Kadınlarla Tokalaşmak Haram mı?
elif07
Modern zamanlara mahsus bir problem olan mahrem/yabancı kadınlar ile tokalaşma, toplumumuzda zaman zaman tartışılan bir konudur. Bu çalışmamızda; yaşadığımız çağın sosyal şartlarının, kadın erkek ilişkilerini farklı boyutlara taşımasıyla daha belirgin hale gelen tokalaşma probleminin dini kaynağı/delili olarak gösterilen rivayetlere semantik bir tahlil yapmaya ve metin tenkidinde bulunmaya çalışacağız. Çalışmamızın amacı, kadınlar ile tokalaşmanın ;haram; olup, olmadığını tespit değildir. Amacımız, söz konusu rivayetlerden hareketle verilen ;mahrem/yabancı kadınlar ile tokalaşma haramdır; hükmünün ne derece isabetli olduğunu, bu hükme delil sayılan rivayetlerin (böyle bir hükmün çıkarılması için) yeterli olup olmadığını ve doğru anlaşılıp anlaşılmadığını semantik açıdan analiz yapmaktır. [1]
Tokalaşmanın Haramlığına Delil Sayılan Rivayetler Bu konuda varit olan rivayetlerin çoğu Âişerden nakledilmiştir. Rivayetler ise kadınların Rasûlullahra biatleri ile ilgilidir. Kadın sahâbîlerin Hz peygambere biat etmeleri; Medîneye hicretten, Hudeybiye antlaşması sırasında ve Mekkernin fethinden sonra olmak üzere birkaç defa olmuştur. Rasûlullahrın kadınlardan biat almasının nedeni, Mümtehine Sûresirnde nazil olan ayetlerdir. Hudeybiyerde yapılan antlaşmaya göre, İslamrı kabul ederek Mekkeden Medinerye gelen kadınların geri gönderilmesi gerekiyordu. Ancak müslüman bir hanımın, kafir kocasının nikahı altında kalamayacağı için Mümtehine Sûresi bu konuya açıklık getirmiş ve bu durumdaki muhacir kadınlar, imtihan edilerek, yani gerçekten inanmış olup olmadıkları araştırılarak, kendilerinden biat alınmıştır. Çalışmamıza konu olan rivayetlerin çoğu, bu sosyal gelişmeler ile alakalıdır.
Mümtehine Sûresindeki ayetler şöyledir:
; Ey iman edenler! Mürmin hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mürmin olduklarını anlarsanız, artık onları kafirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kafir kocalarına, kafir kocaları da bu hanımlara helal değildir. Bununla beraber kocalarına vermiş oldukları mehirleri siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlar ile evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın. Onlara harcadığınız mehri, evlenecekleri kocalarından isteyiniz. Kafirler de, İslamr1a girip sizinle evlenen eşlerine sarf etmiş oldukları mehri sizden geri istesinler. Allahrın hükmü budur. Aranızda o hükmeder. Zira Allah her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.[2]
Ey peygamber! Mümin hanımlar Allah’a hiçbir surette ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, iftirada bulunmamak, gayr-ı meşru bulduğu bir çocuğu kocasına isnat etmemek, senin kendilerine emredeceğin marrufta sana isyan etmemek hususlarında sana biat etmeye geldiklerinde, sen de onların biatlarını kabul et ve onlar için Allahrtan af dile. Çünkü Allah Gafurrdur, Rahîmrdir, affı ve ihsanı boldur.;[3]
Aşağıda zikredeceğimiz hadisler, kadınların Rasûlullah ile biatleşmesi durumunu anlatan rivayetlerdir:
Âişe naklediyor: Bu ayet ile ilgili olarak Rasûlullah kadınlar ile, Allah’a hiçbir şeyi eş koşmamaları konusunda biat alıyordu. Rasûlullah biatı söz ile aldı. Onun eli, sahip olduğu kadınlardan başkasının eline değmemiştir.[4]
Buhârî, yukarıda vermiş olduğumuz Âişenin rivayetini müteakip Ümmü Atiyyerden de şu hadisi nakletmiştir:
Rasûlullah ile biatleştik. Bana; Allahra hiçbir şeyi eş koşmasınlar ayetini okudu. Bunun üzerine kadınlardan biri ( kendisini kastediyor[5] ) hemen elini çekti ve şöyle dedi: Falanca kadın bana cahiliyye matemi tutmuştu onun bende hakkı var, ondan izin almak isterim. Rasûlullah bir şey demedi. Kadın gidip geldi ve biat etti.;[6]
Buhârî aynı hadisi Kitâburş-Şurûtrta şu lafızlar ile tahriç (rivayet) etmiştir:
Âişe naklediyor: VAllahi Rasûlullahr17;ın eli biatlaşma esnasında hiçbir kadının eline değmedi. O, ancak söz ile biat almıştır.[7]
Yine Buhârî az bir lafız değişikliği ile Kitaburt-Talâkrta da tahriç etmiştir:
Hayır, Allahra yemin olsun ki, onun eli hiçbir kadının eline değmemiştir. Ancak o, kadınlardan söz ile biat almıştır.[8]
Ebû Dâvûd aynı hadisi Cihad kitabında zikretmiştir. Ancak, hadisin geçtiği babın adı yine ;kadınlar ile biatr1;tir. Hadisin ravisi ise yine Âişe;dir.
Rasûlullahın eli asla bir kadının eline değmemiştir. Ancak, bir kadın ( tokalaşmak istediğinde ) ona mani olmuş, kadın da bunu kabul etmiştir. Bunun üzerine Rasûlullah git senin biatını kabul ettim demiştir.[9]
Tirmizî aynı hadisi, Âişeyi zikretmeksizin mürsel[10] olarak Marmer, Tâvus ve babası tarikiyle (kanalıyla/yoluyla) nakletmiştir. [11]
İbn Mâcernin rivayetinde lafız az da olsa değişmiştir. Ancak, rivayetin ilişkili olduğu konu yine aynı, yani kadınların biat etmeleri konusudur.
Muhammed b. el-Münkedir, Ümeyme bt. Rukaykar17;nın şöyle dediğini nakletmektedir:
Kadınlar topluluğu içinde Rasûlullahra biat etmeye geldim. Bize; Gücünüzün yettiğince, ben kadınlar ile tokalaşmamrdiyordu. [12]
Bu rivayetin farklı beş versiyonunu İbn Hanbel nakletmiştir. İbn Hanbelin naklettiği Ümeyme bt. Rukayka rivayetinin daha kapsamlı olan versiyonunu burada zikretmek istiyoruz. Bu rivayetlerin tamamı M. İbn Münkedir tarikiyle gelmektedir. Yani rivayetler mürseldir.
