Gıybet edilen yerde durmak zorunda olduğumuz zaman günaha girmiş olur muyuz?

Gıybet edilen yerde durmak zorunda olduğumuz zaman günaha girmiş olur muyuz?

bafralıemre
Esselamun aleykum verahmetullah

Kardeşlerim benim bir sorunum var babam yanımda başkalarınıngıybetini yapıyor ve bende dinlemek zorunda kaldığım için günaha ortak oluyorum bir kaçkere gıybet etme felan susturdum ama her zaman olmuyor bazı nedenleri var mesela saygısızlık oluyor bir anda susturma başka bir nedeni ise hoca kesildin başımıza demesinden de çekiniyorum çünkü dedi bir kaç kere yanından gidemiyorumda inşaatta çalıştığımız için şimdi benim bu durumda ne yapmam gerekir günaha girmemek için


Cevap: Gıybet edilen yerde durmak zorunda olduğumuz zaman günaha girmiş olur muyuz?

-smyye-
ve aleykumusselam ve rahmtullah.
bende aynı dertten muzdaribim anneme o kadar söylüyorum yapma diye ama olanı söylüyorum diyor oda gıybet desem boş ben güzellikle anlatıyorum. Ama sonra kavga ediyoruz kalbini kırmış oluyorum bu yüzden onunla iyi geçinmek için artık bıraktım bişi demiyorum sadece dinliyor gibi yapıyorum üstelemiyorum aksine tamam tamam deyip geçiştirmeye çalışıyorum ne kadar doğru bilmiyorum ama başka çarem yok. Allah affetsin..


Yanıt: Gıybet edilen yerde durmak zorunda olduğumuz zaman günaha girmiş olur muyuz?

bafralıemre
kardeşimle benim sorunum aynı gibi ama sorunumuza cevap verecek kimse yokmu


Soru: Gıybet edilen yerde durmak zorunda olduğumuz zaman günaha girmiş olur muyuz?

Hoca
Gıybet edilen ortamda bulunmak, gıybete ortak olmaktır.
İmkan dahilinde engel olmak gerekir.
Gücümüz yetiyorsa elle, yetmiyorsa dille buna da yetmiyorsa buğzeder çekilir gideriz.


-smyye-
Annem bana anlatırken çekip gideyimmi


meçhul_100
Sözlerinizin etkisiz kaldığını gördüğünüzde "Allahummağfirli ve limen iğtebnahü" Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et.” (Suyûtî, el-Fethu’l-Kebîr, 1:87) diye dua edip mümkünse o meclisten ayrılınız. Şayet bulunduğunuz yeri terkedemiyorsanız istemeden kulağınıza gelen gıybet ifadelerinden dolayı mesul olmazsınız.

Sizin bulunduğunuz ortamda razı olmadığınız halde gıybet ediliyorsa mesul değilsiniz. Ayrıca onların gıybetlerini istemeden duymanız da sizi sorumlu kılmaz. Ancak istenerek dinlenildiği takdirde kişi mesul olur. Siz mümkün oldukça kendinizi uzak tutmaya çalışın.
Gıybeti anlatan kişi kadar isteyerek dinleyen kişi de mesul olur. Bu bakımdan gıybet eden kişiye karşı bir şey söyleyemesek de hal ve hareketlerimizle yapılan gıybeti dinlemek istemediğimizi göstermemiz gerekir.

İman hizmetine çok emeği geçmiş büyük bir insanın dediği gibi: O, bir gün birkaç hususu haber vermek ve bir meselede de şikayetini arz etmek için Bediüzzaman hazretlerine gidiyor. Tam söze başlayacağı sırada, Hazreti Üstad -o kendine has red ifade eden tavrıyla- "Kardeşim ben bir şey bilmiyorum” diyor. O zat, bir süre sonra bir fırsatını bulup tekrar söz alıyor; Üstad yine, "Kardeşim ben bir şey bilmiyorum” diyor. Bir kere daha deneyince yine aynı cevapla karşılaşıyor: "Kardeşim ben bir şey bilmiyorum.” Bir başka zaman, diğer bir kişiden benzer bir hatıra ise şöyledir. O da demişti ki, "Bir gün Üstad’ın yanına gittim. Bir meselenin halli için, belki birileri hakkında zemm de ifade eden bazı şeyler söyleyecektim. Üstad anlatmak istediğim mevzuyu bilmiyordu. Fakat, ben ne zaman söze başlasam, "Kardeşim, ben dinlemek istemiyorum” deyip meseleyi kapattı. Ben anlatmakta ısrar ettim; ara ara söze girmeye çalıştım ama O da her defasında "Kardeşim, bu hususta bir şey dinlemek istemiyorum” dedi ve bana başkalarıyla alakalı tek cümle söyleme fırsatı bile vermedi.”

Bediüzzamanın davranışı, su-i zanna, gıybete ve insanlar hakkındaki kesin bilgiye dayanmayan hükümlere karşı tavır alma demektir. Zannediyorum, biz de bir kaç yerde böyle ders versek, yanımızda vazifemizi alakadar eden konular hariçinde konuşulmasına fırsat vermesek, su-i zanları seslendirme ve gıybetlere girmelerin alanı da kendi kendine daralacaktır. O türlü hırıltıların alanının genişlemesi, biraz da bizim hırıltılara müsamahamızdan kaynaklanmaktadır. Maalesef, biz müsamaha gösterilmemesi gerekli olan bir konuda müsamahalı davrandığımızdan, gıybet edenlerin ve müfterilerin hareket alanlarını da genişletmiş oluyoruz.

Selam ve dua ile…
Sorularla İslamiyet Editör


Yakut
< Sözlerinizin etkisiz kaldığını gördüğünüzde "Allahummağfirli ve limen iğtebnahü" Allahım, bizi ve gıybetini ettiğimiz zâtı mağfiret et.” (Suyûtî, el-Fethu’l-Kebîr, 1:87) diye dua edip mümkünse o meclisten ayrılınız. Şayet bulunduğunuz yeri terkedemiyorsanız istemeden kulağınıza gelen gıybet ifadelerinden dolayı mesul olmazsınız. >

< Sizin bulunduğunuz ortamda razı olmadığınız halde gıybet ediliyorsa mesul değilsiniz. Ayrıca onların gıybetlerini istemeden duymanız da sizi sorumlu kılmaz. Ancak istenerek dinlenildiği takdirde kişi mesul olur. Siz mümkün oldukça kendinizi uzak tutmaya çalışın. >
Allah razı olsun mümkün olduğunca dinlemekten uzak duruyorum


gıybet edilen ortamda ne yapmalı, istemeyerek gıybet dinlemek, artik giybet etmek istemiyorum

Yorum yapın

1melek.com petinya.net Kompozisyon/ !function(){"use strict";if("querySelector"in document&&"addEventListener"in window){var e=document.body;e.addEventListener("mousedown",function(){e.classList.add("using-mouse")}),e.addEventListener("keydown",function(){e.classList.remove("using-mouse")})}}();