğru ve akillica bir hareket degildir. Zira Allahimiz bizden dua etmemizi istiyor. Duamizi kabul edecegini beyan ediyor:
Sindi de duanin kiymet ve degerini büyüklük ve faziletini ögrenelim.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhisselam: "Allahü Teala indinde (katinda, yaninda) duadan daha degerli hiç bir sey yoktur." buyuruyor.
Yine Peygamberimiz (S.A.V.): "Allahü Teala kendisinden istenmegi sever." yani aslinda dua etmek arzusu insanin mayasinda yaradilisinda vardir. Dua etmek, insanin ruhi ihtiyacidir. Insan caresizlik içinde kaldigi zaman, ruhu daraldigi an kuvvet ve kudret sahibi olan Allah’dan yardim istemek ihtiyacini kendinde siddetle hissedip duyar.
Onun için Cenab-i Hak, Kur’an-i Kerim’inde buyuruyor: "Bunalip darda kalan kulunu, caresizlik içinde kivranip duran kimseyi dua edip yalvardiginda imdadina yetisip yardim eden, ancak Allahü Teala’dir." Bir kulun düsmüs oldugu tehlikelerden Allah’dan baska kurtaracak hiç bir kuvvet yoktur ve düsünülemez.
Peygamberimiz Aleyhisselam buyuruyor: "Kul dua ettiginde üc seyden birine kavusur:
Ya ettigi dua sebebiyle günahi bagislanir.
Veya pesin bir mükafata kavusur.
Veyahut da ahirette karsiligini bulur.
Bu Hadis-i Serif, dua ettim de kabul etmedi diyen kimselere çok güzel bir ders veriyor.
Dua etmenin sevabi pek coktur. Dua etmenin pek çok faydalari vardir.
Sevgili Peygamberimiz (Aleyhisselam) buyuruyor ki: "Dua ibadetin ta kendisidir. Dua, ibadetin özü ve iligidir." Demek ki, dua en büyük ibadet, hem de ibadetin özü, iligi ve beyni mesabesi yerindedir. Peygamberimiz (A.S.) buyurmustur ki: "Dua, inananlarin silahidir." Müminler, Müslümanlar, duaları sayesinde her türlü seylerden, zararlardan korunabilirler. Bu zararlar seytandan, insanlardan ve nefsinden olabilir.
ebuHanzala
cezakAllahu hayr
duanın bize ne gibi faydaları vardır, duanın faydaları, duanın önemi ve faydaları