Ümeyme bt. Rukayka durumu şu şekilde nakletmektedir: İslam üzere biatleşmek için kadınlar topluluğu içinde Rasûlullaha gittim. Biz kadınlar; Ey Allahn Rasûlü! Sana, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarımızı öldürmemek, bilerek iftira ve suçlamada bulunmamak, maruf olnda sana isyan etmemek üzere biat ediyoruz, dedik. O da bize; Gücünüzün yettiği kadar, diyordu. Biz, Allah ve Rasûlü bize, bizden daha merhametlidir, hadi sana biat edelim yâ RasûlAllah, dedik. Rasûlullah da, Ben kadınlar ile musafaha etmem. Ancak benim yüz kadın için söylediğim bir söz, tek bir kadın için söylenmiş gibidir buyurdu.[13]
Hadisin bir diğer varyantında, Hadi sana biat edelim ifadesi yerine, Hadi tokalaşalım denildiğini, Süfyan b. Uyeyne ifade etmektedir. İbn Hanbeldeki diğer bir rivayette ise kadınlar Rasûlullaha şöyle demişlerdir: Ey Allahr17;ın Rasûlü! Bizimle musafaha etmeyecek/tokalaşmayacak mısınız?[14]
Taberî aynı konuyla ilgili olarak Rukayka;nın Rasûlullaha; Uzat elini seninle tokalaşalım yâ RasûlAllah! dediğini, nakletmiştir. [15]
İbn Hanbel, Esmâ bt. Yezîdden, Hz. Peygamberrin; Ben kadınlar ile tokalaşmam dediğini nakletmiştir.[16]
Hâkim en-Nîsâbûrî Mümtehine Süresir17;nin tefsirinde, Ebû Süfyanın karısı Hindin Rasûlullah ile biatleşmesini şu şekilde nakletmektedir:
Hind biatleşme esnasında Rasûlullahrın koşmuş olduğu şartlardan hırsızlık şartına gelince,Ben bu konuda söz veremem. Çünkü kocamın malını çalıyorumr; diyerek elini çekti. Rasûlullah da çekti. Bunun üzerine Ebû Süfyanra haber gönderildi. O da; yaş (taze) olursa helal olsun ama kuru olursa olmaz dedi. Böylece Hind Rasûlullah ile biatleşti.[17]
· Yrd. Doç. Dr. Dicle Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
[1] Hadislerin doğru anlaşılmasında,, Semantikr; analizin önemi için ayrıca bkz. Mehmet Görmez, Hz. Peygamberr17;in Bir Hadis-i Şerifinde Bir Din tanımı, Peygamberimiz Hz. Muhammed r11;Özel Sayı-, T.D. İ. B., Ankara, 2000, s. 331-338.
[2] Mümtehine, 60 / 10. Ayetin yukarıda zikrettiğimiz sebebi nüzûlü için bkz: Süyûtî, Celâleddin, Lübâbur17;n-Nükûl Fî Esbâbir17;n-Nüzûl, Beyrut, 1980, s. 211.
[3] Mümtehine, 60 / 12.
[4] Buhârî, Ebû Abdillah M. b. İsmâîl, Sahîhur17;l-Buhârî, İstanbul, 1979, Ahkâm, 49 ( VIII, 125 ). Ayrıca bkz: İbn Hanbel, Ahmed, Müsned, Beyrut, tsz., VI, 153.
[5] Parantez içinde vermiş olduğumuz açıklamayı, Kâmil Mîrasr17;ın bir tercihi olarak onun tercümesinden aldık. Bkz: Kâmil Mîras, Tcerîdi Sarih Tercümesi ve Şerhi, Ankara, 1984, XI, 198-200. Ayrıca bkz: Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Buhârî Tercümesi ve Şerhi, İstanbul, 1989, XV, 7068-69.
[6] Buhârî, Ahkâm, 49 ( VIII, 125 ).
[7] Buhârî, Şurût, 1, ( III, 173 ) . Aynı lafız ile Buhârî Mümtehine Sûresir17;nin tefsirinde bu hadisi tahriç etmiştir. Bkz: Tefsîru Mümtehine, 2, ( VI, 61 ).
[8] Buhârî, Talak, 20, ( VI, 173). Ayrıca bkz: İbn Hanbel, Müsned, VI, 270.
[9] Ebû Dâvûd, Süleyman b. El-Eşas es-Sicistânî, Sünen, Humus, 1971, Cihad, 9, ( III, 352 ). İbn Mâce aynı yerde Âişer17;den gelen rivayetlere de yer vermiştir. Aynı hadis için bkz: İbn Hanbel, Müsned, VI, 114.
[10] Mürsel: Hadis ıstılahında (teriminde) mürsel; sahabeden sonra gelen nesil olan tabiînin, sahebeyi atlayarak doğrudan Hz. Peygamberden hadis nakletmesine denir. Mürsel, bir zayıf hadis türüdür.
[11] Tirmizî, Ebû Îsâ M. b. Sevre, Sünen, Beyrut, tsz., Tefsîru Sûreti Mümtehine, 2, (V, 411, 3306 numaralı hadis)
[12] İbn Mâce, Ebû Abdillah M. b. Yezîd el-Kazvînî, Sünen, tsz., yy., Cihad, 43, ( II, 959-60 ).
[13] İbn Hanbel, Müsned, VI, 357. Tirmizî, Sünen, Siyer, 37, ( IV, 21-2 ). Mâlik, el-Muvattâ, Beyrut, 1989, Beyr17;ât, 2, s. 651, 1842 numaralı hadis.
[14] İbn Hanbel, Müsned, VI, 357. Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: M. Nâsıruddin Elbânî, Silsiletür17;l-Ehâdîsir17;s-Sahîha, Beyrut, 1985, II, 52-58.
[15] Taberî, İbn Cerir, Câmiur17;l-Beyân An Ter17;vil-i Âyir17;l-Kuran, Beyrut, 1995, XIV, 101.
[16] İbn Hanbel, Müsned, VI, 459.
[17] Hâkim, Ebû Abdillah M. b. Abdillah en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek
Cevap: Kadınlarla Tokalaşmak Haram mı?
elif07
2.BÖLÜM
Elbânî, İshâk b. El-Mervezî;nin Mesâilü Ahmed ve İshâk; adlı eserinden şu karşılıklı konuşmayı nakletmektedir:
İbn İshâk; Kadınlar ile tokalaşmayı mekruh görüyor musun?
İbn Ahmed; evet görüyorum.
İbn İshâk; Yaşlı olsun olmasın, Rasûlullah elinin üzerinde elbise/bez parçası olduğu halde kadınlar ile biatleşmiştir.1]
Ümmü Atiyye biat ettiğini şöyle anlatmaktadır:
Biat etmek için Rasûlullahra geldiğimde ona şöyle dedim: Bana câhiliye döneminde yas tutmuş (teselli etmiş/ağıt yakmış) bir dostum var, ona borcumu ödeyebilir miyim? Sonra gelip biat edeyim. Bana; git dedi.[2] Gidip geldim ve biat ettim.;[3]
Taberî, söz konusu biat ile ilgili şu önemli rivayeti yine Ümmü Atiyyeden nakletmektedir:
Hz. Peygamber Medîne;ye gelince Ensarın hanımlarını bir evde topladı ve Ömer;i gönderdi. Ömer kapının önünde durup bize selam verdi. Biz de selamını aldık. Bize, Ben Allahrn Rasûlürnün elçisiyimr1;, dedi. Biz de, hoş geldin ey Allahrn Rasûlü;nün elçisir1;, dedik. Daha sonra Ömer, Allahra şirk koşmamak, çalmamak, zina etmemek üzere biat edinizr1;, dedi. Biz de, r0;evetr1; dedik. O elini kapının/evin dışından uzattı, biz de içerden uzattık. Bunun üzerine Ömer: r0; Allahr17;ım şahit ol dedi.r1;[4]
Bu konuda oldukça önemli bir ayrıntıyı Kurtubî tefsirinde şu şekilde nakletmektedir: r0;Hz. Peygamber Mekker17;yi fethettikten sonra kadınların biatını alması gerektiğinde, kendisi Safâ tepesine oturmuş ve Ömerr17;i de bir az aşağısına oturtarak, kadınların biatını almasını söylemiştir. Ömer biat esnasında kadınlar ile tokalaşıyordu.r1;[5]
Amr b. Şuayb ise dedesinden şöyle nakletmiştir: r0; Rasûlullah hanımlardan biat aldığı zaman bir kaptaki suya elini değdirir, kadınların da ona değmelerini isterdi.[6]
İbn Sar17;d Tabakâtr17;ında kadınların Rasûlullah ile biatleşmelerine ilişkin bir bölüm ayırmış ve yukarıda nakletmiş olduğumuz rivayetlerin dışında bazı ayrıntıları, özellikle tabiîn imamlarından nakletmiştir. Konumuz bakımından önemli gördüklerimizi burada zikredeceğiz:
Şar17;bîr17;den şunu nakletmektedir: r0; Rasûlullah, kadınlar ile elinin üzerinde elbise olduğu halde biatleşmiştir.r1;[7]
Zührî ve Urve tarikiyle yaptığı bir rivayette, Rasûlullahr17;ın biat esnasında kadınlar ile tokalaşmadığını nakletmiştir.[8]
Atâr17;dan yapmış olduğu şu rivayet çok dikkat çekicidir: r0; Rasûlullah, kadınlardan, cahiliyye matemi tutmamak, tenha yerlerde erkekler ile oturmamak üzere biat aldı.r1;[9]
Hasanr17;dan ise şu ayrıntıyı nakletmektedir: r0; Mahrem olanların dışındaki erkekler ile konuşmamak üzere biat aldı.r1;[10]
Amr b. Şuaybr17;ın dedesinden yaptığı bir rivayet de şöyledir: r0; Hz. Peygamber Medîner17;ye geldiğinde müslüman olmuş kadınlar gelerek; r16; Yâ RasûlAllah! Erkeklerimiz sana biat ettiler, biz de biat etmek istiyoruzr17;, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, bir kap içerisinde su istedi. Elini içerisine batırdı. Birer birer kadınlara ellerini değdirdi. İşte Rasulullahr17;ın kadınlar ile ilgili biatı budur.r1;[11]
Buraya kadar nakletmiş olduğumuz rivayetlerden şu sonucu çıkarabiliriz: Hz. Peygamberr17;in kadınlar ile biatı dört şekilde olmuştur. Sözle biat, içi su dolu bir kap vasıtasıyla, ele sarılan bir bez vasıtasıyla, tayin edilen bir vekil aracılığıyla ( Ömerr17;in tayin edilmesi gibi).[12]
Hz Peygamberr17;in ve Ashâbının Eşleri Dışındaki Kadınlar İle Temas Ettiklerini Gösteren Deliller
Burada zikredeceğimiz rivayetler, yukarıda nakletmiş olduğumuz rivayetlerin ifade ettiği gibi, Hz peygamberr17;in nikahlı hanımlarının dışında hiçbir kadına elinin değmemiş olduğunu bildiren ifadelerin genel olmayıp, anlatılan olaya mahsus bir durum tespitinden ibaret olduğunu göstermektedir.
Enes b. Mâlik Ümmü Süleymr17;in şöyle dediğini naklediyor:
r0; Rasûlullah uyuyacağı zaman ona döşek sererdim. Uyuyunca da, terlerini toplar bir kabın içine koyardım. Onu daha sonra güzel bir koku içine katardım.r1;[13]
Aynı olayı nakleden Ebû Yar17;lâ şu ayrıntıyı naklediyor: r0; Uykusu ağırlaşır ve çok terlerdi. Ben de bir pamuk parçasıyla terini alırdım.r1;[14]
Enes b. Mâlik anlatıyor:
Rasûlullah Ubâde b. Sâmitr17;in karısı olan Ümmü Haramr17;ın evine giderdi. Ümmü Haram da ona yemek yedirip, sonra da saçlarına bakım yapardı. ( Sirke, bit vs. var mı diye )[15]
Ebû Mûsâ anlatıyor: r0; Rasûlullah beni Yemenr17;de bir kabileye gönderdi. Döndüğümde O (a.s.), Batha ( Mekke de bir mevki adı )r17; da idi. Telbiye[16] gtiriyordu. Bende onun getirdiği gibi telbiye getirdim. Bana, r0; yanında kurban olabilecek her hangi bir şey var mı?r1; diye sordu. Ben de,r1; hayırr1; dedim. Bana Safâ ile Merve arasını tavaf etmemi emretti. Ben de tavaf ettim. Sonra ihramdan çıktım. Kavmimden bir kadına gittim. Saçlarımı taradı ve yıkadı.r1;[17]
Enes b. Mâlik anlatıyor: r0; Medineli bir câriye vardı. Rasûlullahr17;ın elinden tutar, istediği yere onunla giderdi.r1; [18] Diğer bir rivayette; r0;Elini asla bırakmazdı.r1;[19]
Ebû Râfir17;in hanımı Selma anlatıyor: r0; Rasûlullahr17;a hizmet ederdim. Onda, sivilce çıban vs. gibi bir şey çıktığında bana emrederdi, ben de onların üzerine kına koyardım/yakardım.r1;[20]
İbn Abbas şöyle bir rivayette bulunmuştur: r0; Bir adam Rasûlullahr17;a gelerek şöyle dedi: r0;Benim dünyada her şeyden daha çok sevdiğim bir karım var, ancak elini uzatanın elini geri çevirmez. ( Lâ teruddu yede lâmis )r1; Rasûlullah da adama; r0; Boşar1; buyurdu. Adam, r0;sabredememr1; deyince; r0; o halde ondan yararlan, onu sıkı tutr1;, dedi.[21]
Nesâî şarihi Süyûtî, hadiste geçen r0;Lâmisr1; sözcüğünün zina anlamina geldiğini, ancak buradaki anlamının bu olamayacağını söylemiştir. Çünkü, buradaki anlamı öyle olsa idi, Hz. Peygamberr17;in onu tutmasını ve ondan yararlanmasını söylemezdi, demiştir. Bazıları da bu tabirin eli açık cömert anlamında teşbih ifade ettiğini söylemişlerse de, bağlamına uymadığı için kabul edilmemiştir.[22] Şarihler, kadının erkekler ile mübaşeretinde dikkatli olmayıp, önüne gelenle tokalaştığı ve zinaya meyyal olduğu vs. şeklinde yorumlamışlardır. M. Hamdi Yazır, bu hadisten çıkarılan hükümler sadedinde, böyle bir durumda boşanmanın da olabileceğini, ancak böyle iffeti zayıf kadınlar, boşandıkları zaman daha kötü bir duruma düşebilecekler ise, onları boşamayıp sıkı tutmak, yani gözetim altında bulundurmak tavsiye edilir, demiştir.[23]
Bu rivayetten, Hz. Peygamber zamanındaki kimi kadınların erkekler ile temas etmede aşırıya gidebildikleri, fakat buna rağmen Hz. Peygamberr17;in onları kesin olarak boşamak veya haram işlemiş olmakla itham etmediklerini anlayabilmekteyiz.
[1] Elbânî, a.g.e., II, 55.
[2] Bu rivayette söz konusu olan şey, Câhiliye döneminde birine bir musîbet, ölüm vs. geldiğinde teselli ve yas tutma da yardımcı olunur, karşılıklı olarak (ödünç) yapılırdı. Burada ödenmek istenen borç budur.
[3] Nesâî, Sünen, ( Süyûtîr17;nin şerhi ile birlikte ), Beyrut, tsz., VII, 149.
[4] Taberî, Câmiur17;l-Beyân, XIV, 103. Ayrıca bkz: İbn Kesîr, Hâfız, Tefsîrur17;l-Kuranir17;l-Azîm, İstanbul, 1985, VIII, 128.
[5] Kurtubî, Ebû Abdillah M. Ahmed el-Ensârî, el-Câmiu Liahkâmir17;l-Kuran, tsz., yy., XVIII, 71.
[6] Kurtubî, a.g.e., XVIII, 72.
[7] İbn Sar17;d, et-Tabakât, Beyrut, tsz., VIII, 5.
[8] İbn Sar17;d, a.g.e., VIII, 5.
[9] İbn Sar17;d, a.g.e., VIII, 10.
[10] İbn Sar17;d, a.g.e., VIII, 10.
[11] İbn Sar17;d, a.g.e., VIII, 11.
[12] Bu biatlerin tarihi seyirleri ve rivayetleri için bkz: Rıza Savaş, Hz. Muhammed Devrinde Kadın, İstanbul, 1991, s. 70 r11; 76. Ayrıca bkz: Rıza Savaş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadette İslam, İstanbul, 1994, IV, 250-256.
[13] Buhârî, İstîzân, 41 ( VII, 140 ).
[14] Ebû Yar17;lâ, Ahmed b. Ali el-Mevsîlî, Müsned, Dimeşk, 1984, VI, 409. Ayrıca bkz: Tabarânî, Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb, Mur17;cemur17;l-Evsât,Musul, 1983, I, 249.
[15] Buhârî, Cihâd, 3 ( III, 201 ); Hac, 125 ( II, 187 ), Umre, 11 ( II, 203 ), Megâzî, 77 ( V, 123 ); ayrıca bkz: Müslim, Hac, 154; Nesâî, Menâsik, 52; İbn Hanbel, IV, 396, VI, 256, 363; İbn Abdir17;l-Berr, Ebû Ömer Yusuf b. Abdillah, et-Temhîd, Magrib, 1387, I, 255.
[16] Telbiye: Hac vazifesi yapılırken söylenilen bir duadır. Yüksek sesle söylenir.
[17] Buhârî, Hac, 32 ( II, 149 ), Müslim Hac, 155, Nesâî, Menâsik, 50; İbn Hanbel, I, 39, IV, 410.
[18] Buhârî, Edeb, 61 ( VII, 89 ); Nesâî, Eşribe, 44; İbn Hanbel, III, 174, 216.
[19] İbn Mâce, Zühd, 16.
[20] İbn Hanbel, V, 95. Ayrıca bkz: Halef b. Abdulmelik, Gavâmidur17;l-Esmâir17;l-Müpheme, Beyrut, 1407, II, 557.
[21] Nesâî, Nikâh, 12 ( VI, 67 ).
[22] Süyûtî, Şerhu Süneni Nesâî, VI, 67.
[23] M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kuran Dili, VIII, 111 r11; 112.
Yanıt: Kadınlarla Tokalaşmak Haram mı?
elif07
3.Bölüm
Rivayetler İle İlgili Görüş ve Değerlendirmeler:
Burada, yukarıda nakletmiş olduğumuz rivayetlerden hareketle çağdaş alimlerin ne gibi görüşler ileri sürdüklerini özetle vermeye çalışacağız. Rivayetlerin sonucunda, kadın erkek tokalaşmasını haram sayanları bir başlık altında, mübah/helal sayanları da ayrı bir başlık altında zikredeceğiz.
Tokalaşmayı Haram Kabul Edenler:
İbn Arabî Ahkâmur17;l-Kuran adlı eserinde kadınların Rasûlullah ile biatlarına ilişkin rivayetleri nakletmiş ve tokalaştığını söyleyen rivayetleri zayıf gördüğünü belirtmiştir. Ayrıca müellif, rivayetlerin sonunda şu hükme varmıştır:
r0; Dinde kadınların biatı da erkeklerin biatı gibidir. El ile dokunma hariç.r1;[1]
İ. Cânan, Hadis Ansiklopedisi çalışmasında Ümeyme bt. Rukayka hadisini zikredip, diğer rivayetlere de atıfta bulunduktan sonra şu genel değerlendirmeyi yapmıştır:
r0; Yukarıdaki metinden de anlaşılacağı üzere, kadınlar da erkekler gibi el sıkışarak biat etmek istemişler, ancak, Hz. Peygamber belki de ilk defa, bu vesileyle, İslâmr17;ın yeni bir âdabını teşrî buyurmuştur: Birbirlerine nikah düşen kadın erkek el ele tutuşamaz…. Hulâsa, bütün rivayetler bilittifak, Rasûlullahr17;ın beyr17;ât sırasında kadınların eline çıplak olarak değmediğini ifade eder.r1;[2]
r0;Kırk Hadiste Kadınr1; adlı çalışmasında Zekeriya Güler, konuyla ilgili rivayetleri naklettikten sonra şu kanaatini belirtmiştir:
r0; Rasûl-i Ekremr17;in beyr17;ât esnasında buyurduğu r0; Ben kadınlar ile musafaha etmiyorumr1; ifadesi bağlayıcılık açısından umûmî bir mahiyet arz eder. Bu ifadenin beyr17;at zamanına has bir uygulama olduğu söylenemez. Çünkü fıkıh usûlüne göre, lafız umûmî olup hususi bir karine yoksa, sebebin özel oluşuna itibar edilmez ve ilgili delilden genel hüküm çıkarılır. Ayrıca tabiatı icabı beyr17;atın el sıkışma yoluyla olması gerektiği halde Rasûlullah kadınlardan beyr17;at alırken bunu yapmamıştır. Böyle olunca beyr17;at dışında normal zamanlarda yabancı ( nâmahrem ) bir kadınla tokalaşmanın hayli hayli haram olduğu anlaşılır. Kendine son derece hakim, günah işlemekten uzak ve masum olan Yüce peygamber beyr17;at sırasında bile kadınlarla tokalaşmaktan kaçınıyorsa, onun izinden giden ümmetinin daha da dikkatli olması gerekiyor demektir.
Günümüzde bazı kimseler, erkeklerin kadınlarla veya kadınların erkeklerle tokalaşmasını kaçınılmaz bir durum, önemsiz bir mesele ve küçük bir günah olarak görmektedir. Bu yanlış bir fikirdir. Tamamen heva ve hevesten kaynaklanan bu fikir, söz konusu günahı basit görerek umursamayan ve onu terk etmek için hiçbir gayret göstermeyen insanların kendilerini temize çıkarma çabalarından başka bir şey değildir.r1;[3]
Rivayetlere konu olan beyr17;atın alınmasına vesile olan Mümtehine Sûresir17;nin ilgili ayetinin tefsirinde H. Yazır, aynı rivayetlere değindikten sonra şu kanaatini belirtmektedir:
r0; Meşhur ve güvenilir olan husus, Hz. Peygamberr17;in kadınlar ile musafaha yapmadığıdır.r1;[4]
Ahkâmur17;l-Kuran adlı eserinde M. es-Sâbûnî, kadınlar ile biatleşmeyi değerlendirmiş ve şöyle demiştir:
r0; Rasûlullahr17;ın kadınlar ile biat esnasında tokalaşmadığı sahih olarak varit olmuştur. Bu konuda nakledilen rivayetlerin bütünü, kadınlar ile biatın sözlü olduğunu, hiçbir kadın ile ne biatte, ne de biatın dışında bir başka münasebetle tokalaşmadığını göstermektedir. Hz. Peygamber; mar17;sûm, tâhir, fâzıl, şerîf ve nezihliğinde şüphe olmayan biri olduğu halde, kadınlar ile tokalaşmaktan kaçınır ise, hatta biat gibi çok önemli bir durumda bile, kendisinde şehvet egemen olan, fitneden emin olmayan ve damarlarında şeytan dolaşan biri için kadınlar ile tokalaşmak nasıl mübah olabilir. Nasıl oluyor da bazı kimseler, şeriatte kadınlar ile tokalaşmak haram değildir diyebiliyorlar?! Bu çok büyük bir bühtandır.r1;[5]
Kadınlara has durumlar için yazmış olduğu ilmihal kitabında Faruk Beşer konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
r0; Genç ve şehvet duyulabilecek yabancı kadınla tokalaşmak haramdır. Peygamber efendimiz yabancı bir kadının elini tutan ele, kıyamet günü ateş doldurulacağını haber vermiştir. Kendisi de biat esnasında kadınlar ile el sıkışmamış ve sizden sözlü biat alıyorum, buyurmuştur. Âişe annemiz de yemin ederek: r0; Allah Rasûlür17;nün eli kadın eline değdi diyen yalan söylemiştir.r1;[6]
r0; Tahrîrur17;l-Merr17;eti Fî Asrir17;r-Risâletir1; adlı kitabında Abdulhalim Ebû Şekka Hz. Peygamberr17;in kadınlar ile olan münasebetlerini; hem beyr17;at, hem de beyr17;at dışındaki durumlar itibariyle inceledikten sonra, şu kanaate varmıştır:
r0; Rasûlullahr17;ın kadınlar ile tokalaşmadığı sabittir ve bu durum ümmeti için bir tar17;limdir. Bazı zamanlarda kadınlar ile temas etmesi durumu ise, tamamen fitneden emin olma durumundadır. Bu nedenle, fitneden emin olunmadığı zaman, r0;sedd-i zerâi/zararın önlenmesi kabilindenr1; tokalaşmaktan uzak durulması icap eder.r1;[7]
Mevdûdî r0; Hicabr1; adlı eserinde aynı rivayetlere dayanarak şu kanaatini belirtmiştir:
r0; Bu hükümler genç kadınlar içindir. Yaşları ilerlemiş, cinsi faaliyetleri kesilmiş bulunan kadınlar sözü geçen hükmün dışındadır. Genç ve yaşlı kadınlar konusundaki bu ayrımın sebebi nedir? Açıkça anlaşılıyor ki, önemli olan cinsi hislerin tahrik edilmesi meselesidir. Yani seksüel duyguların başı boş gidişini önlemektir.r1;[8]
Tokalaşmayı Mübah/Helal Kabul Edenler:
Aynı ayetin tefsirinde S. Ateş, rivayetlerin akabinde şu yorumu yapmaktadır:
r0; Herhalde bazı kimseler bu rivayetlere dayanarak kadınların erkeklerle musafaha etmesini haram veya mekruh saymışlardır. Gerçeği söylemek gerekirse bu rivayetler, kadınların erkeklerle musafahasının haram olduğunu göstermez. Çünkü bunların birincisinde Peygamber adına kadınlardan biat alan Ömerr17;in, kadınları görmeden kapı aralığından elini uzatarak onlarla musafaha ettiği, başka birinde Peygamberr17;in eline bir kumaş parçası dolayarak kadınlarla musafaha ettiği; başka birinde Peygamberr17;in elini batırdığı suya kadınların da daldırmak suretiyle biat aldığı ve son rivayetlerde ise Peygamberr17;in kadınlar ile musafaha etmediği anlatılmaktadır ki, bunlar arasında çelişki vardır. Şayet Peygamberr17;in; r0; Ben kadınlar ile musafaha etmemr1; dediği doğru ise, bu, en fazla kerahiyet bildirir. Çünkü bunun aksini söyleyen hadis iki yolla rivayet edilmiştir. Kaldı ki, Hindr17;in biat esnasında gelip Peygamberr17;in elini tutup ona dehalet etmesi ve Peygamberr17;in ona engel olmaması, bu musafahanın haram olmadığını gösterir. Haram olmak için kesin delil gerekir. Eşyada asıl olan ibahadır. Kadınlarla musafahanın haram olduğuna dair kesin bir delil yoktur.r1;[9]
İ. Derveze ise ilgili ayetlerin tefsirini ve bu münasebetle yapılan biatleri ve ilgili rivayetleri naklettikten sonra şu değerlendirmeyi yapmıştır:
r0; Herhalde erkeklerin kadınlar ile tokalaşmasının mekruh veya haram olduğunu söyleyenlerin dayanakları bu hadislerdir. Bu hadisleri delil almaları yerinde bir davranış olabilir. Ancak bu hadislerin, mekruh veya haram gibi bir kesinlik ifade etmediğini söylememiz doğru olur. En iyisini Allah bilir.r1;[10]
Yukarıda vermiş olduğumuz değerlendirmeleri ve rivayetlerin ifade ettiği anlamları karşılaştırdığımızda, her ikisinden de, bu rivayetlerin kadın erkek ilişkisindeki r0; tokalaşmar1; olayı bağlamında ağırlık kazanarak ele alındığını, asıl bağlamından ve içerdiği mesajdan, toplumsal ahlaki kurallara verilen önemden ve toplumsal sözleşme olan biatten koparıldığı görünmektedir. İşte bu kopuş söz konusu rivayetlerin yanlış anlaşılmasına ve buna bağlı olarak da yanlış hükümler çıkarılmasına neden olmuştur.
Kadınlar ile erkeklerin tokalaşması konusuna münhasır söylenmiş gibi algılanan söz konusu rivayetler, yalnız başına değerlendirilmiş ve bu konuda varit olan diğer rivayetler yokmuş gibi hüküm verilmiştir. Bir konuda hadislerden hüküm çıkarmak istediğimizde, o konuyla ilgili bütün rivayetleri toplayıp, bu toplanılan rivayetlerin bütününden hareketle bir sonuca gitmek veya hüküm vermek gerektiği ilkesi[11] tamamen göz ardı edilmiştir. Yukarıda nakledildiği gibi, bu hadislerin yer aldığı aynı kaynaklarda Hz. Peygamberr17;in ve diğer bazı sahabenin kadınlar ile temas edip, değişik vesilelerle bir birlerine dokundukları, nakledilmiştir.
[1] İbn Arabî, Ebû Bekir M. b. Abdillah, Ahkâmur17;l-Kuran, beyrut, tsz., IV, 1791.
[2] İbrahim Cânan, Hadis Ansiklopedisi Kütüb-i Sitte, İstanbul, tsz., I, 115-16.
[3] Zekeriya Güler, Kırk Hadiste Kadın, Konya, 1997, s. 255-56.
[4] M. Hamdi Yazır, Hak Dîni Kuran Dili, İstanbul, tsz., VII, 557.
[5] Es-Sâbûnî, M. Ali, Ahkâmur17;l-Kuran, Mekke, tsz., II, 565-66.
[6] Faruk Beşer, Hanımlara Özel İlmihal, İstanbul, 1997, 246. Ayrıca bkz: Rauf Pehlivan, Büyük Kadın İlmihali, İstanbul, 1997, s. 469-71.
[7] Abdulhalim Ebû Şakka, Tahrîrur17;l-Merr17;eti Fî Asrir17;r-Risâleti, Kuveyt, 1990, II, 92-93.
[8] Ebur17;lalâ Mevdûdî, Hicap, ( Trc: Ali genceli ) , İstanbul, tsz., s. 406-7.
[9] Süleyman Ateş, Yüce Kuranr17;ın Çağdaş Tefsiri, İstanbul, tsz., IX, 397-98.
[10] İzzet Derveze, et-Tefsîrur17;l-Hadîs, ( Terc: Ramazan Yıldırım ), İstanbul, 1998, VII, 231.
[11] Yusuf el-Kardâvî, Sünneti Anlamada Yöntem, ( Çev: Bünyamin Erul ), İstanbul, 1991, s. 117-128.
Soru: Kadınlarla Tokalaşmak Haram mı?
Ekokrem
< Allah razı olsun. >
Bence de Allah Razı Olsun
sevcan
elif kardesim keske bu kadar uzun bir yazi koymasaydi actimda yazilari gorunce geri okumadan kapamak geldi icimden, keske sen okuyup anladigini ozetleseydin daha yararli olurdu Allah’a emanet ol
franklukas
esselamunaleykum ben hiçbirşey anlamadım bu kadar uzun yazmanıza ne gerek vardı yani harammı? değilmi!! ama yinede aslında kadınlarla tokalaşmamak gerekiyor anladığım kadarıyla kişiye helal olmayanlarla bunu yazsaydınız sevgili kardeşim daha acıklayıcı olurdu diye düşünüyorum Allah razı olsun bu paylaşımı yaptığın için yinede senden Allah’a emanet olun
sakirozhan
çok ilginçsiniz. arkadaş ne güzel yazmış ilim öğrenin diye. tenkit ediyorsunuz.biraz daha saygı lütfen
Şema
Efendimiz, kendisine bîat için gelen Sahabî hanımlara şöyle buyurmuşlardır:
“Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir.”1
Hz. Âişe Validemiz (r.a.) ise Resulullah’da (a.s.m.) gördüğünü şöyle nakletmektedir:
“Resulullahın (a.s.m.) mübarek eli hiçbir yabancı kadının eline kesinlikle değmedi.”2
____________
1 Neseî, Bîy’a: 18; İbni Mâce, Cihad: 43.
2 Buharî, Ahkâm, 49; İbni Mâce, Cihad: 43.
AlMuallim87
Tahlîli yapan kim onu da belirtseniz çok isabetli olurdu.Sözün başında haram veya helal demek değil diyor ama niyeti açık-seçik belli muhallil arkadaşın.Ancak akıl sâhibi her insan anlarki ilk nakledilen hadislerdeki rivâyetlerde Hiçbir kadına değmedi ifadesi bunun biate munhasır olduğu iddiâsını tekzib ediyor.
Tahlîle muhtaç olmayan hadisleri bu şekilde tahlîle girişen kim acaba ?? muhtemelen neo-muctehidlerimizden birisidir… İslam bu yüzyılda açıklanacak olsaydı bizden öncekiler şeriatı yarım yaşadı demek olur.1400 yıldır süregelene sarılmak gericilik değil bizzat aklın yapmamızı emrettiğidir.Vesselam…
Fetva Meclisi
Tokalaşmak Harammıdır?
Bir Müslüman bana el uzattığı zaman “Hani bacındık, ne ayaksın sen!” demek istiyorum.
Hani derler ya kanayan bir yaraya parmak basmak amaçlı diye, bu tokalaşma mevzusu benim ve sanıyorum İslami duyarlılığı olan her bireyin başının belası, içinin sıkıntısı, yukarısı bıyık aşağısı sakal mevzulardan biri.
El vermesen karşındakini mahcup ettiğini düşünür, için ezilir; versen inancına aykırı hareket ettiğini düşünür, sürekli tövbe bozan bir günahkâr gibi suçluluk duyar, Rahman’dan utanırsın.
İşin Ehli Ne Der, Ne Söyler?
Her fıkhî konuda bilgisine danıştığım, saygıdeğer hocam Hayrettin Karaman bu konuda şunları söylemektedir:
Peygamberimizin, kadınlarla -bey’at yaparken- el ele tutmadığı şeklinde bir bilgimiz var. Bu, haram kıldığını göstermez; O’nun her “terk”i; yani bir şeyi yapmaması nehiy (yasaklama) manasına gelmez. Yasak ve haram olduğuna dair başka delillere ihtiyaç vardır. Peygamberimizin ve sahabenin yaşlı kadınlarla musafaha (tokalaşma) yaptıkları biliniyor (Kâsânî, Bedâyi’, Beyrut, 1997, C.V, s.495 vd.). Fıkıhçılar “kadınla erkeğin musafahası” konusunu “kıyas” ile hükme bağlamışlar ve şöyle demişlerdir: “Kadınların el ve yüzleri avret değildir, bunlara şehvetsiz bakılabilir. Ama dokunmak şehvet celbi bakımından daha etkilidir, bu bakımdan avret yerine bakmaya ve dokunmaya benzer; bu sebeple dokunma caiz olmaz.” (Kâsânî, s.489). Bu gerekçeye göre, âdeten (yaygınlaştığı ve alışıldığı için) şehvetin söz konusu olmadığı durumlarda ele dokunmak (musafaha) caiz olmalıdır.
Saygıdeğer Hayrettin Karaman hocamın bu konudaki yorumuna katılıyor muyum, hayır katılmıyorum… Ne kadar etkin, yetkin, âlim bir fıkıhçı dahi olsa İslam uleması (en azından akl-ı selim olanlar) bu tür çetrefilli mevzularda kişinin danışma, okuma ve araştırmalarının ardından mutmain olduğu, aklına ve vicdanına sineni uygulaması şerhini düşerler. Bu noktada en yetkin danışma mercii olarak gördüğüm Karaman hocama katılamayacağım.
Şehvetle Yaklaşılmıyorsa Caizmiş!
Mantık yürütelim hep beraber: Tamam diyelim ben kendimden eminim ama bu iki taraflı bir eylem. Bir erkek veya bir bayan karşı taraftan nasıl emin olabilir ki? Hocam sanırım erkek bakış açısıyla fetva veriyor. Bir erkek olarak ben böyle bir hissiyata sahip değilsem, karşımdaki bayan hayli hayli değildir diyor. Peki, biz ne yapalım, karşımızdakinden nasıl emin olalım? Karşı tarafın ne hissettiğini nereden bileceğim? Şöyle mi demeliyim: Af edersiniz bana karşı bir şey hissetmeniz olası mı, ona göre elimi vereceğim!
Kadına El Uzatmak Nezaketsizliktir…
Nezaket kurallarına göre tokalaşmak için bayan hamle yapmalıdır. Öyle bodoslama el uzatmak kibar beyefendilere yakışır bir tavır değil. Çatal solda, bıçak sağda gibi olmazsa olmaz kaideler arasında. Ki aksi dahi olsa açıkça söylüyorum: Ben Örtülü Bir Bayanım, Elinizi Uzatmayın.
Yüce Rabbimiz İsra sûresinin 32. âyetinde şöyle buyurmaktadır:
“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, apaçık bir çirkinliktir ve kötü bir yoldur.”
Bu âyet zinayı yasaklamanın yanı sıra zinaya yaklaştırıcı eylemleri de yasaklamaktadır.
“Şüphesiz Allah, Âdemoğlunu zinaya eğilimli olarak yaratmıştır. Hiç şüphesiz bu eğilim onu kuşatacaktır. Gözlerin zinası bakış, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası sözdür. Eller zina eder, ellerin zinası yapışıp tutmaktır. Ayaklar da zina eder, onların zinası yürümektir. Ağız da zina eder, onun zinası da öpmektir. Nefis umar ve ister…” (Ebu Davud, Nikah 44; Buhari, İsti’zan 12.)
İslâm Bilginlerinin Bir Bölümü…
İslâm bilginlerinin bir bölümü, cinsel haz gayesi gütmeyen tokalaşmaların cinsel telezzüz amaçlı tokalaşmalar gibi haram olduğu görüşündedir.
Peygamberimiz Hz. Muhammet’le biatlaşan Ümeyme bint-i Rukeyke isimli kadın şöyle anlatıyor:
– Bir kadın topluluğu ile birlilikte biatlaşmak üzere Hz. Peygambere geldim… Elinizi uzatınız da size biat edelim, dedik. Şöyle buyurdular:
– Ben kadınlarla tek tek tokalaşarak biatlaşmıyorum. Yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim; bir kadına söylediğim söz de yüz kadına söylediğim söz gibidir.
Diğer Bir Fetvaya Bakalım, Ali Rıza Demircan Hocamız Ne Der:
Cinsel amaç gütmeyen tokalaşma temelde helâldir, abdesti de bozmaz. Fakat harama yol açabileceği için mücbir bir sebep olmadıkça sakınılmalıdır. Özellikle kadınlarımız ileri derecede kaçınıcı bir duyarlılık göstermelidir. (Neden özellikle kadınlarımız?) Ancak nefislerine güven duyan veya yaşadıkları seküler toplumda, takdir haklarını kullanarak içinde bulundukları durumu, tokalaşmayı gerektirici; koruyucu veya manevi yarar sağlayıcı bir neden olarak değerlendiren mümin kadınlar ve erkekler ise İslâm adına asla yerilmemelidir. Hiç şüphesiz huzurunda sorgulanarak niyetlerimize ve amellerimize göre yargılanacağımız otorite yalnızca Allah’tır.
Hz. Âişe annemizin, Peygamberimizin biatlaşma sırasında hiçbir kadınla tokalaşmadığını açıklayan sözleri de haramlılık delili olarak algılanamaz… Zira emredici veya yasaklayıcı bağımsız buyrukları ile pekiştirmedikçe Peygamberimizin uygulamaları bağlayıcı hükümler oluşturmaz, yalnızca geçici tercihlerini yansıtır.
Peygamberin suyu kaç nefeste içtiğine kadar taklit eden yaklaşımların yanında, böylesi mühim bir konuda bu onun özel tercihidir, bizi bağlamaz yaklaşımı ne kadar anlamlı? Namazı nasıl ve ne şekilde kılacağımızı onun sünnetinden öğrenirken, kadınlara el vermemesini neden özel tercihi sayıyor ve gayr-i müekked sünnet hükmüne istifliyoruz! Nasıl da işimize geleni alıp, gelmeyeni ulu orta terk ediyoruz. Harama yaklaştırıcı davranışlardan ve şüpheli durumlardan kaçınılması mümin olmanın şiarı değil mi?
Saygı Duymayı Öğrensinler
Bakışımızı kaçırmamızı, işveli konuşmamızı ve hatta yürüyüşümüzde ölçülü olmamızı emreden Furkan’a uyuyorsak şayet, topla gel manasında tokalaşmayı tartışmayı bile manasız bulmaktayım. Biz Müslüman’ız ve onların da bizim inancımıza saygı duyması gerekir. Çifte standartlı kâfirler, bizi de çifte kavrulacak münafıklar yapma gayretindeler… Biz İslam’a teslim olanlardanız; onların dinine, örfüne, geleneğine, ananesine uymakla mükellef değiliz.
Yaşasın Gezerken Kayboldum kitabımda, Tayland bölümünde değinmiştim. Dünya çapında saygı duyulan, Nirvana’ya erme umuduyla tüm çağdaş(!)ların koştur koştur gittikleri, günü yogo serenomineleriyle karşıladıkları, Dünya sosyetesinin gözbebeği Budistlerde de kadın erkek teması yasak. Onlara saygı duyan cenah, neden İslam’a çifte standart geliştirmekte… Onların saygısızlığına neden “siz daha iyi bilirsiniz” diyerek el veriyoruz.
Hey Gidi Hey…
Yıllar yıllar önceydi… Gericiliğimizden gocunmadığımız zamanlardı. Yobazlığımızla mutlu mesut yaşardık. Saflar böyle girift değildi. O zamanlarda bu tokalaşma seromonileri kafamı kurcalardı. Kızlı erkekli gruplar karşılaştıklarında erkekler tokalaşırken, kızları toka+yanaklardan öpmelerine hiç anlam veremezdim, hala verememekteyim. Kim koydu bu kuralları, birbirimizi yerken oluşturduğumuz muhalif kimliğimiz bu tür adetleri neden es geçmekte. Heyhat nerede o eski tavizsiz, takva yarışında olduğumuz yıllar?
Elini Veren Kolunu Kaptırır!
Göz görür ama dokunmak fiili bir eylemdir. Mukayese edilmesi bile abesken, gözlerimizi bile çevirmemiz gerekir ayetine binaen, tokalaşma ayeti yok diyerek boşluk doldurmaca oynamak komik ötesi. Hele ki bizim cenahın da karşı cenahla yarışırcasına örtülü, açık ayırmaksızın Allah ne verdiyse bayanlara el uzatması da neyin nesi! Deliye dönüyorum. Bir Müslüman bana el uzattığı zaman “Hani bacındık, ne ayaksın sen!” demek istiyorum. Konformistsiniz öyle mi! Yeterin ama her yerin kalıbına girmeyin; kalıbınızın adamı olun bir kere de. İmitasyon çağdaşlığınız üzerinizde sakil durmakta. Müslüman’sanız kurallarınızı belirleyin, safınızı seçin, çizginizin dışına çıkmamaya gayret edin. Bakın zeminler çok kaygan, hemen kayıveriyor ayaklar. Bir bakmışsınız hooppp karşı taraftasınız. “Kâfirleri dost edinmeyin.” ayetine kulak verin. Takva zırhıyla kuşanmayanlar, “Bozgunculuk yapma, uyumlu ol” oklarıyla vurulmaktalar. Çok kanlar döktük bu komplike yaşam şartlarında. İç içe geçtik ama nedense bize uyan yok, uyum uyum uyar olduk dinimizi yok sayanlara.
Nuray Kayacan
mfcanbaz
kardeşim yazıyı kopyalamışsınız ama keşke bir yazı denetimi yapsaydınız.Aralarda sürekli farklı harfler ve simgeler mevcut…
Bir yerden sonra okumakta çok zorlandım ve okumayı bıraktım…. Yinede sağolun.
mfcanbaz
Kusura bakmayın arka arkaya yazmak durumunda kaldım… Nuray hanımın yazısı gayet hoş… MaşAllah…. Yaralı Melle kardeşim sağolasın.
Kayıtsız Üye
İSTANBUL İLAHİYAT ÖĞRENCİSİYİM
kaynaklar çok güzel ve yerinde bir açıklama var biz hadislerden hüküm çıkaramayız yalnız fetvayı esas almak gerekirse mutlaka haramdır GÜNÜMÜZ MESELERİNE FETVALAR – HALİL GÜNENÇ
ayrıca mahrem olan erkek ve kadının birbirine bakmaları caiz olmasına rahmen el sıkışmaları haramdır RİYAZUSSALİHİN 4 /480
kaynaksız konuşmuyorum bana caiz olduğuna dair ulemadan bir kaynak fetva getirin de mübahmış veya caiz miş o zaman söylemin, yok işte tam delil yokmuşta Süleyman ateşin dediği gibi… bunlar İlim dışı , insanlara sakınmasını söyleyeceği yerde teşvik eden insanlar.
mum
< yok işte tam delil yokmuşta Süleyman ateşin dediği gibi >
Namahrem birine dokunacağınıza başınıza bir çivi çakılması daha iyidir hadisi kaynak olarak yeter.
Kayıtsız Üye
Kişi ;
Yengesi teyze-hala kuzenleri komşu annesi bunların içinden el sıkışmasında problem olacak varmı örnek eve gelince hoşgeldiniz selamlaşması zaten onun dışındada bir el sıkışma olamaz
Hoca
Dinimizde sadece evlemenizin haram olduğu kişilerle tokalaşabilirsiniz.
Yenge ve kuzen evlenilmesi caiz olanlar tokalaşılmaz
Tokalaşmak günah mı, tokalaşmak haram mı, kadınlarla tokalaşmak haram mı